26-10-2017, 20:54

Macaristan umarsızca Sovyet savaşından sonra hiç bir toprak kazancı olmayan Macaristan sürekli yeni topraklar istiyordu aslında bu konuda haklıydılar çünkü onlarda bu Sovyet savaşında az çok demeden bedel ödemişti Yugoslav savaşında ve devam eden İttifak devletleri savaşında kısıtlı kaynaklarla sürekli üretim yapamayan Macaristan yeni bir istekle Mihver Devletlreinin karşısına adeta dikilmişti ve bu toprakları istiyordu adeta gözü dönmüşcesine Başkan Horty Voyvodinai'nın Macaristana katılmaması halinde yeni bir Balkan Harbinin sinyallerini veriyordu. Acil koduyla toplanan Mihver Devletleri Dış işleri Bakanları bu konu hakkında ortak bir karara varmaya çalışıyordu eskiden Voyvodina ve Belgradın Avusturya-Macaristan İmp. toprağı olduğunu söyleyen zaten parçalanmış Macar Dışişleri Bakanı son derece ciddiydi ve bunun için belkide savaşı göze aldıklarının sinyalini veriyordu bu şekilde Horty halkının nezdinde kıymetini arttırmayı planlıyordu. Sonuç olarak Fin Alman İtalyan Rumen ve Hırvat Bakanlar Belgrad ve Voyvodina Bölgelerinin Macaristana verilmesini kabul etmiştir.

Finlandiya Çin Sefer Kuvvetleri Genel Komutanı General Erik Heinrichs Almanların doktrinini olan Blitzkrieg'i Sovyet savaşı zamanında benimsemiş ve hayranlık duymuştu özellikle Fransanın ve Polonyanın hızla düşürülmesi bu doktrine olan sevgisinin temelini oluşturmuştu. General Erik şimdide bu taktiği panzer ve motorizelerden yoksun Finlandiya Ordusunun askerleriyle Çin üzerinde kullanmak istiyordu. Bunu Çin'in en önemli şehirlerini tek tek ve hızlıca ele geçirerek bu 5 senelik savaşa son vermek istiyordu bunun için Çongçing seferini başlatma kararı almıştı Nançuan Dağlarındaki geçitlerden geçip Çongçinge süpriz bir saldırı için planlarını yapan General Sincan Uygurlarından bir kaç çoban ve bölgeyi bilen kişilerle geçitleri kullanarak dağın ötesine geçmişti ne varki Çinliler bu birlikleri mucize eseri görmemiş ve sadece Başkentleri Çingçongu savunması için 1 Tümen görevlendirmişlerdi General Erik ise 30 bini aşkın kişiyle toplarla şehirdeki birlikleri hızlı bir saldırıyla bozguna uğratmıştır. Tam o sırada bizim için şanssızlık Çinliler için ise tesadüfü bir olay cereyan etti. Yangtze Nehrini geçemeyen birliklerimizden 3 Tümenle başlattığımız Wuijang Nehrindeki muharebe devam ederken iki taraftan ateşe direnemeyen 2 Çin Tümeni Başkentleri Çongçinge geri çekilmeye başlatmıştı fakat o patika yollardan o kadar hızlı geri çekilmiştiki Çin Tümenleri biz daha önce ilerlemeye başlasakda Şehre bizden önce girmeyi başaracaklardı bir anda Çongçingin dış mahallelerine ulaşan birliklerimize makineli tüfek ateşi açılmasıyla Çinde verdiğimiz en büyük kayıbı bize vermişlerdi General Erik ise Çongçingin düştüğünü HHM ye çoktan bildirmişti fakat Çongçing 2 Tümen tarafından korunmaya devam ediyor ve takviye gelen kuvvetlerin haberleri Finlandiyalıların kulağına geliyordu moralleri bozulmaya başlayan Finlandiyanın Çin Sefer Kuvvetlerine moral konuşması yapan General Erik yönünü doğuya Havalimanı bölgesine yoğunlaştırmıştı bu şeklide dağlardan direk bir saldırıyla alamadığı Çongçingi kuşatarak almayı planlıyordu ve havalimanını almakta bize hava üstünlüğü sağlayacak Japon Hava Kuvvetleri için yeni bir üs olucaktı.

Avrupada ise işler tamamiyle Mihverlerin kontrolündeydi Balkanlardan İberya'ya kadar topraklara Mihverler bakıyordu sadece İtalyanın aylar önce söz verdiği 2 haftada alırız dediği Yunan topraklarında kontrol sağlanamamıştı Yunan savaşında ise Epirus ve Selanik bölgeleri geçilmiş daha ovalık ve tepelik olan alana savaş taşınmıştı buda Mihverlerin lehine bir sonuçtu ayrıca Rotterdam Limanından vazgeçmeyen İttifak Devletleri sürekli yoklama taarruzlarıyla şanslarını deniyordu fakat buraları Führer iyi korumak için Atlantik Duvarı projesini uzatmasıyla bu girişimler sonuçsuz kalıyordu.

Başkan Vilho ve Mareşal Mannerheim Finlandiya'daki 18 30 yaş arasındaki erkek bireyler için çıkartılan Zorunlu Askerlik yasasından sonra Ordunun Çin savaşındaki kayıplarını karşılayamamasıyla birlikte bu yasa değiştirilip 18 45 yaş olarak sunulması kararı alınmak icap etmişti Finlandiya Radyosundan yapılan canlı yayında Başkan Vilho halkına " Soydaşlarım vatandaşlarım kardeşlerim hepimiz zor zamanlardan geçiyoruz biliyorum ki hepinizin çocukları yeni evlenmişlerin eşleri ordumuza katıldı bazıları maalesef aramıza geri dönemedi bu zor zamanlarda herkes halkımızın karakteristik özelliği olan "Sisu" kelimesiyle huzur buldu direnç buldu iç dünyasını karanlıktan aydınlığa çevirdi ve nitekim bu kelime bize bir savaşta daha lazım olucaktı bu bizim girmiş olduğumuz bir savaş ve hepinizin bildiği gibi Çin gibi uzak diyarlarda askerlerimiz görevleri başında çatışıyorlar üzülerek söylüyorum tüm Finlandiyanın gençlerini orduya alsakda ordu mevcudunun kayıplarını karşılayamadık her geçen ayda yaşı gelen gençlerimiz cepheye gidiyor bu dayanılmaz ama mecburen bu savaşı bitirecek kudret sadece bizde var Çinde müttefikimiz Japonya hiç adım atmıyor evet gerekeni biz yapıyoruz Finlandiya yapıyor müttefiklerimizin Çin savaşını bitirmesi elzem bu yüzden 8 Mayıs 1942 itibariyle 18-45 yaş arasındaki tüm Finlandiyalı erkekler savaşa katılmak üzere cepheye sürülecektir biliyorum ne işimiz var Çinde diyenler için sadece sabır diyorum bekleyin diyorum bugün kızanlar yarın Finlandiyanın ne kadar büyük olduğunu görecek. Çok Yaşa Suomi" diye haykırarak bir konuşma gerçekleştirmişti evet artık hazırdık yeni gelen askerlerimizle Çine diz çöktürecektik buna inancımız tamdı.

General Erik Finlandiya Ordusuna katılan 400 bin kişinin ilk etapta 2 bin kişisini talep etmişti fakat Çin Kuvvetlerinin hala 100 Tümene yakın olması ve Çingçongda kısıtlı bir cephede daha çok kişinin bulunması hasebiyle General Erik bu cepheyi Kahraman 12 Tümenle genişletmeye karar vermişti aslında bu yanlış bir hamle gibi görünsede Çingçong üzerindeki baskıyı bi nebze olsun azaltacak Çin Kurmayları genişleyen cepheye mecburen asker kaydırmak zorunda kalacaktı ve bu şekilde yerimizi dolduracak olan Japon kuvvetleriyle karşı karşıya gelmek zorunda kalacaktı bizim bu kadar hararetle savaştığımızı gören Hirohito ve Kurmayları artık 5 Ocak 1942 de bu istekle atağa geçmişti ve Çin kuvvetlerini yavaş yavaş cephelerde geri çekilmeye zorluyordu bu şekilde Çongçing hattında düşmanı tutsak bile Japonlar ilerleme sağlayacaktı.

5 Ocakta başlatılan Japon taarruzuyla 8 Ocakta Hong Kong'u zapt etmesiyle ilk meyvelerini vermeye başlamıştı İngilizlerin elindeki Hong Kong Limanının alınmasıyla Güney Çin Denizindeki İngiliz hakimiyetine sekte vurmuştu buna sinirlenen İngilizler Hindiçine asker yığmaya başlamıştı sonuçlarının bizi etkilemeyeceğini bildiğimiz için çok ilgilenmiyoruz.

Yerimizi dolduran Japon birlikleriyle arkamızı sağlama aldıktan sonra HHM den Mareşal Mannerheim verdiği emirle Çin Ordusunun toplanmasını ve Yangtze (Sarı Nehir) in iki yakasından atağa geçmesini bu şekilde Çongçingin kuşatma altına alınmasını istemişti General Erik ise hiç zaman kaybetmeden Ordu Grubunu toplayıp bu emiri uygulamak için vaziyet almıştı bu arada Askerlerimizin yetersiz sahra hastanelerinden dolayı ebediyete göçmelerini engellemek için her ordu birliğini Sahra Hastane personeli ve ekipmanları dağıtımı yapılmıştır ve bu öncelik evinden binlerce kilometre uzakta olan Çin Ordusuna verilmişti. Askerlerin moralini düzeltmekte faydalı olmuştu.

Öncelikli olarak HHM nin yaptığı Ordu konfigürasyonuna göre "Jalkavakidivisioona" Piyade Tümenlerimiz

Paraşütçülerimizin eğitimi tamamlanmıştı ve yapılan tatbikatlarda gösterilen üstün başarılar ve hedeflerin tam isabetle imha edilmesi Başkan Vilho ve Mareşal Mannerheim çok etkilenmişti bu birliklerin eğitimini son hızla devam edilmesini kararlaştırmıştı çünkü bu birlikler düşmanın önemli merkezlerini ele geçirmek için yapılacak ve kullanılacaktı bu birliklere güvenen Mareşal Mannerheim ileride bu birliklerin mevcudunu arttırmayı planlıyordu.

Düşmanlarımızın tank teknolojisini yakalayamayacağımızı çok önceden anlamış olsakda normal piyadelerimizi Alman buluşu olan Panzerfaustların benzeri bir silah yapmak için mühendislerimize talimatlar vermişti Başkan Vilho. Özellikle İngiliz tankları üzerinde denenecek olan bu silahlar potansiyel düşmanımız olan İttifak devletlerinin modelleri üzerinde denenecekti. Potansiyel düşmanımız olan İttifak Devletleri muhtemel vereceğimiz en büyük mücadelemize iyice hazırlanmak lazımdı bunun için her şey yapılacaktı belkide son savaşımız olacaktı yeni bir savaşa Finlandiyalılar ne derdi göğüs gerer mi yoksa hayır mı derdi Başkan Vilho karar vermekte zorlanıyordu.