[merakademi]

Babasından dolu bir hazine miras alan Kanuni 46 yıl başta kalarak Osmanlıyı Top 10’da 1 numaraya sokmuştur. O dönem Hristiyanlar da mezhep çatışması mevcut. Katolikler ile Ortodokslar birbiriyle savaşıyor. Ayriyeten ortaya çıkan Protestanlık mezhebini de Kanuni’nin desteklemesi ile Avrupa’da büyük bir otorite zayıflığı oluşmuştur.
Bunu fırsat bilen Kanuni batıda Macaristan’ı ve Avusturya’nın bir kısmını ele geçirmiştir. Almanya’ya dahi sefer düzenleyerek 3 günlük yağma izni dahi vermiştir. Bunun sebebi ise de Fransız Kralını korumasına rağmen onun yok sayılmasıdır. Bunun üzerine 1533 senesinde İstanbul Antlaşması ile Avrupa sınırları belirlenmiştir. Bu antlaşma ile aynı zamanda Sadrazam=Kral eşitliği konularak siyasi üstünlük tescillenmiştir.
Peki bu kadar üstün olmamıza rağmen neden Viyana’yı alamadık?

Bu soruyu sizle tartışmak istiyorum.

[Royal Guard]

Viyana, Osmanlı ile din birliği veya ırk birliği bulunmayan başkente uzak bir toprak parçası, üstelik Kutsal Romanın başkenti. Bu sebeple Osmanlı fetihte başarılı olsaydı bile yar etmezlerdi. Birkac seneye çıkarırlardı dışarı. Bu sebeple almak için sarfedilmesi gereken çabaya değmez diye düşünülüp geri çekilinmis olabilir.

[Pharmacist]

1. Viyana kuşatması sırasında sefere çıkarken oluşan kötü hava şartları sebebi ile zaten sefer sırasında bir sürü aksaklık yaşanmış üstüne erken kış gelmesi sebebi ile kuşatma kaldırılmak zorunda kalmış. 2. Viyana seferinde ise gene kuşatmaya giderken oluşan gecikmeler ile birlikte beklenmedik düşman taarruzu sonucunda kalenin alınamadığını düşünüyorum.

[BigFenrir]

Osmanlının o seferde kullandığı topların, Leonardo Da Vincinin tasarımı olan yatay açılı zigzag çizen kale surlarının payı çok büyüktür.Kale bir süre kuşatılmış fakat topların kaleye herhangi bir hasar vermediği ve kışın yaklaşmasıyla kuşatma kaldırılmıştır.Ayrıyeten Viyana, Germanya denilen ülkenin giriş kapısıdır Viyananın düşmesi o gün için bize karşı tarafsız görünen bizimle çıkar çatışması bile olmayan Avrupalı devletlerin Osmanlıya cephe almasına neden olabilirdi.Ama tarih her zamanki gibi ogünün koşullarında değerlendirilmesi gerekir.

[batohan123]

Yanlış biliyorsam affola 

2.Viyana kuşatmasından sonra paşanınyada imparatorun kellesini direk almışlar 3. viyana kuşatması olsaydı alınabilirdi.

---

Viyana, Osmanlı ile din birliği veya ırk birliği bulunmayan başkente uzak bir toprak parçası, üstelik Kutsal Romanın başkenti. Bu sebeple Osmanlı fetihte başarılı olsaydı bile yar etmezlerdi. Birkac seneye çıkarırlardı dışarı. Bu sebeple almak için sarfedilmesi gereken çabaya değmez diye düşünülüp geri çekilinmis olabilir.

Daha uzak yerlerde varki

[Herakles]

Osmanlı'nın Viyanayı alamamasının tek nedeni askeri ve stratejik hatalardan dolayıdır.Zaten 1. Viyana Kuşatması planlanmamıştı.Macaristanı aldık viyanayı da bari alalım kafasındaydı Osmanlı.Yani kendilerine aşırı güvenmişlerdi.Fakat Viyana da İstanbul gibi güçlü surlar vardı.Viyana İstanbul'un aksine her yeri surlarla çevrili değildi.Arka taraf viyananın müttefik devletlerinin toprakları ve askeri yardım almaları da çok olağan.Osmanlıda da kuşatma araç gereçleri olmadığı için Viyana alınmaya çalışılmış fakat başarılamamıştır.Kış da gelince Osmanlı ordusu geri çekilmek zorunda kalmıştır.İkinci kuşatmada ise Osmanlının yine önlem almamasından dolayı Viyana kuşatılamamıştır.

1.Öncelikle şehrin etrafı fethedilerek şehir tecrit edilmemiştir.Viyananın arkasında kalan topraklardaki düşman askerine hiçbir şey yapılmamış ve buna karşılık hiçbir önlem alınmamıştır
2.Avusturyanın müttefiklerine darbe vurmayarak zayıflatılmamış ve düşman müttefiklerinin yardıma gelmesine bir çözüm bulunamamıştı.
3.Osmanlı'nın müttefiklerine bağlılık sağlayamamıştır.Kırım hanı giray ve kırım halkı aleyhine küçük düşürücü söylemlerde bulunmuştur.Bu da Osmanlı'nın kendine olan fazla güveninden dolayıdır
Kısacası viyana osmanlının aşırı öz güveninden dı-oalyı kuşatılamamıştır.

[GespensterPanzer]

Osmanlının o seferde kullandığı topların, Leonardo Da Vincinin tasarımı olan yatay açılı zigzag çizen kale surlarının payı çok büyüktür.Kale bir süre kuşatılmış fakat topların kaleye herhangi bir hasar vermediği ve kışın yaklaşmasıyla kuşatma kaldırılmıştır.Ayrıyeten Viyana, Germanya denilen ülkenin giriş kapısıdır Viyananın düşmesi o gün için bize karşı tarafsız görünen bizimle çıkar çatışması bile olmayan Avrupalı devletlerin Osmanlıya cephe almasına neden olabilirdi.Ama tarih her zamanki gibi ogünün koşullarında değerlendirilmesi gerekir.

BigFenrir arkadaşımız çok güzel cevaplamış aslında ama ben de bir iki ekleme yapayım. Osmanlı'nın "Trace Italienne" dediğimiz özellikle top atışlarına karşı iyi bir savunma sunan italyan tipi savunma tahkimatlarını aşamaması bu kuşatmanın başarısızlığının en büyük sebebidir. Tabi ki tartışılması gereken bu savunmayı neden aşamadığıdır.

Birincisi ve en büyük nedeni Osmanlı'nın o dönemde teknolojık ve taktiksel olarak çağı yakalayamamasıdır. Özellikle Batı avrupadan yayılan bu devrim sonunda Osmanlı'nın da karşısına çıkmıştır. Savunmanın doğru bir biçimde çembere alınamaması ve eldeki teknolojinin savunma yapılarına karşı efektif olmayışı sonucunda Osmanlı kuşatmayı kaldırmak zorunda kalmıştır.

Açıkçası viyana alınsa dahi Osmanlı'nın daha öteye gidebileceğini düşünmüyorum kişisel olarak, ancak belki o kale ele geçirilseydi Avrupa'dan çekilme yavaşlayabilirdi. Bu konuyla alakalı okunabilecek en güzel kaynaklardan biri Geoffrey Parker'ın "Askeri Devrim" isimli eseridir. Özellikle Osmanlı nasıl ve ne şekilde geri kaldı sorularına güzel cevaplar bulabilirsiniz.

[jax61]

anlamsız bir tartışma. kısa cevap .. yeni kale biçimi ve yeni askeri düzen. tercio taktiği. osmanlının bu kale tipine ve askeri düzene verecek cevabının olmayışı..bu kadar basit.

[cemal]

Daha önce yıldız tahkimatlı kalelerin alındığı oldu. 17yy boyunca her savaşta 1-2 kale derken cephede ilerleme bir türlü kaydedilemiyordu. Aradaki kaleleri atlayıp Avusturya'nın başkentini alıp bu savaşlara bir son vermek istedik. Ama olmadı osmanlı ordusunun bi kısmı kaleyi kuşatıyor diğer kısmı viyana-osmanlı toprakları arasındaki diğer yıldız tahkimatlı kalelerle uğraşıyordu geri kalanlarda üstlerine gelen Polak-Avusturya ordusuna karşı muharebeye çıktı ve yenildiler. Onlar yenilince viyana ve kaleleri kuşatan birlikler geri çekilmek zorunda kaldı.
Leh süvarileri Osmanlı ordusu parça parçayken yakalayıp her seferinde bir lokma olarak yuttu işte

[Republic]

1. kuşatma, kuşatma topları olmadan yapıldı. Amaç Avusturya ve Almanları meydan savaşına zorlamaktı. Gerekli hazırlık ve teçhizat olmadığı ve düşman ordusu etrafta gözükmediği için kaldırıldı.

2. kuşatmanın başarısız olmasının nedeni, yüksek rütbeliler arasındaki çekişmeler ve Kara Mustafa Paşa'nın ben bilirimci, tavsiye kabul etmez yapısı. Kırım Han'ı bile Almanların Tuna üzerindeki tek (büyük sayıda askerleri kısa sürede geçirebilmeye elveriş bakımında) köprüden geçisini uzaktan seyredip, daha sonra geri çekilmiş. Orayı savunmuş olsa bu geçiş yapılamazdı. Bunun sebebi Seraskere duyduğu kin. Daha sonra azledilmiştir.
Diğer paşalar için de durum aynıydı. Kuşatma çok iyi bir şekilde yerleşmiş ve surlarda birçok gedik açılmış olmasına rağmen, kuşatma arkasında kalan yerlerde gerekli tedbirler alınmadı (bilerek veya bilmeyerek). Kritik pozisyonlarda kurulması gerekli karakolların olmayışı, düşman ordularının pozisyon ve savaş durumu almasını kolaylaştırmıştır.
Ayrıca Kara Mustafa Paşa'nın şehrin yağmalanmasını önlemek amacıyla genel taarruz emri vermeyip, teslim olmasını beklediği söylenir. Ne kadar doğru ne kadar yanlış, bilemiyoruz ne yazık ki.

Savaşın ayrıntılarını merak edenler için John Stoye'un Viyana Kuşatması isimli kitabı güzel bir kaynak.

Ayrıca bu savaşa sadece bir kale/şehri ele geçirememek olarak bakmamak gerekli. Takiben meydana gelen Kutsal ittifak savaşlarının çok daha önemli sonuçları var. 
Öncelikle Rusya ilk defa bir batı ittifakının içinde yer almıştır. Kırım Hanlığı'nın tepelediği bir devlet olmak çıkıp, Osmanlı karşısına bir güç olarak belirmeye başlamısının tetikleyici unsurlarındandır. İlerleyen yıllarda başlayan ve yüzyıllar boyunca sürerek Rusya'nın güçlenmesinin önünü açan Rusya/Avusturya müttefikliğinin ilham kaynağı ve motivasyonu olmuştur.
Sadece bir kale/şehir alınamamış değil, tüm ordu teçhizatları, hazine ve diğer ağırlıklar kaybedilmiş, devam eden yıllarda da artarak tecrübeli askerler ya ölmüş ya esir düşmüş, tüm Macaristan, Transilvanya, kuzey Sırbistan, Podolya, Azak, ve Mora yarımadası olarak devasa toprak kayıpları yaşanmış.

Ele geçirilen ganimetler o kadar büyük olmuştur ki, Sobieski Varşova'da kendine yeni bir saray inşa ettirmiş:)

[uzaktan]

Bence savaşın kırılma noktası yıldız tipi tahkimatlardan ziyade Lehistan kralı Sobieski'nin 20 bin kişilik desteğinin Kırım hanı Giray tarafından(bazılarına göre bilerek) durdurulmamasıdır.Civar kalelerin alınmayışı,Merzifonlu'nun kendine aşırı güvenmesi ve Giray Han'la aralarındaki protokol sorunu ve kente fazla zarar vermeden alma girişimi ikincil sebepler olarak sayılabilir.

[killermanjaroh]

Kırım Hanı Giray'ın demesiyle "rüzgar gibi geçtiler" dediği iii. Jan Sobieski'nin elit atlı birlikleriyle Kahlenberg tepelerinden hücuma geçmesi ve Kara Mustafa Paşa'nın orduyu ikiye bölüp 30 bin kişiyi kuşatmayı devam ettirmesi için geride bırakması belirleyici olmuş.
Bu hata yenilir yutulur değil ama Sobieski iyi iş çıkarmıştır.

Paşa'nın geride kuşatma bırakmasının sebebi surlardan çıkıp hücum edecek Avusturyalıları tutmak olmalı çünkü kuşatma süresi boyunca müdafilerin kuşatanlara hücumu kuşatanların müdafilere hücum sayısından daha fazladır.

30 bin geride bırakmak için çok fazla diye düşünüyorum. Destek olarak ordunun arkasında iyi iş çıkarabilirlerdi, yükseklik avantajıyla ivme kazanan Leh süvarileri kanatları yararak ordunun arkasına sarkmayı başarmış, Osmanlı mutlak yenilgiyi bu şekilde almıştır.