[Attila the Hun]

Βασιλεία Ῥωμαίων
Bizans İmparatorluğu

Herhangi bir devlet donanmalarını Ege Denizi'nden geçirmek için bizden izin almalıdır. Ege Denizi kıyısındaki toprakların sahibi olarak orası bizim karasularımızdadır. Bizden izin almadan Ege'den geçmeye çalışan gemiler, kuvvetli donanmamız tarafından imha edilecektir. Son teknoloji olan Yunan ateşleriyle silahlanmış gemilerimiz karasularımızı ihlal eden güçlerin cezasını rahatlıkla keser. Özellikle de Türk sultanı @Justicar'a hatırlatalım dedik.

Sayın Polonya Kralı @Ragnvaldr, ticaret yapmak ve haritalarımızı birbirimizle paylaşmak isteriz. Vizyonumuzun benzer olduğunu ve ikimizin de İsa Efendimiz'in yolunda ölmeye hazır ordulara komuta ettiğimizi düşünmekteyiz. Tanrı ülkelerimizin arasında barışı daim kılsın.

Müttefikimiz Venedik Doçu @Dothor_'u cehalet içindeki Tripoli topraklarına İncil'i götürdüğü için tebrik ederiz. Afrika'daki putperest ve Müslüman diğer kabileleri de İsa ile tanıştıracaklarından eminiz.

[Dothor_]

Venedik Cumhuriyeti - Bizans İmparatorluğu ile müttefiklik anlaşması imzalanmıştır.
Bizans İmparatoru ile her ne kadar sıkıntılı dönemler yaşasak da, sonunda orta yolu bulduğumuzu sevinçle karşılıyor ve İmparatorun cömert teklifini kabul ediyoruz. Aynı zamanda Müslümanlar ile bir savaş durumu olursa sonuna kadar yanlarında olduğumuzu da bilmelerini istiyoruz.

---

Venedik Cumhuriyeti - İspanya ile müttefiklik anlaşması imzalanması kararlandırılmıştır. Diplomatlarımız yoldadır.

Üzülerek belirtmek istiyoruz ki İspanya'nın istediği gizli bir olaya katkıda bulunamayacağız. Yine de İspanya ile yaptığımız görüşmeler sonucu Akdeniz'de daha iyi bir ticaret ve barışçıl ortam için müttefiklik ve ticaret anlaşması yapmayı kararlaştırdık.

---

Venedik Cumhuriyeti - Sicilya
Müttefikimiz Sicilya ile bir görüşme yaptık. Gizli görüşmeler sonucu. Bu olay hakkında her türlü donanma gücümüzü Sicilya'ya destek amaçlı kullanabileceğimizi belirttik.

---

Venedik Cumhuriyeti - Papalık
Papa'nın haçlı seferi çağrısına uyduk ve bizde ordularımızı kafirlere karşı savaşmak adına hazırladık. Bütün Katolikleri selamlıyoruz ve Tanrı'nın bize yardım edeceğini umuyuoruz.

---

Aynı zamanda Tripoli şehrini kafilerden aldığımızı bütün Hristiyan alemine duyurmak isteriz.

---

OORP BİR NOT :

Spoiler

(( OORP : Bütün bu olaylar bir turda gerçekleşen olaylar değildir. Bilgisayardan uzak olduğum için yazma fırsatım ve resim ayarlama fırsatım olmadı. Bildiğiniz üzere şehir dışındaydım. Haliyle turları ben oynamadım. Turları benim yerime @Sxario oynadı. Tekrardan kendisine teşekkür ediyorum. Aynı zamanda Hikayeyi de güncellemiş bulunmaktayım. Buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. İyi Roller. ))

[Ayro]

Danimarka Krallığı

İsveç'te hazırlıklarını bitiren Kral Knud ordusuyla beraber haçlı çağrısına cevap vererek gemilerle yola çıktı. İlk hedef başkentimiz Arhus'u geri almaktı ve hızlı bir kuşatma ile halkımızı İmparatorluk zulmünden kurtardık. Ordularımız hiç vakit kaybetmeden bir diğer Danimarka şehri olan Hamburg üzerine ilerlemeye başladı.

[Alcarin]

İsa Efendimizin yeryüzündeki gölgesi Papa hazretlerinin orduları Nuremburg'u kuşatmış ve hala beklemektedir. Kutsal davamızı neticelendirmek isteyen ordularımız bu şehrin kafirlerin elinden alınması için sabırsızlanıyor. Hangi istihbaratı alırsak alalım muzaffer Papalık orduları orayı kuşatmış oluyor. Bunu duyan askerlerimiz hayretle imanınız karşısında titredi ve daha çok dua etmeye başladılar. Ordularımız emrinizdedir, dilediğiniz takdirde Nuremburg'un kurtarılması için harekete geçeriz. Sizlerden artık bu kuşatmanın neticelendirilmesini istiyoruz zira gücünüz Dünya'yı korkutuyor. Şehit olan askerlerimiz cennete kavuşmak için daha fazla beklemesinler.

[Aytaç]

Suikastçi korkusu bu kez farklı bir hal alacaktı, çünkü haçlıların başı olan ve haçlı hedefi Nuremberg'i kuşatmakla görevlendirilmiş olan zat nam salmış Alman suikastçi tarafından katledilecekti. Kamptaki kargaşayı fırsat bilen Nuremberg'deki yiğit askerler de bu haberi almıştı. Korku halindeki papa askerleri üzerine bir akın başlatıldı. Ancak Yüzbaşı Harold önderliğindeki 24 kişi suikastçi korkusundan güvenliği artırmış Papa askerleri tarafından vahşice katledilecek ve Nuremberg böylelikle haçlıalrın eline düşecekti.

[Onur34]

Ruhları Tanrı'nın ışığı ile doğruluğa eren bütün kulları selamlar, ruhları sapkın akılları nedeniyle karanlığa gömülen kafir ve sapkınlara ise Tanrı'dan merhamet dilerim. 

Fransa Kralı @Alcarin ile onların teklifleri üzerine bir tücaret anlaşması imzaladık ve ittifak kurduk. İttifakımız Avrupa'daki kafir ve sapkınlara karşı verdiğimiz savaşı pekiştirirken, umarız ki Papa Efendimizin takdirini kazanabilir. 

Venedik ile imzaladığımız ticaret anlaşması bizi oldukça hoşnut kılmıştır. Ticaret yapmak isteyen diğer devletler ile de anlaşma yapmaya sonuna kadar açığız.

Hükümdarlığımın ilk dönemlerinde İberya'yı tek çatı altında birleştirmeyi hayal edip dursam da, Güneyimizdeki Berberi Kabilesinin saldırgan olmayan tavrı ile bu hayalden vazgeçip iki dinin de özgürce var olduğu huzurlu bir İberya'nın Katolik Kuzey tarafında yıllarca halkımın refahı için çalıştım. Ama bu huzur geçtiğimiz günlerde bozuldu. Papa Efendimiz'in yolladığı mektuptaki uyarı nedeniyle Berberi sınırlarının içlerine casuslarımı yolladım ve gördüğüm manzaradan beni şoke etti. 



Sınırlarımızın hemen dibinde büyük bir ordu toplayan berberileri kınıyor ve bunu bir SAVAŞ İLANI olarak kabul ediyorum. Bütün Katolik devletlerden kafirlere karşı vereceğimiz savaş için hayır duası istiyor, ve selamet diliyorum. 

[Gurt]

2 adet birliğimiz sınır teftişi yaparken savaş ilanı yedik. 2 din ortak yaşam derdi için bunca senedir askeriye bile yatırım yapmamıştık. Ancak tüm hıristiyan kardeşlerimize çağrımız sınırlarımızın içerisindeki tek bir hırstiyanı öldürmeyeceğiz. Lakin sınırlarımız dışındakiler gazabımızdan kaçamayacak.

[Justicar]

Bir sabah halk uyandığında başkent önlerinde bizans ordusuyla karşılaştı. Nerden geldiği belirsiz ordular şehri kuşatma altına aldın. Başkentte 1400 kişilik büyük bir garnizon ordusu bulunuyordu. Askerler cesur olsa da tam hazırlıklı ve sayıca çok üstün olan bizans ordusu karşısında umutlarını yitirmek üzereydi. 

Türk sultanı I. Cemre büyük ısrarlara rağmen baş şehrini terk etmeyi kesin olarak reddetti. Bir gece ani ve çok çılgın bir plan hazırlayarak kuşatma yapan bizans ordusunun kampına ani bir saldırı düzenledi. Savaş kıyımdan ibaretti. O gün çok bizans askeri birazda kendi birliğinden askerler ölmüştü. Ama sonuç olumlu, kuşatma kırılmıştı. 



Tam hızla savaş hazırlıkları yapılmaya başlandı. Bizans'a yaptığı bu hain saldırı neticesinde Cihat ilan edildi. Tüm müslüman alemini çağrıya uymasını bekliyoruz.

[Duman]

Papalık Devleti

Papalık her zaman Avrupa'yı kaosa sürüklemek isteyenlerin karşısında durmuş, toprak fethetme ve genişleme hırsıyla Katolikliğe karşı gelenlerin önündeki en büyük duvar olmuştur.

İlk olarak Macaristan Krallığına saldırarak Budapeşte şehrini yakan, ardından Danimarka Krallığına saldırarak Hamburg ve Arhus şehirlerini talan eden Cermen İmparatoru,

Karşısında Haçlı Ordusunu görünce çaresiz kalmış, hıncını eli silah tutmayan rahiplerden ve diplomatlardan almıştır.

Ancak görülüyor ki Katolik hükümdarlarımız arasında mukaddes Haçlı Seferini kendi topraklarını genişletmek için bir fırsat olarak görenler mevcut.

Fransa Kralı'nın zalim Cermen İmparatoruna karşı savaşmak için gönüllü Hristiyanları toplayıp Brugges ve Antwerp şehirlerini fethetmesi Haçlıya leke sürmüştür.

Aynı Fransa Krallığı Haçlı Seferinin ilk 6 senesini Cermen İmparatoruyla gizli müzakerelerde geçirmiş, bu müzakerelerin başarısız olması üzerine ilk fethini 8. yılda yapabilmiştir.

Haçlı Seferine dahil tüm ülkeler Papalığın İtalyan şehirlerinin güvenliği için elzem konumda olan 2 kale hariç toprak bakımından hiçbir beklentisinin olmadığının farkındadır.

Danimarka'nın kayıplarının karşılanması için Cermen İmparatoru ile yapılan müzakereler ise "Arhus'un kuşatmasını kaldırayım, Papalık da aforozumu kaldırsın" gibi teklifler sonrası sonuçsuz kalmıştır.

Haçlı Seferi sonrası planımız, ele geçirdiğimiz Alman topraklarını Haçlı Seferine katılmış Sicilya gibi devletlere dağıtmak, burada Katolik soyluların yönettiği düklükler oluşturmaktı.

Ancak bu plan Fransa Kralı'nın hoşuna gitmemiş, Metz'e yetişmeyen ordularıyla isyancı kontrolündeki Antwerp'i kuşatırken Papalıktan önce Bern, ardından Staufen kalelerini talep etmiştir.

Bugün ise Haçlı Seferinde alınan zafer sonrası evlerine dönen askerlerimizin önü kendi topraklarımızda sonradan inşa edilmiş bir Fransız kalesi tarafından kesilmiştir.

Hiçbir Katolik devlet, Danimarka'yı kurtarmak için girişilen bu Haçlı Seferi üzerinden Avrupa'ya hükmetmek isteyenlere göz yummamalıdır.

[Alcarin]

Papa hazretlerinin bu mesajı bizleri derinden üzmüştür. Her şeyden önce bilinmesini isterim ki bizler en başta olduğu gibi Avrupa’da Hristiyan kanı dökülmesini hiç istemedik. Kafir Cermen İmparatorluğu Danimarka’yı zor durumda bıraktığında biz gittik Danimarka ile müttefik olduk. Daha sonra bu savaşın bitmesini, Avrupa’nın selameti açısından hayırlı olacağı kanaatine vardık. Cermen İmparatorluğu ile bir takım görüşmelerimiz oldu, doğrudur. Ancak bu görüşmeler diyarın huzuru, güvenliği ve kardeşliği ile alakalı idi. Bu gerginlik bitsin, Danimarka’nın hakkı geri verilsin, Avrupa’nın kalbine yapılmış ve tarihte örneği hiç görülmemiş bu Haçlı Seferinin önüne geçilsin istedik. Başarılı olamadık. Ancak yine de Haçlı Sancağı altında da olsa Cermen halkına zulmetmek istemedik. Bizler neden Cermen İmparatoru ve zalim askerleri küfre düştü diye Alman halkını kılıçtan geçirelim? Bu yüzden müzakereleri sürdürüp, Metz kalesinin imanı kuvvetli, haçlı bayrağı altına girmiş askerlerimize kan dökülmeden teslim edilmesini istedik. Kafir de olsa hakkı var, Cermen İmparatoru bu isteğimizi kabul etti. Ancak efendimiz bizden derhal Metz’in alınmasını, yıkılıp geçilmesini istedi. Hatta yetmedi Staufen kalesinin de beraberinde alınmasını söyledi. Bern kalesini ise kendimize değil, yüce efendimize bıraktık. Hatta kendileriyle konuştuk ve anlaştık. Onlar da bizlere Staufen’i bahşetti. Bu durumda ne yapabilecektik? Tanrı’nın gazabından korktuğumuz için bu isteği tartışmak bile dinden çıkmaktır, aforoz edilmektir. Derhal ordularımızı hazırladık ve mevzubahis iki kale için harekete geçtik.

Metz’in kurtarılmasının kılıç yoluyla değil müzakere yoluyla yapılmasının ihtimali üzerine beklemede kaldık. Ancak Staufen için aynı şey söz konusu bile olamazdı. Papa’nın yürüdükçe Dünya’yı titreten ordusu Staufen kalesine harekete geçmişti. Biz de birliklerimizi onların mukaddes vazifelerini yerine getirmelerini sağlamak için korumakla görevlendirdik. Haddimiz olmadan Cennet’in ordusu ile yan yana mı yürüyecektik? Papa’nın ordusunu gören askerlerimizin benzi attı, kireç gibi oldu, gözleri açıldı. Adeta Baş Melek Micheal gibilerdi. Zırhları, giyimleri ve kuşamları, hatta kanatları… Bu orduyu korumak için elimizden gelen her şeyi yapabilirdik. Bu kutsal vazife ile şehit olup, Cennet’e kavuşmak için sabırsızlanıyorduk. Bu istek kısa sürmedi. Zalim Cermen İmparatoru’nun komutanı askerleri ile beraber dışarı fırladı. Korumakla görevlendirilen ordumuzu kesip biçti. Üstüne bizi korkaklıkla suçladı. Papa’nın arkasına sığınmış dedi. Böyle bir şey olabilir mi? Nasıl korkudan saklanan askerlere saldırabilirsiniz ki? Ancak korumakla yükümlü askerler öne atıldıkları için onlarla savaşabilirsiniz. Bu korkaklık değil, aksine cesarettir. Ancak önemli olan Papa’nın ordusuydu. Hiç gücenmedik, hiç darılmadık. Şehit olan askerlerimize bir dua dahi edilmedi. Olsun, Papa’nın düşüncesinin kırıntısı bile yeter dedik. Nihayetinde bizim koruduğumuz ordular bugün Staufen’in zalim komutanının cezasını vermişti. Bundan daha hayırlı ne olabilir sorarım size ey Avrupa halkı. Cennet’in ordusunu koruduk biz. Bizim taşıdığımız haçlı sancağı ile Papa’nınki bir mi? Biz ancak kul olabiliriz.

Bahsedeceğim bir diğer husus ise neden Bruges ve Antwerp şehirlerinin alındığıdır. Yukarıda bahsettiğim üzere ordularımız Metz’in zaten resen verileceği ihtimalini göz önünde bulundurarak harekete geçecekti. Evet, suçluyuz, evet, Papa’dan sakladık, evet, kafir İmparator ile görüştüm. Niçin? Zavallı halkı korumak için. Yakıp yıkmamak için. Bu mudur bize reva görülen? Suçluları ayırmazsak, herkesi öldürürsek, suçsuzların günahı nedir, ne olacak? Çok insaflı olmak, insana değer vermek suç mudur ey Papa’mız ey Efendimiz? Devam eden süreçte, Metz yerine kuzeydeki bu şehirlerin alınarak müttefikimiz Danimarka’ya daha kolay yardıma gidebileceğimizi düşündük. Üstelik bu şehirler kaynağını anlayamadığımız kirli istihbarat ve iftira ağının bir parçası olmuşlardı. Ayrıca yüce efendimizin etrafına ışık saçan kardinali de bu iki şehrin arasında dini görevini yerine getiriyordu. İnsanlara bilmesi gerekenleri anlatıyordu. Bu günahkar insanların içinde elbette günahsızların da olduğunu bilecek kudretteydi.



Ancak bu şehirlerin komutanları belki de Tanrı’nın mesajını yerine getirenlere kıyacaktı. Bizim görüşümüz ve tavrımız nettir! Papa’nın hakimiyetine girmeyen hiçbir şehir kutsanamazdı. Bu şehirlerin komutanları ne müzakere ediyordu ne de biat! Ayrıca Cermen diyarının içlerine kadar gidip Kuzey Fransa’yı boş bıraksaydık, masum halkı gafil avlayarak onlara zulmedebilirlerdi. Biz de haçlı sancağı altında hem kardinal hazretlerinin işini kolaylaştırmak, hem de günahsız halkı kurtarmak için bu şehirleri aldık. Daha sonra müttefikimiz Danimarka için fethettiğimiz şehirdeki imanı kuvvetli halk ile bir ordu oluşturup yola çıktık. Hamburg’a yaklaşmıştık ki Müttefikimiz Danimarka’nın kuşattığını gördük. Onlar için ne büyük vazife! Ne büyük bir görev! Bu yüzden bizler de rotamızı Frankfurt’a, Kafir İmparator’un bulunduğu şehre yönelttik. Oraya yaklaştığımızda gözlerimize inanamadık. Lucifer’ın zebanileri Cennet’in ordusunu yenmişti! Şok olduk, bu nasıl mümkün olabilirdi? Askerlerimiz Papa hazretlerinin ordusuna yetişemedikleri için ağladılar, isyan ettiler ve hatta kendilerini Tanrı’ya kurban etmek istediler. Bu huzursuzluk karşısında tez Frankfurt’a hareket ettik. O sıralarda Nuremburg’un neredeyse fethedileceğini öğrendik. Bekledik, belki İmparator imana gelmiştir, içindeki şeytanı dışarı çıkarmıştır dedik. Bilemezdik, bilemediğimiz için Frankfurt’u kuşatamadık. Ey Avrupa’nın Hristiyan kulları, sizlere yeminler olsun ki bu Dünya’da en korktuğumuz şey masum bir Hristiyan kanı dökmektir. Haklı değil miyiz? Haksızsak da sizlere hakkınızı veririz efendimiz yüce Papa! İsteyin Antwerp ve Bruges hakimiyetinize geçsin, isteyin sizlere bağışlayalım. Biz zulmetmeyerek bir hata ettik. Boynumuz kıldan ince. Dileyin, sizin hakimiyetinizde olan şehirler resmi olarak sizlere geçsin. Biz hazırız. Bu yolda ölecek olsak bile asla şikayet etmeyiz. İmanımız buna izin vermez.

Bir diğer konu ise ordularımızın Papa’nın ordusunu engellediğine dair ortaya atılan iddialaradır. Efendimiz, siz de biliyorsunuz ki Nuremburg’u kuşatan birliklerinizin sayısı azdı. Bu yüzden sizlere destek vermek istedik. Bu kutsal dava vazifesini yerine getirmek için sabırsızlanan, adeta hacı olmak ümidiyle orduya katılmış Fransız halkını nasıl dizginleyebilirdik? İmanı güçlü kardeşlerim, zayıf düşmüş olacaklar ki hem dinlenebilmek, hem de dua edebilmek için bir kamp kurdular. Cahilliğimizden olsa gerek, sizlerin yani Cennet’in ordusunu niçin engelleyelim? Böyle bir davranış, hele hele sizlere karşı yapılacaksa ölürüz daha iyi. Fısıltısı bile askerlerimizin dizlerinin bağını çözer. Artık Nuremburg kurtulduğuna göre sizleri istemeyerek engellemiş olan ve kısmi de olsa gaflete düşmüş ordumuz derhal Tanrı’nın Krallığı’nın sınırlarından ayrılacaklardır. Bizim izinsiz sizin sınırlarınıza girmemiz belki bizi yakar, kavurur. Lakin siz istediğiniz takdirde her yere gidebilirsiniz. Bütün Dünya Tanrı’nın vekiline aittir! Bütün Katolik Krallar, sizler kafire karşı bizler gibi merhametli olmayın! Papa efendimize, Tanrı’nın ve İsa’nın ışığına biat edin! Aksi halde hiç şüphe yoktur ki Tanrı’nın gazabından kurtulamazsınız!  

Emredin, hatta gözlerinizle ima edin, sizlere Metz, Antwerp, Brugges başta olmak üzere nice şehirlerimizi bırakalım. Eminim bizden daha hayırlı yönetirsiniz. Bütün Fransa size aittir, sözünüzden çıkmayacaktır. Siz isteyin, nereyi isterseniz isteyin orayı Hristiyan kardeşlerimize bağışlarız. Ordularımız sınırlarından çıkmayacak, nerede bir kardeşimiz zarar görüyorsa sizin izninizle orada olacaktır! Bizim canımızı, malımızı, ordularımızı ve daha nice birikimimizi alabilirsiniz, yeter ki sizlerin o haşmetiniz ve ihtişamınız ile imanımızı güçlü tutalım.

Kulunuz ve Hizmetkarınız, Fransa Kralı

[Aytaç]

Haince bize karşı planlar içerisinde olan Macarlar'a saldırdırmamızı onların da Katolik olduğunu iddia ederek yanlış bulan ve bu sebeple bizi afaroz eden Papalık yine masum bir Katolik devleti olan Milan Düklüğünü kaşla göz arasında yerle bir edip şehirlerini talan etmiştir. Ayrıca yine Papalığın sarmaş dolaş olduğu Polonya devleti yine Macarlar'a saldırırken Papa sessizliğini korumuş ve çifte standartını göstermiştir.

Ardından tüm barış ve dostluk tekliflerimizi görmezden gelen Danimarkalı barbarlardan içinde Alman nüfusun yaşadığı bir Alman kalesi olan Hamburg'u 1 kişi dahi öldürmeden alıp yine barış yapmaya çalışmamız sebebiyle bize karşı haçlı seferi başlatan ve buna zorla devletleri sokmaya çalışan Papalık, Floransa, Ajaccio, Bologna, Genoa ve Milan topraklarını ele geçirmek ile doymamış ve gözünü bu kez de Alman topraklarına diktiğini göstermiştir. Papalık, Nuremburg'u kutsal bir hedef olarak göstermiş ve sanki barışı sağlamaya çalışır gibi davranarak insanları da bu haçlıya teşvik etmiştir. Ancak Haçlı devletleri, kutsal bir yolculuk olan haçlı seferini koskoca bir medeniyeti tarih sahnesinde silmek ve kendilerine toprak almak için bir menfaat aracı olarak kullanmışlardır.

Bizi agresiflikle suçlayan Papalık dünyada en çok askere sahip devlet olarak öne çıkmaktadır ve her geçen gün asker ve toprak sayısını artırmaktadır. Alman devleti ile işi biten, istediğini alan Papalık'ın bir sonraki hedefi neresi olacak bekleyip göreceğiz. Öyle ki şimdiden Kutsal Roma İmparatorluğu ile işinin bittiğini anlayan Papalık yeni bir düşman ortaya çıkarmak ve genişleyecek yeni topraklar bulmak amacıyla Haçlı'ya dahi en ön safta katılan Fransa devletini karalama çalışmalarıyla kötü göstermekteyken Hristiyanlar üzerine Cihad ilan eden Türkler'e karşı hiçbir şey söylememektedir.

---

İmparator casuslarıyla ve suikastçileriyle ün salmıştı. Son toprak olan Frankfurt'ta kendini ordusuyla birlikte surların ardına çekmiş ufukta yeni bir düşman ordusunu beklemekteydi. Ancak casuslardan gelen haberler bu yönde değildi. Frankfurt sınırlarında bir düşman ordusu görünürde yoktu. İmparator en yakın kaybedilen kale olan Magdeburg'u gözetlemesi için hemen bir casusunu görevlendirdi. Kalede içki içip yerli kadınlara tecavüz etmekler meşgul 20 civarı askerden başka hiçbir garnizon yoktu. İmparator hemen şahsi birlikleri ile birlikte yola çıktı. Uzun ve zorlu bir yolculuğun ardından İmparator ve şahsi korumaları Magdeburg yakınlarına gelmişlerdi. Ardından surların ardına şifreli bir mektup atılarak casusa haber uçuruldu. Artık iş içerideki casusun bir şekilde kapıyı açmasına kalmıştı. Gece vaktiydi, İmparator ağaçların arasından kapıyı gözetlemeye başlamıştı. Ufak bi gıcırtı duyuldu ve kapı ardına kadar açıldı. Karanlıkta bir silüet ağaçların arasına bakınarak karanlıkta zar zor görülen imparator ve askerlerine gelin işareti yapmaya başladı. Hızlıca ve sessizce harekete geçilerek horul horul uyumakta olan 24 kişilik asker grubundan 16'sı öldürüldü. Merhamet dileyen ve karşılığında her türlü bilgi vermeye razı olan 8 kişi ise zindana atıldı.

Namı yayılmış isimsiz suikastçi de yine iş başındaydı. Artık imparatorun kontrolünden çıkmış suikastçi kendi başına kararlar alarak birilerini öldürüyordu. İmparator tarafından papa ve polonya generallerini öldürmekle görevli suikastçi etrafı soruşturarak Venedikli bir casusun yerini öğrenmiş ve kafasına taktığı bu zavallı adamı pazarda gezerken zehirli bir bıçak ile katlederek kayıplara karışmıştı.

[Sxario]

Sicilya Krallığı

İspanya'da bulunan din kardeşlerimize saldıran kafir korsanları temizlemenin zamanı gelmiştir! Akdeniz güvenli bir hristiyan gölü haline gelene kadar durmayacağız.

Bu açıklama resmi bir savaş ilanıdır.

[Ragnvaldr]

Polonya Krallığı

I

Polonya Krallığı olarak başarılı bir Haçlı Seferi'nin sonunu kutladık, kaybettiklerimizin yasını tuttuk.
Tuttuğumuz kayıtlara göre şu ana kadar HRE ile olan savaşta en çok asker kaybeden ve en çok asker öldürmeyi başaran Polonya Krallığı olmuştur.
Savaşa olan katkımızdan şüphe edenler ancak Polonya'nın kuvvetinden korkup tir tir titreyenlerdir.

---

II

Maalesef Haçlı Seferi'nin bitmesi kafirlerin de bittiği anlamına gelmiyor. Tanrı tanımazların son kalesi ve topraklarından biri olan Stettin'i herhangi bir zorluk olmadan fethettik.

---

III

Bununla birlikte savaştığımız savaşın yeni bir savaş doğurmamasını ilk baştan beri dile getiriyorduk. Fransa ve Papalık sınırında yaşanan olaylar bizi ciddi bir şekilde endişelendiriyor.
Gerçek Hristiyanlar tatlı sözden anlar, aralarındaki meseleleri güçle değil diplomasi ile çözer. Kaynaklarımızı Avrupa'da birbirimiz için savaşarak harcarsak ortak bir şekilde hareket etmeyi bizden daha iyi başaran kafirlere yem oluruz.
Polonya Krallığı olarak önce HRE'nin sonunun getirilmesi, daha sonra ortaya çıkan sorunların çözümü için tekrar masaya oturulması gerektiğinin taraftarıyız.

---

IV

Son sözlerim ise en çok Saygıdeğer Fransa Kralı'nı ilgilendiriyor.

Bize gelen haberlere göre cesur ve inançlı Fransızlardan oluşan bir Fransız ordusu kafirlerin son toprağı Frankfurt'un surlarının dışında bekliyordu.
Polonya Krallığı olarak bu haberi büyük bir memnuniyetle karşıladık. Fransa Kralı'na gönderdiğimiz bir mektup ile başarılarını önceden tebrik ettik.

Fakat, daha sonra aldığımız haberlere göre Fransız ordusu Frankfurt'tan bilinmeyen bir sebeple çekilmiş.
Bunu fırsat bilen kafir HRE imparatoru Frankfurt'tan Magdeburg'a gelerek Fransa'nın müttefiki Danimarka'ya söz verdiğimiz Magdeburg kalesini ele geçirmiş.
Bu kalenin az savunmaya sahip olmasının tek nedeni yürekli Fransız askerlerinin ve komutanlarının Frankfurt'u kuşatacağı düşüncesiydi.

Danimarka ile birlikte savaştan en çok yarayı alan Polonya Krallığının askerleri evlerine dönüp yaralarını sarmak istemektedir.
Geçtiğimiz yıllarda elimizde olan ve elimize geçen her şey kafirlerin sonunu getirmek için ordumuza gönderilmiştir.
Artık şehirlerimizi inşa etmek, ticaret yapmak, yol yapmak istiyoruz. Gözümüzü Polonya'nın nihai görevi olan doğudaki kafirlere çevirmek istiyoruz.
Bunun önündeki tek engel Orta Avrupa'da hala yaşamaya devam eden HRE kafirlerinin varlığıdır. Bu kafirler masum Alman halkı değil, onları demir yumrukla yöneten prensleri ve imparatorlarıdır.
Bunu fethettiğimiz topraklarda halkın kılına bile zarar vermememizden anlayabilirsiniz. Yozlaşmış HRE liderleri ve imparatorluk ailesinin en kısa zamanda sonu getirilmelidir.
Hayata zor tutunan kafirlerin tekrar güçlenmesine izin verilmemeli, onların yararlanabileceği herhangi bir olayın çıkması engellenmelidir.

Güney Akdeniz kıyılarındaki ve Alp Dağları'ndaki sınırlarda gerçekleşen Saygıdeğer Fransa ile Yüce Papa arasındaki anlaşmazlıklar savaştan yeni çıkmış bir Polonya Krallığı'nı herhangi bir Haçlı Seferi ilan edilmediği takdirde ilgilendirmez.
Ancak bu iki dost saydığımız ülke aralarında savaşmaya başlarsa HRE kafirleri boşta kalır ve kafirlerin sonunu getirmek yine en tecrübeli Polonya ordusuna kalır.
Bu ordu gereksiz bir şekilde tekrar savaşa dahil olacaktır. Ordumuzun istemediği durumlara getirildiğini ve bu bağlamda Polonya'nın alakası olmadığı olaylara taraf edildiğini, çekildiğini düşünüyoruz.

Doğuya gitmek ve yaralarını sarmak isteyen Polonya'yı ilgilendirmeyen anlaşmazlıklar, ordularını tekrar batıya göndermek zorunda kalıp bu sefer son kafir toprağı da fethedilmeden önce durmayacak Polonya'yı ilgilendirecektir.

Yüce Papa'mız bize Haçlı Seferi olmadan sadece kendisine saldırıldığında savaşacağını iletmişti. Şu ana kadar Yüce Papa'nın bu sözünü tuttuğuna ve gelecekte de tutacağına inanıyoruz.
Yüce Papa'nın yozlaşıp dünya fethine çıktığı söylentilerinin tek kaynağı Katoliklere her fırsatta saldırıp bunun cezasını çeken Kutsal Roma İmparatorluğu'dur. Bu tür yalanlara inanma gafletine düşmeyin.

Kafirlerin sonu getirilmeden önce Fransa Krallığının Papa topraklarında gösterdiği saldırgan tutumu yanlış buluyoruz.
Bunun bir yanlış anlaşılmadan kaynaklandığını düşünerek, üzerimize düşerse, iki ülkeye de sakinleşme çağrısı yapıyor ve gerekirse arabulucuk yapabileceğimizi iletiyoruz.
Diplomasi masasında çözülemeyecek sorun yoktur. İki ülke de savaş bittikten sonra masaya oturup sorunlarını tartışmalı ve çözüm için karşılıklı tavizler vermelidir.
Katolikler arasında iyi bir savaş ve kötü bir barış diye bir şey yoktur; inananlar arasındaki tüm savaşlar kötü, tüm barışlar iyidir.

---

Tanrı hepimizi kutsasın.
Amen.

[Alcarin]

Doğu Avrupa'nın koruyucusu ve bekçisi Polonya Krallığı'na selamlıyorum.

Öncelikle bilmenizi isterim ki Haçlı Sancağı altında savaşan askerlerinizin cesareti karşısında tüm Dünya ibret aldı. Doğuyu küfre düşmüş İmparator ve askerlerinden temizleyerek Magdeburg'u almanızı takdirle karşıladık. Frankfurt kuşatılacak iken Nuremburg'un efendimizin orduları tarafından alınması askerlerimizde coşku ile karşılandı. Böyle bir durumda İmparator'un da bulunduğu Frankfurt şehrini alıp fişi çekmemiz gerekiyordu. Ancak takdir edersiniz ki İmparator'un aklından geçenleri okumak imkansız. Kendisini surların ardından görmek bile mümkün değil. Dolayısıyla İmparator'un Papa efendimize yalvarıp af dileyip dilemediğinden emin olamadık. Çünkü Frankfurt günahkar veya günahsız çoğu Almanın zorla toplandığı bir şehirdi. Bu şehirde yapılacak bir savaş bir çok masum insanın kanını dökmek demekti. Hele hele İmparator'un af dilediği bir ihtimal söz konusu olduğunda askerlerimizin geri dönmesi mantıklı hale geldi. Frankfurt'tan ayrılırken anladık ki İmparator kirli planlarını sürdürmeye devam etmiş.

Bir diğer husus ise yüce efendimiz Papa'nın Fransa ile Polonya'nın komşu olmasını istemediğidir. Nedenini bilmiyorum ancak hak veriyorum. Bu kadar büyük bir Fransa iyi niyetli de olsa derdini tam olarak anlatamayacaktır. Ah, işte yüce efendimizin ileri görüşlülüğü böyle olsa gerek! 

Kuzey İtalya'da yaşananlara ise herkesten af diliyoruz. Ordumuzun Nuremburg'a gitmesi gerekiyordu ve sadece Kuzey İtalya yolu açıktı. Bern ve Kuzeyi geçiş için imkansız görünüyordu. Gaflet ve delalete düşmüş olmuşuz ki gitmişiz olur olmadık yerde askerlerimizi dinlendirmişiz. Hata bizde, affediniz. Bizim asla ama asla Papa ordularıyla savaşmak gibi bir niyetimiz yoktur. Aksine her zaman efendimizin emrindeyiz. Bu huzursuzluğu bitirmek için tazminat ödeyebiliriz.

Saygıdeğer Polonya Kralı, sizler için elimde olmayan sebeplerle bazı maddeleri sıralayacağım:

1- Frankfurt'u almamızı istiyorsanız, şehrin alınacağının Hristiyan alemi için uygun görüleceğine dair Papalık onaylı yazılı bir dökümanı bize iletmenizi,

2- Frankfurt'un alınması suretiyle Fransa ve Polonya komşu olacağı için, Papa Efendimizin iki ülkenin komşu olmasına izin verdiğine dair Papalık onaylı bir belge göndermenizi,

3- Yukarıdaki iki madde gerçekleşirse eğer, Frankfurt alındığı takdirde Polonya ve Fransa'nın karşılıklı saldırmazlık antlaşmaları yaparak müttefik olmasını, iki ülkenin onayı olmadan bu antlaşmanın bozulamayacağını, 

talep etmek durumunda kalacağız.

Tanrı ve Papa efendimiz hepimizi korusun. 

Fransa Kralı

[Duman]

Habemus Papam!

Papa Gregory, Roma'daki salgından kaçmak için sığındığı Ajaccio'daki yazlık sarayında Cermen ve Murabıt suikastçiler tarafından öldürülmüş, yerine seçilen Papa Innocent öncülünün kaderini paylaşmamak adına Avrupa siyasetinden tamamen çekilme kararı almıştır. Bu kapsamda Aziz Peter'in tahtı Roma şehri hariç tüm Haçlı kontrolündeki topraklar en yakın zamanda İtalyan şehir devletlerine teslim edilecektir. İtalyan devletler bu şehirlerle istediğini yapabilir, şüphesiz ki Birinci Haçlı Seferinde gösterdikleri efor ve cesaret karşılığında onların hakkıdır. İtalyan elçileri en kısa zamanda Roma'ya bekliyoruz.

[Onur34]

Yeni Papa Innocent'in hükümdarlığını kutlarız. Ama İspanyol Kralı olarak naçizane düşüncem, Avrupa'daki Katoliklerin kafirlerden ve birbirlerinden korunması için Papa'nın bilgeliğine ihtiyaç duyduklarıdır. Bu nedenle yeni Papa'dan tek isteğimiz kullarına yol göstermesidir.

[Dothor_]

Venedik Cumhuriyeti

---

SAVAŞ İLANI  

Türkler
Venedik Cumhuriyeti müttefik ülkesi olan Bizans İmparatorunun, Türklerin agresif hareketleri sonucu, Bizans'ın Türklere karşı savaş açtığını öğrendik. Cumhuriyet bu zamana kadar Papa'nın sözünde durdu, müttefiği Sicilya'nın sözünde durdu. Ve her zaman olduğu gibi tekrardan sözünün arkasında durarak, Bizans müttefik kuvvetlerine askeri, ekonomik ve donanma desteği vermeye hazırdır. 

" Venedik ordusu yola çıktı "

---

Kutsal Roma İmparatorluğu

Kutsal Roma İmparatorunun, zeki hareketleri sonucu casus ağımızdan bir kişinin öldüğü haberini aldık. Zaten gerekli cevapları Katolik ülkelerinin verdiğini düşünüyoruz. Bizim için

" Kutsal Roma İmparatorluğu artık ne kutsal, ne roma ne de bir imparatorluk " - Doç Domenico

---

Papalık
 Üzülerek söylüyorum ki Papa Gregory'nın toprak meselesi bizi derinden üzmüştür. Bize toprak verileceğini söylerken, birden fikrinden vazgeçerek toprakları kendi himayesini geçirmiştir. Papa'ya toprak meselesinde hak veriyoruz, istedikleri toprakları alabilirler. Bize de toprak vermek zorunda değiller. Ancak Papa bize diplomat aracılı ile toprak istemimizi söylemişti, biz de haliyle görevi yerine getirdik. Fakat görüyoruz ki Papa anlaşmayı reddetmiş. Bizim istediğimiz toprak değil Venedik delegelerine biraz saygı. Gregory'nin bir sözü diğerini tutmamıştı. Bugün Gregory'nin öldüğü haberini aldık. Papa Innocent görev başına geçmiş; kendisine saygılarımızı sunuyor, Diğer Papa hazretlerine göre kendilerinin Venedik Cumhuriyeti'ne karşı alaycı değil, saygılı davranacağını ümit ediyoruz.

---

Sicilya
Müttefikimiz Sicilya kuvvetlerinin, resmi olarak Müslamanlara savaş açtığı haberi bugün Venediğe ulaştı. Kendisine her türlü yardımı etmeye hazır olduğumuzu, Venedik donanmasının her zaman müttefiklerine yardım amaçlı bulunduğunu söylemek isteriz.

[Attila the Hun]

Βασιλεία Ῥωμαίων
Bizans İmparatorluğu

Bir süre önce Konya'yı kuşattık. Türkler kuşatmayı yardılar ve ordularımız mağlup edildi. Mısır da bizden sonra sıranın onlara geleceğini bilmeyerek Türklere yardım etti ve Kıbrıs'ı kuşattı. Bize cihat ilan eden Müslüman devletlere sesleniyoruz! Konya önlerindeki galibiyetiniz sizi sevindirmesin. Oraya gönderdiğimiz ordular gerçek gücümüzün gölgesi bile değil. Onlar sadece öncü kuvvetler! Askerlerimizi toprağa gömebilirsiniz, ancak imanımızı ve zafere olan inancımızı toprağa gömemezsiniz. Erkeği, kadını; genci, yaşlısı tüm halkımız Tanrı'nın yolunda kafirlerle savaşmaya hazırdır.

Ey Hıristiyan alemi! Ey Katolik kardeşlerimiz! Hıristiyanlığın koruyucu surları Bizans'tır. İşte o surlar tehlikede! İşte o surlara bizi inancımızdan caydırmak isteyen barbarlar dadandı! Biz Avrupa ile Türkler arasındaki tampon bölgeyiz, biz Hıristiyan aleminin muhafızlarıyız! Biz yüzyıllardır bu vazifemizi canımız pahasına yerine getirdik. İslam'ın Arap yarımadasına gelişinden beri Müslümanları Avrupa'dan uzak tutan güç biziz! Bu uğurda Mısır'ı, Suriye'yi, Libya'yı ve Anadolu'nun çoğunu kaybettik. Şimdi sıra sizdedir. Şimdi, Papa'yı ve Katolik evlatlarını Hıristiyanlığın fedakar muhafızları olan Bizans İmparatorluğu'na yardım etmeye çağırıyoruz. Constantinopolis'teki yüce mabet Ayasofya'da çan sesleri susarsa, bunun aynısının yarın bir gün Roma'da olmayacağını garanti edemeyiz! Hem dinimizi hem de kendimizi korumak için birlik olup Müslümanlara karşı tek yumruk olmalıyız! Bugün, kiliselerimizin ayrılmasından en büyük payı alan Müslümanları hayal kırıklığına uğratma günüdür! Bugün, İsa efendimizin hürmetine dinimize sahip çıkma günüdür! Bugün, zafer günüdür! Tanrı bize zaferi bahşetsin!

[Ragnvaldr]

Polonya Krallığı

Polonya Krallığı olarak Yüce Papa'mızı kaybettiğimiz için yastayız.

Kendisiyle muharebede aynı safta yer alma şerefine erişemesek de İtalya'daki elçilerimize ve prensesimize çok iyi davranmış, kendilerini evlerinde hissetirmiştir.
En başından beri haksızlığa göz yummadığını göstererek Kutsal Roma İmparatorluğu'nu birçok sefer uyarmış, uyarılarının da boş olmadığını Haçlı Seferi ilan ederek göstermiştir.
Polonya Krallığı ve halkı Papa Gregory'nin ismini hiçbir zaman unutmayacaktır.

Cennetin krallığında huzur içinde yatsın.
Amen.

---

Bununla birlikte yeni Papa'nın Haçlı Seferleri'nde alınan toprakları bölüştüreceği haberi bizi şaşırtmıştır. Daha da şaşırtıcı olan Haçlı topraklarının Haçlı'da herhangi bir muharebeye girmemiş, şehir almamış, alacakları topraklara komşu olmayan devletlere verilmesidir.

Biz, Polonya Krallığı olarak, Fransa ve Papa sınırında yaşanan küçük anlaşmazlığı daha önceden görmüştük. Papa'nın aldığı yeni kararın da anlaşmazlıklar çıkaracağını, huzuru bozacağını düşünüyoruz.

Bizim teklifimiz Polonya, Danimarka, Fransa, Venedik ve Sicilya ülkelerinin bir araya gelip durumu aralarında konuşmasıdır. Orta Avrupa'da çıkan her sınır savaşı doğuda Cihad ilan etmiş Müslümanların ve batıda İberya işgalini sürdüren Murabıtların lehinedir.

---

İsa hepimizi korusun.
Amen.

[Alcarin]

Fransa Kralı, Papa'nın uyarısının getirdiği korku ve huzursuzluk içerisinde düşünürken birden bulunduğu odanın nemden yüz tutmuş gıcırdayan kapıları "hoppf" sesiyle açıldı. İçeri giren haberci hava soğuk olmasına rağmen kan ter içerisindeydi. "Ulu Tanrım, yine ne günah işledim :/" diye içinden söylenen Fransa Kralı, yaşanan sessizliğin ve ürkütücü bakışmaların ardından haberciye izin verdi. "Anlat" dedi o titreyen sesiyle. Bir omzunda şeytan, diğer omzunda melek, hep bir ağızdan Kralın kulağına fısıldıyorlardı. "Papa seni afaroz etti! Yanacaksın!" diyordu iblis, "Sen görevini yaptın, artık sadece dua et" diyordu melek.

Bu akıl tutulmaları esnasında Fransa Kralı'nın boş boş etrafına baktığını anlayan haberci bir an duraksadı. "Kralım" dedi. Cevap alamadı. Tekrar seslendi haddi olmadan sesini artırarak. Aniden kendine gelen Kral başını sağa sola salladı, anlaşılmaz kelimelerle kendi kendine söylendi. Kolay değil, delirmenin eşiğine gelmişti. "Anlat" dedi. Sesi hırıltılı çıkmış olmalı ki etrafından bir türlü gelmeyen tepkiye şaşkınlıkla baktı. "ANLAT!" diye bağırdı. Sesi odada yankılandı, en ücra köşedeki hizmetçiler bile duymuştu. Haberci nihayet okumaya başladı. "Papa'mız" dedi, "Efendimiz" dedi, uzun uzadıya okudu. Ağzından çıkan her Papa kelimesinde Kralın boğazı düğümleniyor, ateşler içerisinde kalıyordu. Ancak kendisi bir takım ilahi güçler tarafından korunuyor olsa gerek, bir türlü o malum "aforoz" kelimesini duyamıyordu. İçini hem bir ferahlık kaplıyor hem de ara sıra dizleri titriyordu.

Haberci devam etti. Olan biteni anlattı. Mektubun başındaki sıkıntılı giriş, korku dolu gelişmeye dönüşmüştü. Sonuç ise hiç beklenildiği gibi değildi. Adeta bir hüzün, bir keder silsilesiydi. Odadaki soyluların gözlerinden yaşlar süzülüyordu. "Bu, bu, bu nasıl olabilir" dedi Kral. Şaşkınlıktan tüm bildiğini unuttu. O yüce dini lider, İsa Efendimizin vekili, Tanrı'nın gölgesi, kafirlere ateşler, imanlılara nur saçan Papa hain ve kalleş bir suikast sonucu öldürülmüştü. Kral duraksadı. "Ben, benim yüzümden efendimizi Tanrı yanına alarak ödüllendirdi... Beni ise lanetledi..." diye olur olmaz düşüncelere gark oluyordu. Yanındaki rahip vaziyeti anlamış olacak ki Kral'ı sakinleştirdi, "Bizi yalnız bırakın" dedi o tok sesiyle asasını yere vurarak. Odadakiler dağılmadan önce Kral gözyaşlarını tutamayarak etrafındakilere Yas tutulacağına dair emirler veriyordu. Rahip ise o rahatlatıcı konuşmasıyla Kral'ın önce af dilemesini, daha sonra dua etmesini isteyecekti. Nihayetinde sorumlulardan intikam alınmasını öğütleyecekti.