Versay Antlaşmasının İkinci Dünya Savaşına Etkisi
#1
uCmPQxM.jpeg

Versay Barış Antlaşmasının maddeleri İkinci Dünya Savaşı'na sebep oldu mu?

Tarih Tartışmaları bölümünde bu konuda tarihin en tartışmalı barış antlaşmalarından biri olan Versay Antlaşmasını tartışacağız.

Yaklaşık yüz yıl önce Birinci Dünya Savaşı Paris Barış Konferansıyla birlikte sona erdi. Bu konferansa katılan iki Alman delege Versay Sarayının Aynalı Salonunda titrek adımlarla yürüyüp tarihin en meşhur ve en tartışmalı antlaşmalarından birini imzaladı. İngiliz diplomat Harold Nicolson günlüğüne "Odadaki sessizlik ürkütücüydü, Almanlar onları izlemekte olan 2000 kişiyle göz göze gelmemek için çaba sarfediyorlardı. Bakışları buz gibi soğuktu" yazacaktı. 

Paris Barış Konferansı 18 Ocak 1919 tarihinde 14. Louis'in sarayında başladı. Paris'in birçok farklı noktasında gerçekleştirilen müzakereler sonrasında yenilen devletlerle Paris'in farklı semtlerinin isimlerini taşıyan farklı antlaşmalar imzalandı. Bu antlaşmalar arasında en öne çıkanı Almanya ile imzalanan Versay Antlaşmasıydı.

Fransızlar için bu antlaşma bir intikam antlaşmasıydı. Fransa Başbakanı Georges Clemenceau gözleri yaş içerisinde "Une belle journée" (güzel bir gün) dedi. Antlaşmanın günü ve yeri özenle belirlenmişti. 18 Ocak 1871'de Prusya Kralı 1. Wilhelm, kendisini Versay sarayında, aynı odada yeni kurulan Alman İmparatorluğunun Kayzeri ilan etmişti. Bu hamle Şansölyesi Otto von Bismarck tarafından Fransa - Prusya savaşı sonrasında Fransızları aşağılamak için kullanılmıştı. Birinci Dünya Savaşı'nın sonunda Fransızlar bu aşağılamanın karşılığını Almanlara ödetmiş, yenilen Almanya'yı barış imzalamak için aynı sarayın aynı odasına çağırmıştı.

Peki antlaşma gerçekten bir barış antlaşması mıydı, yoksa bir başka savaşı beraberinde getirecek bir felaket miydi?

Bu tartışma noktasında en ilginç argümanlardan birisi Paris'teki İngiliz delegelerinden genç bir ekonomist olan John Maynard Keynes'ten geldi. "Barış'ın Ekonomik Sonuçları" isimli kitabında 1919'da yapılan bu antlaşmayı "Kartaca Barışı" olarak isimlendirdi. Almanya'ya yapılan muameleyle Avrupa medeniyetinin zarar gördüğünü savundu.

QKZh0LM.gif

1961 senesinde "İkinci Dünya Savaşının Sebepleri" isimli bir başka kitapta İngiliz tarihçi AJP Taylor "Versay barışının başlangıçtan itibaren ahlaki koşulları sağlamakta yetersiz olduğundan" bahsedecekti. 1984 senesinde Amerikan diplomat ve tarihçi George Kennan İkinci Dünya Savaşı'nın çıkma sebebi olarak bu antlaşmayı göstererek "aptalca ve aşağılayıcı bir barış antlaşması" şeklinde yorumlayacaktı.

Versay Antlaşmasının Avrupa'daki çatışmalara olan etkisini daha iyi anlamak için Avrupa'nın o dönem içerisinde bulunduğu koşulları bilmek gerekir. Tüm Avrupa haritası devrimlerle sarsılmış, 4 önemli hanedan yıkılmıştı: Romanovlar, Habsburglar, Hohenzollernler ve Osmanlılar. Bu hanedanların devrilmesi Çekoslovakya gibi yeni ülkelerin ortaya çıkmasının yanı sıra, Polonya gibi eski ülkelerin tekrardan ortaya çıkmasına sebep oldu. Paris Konferansı tüm bu karışıklığı gidermeyi ve Avrupa'da düzeni tekrardan sağlamayı amaçlıyordu.

Versay Antlaşmasında Üç Büyükler (Amerika, İngiltere ve Fransa) birbirinden tamamen farklı önceliklere ve yaklaşımlara sahipti. Fransızlar antlaşma maddelerinde Almanya'nın kontrol altında tutulmasına öncelik veriyordu. Almanya'nın nüfusu Fransa'nın nüfusundan %50 daha yüksekti ve 1913 senesinde Avrupa'nın en gelişmiş ekonomisine sahipti. 

Britanya Alman ekonomisini Avrupa'nın yeniden inşası için önemli görmekle birlikte, sert maddelerin sadece Almanya'nın intikamcılık duygusu beslemesi yönünden değil, aynı zamanda Avrupa'da Bolşevizmin yayılmasına da sebep olabileceğinden çekiniyordu. Amerika ise bu antlaşmada bir Milletler Cemiyeti kurarak kalıcı bir biçimde barış ve güvenliği sağlama peşindeydi.

Ortaya çıkan barış antlaşması bu farklı odak noktalarının ve yaklaşımların izlerini taşıyordu. Fransızlar 1871'de kaybettikleri Alsas-Loren'i geri almayı başardılar, ancak Ren bölgesini alamadılar. Bunun yerine Britanya ve Amerika Almanya'nın olası bir saldırısında Fransa'ya garantör olmayı kabul etti. Amerika Milletler Cemiyeti'nin kurulmasını sağladı, ancak bu cemiyet gerçek anlamda barışı sağlamak için yeterli etkiye sahip değildi.

xcU1Cp9.png

Polonya Almanya ve Rusya arasında parçalandıktan yaklaşık 100 yıl sonra tekrar kuruldu, ancak Polonya'nın sınırlarının Doğu ve Batı Prusya'yı bölmesi Almanya'nın tepkisini çekti. Britanya her ne kadar bu sınırlara karşı çıksa da, Fransa ve Amerika Polonya yanlısı bir tutum gösterdiler. Britanya'nın girişimleri sadece halkının büyük oranının Alman olduğu Danzig şehrinin Polonya'nın bir parçası olmaktansa "özgür şehir" sıfatıyla Polonya'dan ayrı bir konuma getirilmesini sağlayabildi.

Verilen tavizler ve sadece ittifak güçlerinin kendi aralarında fikir ve bakış açısı ayrılıkları yaşadığını değil, aynı zamanda göründükleri kadar da güçlü olmadıklarını gösterdi. Fransızlar gerçek anlamda 1871'in intikamını almak istiyorsa yapmaları gereken şey Wilhelm'in kendisini Kayzer ilan ettiği Versay Sarayında antlaşma imzalanması değil, örneğin Frederick'in Potsdam'daki sarayında bu tarz bir antlaşmanın imzalanmasıydı. Ancak böyle bir durum söz konusu değildi, çünkü Almanlar hiçbir toprakları işgal altına girmeden teslim olmuştu. Versay Antlaşmasının en önemli noktasını bu gerçek oluşturuyordu. Gelecekte Adolf Hitler bu durumu öne sürerek "Almanya'nın kendi yöneticileri tarafından sırtından vurulduğunu ve çok erken teslim olduğunu" iddia edecekti.

Savaşın Almanya topraklarına uzamadan sona ermiş olması birçok Alman için aslında 1918'in bir yenilgi değil, yapılan saldırının başarısız olması ve bunun üzerine toprak kaybetmeleri şeklinde yorumlanacaktı. Bu sebeple Mareşal Ferdinand Foch Versay'ın bir barış antlaşması değil sadece 20 senelik bir ateşkes olduğunu belirtecekti.

1919'da ittifak güçlerinin örneğin bir Potsdam Antlaşması değil de Versay Antlaşması imzalamış olmaları zaferin bütünlükten uzak olduğunu gösteriyordu. Bu durum 1918'de Almanya'nın yenilmesinde Amerika'nın katkılarının da ön plana çıkmasıyla birlikte daha da göze batmaya başladı. Savaşı kazandıran Amerika, senatosunda Versay Antlaşmasını onaylatmayı başaramamıştı. Versay Antlaşmasının yanına Miletler Cemiyeti ve Fransa'nın bağımsızlığının garantörlüğü gibi maddelerin eklenmesi senatonun meseleye daha farklı yaklaşmasına sebep olmuştu.

jMqZ2Pd.png

Bu da bizi Keynes'e ve Kartaca Barışı benzetmesine getiriyor. Peki bu antlaşma gerçekten Almanya'nın ekonomisini bitirecek seviyede miydi? Versay Antlaşmasının 231. maddesi savaş esnasında ittifak güçlerine verilen tüm zararlardan Almanya ve müttefiklerinin sorumlu olduğunu belirtirken, 232. maddede ise verilen tüm zararların onarımı için Almanya'nın ödeme yapmasının "şart olmadığı" ifade ediliyordu. Almanya kendisine çıkartılan faturanın sadece çok küçük bir kısmını ödeyebilse de, bu rakam Alman ekonomisi için ciddi bir yük oluşturuyordu. Savaş sonrası hiperenflasyon yaşayan Almanya ekonomisinin çökmesini direkt olarak Versay Antlaşmasına bağladı. 

1921 senesinin Mart ayında Fransız ve Belçikalı birlikler Duisburg'a girerek Versay Antlaşmasının maddelerine göre Rhineland bölgesini demilitarize etmeye başladı. 1923 senesinin Ocak ayında Almanya'nın savaş tazminatlarını ödeyememesi üzerine Fransız ve Belçikalı birlikler geri kalan Ruhr bölgesini işgal etti. Alman hükümeti pasif direniş çağrısında bulundu, bu çağrıya göre madenciler işgalci kuvvetlerden gelen emirleri yerine getirmeyecekti. Bu birlikler 1925 senesinde Ruhr bölgesinden geri çekildi. 1936 senesinde ise Alman birlikleri Rhineland'a giriş yaptı.
[+] 9 üye Duman nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Cevapla
 


Bu Konudaki Yorumlar
Versay Antlaşmasının İkinci Dünya Savaşına Etkisi - Yazar: Duman - 10-01-2019, 21:23



Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi



Strategyturk Forumları

Strategyturk Forumları tüm Türk stratejiseverler için büyük ve kaliteli bir platform olma amacı güder. Forum içerisinde çok sayıda strateji oyunu için bölüm ve bu bölümlerde haber konuları, rehberler, mod tanıtımları, multiplayer etkinlikleri ve üye paylaşımları için alanlar yer alır.