Kısıtlı imkanlarımız olsada Finlandiyanın ürettiği her silah her top kıymetliydi ve bozulmamalıydı bunun için bakım bölükleri çalışmamız başlamıştı ilerde üreteceğimiz malzemelere önceden hazırlık yapmamızı Mareşal Mannerheim emretmişti ve çalışmalar başlamıştı.
Göller Operasyonu adı altında düşmanın önü sürekli kesilip kuşatmaya almak için hızlı manevralar yapan ordumuz sürekli yer değiştiryordu geride kalan birliklerimiz gerilla taktiğiyle düşmanı cephede tutup sahte saldırılar yaparken arkadan dolanan birliklerimizden haberleri olmuyordu zaten Almanlarla çarpışmaktan perişan düşen Sovyet Ordusu yapılan sahte saldırılarda bile yenilgiye uğruyordu. Generallerinden tek tek haber alan Mareşal Mannerheim Sovyetlerin bu acınası halde olduğunu görünce Moskovaya ilk giren devlet olmayı cüretkar bir şekilde Başkan Vilhoya iletmişti bu sözler üzerine oturduğu masasından kalkan Başkan "Eğer bunu başarabilirsek hem müttefiklerimiz hemde düşmanlarımız bizim küçük bir devlet olmadığımızı tarihi değiştiricek güce sahip olduğumuzu anlıyacaklar hemen emirleri ilet büyük gizlilikle askerlerin bile haberi olmasın Moskovaya yürümek herşeyden önce geliyor artık " demişti Başkan. Ve Göller Operasyonu sona ermişti.
Leningradın güneyinde kapana kısılan Sovyet askerleri ise sağlı sollu saldırıya uğruyordu General Kari Makela ve birlikleri verilen görevleri layığıyla yerlerine getiriyordu fakat alınması gereken bir havalimanı vardı bütün cephede bize hava üstünlüğü açısından zorluk çıkartabilecek kapasitede General Kari Makela ise komando birliği olarak çok güvendiği Merijelkavaki birliklerini Havalimanı saldırılarında ön safta savaşma emrini çoktan vermişti
1.Dünya Savaşında olduğu gibi yine kaynayan cadı kazanı Balkanlarda ise yine bir savaş sesleri daha geliyordu İtalyan-Yunan, Rumen-Bulgar dan sonra birde Macar-Yugoslav savaşı çıkmıştı tüm savaşları çıkartanda Mihver kuvvetleriydi ve her savaş çıkartılan yalnız devlet kendini Müttefiklerin kollarına atıyordu ve başlatılan bu sorumsuz savaş maalesef ki Mihverin hepsinin savaşı oluyordu tüm bu haldeyken Führer ise planlarını yapmış gelicek savaşı önceden tahmin ederek Yugoslavya içinde yaşayan Hırvatları kışkırtararak bağımsızlık sözü vermiş ve onları tanıcaklarını söylemiştir.
Hemen istihbarat birimlerine emir yollayan Başkan Vilho düşmanın asker,sanayi,bakanlar,yasaları hakkında genel bilgi olarak sunulmasını istemişti zaten hali hazırda elde bulunan bilgileri Başkan Vilhoya sunan İstihabarat Şefi Turi bir tebriği haketmişti Başkan incelemeye başladığı raporlarda Yugoslavyanın askere alıcak insan sayısının olmadığını görünce "Askere alınanlarada yazık olucak kimse yerlerini doldurmucak bu savaş Yugoslavyayı bitiricek yada köle edicek" Neyseki savaşın uzun sürmeyeceği anlaşılmıştı Başkan rahat bir nefes almıştı.
İstihbara Şefi Turi ise bir kez daha Başkanın kapısını çalmış ve ellerinde kendi müttefikleri olan Macaristanında bilgileri bulunan bir dosya getirmişti dosyaya bakan Başkan Vilho Turi yi gerçekten tebrik ederek saygı duymaya başlamıştı bu adam işini iyi yapıyordu. Ama dost Macaristanın uçak sayısı çok azdı gözü ona takıldı Başkanın piyade sayısı ise yeterli gelmişti bu raporda kağıt üzerinde Macarlar kazanıcaktı.
Kuzeydeki yoklama taaruzlarından sonra Marsilya ve Toulona giren müttefikler atılamamış Führerin kızdığı ve asker yolladığı Marsilyada ise Almanlar kontrolü zorda olsa sağlamıştı ve Marsilyayı çıkartmayı def eden Alman askerleri koruyacaktı bundan sonra Fransızlar ise mahçup olmuş şekilde önlerindeki Toulon şehrindeki 250 bin kişiye sürekli olarak saldırarak yıldırmaya çalışıyorlardı ama Akdenizin kontrolü Müttefiklerde olduğu için bitmeyen bir erzak yardımı alan askerler kolay kolay çıkmıyacağa benziyordu.
Güneyde çıkartma yiyen Fransızlar bir çıkartmada Bordo Kentinin 40 km ötesinden yemişti yaklaşık 100 bin İngiliz Askeri ayak basmıştı ve 2 Kanada Tümeni Bordo kentini zorluyordu kuzeyden gelen sahte saldırılarla çıkartmaları Kuzeyden bekleyen Mihverler ne yapacaklarını şaşırmıştı özelliklede Vichy Fransası düşmanlar hemen Fransadan kovulmalı diyen Vichy Cumhurbaşkanı Mareşal Philippe Pettain Führerin fırçasından korkarak bizzat orduları kontrol etmeye başlamıştı.
Genelde üzerimize bombalar yağdıran Sovyet Hava Kuvvetleri General Kari Makelanın aldığı havalimanının etkisiyle ve Alman dostlarımız sayesinde hava üstünlüğü Moskovaya 150-200 km kala bize geçmişti Stukaların ve Heinkellerin altında ezilen Sovyet Ordusu ve şehirleri moral olarakda maddi olarak da yıkıma uğruyordu. General Erik Heinrichs ise önünde harita açık her zamanki gibi planlarını yapıyordu yanında bulunan muhabereci çavuşa ise emirlerini iletiyordu "Arvoitus" tan yazdığı emirlerin güvenle gittiğini bilen General Erik Sovyetlerin bu kadar şanslı olmadığını savaşın başından beri biliyordu büyük dezavantaja sahip Sovyetlerin planları hep biliniyordu.
Kendi savaştıkları cephelerden vazgeçipde sadece bizim savaştığımız cepheye yardım yapan Luftwaffe bir kez daha Fin halkı ve askerlerine kendinden çok önem verdiğini göstermişti duygulanan Başkan Vilho "Bundan sonra Berlin Helsinkiden önce gelicek Tokyo Helsinkiden önce gelicek buralar bizim başkentlerimiz böyle Müttefikleri bir daha bulamayız bizden önce onları savunmalıyız" diyerek duygulanan Başkan ve Mareşal Mannerheim bu kadar fedakarlığın boşa olmadığını Kuzeyden Sovyetleri yıkmaları için omuzlarına daha çok yük bindiğini hissetmeye başlamışlardı.
Mareşal Mannerheim ertesi gün hemen General Erik Heinriche hemen bir mesaj göndermişti. Mesajda "Alman Müttefiklerimizle en kısa sürede birleşme sağlanması için ne gerekiyorsa yapılmalı" denmişti emri alan General Erik hemen ordularını Litvanya yönünde Pskovdan harekete geçirmiştir bu buluşma genişleyen Finlandiya cepheleri için çok önemliydi ve Müttefiklerimizin desteklerine ihtiyacımız vardı
Bu arada Avustralya İngiliz ortak kuvvetlerince yapılan Brest çıkarması başarılı olmuş Nantes ve Rennes şehirleri ele geçirilmişti çıkarmaları Güneyden bekleyen Mihverler yine yanlış bir karar almışlardı Führer ise bu durumdan hayli rahatsızdır sürekli çıkartma yiyen Fransa kıyıları adam akıllı şekilde korunmalı ve Avustralyalı ve İngiliz kuvvetler en kısa sürede Britonyadan atılmalıydı Führer emirleri imzalamıştı.
Başlayan Macar-Yugoslav savaşıyla yeni kurulan Bağımsız Hırvatistan Devletinin (Independent State of Croatia) başkenti Zagrepdi İlk tanıyan devlet Finlandiya ikincisi ise Almanyaydı kuruluşunda büyük rol oynayan Alman yanlısı "Ustaşalar" olarak tanınan Aşırı Faşist sempatizanlar Almanyanın en ufak bir çatışmada Bağımsız bir Hırvatistan kuracağız fikrine uymuş ve savaşın ilk günlerinden bu yana iç karışıklık çıkartmaya başlamışlardır bunun üzerine Alman Fin İtalyan ve Macar ajanların organize ettiği bir hükümet ve kabine kurulmuş sınırları çizilmiştir.
(Genel bilgi vericektim ustaşlarla ilgili olarakda okuyan genç kardeşlerimiz varsa baya vahşi oldukları için vazgeçtim)
Suomimizde malesefki çelik ve kromdan başka hiç bir kaynak bulunmuyordu ama İsveçin Hainliğini hala unutmayan Başkan Vilho birkez daha bu sefer yüklü miktarda çelik kaynağı için Müttefiğinin kapısını çalmıştır. Tabiki boş dönmemiştir.
Kuzey Doğu Cephesinde ise işler iyi gidiyordu Kalinin çevresinde kuşatmaya alınan on binlerce Rus askeri teslim oluyor yada imha ediliyordu fakat Sovyet Kurmaylarıda Cepheyi sürekli takviye ediyorlardı General Vilho Pettern kuşattığı birimleri imha etmeden başlatılacak bir saldırı Kuzey Doğu cephesini tehlikeye atıcaktır. Bunun için bir an önce Cephe güvenliği sağlanmak ve Alman Müttefiklerle Birleşmemiz lazımdı.
Kilometrelerce boşluk bulunan Cephelerin genel görüntüsü
9 Nisan saat:04:00 Yer: Helsinki Harekat Merkezi
Muhaberede çalışan şifreleme eri Erik in önünde bulunan "Arvoitus" tan sesler gelmeye başlamıştı hemen kulaklığını takan Erik çıkan şifreli mesajı kesip kağıda yapıştırmaya başlamıştı mesaj General Erik Heinrichsden geliyordu. Mesajda " Ostrov yakınlarında Velikaya Nehrinin karşısında bulunan Alman Dost Tümenlerle bağlantı kurulmuş ve dostça kucaklaşmalardan sonra köprüden Alman Askerleri geçip Kuzeye doğru yönelmeye başlamışlardır hatta ilk geçen bir Alman birliğine pusu kurmak isteyen Sovyet Tümenine beraber taarruz edilmiş Litvanya sınırında ise 10 bin Sovyet esir edilmiştir Litvanya ise kapıları açmayarak Sovyet askerleri korumamayı tercih etmiştir Arz ederim General Erik Heinrichs."
Mesajı Mareşal Mannerheime ileten şifreleme eri Erik gelecek emri iletmek için kapıda bekliyordu fakat Mareşal mesajı okudukça sevinçden Erike nerdeyse sarılıcaktı Erik koş bu önemli mesajı Başkan Vilho yada ilet diyerek eri göndermişti aynı anda Führerede iletilen mesajlarında aynı etkiyi yaptığını düşünen Mareşal "Artık savaş ve cepheler yeniden şekillenmeye başlamıştır Sovyetlerin sonu yakındır" demiştir.
Başkan Vilho ise bu haberi alır almaz esaretten kurtulmuşcasına sevinmiştir artık kilometrelerce boş olan Finlandiya cephe hatları dolacaktır ve bu savaş Sovyetin yıkımıyla sonuçlanacaktır buna inancı bu birleşmeyle dahada artan Başkan Vilho Propaganda Bakanı Bruno Salmillaya telefon etmiş ve diyeceklerimi dikkatli dinle dinlemesi gerektiğini söylemiş durumun önemini hissettirmiştir. Başkan Vilho bir posta pulu hazırlanmasını ve bu Posta Pullarına bugünün tarihini atarak gönderdiği resmi koymasını(Kendi çizmişti) ve bu Posta Pulunun Tarihe geçmesini bu birleşmenin iki halkın birleşmesi kadar önemli olduğunu ve unutulmaması için her şeyin yapılmasını istemiştir. Propaganda Bakanı ise Helsinkiye Bir yüzünde Sisu Ambleminin (Kalkan üstünde aslan ve çapraz iki kılıç Politik ekranda görünüyor) diğer yüzünde Svastika olan İki elin birleştiği bir anıtın yapılması ve birleşme gününün tarihini ekleme fikrini iletmişti Başkan Vilho Memnuniyetle kabul etti bu fikri.