[napolyon94]

PASİFİK

Bir Uzak Doğu Mücadelesi

Giriş
Avustralya ile oynayacağımız bu serinin temeli elbette ki Japonya'ya karşı olan mücadelemizi konu alacak. Hikayeyi oynanabilir ve okunabilir kılmak için bazı ayarlamalar yaptım. Kullandığım tek mod Expert AI 2,0 modudur. Bu mod sayesinde hayal dahi edemeyeceğiniz bonusları Japonya'ya verdim. Bu yüzden hayal dahi edemediğim bir mücadele bizi bekliyor. 

Bunun dışında Japonya'ya birde klasik tam boostu verdim. Böylece karşımıza en zorlayıcı Japonya Çıkmış oldu. Niyetim diğer oyunların aksine tatlı bir yenilgi değil, tartışılmasız bir zafer elde etmektir. Muzaffer Japon Kara ve Deniz güçlerine karşı sadece 6 milyon nüfuslu Avustralya ile mücadele etmeye çalışacağız.

Son olarak bu hikaye de ilk 30 ay hızlı bir şekilde geçilerek direk kriz döneminden başlanacaktır.

Önce Klasik boost vererek Japonya'yı hafifçe cilaladık.

Ardından Expert AI 2,0'ın nimetlerini kullanarak 3-4 kat daha işi zorlaştırdık. Japonya'nın gereksiz noktalara odaklanmasını engelledik. Şu an ki hali ile inanılmaz güçlü bir durumda. Dünya fethi yapsa yeridir. 

Son olarak bu moda katkılarından ötürü Chondrite' ye teşekkür ederiz. 

2019'dan Edit: Bu modu yapan arkadaş bir sonraki update için en az 30 gün demişti. 2 günde yeni güncelleme yaparak bu hikayenin patates olmasını sağladı. O yüzden teşekkürü geri alıyorum.

[birisi43]

Özlemişim senden hikaye okumayı. Ama nedense zafer değilde yenilgi olacakmış gibi geliyor :)

[napolyon94]

Bölüm 1: Buhranlı Yıllar

Opsiyonel Müzik

Avustralya ve Yeni Zelanda kolonileri diğer Britanya kolonilerinden her daim farklıydı. Onlar daha uzaktı, daha ıssızdı, ve her şeyden evvel daha yeni kolonilerdi. Avustralya ve Yeni Zelanda rüştlerini 20 sene evvel "Büyük Harp" de kanıtladılar. Diğer tüm kolonilerden daha sadık biçimde Kral için, Büyük Britanya için çarpıştılar. Gelibolu'da ki intihar operasyonunu dahi sorgu ve sual etmeden ağır kayıplarla gerçekleştirdiler. 

Avustralya kamuoyu ilk defa o an aldatıldığını hissetti. İmparatorluk 1915'de resmen bize ihanet etmişti. Eski ve yaşlı gemilerden toplanan derme çatma harp gemileri ve eksik eğitimler ile eşi benzeri görülmemiş bir amfibik operasyona zorlandık. Üstelik bunu aptal ve imkansız dik yamaçlara karşı gerçekleştirdik. Bu kadar yıl sonra Verdun hatırlandı, Ypres hatırlandı, Marne hatırlandı. Ama bizden başka kimse Gelibolu'yu hatırlamadı. Çünkü kaybettik ve yenilginin tüm yükü üzerimize yüklendi. 

Kral ve Britanya için öl, ve hor görül. 

Bugün hala Avustralya İngiliz Milletler Topluluğunun baş üyelerinden birisi. Kağıtların üzerinde hala Kraliyet mührü en prestijli yere damgalanıyor. Sancaklarımız Sevgili "Büyük" Britanyamızın kızıl ve donanma mavisi renkleri ile bezeli. Fakat halkımız için artık sadece "Önce Avustralya" var. 

1929 krizi hızla Büyük Britanya ve kolonilerini vurdu. Amerika Birleşik Devletleri ile ticari ilişkisi en yüksek olan Avustralya ve Kanada krizi en derinden his edenler oldu. Avustralya mallarına olan talep azaldı, bacalar sustu, işletmeler iflas etti. Birleşik Avustralya Partisi'nden olan Başbakan Joseph Lyons'ın sıkı ekonomik kontrolü süreci çözmeye yönelik olsa da bu hayli uzun bir vakit alacağa işaret ediyor. 1928-1929 ekonomik rakamlarına yeniden ulaşabilmek için büyük çaba sarf etmek gerekti. 9 senenin ardından nihayet Lyons hükümeti 1928 rakamlarını geçmeyi başardı. 


Lyons hükümeti çıkış kapısını ABD'den esinlendiği "Yeni Düzen" hamlesinde buldu. Anti-liberal devlet kontrollü ekonomik yapılanma ile ihtiyaç fazlası sanayi yatırımları bizzat devlet tarafından finanse edildi. Viktorya çölüne yapılan altyapı ve sanayi kuruluşları belki kısa ömürlü fakat Avustralya'nın duran çarklarını döndürmeye yetti.


Eski kıtanın üstü yeniden barutla kaplanıyor. Saar ve Rhineland'ın yeniden ve silahlandırılarak Almanya'ya katılması ve süregelen Etiyopya harbi şimdilik dikkatlerimizden pek uzakta. 


İspanyol Ordusunun isyanı ile başlayan süreç dış müdahaleler ile karmaşık bir hale geçti.  Temennimiz uzun sürmesi ve Avrupa'nın biriken stresinin bir kısmının buraya boşalması. 



Etiyopya 8 aylık bir mücadelenin ardından tamamen işgal ediliyor. Hafif bir donanmadan , açık deniz donanmasına doğru yol alan Regia Marina'nın Akdeniz ve Süveyş için oluşturduğu tehdit İmparatorluğu endişelendiriyor. Giderek daha fazla sayıda ki muharebe gemisi Akdeniz'de konuşlandırılıyor. Fakat asıl deniz tehdidi kesinlikle İtalya olmasa da , İmparatorluğun önceliği Londra ve çevresinin istikrarını sağlamak.


V. George'un ölümü gerçekleşti. Elbet 60 binden fazla hayatını kaybeden Avustralyalının da aralarında bulunduğu milyonlar gittiği yerde kendi hesaplarını soracaklardır. Yeni Kral VI. George ise Avustralya gibi İnigliz Milletler Topluluğu üyelerine ufak tavizler vererek bir anlamda tahta oturma jesti yapıyor.


Temmuz 1937'de başlayan Japon Saldırısı tüm Uzak Doğu'ya bir ateş gibi düştü. Aptal sınır vakasının bahane edilmesi ile başlayan çatışmalar, Japonların yasak şehre girmesi ile sonuçlandı.


İç istikrardan uzak Çin güçleri hızla dağıldı. Kombine gerçekleşen Japon hava, kara ve deniz operasyonları Çin kıyı şeridini sildi süpürdü. Milyonlarca Çinli esir düştü, yada "kayboldu".


Japonların acımasızlığı modern dünyanın enstrümanları ile her sinema salonuna elbet sıçradı. 11 ay süren harp Çin'i 110 sen geriye götürdü. Katliamlar , Tecavüzler ve en önemlisi muazzam Japon Ordusunun organizasyon ve amfibik kapasitesi ülkemizi dehşete düşürdü. Modern tarihinde asla yenilmeyen Japonya'ya karşı İnigliz Milletler Topluluğu her gün daha da uzaklaşan Büyük Britanya'ya bel bağlamak durumunda kaldı. 


Çin hükümeti dış siyasette destek bulamadı. Çin ordusu bir kaos içinde dağıldı. Yüce Çin 11 ayda Japonya'nın etki sahasında kaldı. 

Vakit, şimdi Avustralya'nın yeniden organize olması ve yaklaşan tehdide nasıl göğüs gereceğini izleme vaktidir. 

[Feldmarschal]

Beklenen bir kişiden beklenen bir hikaye bekliyorum kanka :D

[napolyon94]

Bölüm 2 - Organizasyon

Çin'in hızla sindirilmesi ve Japonya'nın agresif tutumlarının devamı, İmparatorluğun kolonilerini endişeye sevk etti. İç karışıklar ile mücadele eden Hindistan ve Malezya kolonileri kendi kendilerini savunmaya yetecek muktedir güçlerden mahrumdur. 

Avustralya olarak tıpkı Japonya gibi bir ada ülkesi olmanın hem avantajlarına hem de dezavantajlarına sahibiz. Büyük Britanya bir ada ülkesinin nasıl dünyaya hükmettiğinin en büyük kanıtıdır. Japonya'da hiç kuşkusuz Britanya'nın yapıtaşlarını kendine onlarca yıldır uyarlamaktadır. 

Bunun en büyük kanıtı Kraliyet Donanması ile neredeyse boy ölçüşebilecek konumda ki Nihon Kaigun ( Japon Donanması)'dır. Washington Antlaşması ile Japonlar 15 sene boyunca sınırlı da olsa kontrol altında tutuldular. Fakat 1937'de Japonlar Çin harbinin getirdiği uluslar arası krizde bu antlaşmadan çekildiler. Birkaç yıl içinde Japon Donanması muazzam ateş gücü ve sayısı ile ABD ve Kraliyet donanmasına zorlayıcı bir rakip olacaktır. 

Fakat umutlarımızı ne Kraliyet Donanmasına ne de ABD'ye bağlayamayız. Avustralya bir ada ülkesi olmanın avantajını korumak istiyorsa mutlak suretle kıyılarını savunmaya yetecek bir deniz gücüne sahip olmalıdır. Ticari su yollarının güvenliği bir kez tehdit altına girdi mi , Avustralya tecrit edilme tehdidi ile çöküşe sürüklenecektir. 

Bu yüzden kaynaklarımızın önemli bir bölümünü deniz kuvvetlerimizi modernize etmek ve genişletme için kullanmalıyız. Fakat bu demek değildir ki aviyonik ve kara harbi konularında ihmalkâr davranmalıyız. 

Şimdi Avustralya Öz Savunma Kuvvetlerinin tertibat, organizasyon ve kabaca malzeme kalitesine göz atalım. 

Haziran 1938 itibari ile ülkemiz hatırı sayılır saygınlıkta bir deniz, kara ve hava gücüne sahiptir. Fakat Önce Ordu Organizasyonumuza bakalım.


1937 Ocak ayından beri Genelkurmay koltuğunda Amiral Norman Makine oturmakta. Kendisi Jutland Harbinde ki nadir Avustralya subaylarından biriydi. Donanmanın selameti için daha iyi bir isim düşünülemezdi. Fakat Makine tam bir kralcı profili ile ülkesinin ihtiyaçlarına karşı çelişebiliyor. Kara Kuvvetleri Komutanlığında ise General Arthur Ellen oturmakta. Aslen 3 yıldızlı bir General olan Allen, Yeni Gine'deki 11 senelik hizmeti ile tropik iklimler uzmanı olarak piyadelerimiz için artı bir değer. Hava kuvvetlerimizin başında ki isim ise havacı Albay Richard Williams. Kendisi çok yönlü uçaklara inanan bir isim. Bunların dışında birkaç iyi eğitimli kurmay subaya sahip olsak ta büyük ülkelerin yanından bile yaklaşamıyacak küçük bir ordu organizasyonuna sahibiz. 

Deniz kuvvetlerimiz 2 Ağır kruvazör, 3 hafif kruvazör ve 5 destroyer den oluşmaktadır. Normal şartlar altında modern sayılabilecek gemiler olmalarına rağmen oyunda hepsi 1922 tekniğine göre inşa edilmiş görünüyor. Ayrıca hali hazırda 2 yeni nesil ağır kruvazörümüz de Sydney tersanelerinde suya indirilmiş biçimde inşaları devam ediyor. İki gemi de Şubat 1939'da deniz kuvvetlerimize katılacaklar. Ayrıca eskort bir uçak gemisi için de fizibilite çalışmaları hali hazırda sürmekte. Ülkemizin hiç denizaltısı yok, fakat Donanma Bürosunun denizaltılar için de yakında fizibilite ve uygulanabilirlik çalışmaları başlayacak görünüyor.


Canberra Sınıfı ağır krıvazörler 1928'de göreve başladı. İngiliz Kent sınıfının bir kopyası olan gemiler mevcut donanmanın vurucu gücünü oluşturmakta. HMAS Canberra ve HMAS Australia olarak isimlendirilen gemiler uzun bir vakit daha donanmanın hizmetinde kalacaktır. 


Rodney Sınıfı Ağır kruvazörler ise hali hazırda inşa halinde. Modern atış kontrol sistemleri, süratli hzı ve güçlü uçaksavar koruması ile yeni HMAS Liberty ve HMAS Rocky donanmanın bel kemiğini oluşturacaklardır. 


HMAS Sydney ise sınıfın tek örneği. Sydney sınıfı aslen bir önceki C sınıfı kruvazörlerin bir alt sınıfı. Yine da onlardan hızlı, daha korunaklı ve daha modern. Kendisi ayrıca 1937'de bizzat denize indirdiğim tek gemi olarak ayrı bir gönül ilişkisine sahiptir.


C Sınıfında ki 2 hafif kruvazörümüz olan HMAS Perth ve HMAS Adalaide ise en yaşlı ve yorgun gemilerimiz olarak öne çıkmaktalar. Büyük harpten kalmak bu ufak ihtiyarlar alternatifleri olmadığından görevlerine devam etmektedirler. 


Aslen fırkateyn olan 5 adet Vandetta sınıfı destroyerler ise çağın çok gerisinde ve hantallar. Donanmanın bir an önce modern muhrip çözümlerine el atması gerekmekte. 


Destroyer gücümüz yenilendiğinde ve denizaltı programımız meyve verdiğin de farklı filo çözümlerine başvuracağız. Fakat şimdilik tek bir filo ile Rabaul'da konuşlanmış durumdayız. Ana Filonun başında Amiral Farncomb bulunmakta. 


Kara Kuvvetlerimiz 3 kolordu ve 7 tümen şeklinde organize edilmiş durumda. 2. Kolordu Yeni Gine'yi, 3 .Kolordu ise Solomon Adalarını korumakta. 90.Kolordu ise Anavatan'ı korumakla mükellef olup son derece mütevazi bir kara gücüne sahibiz. Toplam personel sayısı sadece 90 bin kişi. Silahlar hafif ve az miktarda. Ağır silah neredeyse hiç yok, tank ve motorlu araç sayısı da neredeyse hiç yok. Modern harbe karşı hiç hazır değiliz. Kara kuvvetleri hala geleneksel bir konvensiyonel harbe inanıyor.

Orduyu hızla modernize etmek ve olası bir harpte kendi kendine yeter hale getirmek en önemli hedefimiz olmalı.


Hava kuvvetlerimiz ise 3 filo şeklinde teşkilatlandırılmış durumda. Her bir filo 50 Ca-1 çok yönlü bombardıman uçağından oluşmakta. Her filo bir kolordunun görev sahasına konumlandırılmış durumda. Yakında CAC Bumerang uçaklarımız hizmete girecekler. Hali hazırda seri üretimi başlayan Bumerang'lar ile de 2 yeni hava filosunu daha aktif hala getireceğiz. Ayrıca kapalı kapılar adından geliştirilen çift motorlu bombardıman uçağı FireWitch'in de 1939 seri üretime girmesi bekleniyor.

Genel olarak Deniz doktrinimiz Trade Interdiction, Grand Battle Plan ve Operational Integrity. 

Mütevazi kuvvetlerimizi kısa zamanda ciddi bir savaş gücüne dönüştürmeliyiz.

[napolyon94]

Bölüm 3 - Silahlanma

Opsiyonel Müzik

5 Temmuz 1938'de Büyük Britanya Harp Konsülü Toplandı. Devletin, ulusun ve imparatorluğun kaynakları "ortak zenginliği" savunmak için 36 ay içinde seferber edilecekti. Daha hızlı modern harp gemileri, daha süratli ve menzili yüksek uçaklar, daha hızlı kruvazör tankları ile Büyük Britanya İmparatorluğu dokunulamaz olmalıydı. 

Avustralya Dominyon Hükümeti İmparatorluğun taleplerine kağıt üzerinde reaksiyon gösterdi. Lyons'un zamansız ölümü ile kabinesi düştü. Yeni Başbakan John Curtin'ın odak noktası Britanya ve Avustralya arasında ki su yollarının güvenliği üzerineydi. Avustralya'nın su yollarını güvene alma kapasitesi gün ve gün arttırılmak zorundadır. Avustralya'nın savunma harcamalarının temeli de su üstü muharebe gemileri olacaktır. 


Avustralya Curtin hükümeti ile zorunlu askerliğe geçiyor. Gerektiğinde ülkemiz 400 bin personeli silah altına alabilmeli düşmanlarına korku salacak bir silahlı kuvvetlere sahip olabilmelidir.


Genelkurmay başkanımız Amiral Makin'in inançları deniz aviyonik teknolojilerine yönelik. Etrafımız da ki sular binlerce km genişliğinde. Avustralya donanmasının açık deniz performansını arttırmak istiyorsak taşınabilir bir hava grubunu donanmaya kazandırmalıyız. Kağıt üstünde ki geçici ismi ile CVAU bu ihtiyacımızı karşılayacak noktada. Ulusal uçak gemimiz, 75-80 uçaktan mütevellit bir hava grubunu, kabul edilebilir sürat, menzil ve koruma da açık deniz da taşıyabilir olması gerekiyor. CVAU'da bu yüzden uzun bir zamandır geliştiriliyor. Proje başlanıp bitirildiğinde umuyoruz ki taleplerimizi karşılar. Çünkü CVAU ulusal hazinemizden büyük bir parçayı talep eden bir proje.


Amfibik operasyonlar noktasında kendimizi geliştirmeliyiz. Eğer ki amfibik bir taarruzda uzmanlaşır isek, o halde düşmanlarımızın amfibik harekatlarıyla da nasıl başa çıkacağımızı öğrenebiliriz. Bu maksat ile 1 Eylül 1938'de resmen Avustralya Deniz Piyadeleri halka tanıtıldı. İlk nizami birim 1939 başında aktif hizmete başlayacak.


Vatandaşlara zorunlu askerliği empoze ediyoruz. Yakında yüz binleri silah altına alabilir potansiyale kavuşacağız.


Macaristan'da Orta Avrupa'da ki agresif ülkeler grubuna katılıyor. Ülkede ki motorlu taşıt sanayisini kendi kendine yeter seviyeye getirmeye çalışıyoruz. Devlet eliyle Ford'un ticari araç hedefli fabrikasını yakında Sydney'e kuracağız.


Vatandaşın can güvenirliği her kutsalın ötesindedir. Avustralya silahlı kuvvetleri minumum riskler ile ana vatanı korumak üzerine yapılandırılmıştır. Başka zavallı ulusların aksine bizim vatanımız kara kumlu topraklar değil, insanlarımızdır. Bu zihniyetin bir ürünü olarak sahra hastahanelerine ayrı bir önem göstereceğiz.


Rabaul merkezli Gök Gürültüsü Tatbikatı ile Kuzey sınırımıza hava çatısı örmeyi deniyoruz. 1939 ortalarında 250 parçalık uçak gücü ile Avustralya sayılı hava gücüne sahip ülkelerden biri olacaktır.


Buhranın son izlerini de ortadan kaldırıyoruz. Avustralya'da ekonomik çarklar gayet güzel çalışmakta. 


Fransız-alman sınırına olağanüstü bir yığılma var. Hitler tankları ile Çekoslovakya'ya döndü. Büyük Britanya Dünya Okyanuslarında ki Kraliyet Donanmasını "adaya" topluyor. Her geçen ay Avustralya Deniz gücü daha da yalnızlaşıyor. Yeni Zelanda, Hindistan ve Güney Afrika'nın herhangi bir deniz kuvveti bulunmuyor. Dolayısı ile Avustralya'nın koruması gereken su yollarının sayısı da artıyor. 


Zavallı Arnavutluk ilhak edildi. HMAS Rocky ve HMAS Liberty ise eş zamanlı olarak 10 hafta içinde aktif hizmete girecekler. 


24 Kasım 1938'De Avustralya resmen zorunlu askerliğe geçti.


Deniz Piyadeleri son eğitimlerini görmek ise Darvin de ki büyük Gine Tatbikatına katılmak üzere rol alıyor. İleride yeni kadrolara açarak tümene ağır silahlar ekleyebiliriz.


Birbiri ardına savunma tesislerini ülkeye kazandırıyoruz. Her geçen gün Avustralya daha çok kendi kendine yeter bir sanayiye kavuşuyor.


CVAA projesi kağıt üzerinde tamamlandı. 1 seneden fazla süren tasarım aşamasının ardından nihai ismi belli oldu. HMAS STRIKE tamamlandığında Avustralya'yı bir adım öteye taşıyacak. Açık deniz performansımız ile çekik gözlüleri bir miktar tedirgin edebiliriz.


Ağır silah reformunu başlatıyoruz. 12 ay içerisinde modern tanksavar ve sahra topu çözümlerini elde edecek. Ve bunları birliklere dağıtacağız. 


Ağır silahlar tümenlere fabrikadan çıkar çıkmaz dağıtılıyor. 

 
Almanya ile Sovyetler Birliği'nin saldırmazlık antlaşması bıçak gibi gündeme düşüyor. 


İlk seyyar tümenimiz olan 9. Motorize Tümenin temellerini atıyoruz. Umuyoruz ki modern harp de faydası büyük olur. 


Almanlar Polonya'ya hücum ettiğine dair haberler gündeme düşüyor. Henüz bir savaş ilanı olmasa da Curtin 1.ve 4. Piyade Tümenlerini Mısır Savunmasına sevk ediyor. Ayrıca onlara eskortluk etmesi için yeni göreve başlayan HMAS Rocky'de Avrupa'ya yollanıyor. 3. Hava Filosu (CAS) ve 4.Hava Filosu (AVCI)'da Mısır'a konuşlandırılıyor. Ana deniz filosu Avustralya'da kalıyor. Diğer bir çok savunma ünitemiz gibi.


Almanların sınır tacizi tam kapsamlı bir işgale dönüşüyor. Büyük Britanya ve ona tabi olan tüm elementler Almanya'ya savaş ilan ediyor. Neyse ki tanrı Fransız Ordusunu bizim yanımızda bulundurdu da bu harp kısa bir süre sonra diplomatik yollarla çözülebilecek.

[napolyon94]

Bölüm 4 - Bozgun

Opsiyonel Müzik

Savaşın ilk günleri bir makineden farksızdı. İmparatorluğun tüm üniteleri sahip olduğu vazifeyi biliyor ve ona riayet ediyordu. Avustralya hükümeti 1. basamak seferberlik sorumluluklarını yerine getirmek için en modern ve silahlı savaş gemisi olan HMAS Rocky'i Avrupa sularına sevk etti. Daha çok rezerv konumda talep edilen Mısır için ise ikişer piyade tümeni ile hava grubu tahsis edildi. Malzeme yönünden bir takım eksikler bulunsa da bunlar sadece birkaç hafta da tamamlanacak eksikliklerdi. Özellikle İsveç ve ABD'nin tanksavar yardımları sayesinde gönderilen tümenler hızla donatılabilecekti. Mısır'da ki tümenler 7. Kolordu bünyesinde toplandı.
Toplam 3 hafta süren deniz sevkiyatının ardından Kasım ortasında 7.Kolordu ve hava gruplarımız Mısır'a yerleşti. İtalya'nın tarafsız tutumu başbakan Curtin'ı memnun ediyordu. Umarız Mısır hep sükunet ile hatırlanır.
 

6 Kasım 1939'da Avustralya harp ekonomisine geçti. Temel gıda malzemeleri dahi bir süre karne ile dağıtılacak. Halkımızdan daha en baş safhalarda fedakarlık yapmasını beklemek zorundayız. Britanya ihtiyaç fazlası gıda ürünlerine ihtiyaç duyuyor.


Ülkemiz sadece 19 avcı uçağına sahip. Bunlar da aslen bir eğitim uçağı olan Cangoroo'ya 4 adet 0.383 makineli tüfek monte edilmesi ile ortaya çıkan bir uçak. Yine de 50 CAS ile birlikte Mısır'ı korumaya sevk edildi.


Sovyetler Finlandiya'ya hücuma geçti. Bir takım ufak ordu malzemesi yardımını şahsen insiyatif alarak yapıyoruz.


General Robertsan 7.kolordunun başına atandı. Kendisi şu an El-Alemein ve İskenderiye'de garnizon pozisyonunda bulunmakta. 1. ve 4. Tümenin malzeme açığı sürüyor.


Tümenlerin malzeme listesinde ki eksiklere rağmen büyük oranda standartların üstünde bir kaliteye ve eğitime sahipler. Muhtemelen tüm Kuzey Afrika'nın en elit birimlerine sahibiz. Mart ayına kadar Mısır'da konuşlanan 7.Kolordu, mart ayında Kuzey Fransa'ya çağrıldı. Bu tarihten itibaren General Robertsan ve 40 bin neferi Lille'de rezerv de tutuldular.


HMAS Rocky İnigliz Kanalı'nda ki kariyerine başlıyor. O Avustralya'nın aktif savaşta ki tek ve yegane harp gemisi. Umutlarımız HMAS Rocky ile. Kaptan Crutchlay Alman limanlarına yönelen tüm ticari gemileri avlama derdinde. Deniz ablukası tüm varlığı ile Almanya'ya hissettirilmeli. 


İtalyan Doğu Afrikası'na karşı olağanüstü bir yığınak söz konusu. İtalyanların da aşağı kalır bir tarafı yok. Etiyopya için bu kadar seferberliğe değer mi tartışılır. Yada tartışılmaz.


Haftalardır direnen Polonya en sonunda tamamen teslim oldu. Bunda şüphesiz yerinde bekleyen Fransız Ordusunun da payı büyük.


HMAS Rocky konvoyları avlamaya başladı. Rocky 6 boyunca toplamda 220 ticari kargo gemisini tek başına batırarak Alman Donanmasının bir numaralı düşmanı haline gelecektir. 


"İşte HMAS ROCKY! Sadece 4 gün önce tüm bir savaşın en büyük çarpışmasına giren bu gemi an itibariyle bir genç kız kadar narin ve dokunulmamış duruyor. Danimarka'da girdiği çarpışmada Gnesseui'yu yaralayarak yanında ki Z34 muhribini de denize gömdü. Ufak hasarlar ile çarpışmayı atladan Rocky sadece 48 saatlik bir onarımın ardından tekrar denize açıldı. Ara sıra cılız Luftwaffe baskınları ile uğraşsa da ciddi bir isabet almayan Rocky 3 düşman Stuka uçağını da düşürmeyi bildi. Bizzat majesteleri Birinci derece Harp Nişanını ithaf olarak önümüzde ki günler de yeni bir sancak ile onurlandıracak."


Fin-Sovyet savaşı fazla uzamadan diplomasi ile çözülebildi. Aynı sağduyuyu mevcut harp içinde umuyoruz. Cephe de silahlar suskun, uçaklar sınırı geçmiyor, deniz de ise tek tük konvoy avı var. 


Sovyetler Romanya'nın Dinyester ve Prut nehirleri arasında kalan bölgeyi Odessa'nın güvenliğini bahane ederek işgal ediyor. Rumen ordusu direnmeden çekiliyor, Ion Antenescu basiretsiz hükümeti devirerek darbe yapıyor. 


Deniz Yollarının güvenliği için yeni nesil ASW teknolojilerine ihtiyacımız var. Büyük Britanya'dan alınan bazı lisanslar ile ulusal destroyer projelerimize bir miktar hız veriyoruz. 


HMS Rocky Nisan boyunca bir kaç kez daha Kriegsmarine'in su üstü muharebe güçleri ile karşılaşsa da, çarpışmalar hayli etkisiz oldu.


Almanya 25 Nisan 1940'da Belçika ve Hollanda'ya girdi. Lille'de rezerv olarak tutulan General Robertsan'ın Avustralya 7.Kolordusu Belçika'nın derinliklerini aynı gün girdi. Londra'nın kesin emri Namur ve tüm nehir geçişlerinin elden geldiğince tutulması oldu. Birliklerimiz güveni tam, ten iyi teçhizatla ve eğitimle hazırlandılar. 4. ve 5. Hava Filolaları da Mısır'dan gelerek Belçika üzerinde birliklerimize şemsiye oluyorlar.


İyi Organize Alman zırhlı hücumları Belçikalıları dağıtıyor. Lüksemburg sadece 1 saatte teslim olarak kritik bir boşluk yarattı. Fransız karşı hücumları koordinasyondan uzak. Namur'a henüz varan 1. ve 4. tümenimiz yol boyunca geri çekilen sivilleri ve askerleri gördükçe demoralize oluyorlar.


1 Mayıs'da gerçekleşen yoklama taarruzlarının ardından kuzey kanadımızda ki açık olan Liege'den asıl taarruzu yemeye başlıyoruz. Belçika ordusunun kalıntıları Antwerp'de dağılmış durumdalar. Luftwaffe'nin başarılı ve birbiri ardına tekrar eden sortileri altında tam bir karmaşa durumu hakim.


5 Mayıs akşamı yaşanan taarruza göğüs geremedik. Namur düşmanın eline bırakılıyor. 1. Tümenin ciddi kayıpları var. 


Lille ve Dunquaerke de yeniden organize olmaya çalışan 7.kolordu burada da tutunamıyor. Düşmanın üstün topçusu ve zıhlı birlikleri bizi kağıt gibi eziyor. Fransızlar ihtiyatı yok, Britanya Seferi güçlerinden eser yok. Fransa'nın kaderi aşırı süratle tayin edildi.


Son bir gayretle Marne hattında tutunmaya çalışan Robertsan buradan da kısa sürede atılıyor. Fransız hükümeti ateşkes görüşmelerine başladı. Sydney Robertsan'a tahliye emri veriyor. 


Wehrmacht Paris'e girdiğinde son Avustralya taburu da Chearborg'dan tahliye edildi. Birlikler Cebelitarık'a sevk edildi. İtalya Büyük Britanya ve Fransa'ya savaş ilan etti. 7.Kolordu yeniden Afrika'ya atandı.


Fransa teslim oluyor.

[Faramir]

Yeni Bölüm ne zaman gelir merakla bekliyorum şahsen 1 ay olmuş gerçi son bölüm atılalı.