MP'ye katılmak için başvuru yaparken, esas beklentim Transoxiana'nın verilmesi ve Orta Asya-Yakındoğu odaklı bir oyun oynamaktı. Tercih ettiğim diğer ülkeler olan Kasilya ve Saksonya hakkında ne tecrübe ne bilgi sahibiydim; özellikle Kastilya konusunda, en küçük bir beklentim dahi yoktu, zira bu ülkeyle singleplayerda dahi oyun açmamış birisi olarak, multiplayer gibi alabildiğine çekişmeli bir mecrada iyi bir iş çıkartamayacağımı, hem kendim hem başkaları için verimsiz bir oyun ortaya koyacağımı düşünüyordum. Saksonya konusunda da benzer bir çekincem vardı; ancak MP öncesinde yaptığım bir-iki alıştırmanın ardından bu ülkeye ısınır gibi oldum, ancak ne oyunun başlangıcında ne de geldiğimiz noktada bu ülkeyle ne yapmam gerektiğine dair kafamda belirli ve sağlam bir plan mevcut değildi. Üstelik, ülkenin HRE içinde yer alması, kafamdaki belirsizliği katmerlendiren başka bir unsur olarak belirleyici bir rol oynamaktaydı: Farklı bir mekaniği olduğunu düşündüğüm bir yapının içinde, hareket kabiliyetimin ne olacağı ve yapıyla nasıl bir ilişki geliştirmem gerektiği konusunda hiçbir fikrim ve bilgim mevcut değildi.
Oyun başladıktan kısa süre sonra Avusturya'nın kendi çapında akılcı görünebilecek olan politikaları yüzünden bir paniğe kapıldım ve bitmek bilmeyen bir işgal edilme vesvesesi yakama yapıştı. Bu vesvese, büyük bir hayal kırıklığıyla birlikte, eş zamanlı olarak harlandı durdu ve kısa sürede, tek amacım ayakta kalabilmemin koşullarını, zeminini ve çerçevesini oluşturmak haline geldi. Daha da kötüsü, ne singleplayer ne multiplayer oyunlarımda elde ettiğim bir makam olan Kutsal Roma İmparatoru olma görevi, ancak çirkin bir şaka olarak görülebilecek olaylar neticesinde benim kontrolüme geçti. Oyunun temellerini ve muhtemel gidişatını gören herkesin işaret ettiği üzere imparatorluk makamı, Avrupa siyasetindeki kilit denge aracı ve güç kaynağıydı. Sohbet ettiğim oyuncu arkadaşların çoğunun kabul edeceği şekilde, böylesi ağır bir yükün altına, Saksonya gibi son derece zorlayıcı ve zayıf bir ülke olarak girmem neticesinde rasyonel politikalar güdebilmem giderek zorlaştı, panik daha da yayıldı. Elimde, belirli bir harita zaten yoktu; Saksonya, imparatorun ülkesi haline gelince ortaya çıkan sorumluluklar, görevler ve hayatta kalmamın ön koşulu olarak kabul ettiğim ilkeler üst üste gelince de ortaya bir çeşit hilkat garibesi çıktı. Tavsiyeler, ricalar, müzakereler birbirini kovalayadursun, çoğu oyuncu için gülünç ya da anlaşılmaz gelecek bir korku giderek büyüdü, büyüdü.
Dürüst olmam gerekiyor: Korkunun beslediği kararsızlık yüzünden çok sayıda çelişkili harekette bulundum, bunların başını Danimarka'daki toprak satışları ve sonrasında gelişen süreç çekiyor. Çeşitli oyuncuların verdiği tavsiyeler, bana, aynı anda birer kurtarıcılık vadeden reçeteler olarak göründü ve işler iyice zıvanadan çıktı. Belki de buradaki temel hata, oyunu ve imparatorluk makamını oyunun sınırlarının ötesinde ciddiye almak ve işleri bir çeşit onur ya da ölüm-kalım meselesi olarak görmeye başlayıp heyecanımın üzerine benzin dökmekti. Bilemiyorum. 1560 itibariyle Kutsal Roma bir din savaşının eşiğinde ölü halde yatarken imparatoru çelişkili oyunlar oynayarak ayakta kalmaya, kesinlikle ve kesinlikle gereği olmayan ama oluşmasına da mani olamadığı bir heyecan yüzünden, kelimenin tam anlamıyla panik ve kafa karışıklığı içinde oyun oynamaya çalışıyor. Avrupa'da güçler dengesinin terazisi, terazinin Batı yönündeki kollarına yığılan güç sebebiyle kırılalı çok oldu, buna müdahale edebileceğimi sanmıyorum. Daha da kötüsü müttefiklerimin taleplerini yerine getirme ve genel çıkarlarımızı koruma konusunda da etkili bir oyun sergileyebileceğime, olayların gidişatı nedeniyle tamamen okunmaz hale gelen yol haritam sebebiyle, inanmıyorum.
Sonu gelmeyen konuşmalarla, tezat dolu hamlelerimle, anlaşılmaz birtakım politikalarımla bezdirdiğimi düşündüğüm tüm oyunculardan, keyifli bir oyun çıkarmalarını sağlayacak, büyük blokların savaşlarına mahkum edilmelerinin önüne geçecek ana mekanizmalardan birisini işlemez hale getirmem sebebiyle özür dileyerek etkinlikten ayrılıyorum. Kimileri olayları inanılmaz romantize ettiğimi söyleyecek, bana gülecek, korkak olduğumu söyleyecek belki de beni kınayacaklardır ama insanların fasit pakt savaşlarına, ne yapacağı kestirilemez ve rasyonel bir temele oturtulamayacak bir ülkenin varlığına mahkum edilmesini doğru bulmuyorum. Saksonya, tecrübeli, soğukkanlı ve tutarlı politikalar geliştirebilecek bir oyuncunun elinde, oyunun genel işleyişi bakımından çok daha faydalı olacaktır ki bitik bir durumda değil. Son savaştaki mağlubiyet insan gücü bakımından bazı problemler çıkarabilecek olsa da çabuk biçimde toparlanabilir.
Herkese keyifli oyunlar diliyorum.
Oyun başladıktan kısa süre sonra Avusturya'nın kendi çapında akılcı görünebilecek olan politikaları yüzünden bir paniğe kapıldım ve bitmek bilmeyen bir işgal edilme vesvesesi yakama yapıştı. Bu vesvese, büyük bir hayal kırıklığıyla birlikte, eş zamanlı olarak harlandı durdu ve kısa sürede, tek amacım ayakta kalabilmemin koşullarını, zeminini ve çerçevesini oluşturmak haline geldi. Daha da kötüsü, ne singleplayer ne multiplayer oyunlarımda elde ettiğim bir makam olan Kutsal Roma İmparatoru olma görevi, ancak çirkin bir şaka olarak görülebilecek olaylar neticesinde benim kontrolüme geçti. Oyunun temellerini ve muhtemel gidişatını gören herkesin işaret ettiği üzere imparatorluk makamı, Avrupa siyasetindeki kilit denge aracı ve güç kaynağıydı. Sohbet ettiğim oyuncu arkadaşların çoğunun kabul edeceği şekilde, böylesi ağır bir yükün altına, Saksonya gibi son derece zorlayıcı ve zayıf bir ülke olarak girmem neticesinde rasyonel politikalar güdebilmem giderek zorlaştı, panik daha da yayıldı. Elimde, belirli bir harita zaten yoktu; Saksonya, imparatorun ülkesi haline gelince ortaya çıkan sorumluluklar, görevler ve hayatta kalmamın ön koşulu olarak kabul ettiğim ilkeler üst üste gelince de ortaya bir çeşit hilkat garibesi çıktı. Tavsiyeler, ricalar, müzakereler birbirini kovalayadursun, çoğu oyuncu için gülünç ya da anlaşılmaz gelecek bir korku giderek büyüdü, büyüdü.
Dürüst olmam gerekiyor: Korkunun beslediği kararsızlık yüzünden çok sayıda çelişkili harekette bulundum, bunların başını Danimarka'daki toprak satışları ve sonrasında gelişen süreç çekiyor. Çeşitli oyuncuların verdiği tavsiyeler, bana, aynı anda birer kurtarıcılık vadeden reçeteler olarak göründü ve işler iyice zıvanadan çıktı. Belki de buradaki temel hata, oyunu ve imparatorluk makamını oyunun sınırlarının ötesinde ciddiye almak ve işleri bir çeşit onur ya da ölüm-kalım meselesi olarak görmeye başlayıp heyecanımın üzerine benzin dökmekti. Bilemiyorum. 1560 itibariyle Kutsal Roma bir din savaşının eşiğinde ölü halde yatarken imparatoru çelişkili oyunlar oynayarak ayakta kalmaya, kesinlikle ve kesinlikle gereği olmayan ama oluşmasına da mani olamadığı bir heyecan yüzünden, kelimenin tam anlamıyla panik ve kafa karışıklığı içinde oyun oynamaya çalışıyor. Avrupa'da güçler dengesinin terazisi, terazinin Batı yönündeki kollarına yığılan güç sebebiyle kırılalı çok oldu, buna müdahale edebileceğimi sanmıyorum. Daha da kötüsü müttefiklerimin taleplerini yerine getirme ve genel çıkarlarımızı koruma konusunda da etkili bir oyun sergileyebileceğime, olayların gidişatı nedeniyle tamamen okunmaz hale gelen yol haritam sebebiyle, inanmıyorum.
Sonu gelmeyen konuşmalarla, tezat dolu hamlelerimle, anlaşılmaz birtakım politikalarımla bezdirdiğimi düşündüğüm tüm oyunculardan, keyifli bir oyun çıkarmalarını sağlayacak, büyük blokların savaşlarına mahkum edilmelerinin önüne geçecek ana mekanizmalardan birisini işlemez hale getirmem sebebiyle özür dileyerek etkinlikten ayrılıyorum. Kimileri olayları inanılmaz romantize ettiğimi söyleyecek, bana gülecek, korkak olduğumu söyleyecek belki de beni kınayacaklardır ama insanların fasit pakt savaşlarına, ne yapacağı kestirilemez ve rasyonel bir temele oturtulamayacak bir ülkenin varlığına mahkum edilmesini doğru bulmuyorum. Saksonya, tecrübeli, soğukkanlı ve tutarlı politikalar geliştirebilecek bir oyuncunun elinde, oyunun genel işleyişi bakımından çok daha faydalı olacaktır ki bitik bir durumda değil. Son savaştaki mağlubiyet insan gücü bakımından bazı problemler çıkarabilecek olsa da çabuk biçimde toparlanabilir.
Herkese keyifli oyunlar diliyorum.
kalemler kaldırılmış ve sayfalar kurumuştur.