10-05-2016, 20:16
10 Mayıs
1799
Napolyon'un Ordusu Akka Önlerinde Cezzar Paşa Tarafından Durduruldu
Abukır'da donanmasının batırılmasından dolayı Napolyon, anavatanından uzak bir yerde sıkışıp kalmıştı. Elinde küçük bir donanma kalmıştı; ama donanma tüm askerleri taşımaya yetmezdi. Bu yüzden, bulunduğu bölgeye en yakın tersanedeki donanmayı alması gerekliydi. O bölge de Sayda'ydı. Eğer buradaki donanmayı ve tersaneleri alırsa, rahat bir nefes alabilecekti. Ama bir sorun vardı. Sayda'da Cezzar Ahmed Paşa komutasındaki Akka Kalesi vardı. O kaleyi almadan Sayda'daki tersaneleri ve donanmayı alamazdı. Dolayısıyla, Mısır'da kalan yerel birlikleri de alarak, 10 Şubat 1799'da Akka Kalesi'ne doğru yola koyuldu. İngiliz donanması da bu kalenin önüne konuşlanmıştı.
20 Şubat'ta Elariş Kalesi'ni ele geçirdi, ve yola devam etti. Ara ara Kölemenlerin ayaklanmaları oldu yol üstünde, ama ordunun ilerlemesini durduramadı. 24 Şubat'ta Gazze'yi, 5 Mart'ta da Yafa'yı ele geçirdi. Burada 4000 kadar Müslüman idam edildi göz dağı vermek için. Sonra da Fransız ordusunda veba salgını baş gösterdi. Ama veba salgını atlatıldı. Halkın idam edilmesi, kalan halkın Napolyon'a karşı nefret beslemesine neden oldu. Ayrıca burada, kalan Fransız donanması da İngilizler tarafından yakalandı.
Hareketin 40. gününde, Fransız ordusu Akka'nın önüne vardı. Kaleyi hemen her taraftan kuşattı. Sonra da aralıksız saldırı başlattı. Napolyon, Cezzar Ahmed Paşa'nın çetin bir kumandan olduğunu duymuştu burada. O yüzden saldırılara başlamasından kısa bir süre sonra, ona iki kere mektup yolladı. İkisinde de vaatlerde bulundu. Ama Cezzar Ahmed Paşa, gelen iki elçiyi de idam ettirince, Napolyon küplere bindi ve saldırıları sertleştirdi. Sert saldırılara rağmen, kaledeki ordu hala direniyordu. Ayrıca, İngiliz donanmasından da topçu ateşi yardımı alınıyordu.Kale savunulmaya devam edilirken, İstanbul'dan gelen bir yardım yanlışlıkla, Fransızların elindeki Yafa'ya gitmişti. Geminin içindeki casuslar, mürettebatın kafasını karıştırıp, donanmanın Akka'ya değil de Yafa'ya yanaşmasını sağladı.Napolyon, saldırılarının yanında propagandaya da başladı. Halkı kendi yanına çekip, kesin bir zafer elde etmek istiyordu.
Giderek sertleşen Fransız saldırıları, kuşatmanın başlamasından 1.5 ay sonra sonra sonuç vermişti. Kalenin Ali Burcu'nu ele geçirmişti Fransızlar. Ondan sonra, Fransız askerleri şehre sızmaya başladı. Ama aynı günün sonunda, Cezzar Ahmed Paşa'nın o bölgedeki cephaneliğin patlatmasıyla, Fransız saldırıları yarıda kaldı ve Ali Burcu'ndan çekilmek zorunda kaldılar. Bu sıralarda Fransızların kaleye sızdığını gören İngiliz amirali Horatio Nelson, yaptığı topçu ateşini kesti. Ama ertesi gün kalede duran Türk bayrağını görünce, topçu ateşine devam etti.
Kuşatmanın 52. gününde, kaleye Rodos Adası'ndan 3000 kadar Nizam-ı Cedid askeri geldi. Zaten yıpranmış olan Fransız ordusu, bunu duyunca iyice demoralize oldu. Karşısında daha büyük bir ordu vardı. Artık Napolyon'un aklına yapabilecek bir şey gelmiyordu.Kuşatmanın 64. gününde, Napolyon ani bir geri çekilme kararı aldı. Çünkü bu kaleyi ele geçiremeyeceğini anlamıştı. Uzakdoğuyu sömürgeleştirme umudu Akka önünde çakılı kalmıştı. "Eğer Türkler beni Akka önünde durdurmasaydı, bütün doğuyu ele geçirmek işten bile olmayacaktı" sözüyle geri çekildi, ve Sayda ve Mısır'ı Osmanlı'ya bıraktı. Sonra da Paris Barış Senedi'ni imzaladı Osmanlı'yla.
20 Şubat'ta Elariş Kalesi'ni ele geçirdi, ve yola devam etti. Ara ara Kölemenlerin ayaklanmaları oldu yol üstünde, ama ordunun ilerlemesini durduramadı. 24 Şubat'ta Gazze'yi, 5 Mart'ta da Yafa'yı ele geçirdi. Burada 4000 kadar Müslüman idam edildi göz dağı vermek için. Sonra da Fransız ordusunda veba salgını baş gösterdi. Ama veba salgını atlatıldı. Halkın idam edilmesi, kalan halkın Napolyon'a karşı nefret beslemesine neden oldu. Ayrıca burada, kalan Fransız donanması da İngilizler tarafından yakalandı.
Hareketin 40. gününde, Fransız ordusu Akka'nın önüne vardı. Kaleyi hemen her taraftan kuşattı. Sonra da aralıksız saldırı başlattı. Napolyon, Cezzar Ahmed Paşa'nın çetin bir kumandan olduğunu duymuştu burada. O yüzden saldırılara başlamasından kısa bir süre sonra, ona iki kere mektup yolladı. İkisinde de vaatlerde bulundu. Ama Cezzar Ahmed Paşa, gelen iki elçiyi de idam ettirince, Napolyon küplere bindi ve saldırıları sertleştirdi. Sert saldırılara rağmen, kaledeki ordu hala direniyordu. Ayrıca, İngiliz donanmasından da topçu ateşi yardımı alınıyordu.Kale savunulmaya devam edilirken, İstanbul'dan gelen bir yardım yanlışlıkla, Fransızların elindeki Yafa'ya gitmişti. Geminin içindeki casuslar, mürettebatın kafasını karıştırıp, donanmanın Akka'ya değil de Yafa'ya yanaşmasını sağladı.Napolyon, saldırılarının yanında propagandaya da başladı. Halkı kendi yanına çekip, kesin bir zafer elde etmek istiyordu.
Giderek sertleşen Fransız saldırıları, kuşatmanın başlamasından 1.5 ay sonra sonra sonuç vermişti. Kalenin Ali Burcu'nu ele geçirmişti Fransızlar. Ondan sonra, Fransız askerleri şehre sızmaya başladı. Ama aynı günün sonunda, Cezzar Ahmed Paşa'nın o bölgedeki cephaneliğin patlatmasıyla, Fransız saldırıları yarıda kaldı ve Ali Burcu'ndan çekilmek zorunda kaldılar. Bu sıralarda Fransızların kaleye sızdığını gören İngiliz amirali Horatio Nelson, yaptığı topçu ateşini kesti. Ama ertesi gün kalede duran Türk bayrağını görünce, topçu ateşine devam etti.
Kuşatmanın 52. gününde, kaleye Rodos Adası'ndan 3000 kadar Nizam-ı Cedid askeri geldi. Zaten yıpranmış olan Fransız ordusu, bunu duyunca iyice demoralize oldu. Karşısında daha büyük bir ordu vardı. Artık Napolyon'un aklına yapabilecek bir şey gelmiyordu.Kuşatmanın 64. gününde, Napolyon ani bir geri çekilme kararı aldı. Çünkü bu kaleyi ele geçiremeyeceğini anlamıştı. Uzakdoğuyu sömürgeleştirme umudu Akka önünde çakılı kalmıştı. "Eğer Türkler beni Akka önünde durdurmasaydı, bütün doğuyu ele geçirmek işten bile olmayacaktı" sözüyle geri çekildi, ve Sayda ve Mısır'ı Osmanlı'ya bıraktı. Sonra da Paris Barış Senedi'ni imzaladı Osmanlı'yla.