[Hanno barca]

Ben  Giacopo Orsini bu yazdıklarımı unutulmamak için yazıyorum. İlk önce atalarımı tanıtmam gerekiyor ki hanemi tanıyasınız. Pek tabii öyle uzun uzadıya anlatmayacağım. Hanem kendi soyunu Antik Roma'nın en büyük hanelerinden biri olan Julio-Claudian'a dayandırır ve  eski Roma İmparatorluğu içindeki her toprakta hak iddia eder. Özellikle de İtalya'da. Ne yazık ki ben bunun doğrulunu kanıtlayacak tarihi kaynaklara ulaşamadım. Nitekim bulduğum en eski kayıtlar da Papa II. Stephen'a kadar dayanıyor. Velhasıl kelam hanem köklü bir hane. Şimdi gelelim konuya yani ben cont Giacopo'ya. 1039 yılında Roma'da doğdum ve orada büyüdüm , Papaya yıllarca hizmet ettim. Nihayetinde Bilge Papa II. Alexsender 1056 yılında çabalarımı taktir etti ve bana Orvetio topraklarını verdi. Orvetio'ya gitmemle lordluk hayatım başladı. Hayatım boyunca şarap taşımacılığı , katiplik , sadaka memuru gibi düşük sorumluluk isteyen ama ayı zamanda önem ve dikkat isteyen işlerde bulunduğum için lordluk gibi yüksek sorumluluk ve soyluluk isteyen bir işe girişmem başlarda zor gelecekti. Orvetio'ya geldiğimde durumlar fena değildi ama daha iyisini yapıp halkıma bakmalıydım. İlk işim tarımın artırılması için destek vermek oldu. Ne yazık ki İtalya öyle çok bereketli bir yer değil. Tarım arazileri bulunmasına rağmen dağlık bir yer. Bu yüzden çiftçilere para verdim tarlalarının verimini artırabilmesi için mühendisler , botanikçiler tuttum. 1 yıllık emeğimin sonucunda bereketli bir yıl geçirdik. İşlerin yolunda gittiğini düşünerek aynı yıl yani 1067'de haça Kudüse gittim. Benim için inanılmaz bir deneyimdi zira hiç görmediğim kültürler , dinler , halkları görmüştüm.  1 yıl boyunca işler iyi gidiyordu ama fazla iyi gitmiş olacak ki on binlerce karga hasattan hemen önce ekinleri yedi. Pek tabii çiftçiler bu durumdan hoşlanmadı ama elden ne gelirdi ki. Hasar gören ekin için para ve gıda desteği verdim ki aç kalmasınlar. Yine 1 yıl özenle çiftçiler tarlalarıyla uğraştı. Tekrar büyük bir hasat elde ettiler ama o zalim karga sürüsü geri geldi ve yine her şeyi silip süpürdüler. Yine aynı şeyi yapıp destek verdim elimden yine fazla bir şey gelemezdi. Nihayetinde topraklarımdaki düzeni sağlayıp topraklarımı genişletmeye karar verdim. Papa'dan izin alarak Capua'daki cont Richard dregen'e savaş açtım.

[Hanno barca]

                                                                                          Normanların İtalya'yı işgal etmesi yerel halkı rahatsız ettiği için Lombardlar ayaklanmayı düşünüyordu. Cont Richard bunlarla ilgilenirken bende arkadan saldırmaya karar verdim. Sonuç olarak 14 Eylül 1071 yılında Capua muharebesi gerçekleşti. Savaşı kazandık ve Capua'yı feth ettik. Richard ve ailesi ise İngiltere'ye kaçtı. Capua'yı feth ettik sonra Neapolis'e saldırmak için hak iddiasında bulunmaya çalıştım ama yeterince güçlü bir iddiam yoktu. Nihayetinde Orvetio'ya döndün. Dönüş yolundayken Capua'da 3 başlı bir keçinin doğduğunu haber aldım. Merak edip gittim ve 3 başlı keçinin gerçek olduğunu gördüm. Capua Kardinaline bir mektup göndererek bu toprakların lanetli olabileceğini söyledim. 1074'ün İlkbaharına kadar her şey iyiydi. Fakat İlkbaharla birlikte bir nehirde sel oldu ve Orvetio'nun bazı kesimlerini su altında bıraktı. Bende yıkılan binalar ve çiftlikler için yeni bir projeye giriştim. Binaları Eski Roma ve Latinium İtalya mimari karması yapmaya karar verdim. Çiftlik için ise botanikçiler ve Mühendislerimin deneyleri için kullanmaya izin verdim. Tüm bunlar olurken sel yüzünden zarar görmüş halkıma desteklerimi aksatmadım. Çok geçmeden ortaya çıkan yeni bina ve çiftlikler bir harikaydı. 

Yeni inşa ettirdiğim binalar oldukça dayanıklı ve güzeldi. Pek tabii yukarıda çizmiş olduğumu çizim zengin bir ailenin villası. Nihayetinde selin ardından halkıma daha güzel ve alışık olmadıkları bir miras bıraktım. Sonunda geleceğimin barış ve huzur içinde geleceğini düşünüp dil üzerine olan bir araştırmayı yapmayı düşünürken 1075 yılında bir dev  Orvetio'daki birkaç köyü yerle bir etti ve ortadan kayboldu. Bu söylenenlerin doğru olmadığını düşünüp bizzat gittim ama gerçekten de köyler yerle bir olmuştu. Devlerin yaşadığına dair olan inancım işte o zaman başladı. Yine yıkılan binalar ve çiftlikler için yapı projeleri getirttim. Bu işi de halledip lisan üzerine olan araştırmama başladım. İlk başta her şey kolay gidiyordu ama zamanla daha karmaşık bir hal aldı. Yaptığım bu araştırmadan kısaca söz etmem gerekirse yeni bir Klasik Latince üretmeyi düşünüyordum. Bu yeni lisanı halka entegre edebilirsem antik oma'ya daha yakın olabilirdim. Fakat yeni bir lisan üretmek çok zor olduğu için belki elli yaşını aştığımda anca bitirebilirdim. Pek bu süre zarfından başımdan belalar eksik olmuyordu. 1076 yılında o karga sürüsü tekrar geldi ama eski kadar zarar veremediler. Zira Çiftçilere ekmeleri için daha set bir mahsul vermiştim ve bu mahsuller ancak bıçakla açılabilirdi. 1077 ve 1078 yılında yine o dev köyleri yıktı ama bu sefer onun eşkalini çıkartabildim. Söylenenlere göre 10 metre boyunda , beyaz , iri gözlü ve korkunç bir sesi var. Onu avlaması için bir paralı asker grubu tuttum ama grup bir daha dönemedi. Bende fazla üzerine gitmedim. 1079 yılında garip bir veba ortaya çıkıp binlerce yabani tavşanı öldürdü. Bende yeni bir salgın olabileceğinden korkup vebanın bulunduğu yerlere giriş ve çıkışları yasakladım. Her ne kadar yabani tavşanları öldüren vebadan korkmama rağmen başka bir büyük veba salgını çıktı.

---

Veba on binlerce insanın canını aldığı yetmezmiş gibi 1080 yılında Lombardlar Cathar kafirliğine geçtiler ve isyan ettiler. İsyanı bastırdım ve mareşalimi Capua'ya isyanı bastırması için gönderdim. Başarılıda oldu aslında ama halk Kafir kalmaya devam etti. Cathar isyanından sonra Kutsal Roma Ceneviz'e savaş açtı. Papa'da Ceneviz'in yanında savaşa girerek destek çıktı. Savaşa oğlum tecrübelensin diye girdim ve oğlum Ceaser'i savaşmaya gönderdim. İyi başarılar elde etti. Özellikle'de Nice geçidindeki muharebe onun parladığı andı. İmparator IV. Heinrich'i esir aldı ve savaşı bitirdi. Biliyorum ki Kutsal Roma'yla olan savaşı kısa kestim ama savaşta çok bir rolüm olmadığı için anlatmaya gerek duymadım. Gel gelelim her şeye rağmen araştırmamı bitirmiştim yeni bir lisan üretmiştim. Adını ise "Neo-Latinium" koydum. Ürettiğim yeni lisanın içine Yunanca , Klasik Latince ve İtalya'da bulunan lehçelerini kattım. Lakin halkımın bunu anlayıp kullanması için beklemeye karar verdim ama yaptığım çalışmaları 1083 yılında yayınladım. Sonuç olarak bana "bilge" lakabı verildi. Bununla biraz gurur duymuştum ama buna gerek var mıydı diye düşünmüştüm. 2 yıl boyunca olaysız bir şekilde yaşadım ve daha öncesinde köyleri yerle bir eden devi araştırmaya koyuldum. Devler hakkında her antik kaynağa ulaşmaya çalıştım , onlar hakkında bilgi sahibi olanlarla konuştum ve daha nicesi. Nitekim bütün bunları yaparken artık eskisi kadar rahat değilim. Sürekli yorgun ve uykulu hissediyorum. Bütün bunlar yetmezmiş gibi kalp krizleri geçiriyorum gibi geliyor. Umarım en kısa zamanda sağlığıma ulaşırım. Velev ki  ölürsem bu yazdıklarımı oğlumun devam ettirip korumasını vasiyet ediyorum. Tarih:13 Ekim 1086.

Ben Ceaser Orsini ne Yazık ki babamı 3 gün sonra ani bir şekilde kaybettik. Onu neyin öldürdüğünü bilmiyoruz ama bildiğimiz bir şey var ki o da iyi bir insan olduğudur. Tarih:16 Ekim 1086

---

Efenim umarım hoşunuza gitmiştir. Karakterler öldükçe yazmaya devam edicem.

[Hanno barca]

Ben Flavio Orsini ve bu yazdıklarım benden sonra gelecek nesillere beni hatırlamaları için yazıyorum. Öncelikle kendimi tanıtayım. 1 Ocak 1060'da Orvieto'da dünyaya geldim. Babam beni bir asker olmam için eğitti ama ben hep felsefeye ilgi duydum. Bu yüzden sık sık eğitimlerden kaçtım , Ustalarıma sürekli kendimi arattırdım. Şimdi bunları düşününce çok ayıp ettiğimi fark ediyor ve utanıyorum. Ustalarım geleceğin contunu eğitmek için kırk takla atarken ben sürekli sorumluluklarımdan kaçıyordum. Nihayetinde babam şahinim Tiber'i satmakla tehtid edince başka şansım kalmamıştı. Bu noktada şahinim Tiber'i biraz tanıtmam gerekiyor. Kendisi benim can yoldaşım ve dostumdur. Henüz 6 yaşındayken onu bir kurtun elinden kurtardığım vakit boyunca hep benimle. Onun sayesinde düşmanların nerede menzillendiğini anlayabiliyor ve tehlikelere karşı önlem alabiliyordum. Bu yüzden Tiber benim için önemliydi. Nihayetinde eğitim tamamlanmış ve 16 yaşına girmiştim. Babam benim yeterince iyi olmadığımı düşünerek beni orduya soktu. Orada 6 yıl boyunca kaldım ve askeri taktikler öğrendim. Hatta parlama fırsatım da oldu. 1801 yılında Nice geçidindeki muharebede imparator Heinrich'i esir aldım. Bu muharebenin ardından Pavia muharebesi oldu. Orada çok bir rolüm yoktu ama İmparatorluğun gücünü azaltmıştık. Nihayetinde savaş bitiği vakit yurduma geri döndüm ve 2 yıl sonra karım Matilde De Canossa ile evlendim. Dürüst olmak gerekirse karım kalın kafalı biriydi ama benim gibi bir savaşçıydı. Ama ben ona aşık değildim. Savaş sırasında babamın tebaasında bulunan Porto'lu bir kadına aşık olmuştum ama döndüğümde kadının yüksek bir kuleden düşmüş olduğunu öğrendim. Adını veya sanını hatırlamıyorum belki de daha fazla kötü olmamak için unuttum. Sonuç olarak Matilda ile evliliğimiz başlarda kötüydü. Peki tabii zamanla aramızı düzeltim ve birbirimize aşık olduk. Bunların haricinde 3 yıl huzurlu geçti ama kaderin bir cilvesi olacak ki babamı 1086 yılında aniden kaybettik. Artık bir cont olarak yüksek bir sorumluluk taşıyordum. İlk icraatim babamın ürettiği yeni lisanı yürürlülükten kaldırmak oldu. Neo-Latinium zengin ve Yeni bir Roma için ideal bir lisandı belki ama halkın bunu benimsemesinin yıllar süreceğinin farkındaydım. Önce bütün İtalya'yı birleştirmeliydim ama ondan önce kendi topraklarıma nizam getirmeliydim. Her şey başta iyiydi. Hasat boldu , halk düşük vergiler nedeniyle zenginleşiyordu. Hatta 1087 yılında Capua'da alışılmadık derece de çocuk doğmuştu. Her ne kadar bahsetmesemde oğlum Augusto iyi yönde bir gelişme sergiliyordu. Ondan büyük beklentilerim vardı artık 3 yaşında olmasına rağmen yaşından büyük zeka belirtileri sergiliyordu. Topraklarımda asayiş iyice artmıştı ama 1088 yılında babamın vaktinde gerçekleşen bir deve vakası gerçekleşti. Devin arkasında bıraktığı harabeleri görmek için bir köye gittim ama orada bir köpek beni ısırdı. O zamandan beridir acı çekiyorum. Umarım kaderimde daha uzun süre yaşamak vardır zira doktorlarım çok ömrümün kalmadığı çünkü bende bulunan hastalığın kuduz olduğunu söylediler. Yapabilecekleri en iyi şeyin acıyı dindirmek olduğunu söylediler. Tanrım bana yardım et. 

Tarih:24 Kasım 1088

Ben Rahip Cosimo ne yazık ki efenim Flavio'yu 28 Kasım vakti kuduzdan kaybettik. Umarım artık huzura ermiştir.

[Hanno barca]

Efenim kusura bakmayın bu sefer çok resim koyamadım zira kısa bir hükümdarlık olduğu için gerek duymadım. Umarım okurken zevk almışsınızdır. Bir hata veya eleştiriniz olursa söyleyebilirsiniz efenim.

[Hanno barca]

Ben Papa III. Alexsender bu yazdığım satırlar Orsini hanesinin son üyesi Augusto Orsini içindir. Ne yazık ki Flavio'nun ölümünün ardından büyük bir veba salgını başladı. Veba bütün İtalya'yı esir etti. O kadar ki insanlar tedavi olabilmek için saçma simya yöntemlerine başvurdular. İtalya'daki herkes bu illet veba yüzünden öldü veya acı çekti. Bazı haneler yok oldu. Ne yazık ki bundan Orsini hanesi de nasibini aldı. Bütün hane üyelerini kutsadım. Buna daha beş yaşında ölmüş olan Augusto'da dahildir. Tanrı onların ruhlarını cennete ulaştırsın.

---

Efenim ne yazık ki bir hastalık yüzünden ne kadar denersem deneyeyim çocuk hayatta kalmıyordu zira bana gelen hastalık -7.00 sağlık götürüyordu. Haliyle ne kadar denersem deneyeyim olmadı bende böyle bitirdim umarım sevmişsinizdir.