Teknik Bilgiler
Oyun Eylül 2017'de klasik "early acces" oyunu olarak çıktı. Her güven vermeyen oyun gibi sözde "Alpha" sürümünde. 4 ayda yaklaşık 80 bin satış gerçekleştirmiş gözüküyor. Oyuncu kitlesi ise günlük 200-1200 arası değişmekle birlikte aktif sayılır. Oyun da karşı oyuncu bulma gibi bir sıkıntı yok. Oyun 100vs100 oyuncu olarak dizayn edildiğinden hayli kalabalık çarpışmalara giriyorsunuz. Server sayısının az ve yapımcı firmanın çoğunlukla oluşturduğu serverler dan mütevellit olduğundan hakikaten de 200 kişilik oyunlara katılıyorsunuz. Oyunun optimizasyonu pek iyi değil. Aslında haritada 40-50 oyuncu varken kendi mütevazi sistemim 60 fps sabit alıyor. Fakat 150 oyunculu bir haritada 28-30 fps'e kitleniyor. Birçok arkadaşım da 30 fps de bu sebepte oynuyor. Oyun Mounth&Blade oyununun Napolyon Savaşı paketini andırıyor. Andırıyor çünkü Holdfast o oyunun bir modundan gelişim göstermekte. Zamanla yeni bir oyun yapılabilir düşüncesi ile M&B hayranlarının bir girişimi.
Optimizasyon iyi olmasa da grafikler vasat düzeyde. Yani idare ediyor, en düşükte bile oyun çalı çırpıdan ödün vermeyerek kamufle olma opsiyonunu elde tutuyor. Model ve karakterler yeterince iyi görünüyor. Sesler ise daha başarılı. Üzerinize gelen bir top mermisinin sesi anlatılmaz yaşanır. Silah ateşleri, karakterlerin çığlıkları ve müzikler. Müzik ve Çığlıkları birazdan daha detaylı bakacağız.
Oynanış
Öncelikle oyun bir CS yada BF gibi vurdulu kırdılı bir oyun değil. Oyuncular hayli ciddi, herkes bir miktar "role play" yapma peşinde. Net olmasa da bir komuta zinciri mevcut. Haritalar yeterince büyük ve klasik Napolyon Dönemi çarpışmalarının yaşandığı savaş alanlarını andırıyor. Sadece kara için değil deniz haritaları bir hayli dengeli tasarlanmış. Birde hem kara hemde deniz mekaniklerinin kombine edildiği haritalar var ki onlar evlere şenlik . Önce kara, sonra deniz savaşlarının nasıl işlediğinden bahsedelim.
Kara da iki tür oyun çeşidi var. Biri Rush, bir diğeri klasik oyun türü. Rush modunda savunan tarafın birkaç savunma noktası oluyor. Bir köy, bir kale, bir köprü veyahut bir ambar olabilir. Yada hepsi de olabilir. Fakat bunlardan bir tanesi hayati oluyor. Hayati nokta (örn: karargah) düşerse savunan taraf direk kaybediyor. Peki savunan taraf iyi savunursa oyun tıkanmıyor mu? Geçici bir süre tıkanıyor elbet, fakat savunan tarafın "ticket" ları sınırlı. Yani sınırlı sayıda öldükten sonra dirilebiliyorlar. Ticket ları bittiği vakit tam bir katliam başlıyor. Her savunma noktası bir bir düşüyor. Süngü hücumu dalgaları birbiri ardına gelişiyor. Rush modunda saldıran tarafın her hangi bir ticket sayısı yok. Bu yüzden istedikleri kadar doğabiliyorlar. Klasik modda ise iki tarafında ticket sayısı eşit. Hangi tarafın önce tükenirse, genelde o taraf kaybediyor.
Kara harbinde yüksek bir organizasyon var. Oyuncular genelde birbirleri ile konuşuyorlar. Başlarında ki teğmenler mangaları iyi yönlendiriyor. Babacan Albaylar oraya buraya müdahale ederek oygunun kaderini değiştiriyor. Trampetçiler, flütçüler iyice tribe sokuyor. Bayağı bir çeşit oynayabileceğiniz sınıf mevcut. Guard, line inftantry, light infantry, rifleman, surgeon vs vs. Her biri farklı ekipman yada yeteneklere sahip. Bir rifleman'ın isabeti çok daha iyi olsa da yakın dövüşte ne bir kılıca ne bir süngüye sahip. Light İnfantry de ise tüfeğin yanında kılıç da bulunduğundan hızlıca düşman siperlerine girişebiliyorsunuz. Bunun gibi çokça kendine özgü sınıflar var. Oyuncular ilginç bir biçimde sınıflara riayet ediyorlar. Subayların sözünü dinliyorlar, ve umarsızca emredilenleri yerine getiriyorlar ki bu en sevdiğim kısım oldu. Oyunları da güzel yapan tabi ki oyuncu komünitesinin kalitesidir.
Deniz de ise bir kaç çeşit gemi var. Büyük gemiler pek olmasa da 40 metreye ve 12 topa kadar ki fırkateynler mevcut. Daha küçük olan 8 toplu, 2 toplu yada tek toplu araçlar da mevcut iken büyük gemiler de sandal da denize salabiliyorsunuz. Her geminin kaptanları, denizcileri, kemancıları, cerrahları, deniz piyadeleri ve usta topçuları oluyor. İyi organize olursanız tüm mürettebat zaferi tadabilirsiniz. Düşman gemisi ile karşılıklı bordo atışına girmek, sürekli isabet yemek, yanınızdaki lerin teker teker can verdiğini görmek, başınız daki kemancının sizi tribe sokması, geminizden parçaların yada direklerin suya düşmesi, ve en sonunda tüm geminin yavaşça batması. Gemi savaşları da kara savaşı kadar zevkli ve eğlenceli. İki geminin yanaşıp mürettebatlarının birbirine karışması hayli zevkli oluyor. Çarpışmanın sonunda 2 gemiden de hayatta kalan bir avuç insan kalıyor.
Müzikler
Holdfast'de ilginç bir biçimde bir ton müzil öğesi var. Trampet çalabilir, kemanınızla batan geminizi onurlandırabilir. Haritanın birinde bodrumda bulunan eski piyanonun başına oturabilirsiniz. Üstelik bir çok çeşit müzik bulunmakta. Konservatuvarınız hayli zengin oluyor. Hücuma kalkarken hareketli bir şeyler çalarken, bozgun anında ölmeden son bir ölüm marşı çalabiliyorsunuz. Oyunda envai çeşit seslenme yada çığlık bulunmakta. V tuşuna basarak istediğiniz tezahurat, küfür, çığlık yada hazır seslendirmeyi kullanabilirsiniz. Taarruza kalkarken o patırtı gürültü, müzikler sizi gerçekten havaya sokuyor.
Gelecek Vaatleri
Oyun 3 güncelleme almış. Her güncelleme de ayrıntılarını bilmediğim bir çok şey eklenmiş. Bir sonraki güncelleme de İngiltere ve Fransa'nın yanına artık Prusya'da eklenecek. Ve asıl güzel nokta ise Osmanlı Ordusunun da 4. devlet olacağının söz verilmiş olması. VER MEHTERİ VER!
Ayrıca daha büyük gemiler, daha fazla harita, daha az bug ve süvarilerin eklenmesi de vaatleri arasında.
Son Sözler
Hodlfast 20 dolarlık global etiketi ile mütevazi bir oyun. 31₺ etiketi ile Steam'den temin edebilirsiniz. Öyle oyun için satın alma, pay2win, yada DLC saçmalıkları da olmayan temiz bir oyun. Ara sıra özellikle deniz harbinde buglar göze çarpsa da, genel olarak çok sorun yaşamadım. İzninizle oyunun atmosferini göstermek için bazı ekran görüntüleri ile devam edeceğim.
Kendi Ekran Görüntülerim ve Anılarım
Albayımız taarruz öncesi yeterince adam topluyor. Birazdan merkezden hücuma kalkacağız. Bando Takımı disipline sokuyor.
Tarruza kalktık, düşman topçusu kötü nişan alıyor, gülleler bir hayli önümüze düşüyor.
Taarruz çabuk meyve verdi. Düşmanın merkezi hayli zayıf tutuluyordu. Bir kaç küçük manga dışında direnişle karşılaşmadık. Düşmanın topçu batarayasını da ele geçirebildik. Şimdi karargahlarını abartılı bir güçle işgal ediyoruz.
Başka bir haritada yine babacan bir Albay cephe hattının arkasında kuvvet topluyor. Aklıma yatıyor ve ona katılıyorum. Biraz güç toplayacağız. Cepheden gelen haberlere göre manevra yapacağız. Zira takımın hali bayağı kötü.
Yeterince güç toplandı, sağ kanattan bir ingiliz hucumunun başladığı haberi geliyor yeni doğanlardan. Başımızda ki Albay'da onaylıyor sağ kanatta karşı taarruza girişiyoruz. Trampetler çalıyor, taarruz başlıyor.
Biz vardğımız da kalan bir avuç ingilizi direk eziyoruz ve kaybedilen tepenin yamacına yerleşiyoruz. Karşı tepenin de zayıf biçimde elde tutulduğunu söylüyorum. Birçokları onaylıyor. Çok geçmeden bir sonraki tepeye hücum ediyoruz.
O Tepe Zapt Edilecek!! Bazı kayıplar olsa da düşmanın mukavemeti kendi taarruzları sonrası iyice kırılmış. Karşı taarruzumuz o kadar etkili ki bir çığ rulosu gibi büyüyerek ilerliyoruz.
Yaptığımız manevra sonuç veriyor. Öyle bir çark ediyoruz ki sol kanadımız ile kesişiyoruz. Arada kalan İngilizler panik halinde imha oluyor. Zafer de bizim oluyor.
Oyun Eylül 2017'de klasik "early acces" oyunu olarak çıktı. Her güven vermeyen oyun gibi sözde "Alpha" sürümünde. 4 ayda yaklaşık 80 bin satış gerçekleştirmiş gözüküyor. Oyuncu kitlesi ise günlük 200-1200 arası değişmekle birlikte aktif sayılır. Oyun da karşı oyuncu bulma gibi bir sıkıntı yok. Oyun 100vs100 oyuncu olarak dizayn edildiğinden hayli kalabalık çarpışmalara giriyorsunuz. Server sayısının az ve yapımcı firmanın çoğunlukla oluşturduğu serverler dan mütevellit olduğundan hakikaten de 200 kişilik oyunlara katılıyorsunuz. Oyunun optimizasyonu pek iyi değil. Aslında haritada 40-50 oyuncu varken kendi mütevazi sistemim 60 fps sabit alıyor. Fakat 150 oyunculu bir haritada 28-30 fps'e kitleniyor. Birçok arkadaşım da 30 fps de bu sebepte oynuyor. Oyun Mounth&Blade oyununun Napolyon Savaşı paketini andırıyor. Andırıyor çünkü Holdfast o oyunun bir modundan gelişim göstermekte. Zamanla yeni bir oyun yapılabilir düşüncesi ile M&B hayranlarının bir girişimi.
Optimizasyon iyi olmasa da grafikler vasat düzeyde. Yani idare ediyor, en düşükte bile oyun çalı çırpıdan ödün vermeyerek kamufle olma opsiyonunu elde tutuyor. Model ve karakterler yeterince iyi görünüyor. Sesler ise daha başarılı. Üzerinize gelen bir top mermisinin sesi anlatılmaz yaşanır. Silah ateşleri, karakterlerin çığlıkları ve müzikler. Müzik ve Çığlıkları birazdan daha detaylı bakacağız.
Oynanış
Öncelikle oyun bir CS yada BF gibi vurdulu kırdılı bir oyun değil. Oyuncular hayli ciddi, herkes bir miktar "role play" yapma peşinde. Net olmasa da bir komuta zinciri mevcut. Haritalar yeterince büyük ve klasik Napolyon Dönemi çarpışmalarının yaşandığı savaş alanlarını andırıyor. Sadece kara için değil deniz haritaları bir hayli dengeli tasarlanmış. Birde hem kara hemde deniz mekaniklerinin kombine edildiği haritalar var ki onlar evlere şenlik . Önce kara, sonra deniz savaşlarının nasıl işlediğinden bahsedelim.
Kara da iki tür oyun çeşidi var. Biri Rush, bir diğeri klasik oyun türü. Rush modunda savunan tarafın birkaç savunma noktası oluyor. Bir köy, bir kale, bir köprü veyahut bir ambar olabilir. Yada hepsi de olabilir. Fakat bunlardan bir tanesi hayati oluyor. Hayati nokta (örn: karargah) düşerse savunan taraf direk kaybediyor. Peki savunan taraf iyi savunursa oyun tıkanmıyor mu? Geçici bir süre tıkanıyor elbet, fakat savunan tarafın "ticket" ları sınırlı. Yani sınırlı sayıda öldükten sonra dirilebiliyorlar. Ticket ları bittiği vakit tam bir katliam başlıyor. Her savunma noktası bir bir düşüyor. Süngü hücumu dalgaları birbiri ardına gelişiyor. Rush modunda saldıran tarafın her hangi bir ticket sayısı yok. Bu yüzden istedikleri kadar doğabiliyorlar. Klasik modda ise iki tarafında ticket sayısı eşit. Hangi tarafın önce tükenirse, genelde o taraf kaybediyor.
Kara harbinde yüksek bir organizasyon var. Oyuncular genelde birbirleri ile konuşuyorlar. Başlarında ki teğmenler mangaları iyi yönlendiriyor. Babacan Albaylar oraya buraya müdahale ederek oygunun kaderini değiştiriyor. Trampetçiler, flütçüler iyice tribe sokuyor. Bayağı bir çeşit oynayabileceğiniz sınıf mevcut. Guard, line inftantry, light infantry, rifleman, surgeon vs vs. Her biri farklı ekipman yada yeteneklere sahip. Bir rifleman'ın isabeti çok daha iyi olsa da yakın dövüşte ne bir kılıca ne bir süngüye sahip. Light İnfantry de ise tüfeğin yanında kılıç da bulunduğundan hızlıca düşman siperlerine girişebiliyorsunuz. Bunun gibi çokça kendine özgü sınıflar var. Oyuncular ilginç bir biçimde sınıflara riayet ediyorlar. Subayların sözünü dinliyorlar, ve umarsızca emredilenleri yerine getiriyorlar ki bu en sevdiğim kısım oldu. Oyunları da güzel yapan tabi ki oyuncu komünitesinin kalitesidir.
Deniz de ise bir kaç çeşit gemi var. Büyük gemiler pek olmasa da 40 metreye ve 12 topa kadar ki fırkateynler mevcut. Daha küçük olan 8 toplu, 2 toplu yada tek toplu araçlar da mevcut iken büyük gemiler de sandal da denize salabiliyorsunuz. Her geminin kaptanları, denizcileri, kemancıları, cerrahları, deniz piyadeleri ve usta topçuları oluyor. İyi organize olursanız tüm mürettebat zaferi tadabilirsiniz. Düşman gemisi ile karşılıklı bordo atışına girmek, sürekli isabet yemek, yanınızdaki lerin teker teker can verdiğini görmek, başınız daki kemancının sizi tribe sokması, geminizden parçaların yada direklerin suya düşmesi, ve en sonunda tüm geminin yavaşça batması. Gemi savaşları da kara savaşı kadar zevkli ve eğlenceli. İki geminin yanaşıp mürettebatlarının birbirine karışması hayli zevkli oluyor. Çarpışmanın sonunda 2 gemiden de hayatta kalan bir avuç insan kalıyor.
Müzikler
Holdfast'de ilginç bir biçimde bir ton müzil öğesi var. Trampet çalabilir, kemanınızla batan geminizi onurlandırabilir. Haritanın birinde bodrumda bulunan eski piyanonun başına oturabilirsiniz. Üstelik bir çok çeşit müzik bulunmakta. Konservatuvarınız hayli zengin oluyor. Hücuma kalkarken hareketli bir şeyler çalarken, bozgun anında ölmeden son bir ölüm marşı çalabiliyorsunuz. Oyunda envai çeşit seslenme yada çığlık bulunmakta. V tuşuna basarak istediğiniz tezahurat, küfür, çığlık yada hazır seslendirmeyi kullanabilirsiniz. Taarruza kalkarken o patırtı gürültü, müzikler sizi gerçekten havaya sokuyor.
Gelecek Vaatleri
Oyun 3 güncelleme almış. Her güncelleme de ayrıntılarını bilmediğim bir çok şey eklenmiş. Bir sonraki güncelleme de İngiltere ve Fransa'nın yanına artık Prusya'da eklenecek. Ve asıl güzel nokta ise Osmanlı Ordusunun da 4. devlet olacağının söz verilmiş olması. VER MEHTERİ VER!
Ayrıca daha büyük gemiler, daha fazla harita, daha az bug ve süvarilerin eklenmesi de vaatleri arasında.
Son Sözler
Hodlfast 20 dolarlık global etiketi ile mütevazi bir oyun. 31₺ etiketi ile Steam'den temin edebilirsiniz. Öyle oyun için satın alma, pay2win, yada DLC saçmalıkları da olmayan temiz bir oyun. Ara sıra özellikle deniz harbinde buglar göze çarpsa da, genel olarak çok sorun yaşamadım. İzninizle oyunun atmosferini göstermek için bazı ekran görüntüleri ile devam edeceğim.
Kendi Ekran Görüntülerim ve Anılarım
Albayımız taarruz öncesi yeterince adam topluyor. Birazdan merkezden hücuma kalkacağız. Bando Takımı disipline sokuyor.
Tarruza kalktık, düşman topçusu kötü nişan alıyor, gülleler bir hayli önümüze düşüyor.
Taarruz çabuk meyve verdi. Düşmanın merkezi hayli zayıf tutuluyordu. Bir kaç küçük manga dışında direnişle karşılaşmadık. Düşmanın topçu batarayasını da ele geçirebildik. Şimdi karargahlarını abartılı bir güçle işgal ediyoruz.
Başka bir haritada yine babacan bir Albay cephe hattının arkasında kuvvet topluyor. Aklıma yatıyor ve ona katılıyorum. Biraz güç toplayacağız. Cepheden gelen haberlere göre manevra yapacağız. Zira takımın hali bayağı kötü.
Yeterince güç toplandı, sağ kanattan bir ingiliz hucumunun başladığı haberi geliyor yeni doğanlardan. Başımızda ki Albay'da onaylıyor sağ kanatta karşı taarruza girişiyoruz. Trampetler çalıyor, taarruz başlıyor.
Biz vardğımız da kalan bir avuç ingilizi direk eziyoruz ve kaybedilen tepenin yamacına yerleşiyoruz. Karşı tepenin de zayıf biçimde elde tutulduğunu söylüyorum. Birçokları onaylıyor. Çok geçmeden bir sonraki tepeye hücum ediyoruz.
O Tepe Zapt Edilecek!! Bazı kayıplar olsa da düşmanın mukavemeti kendi taarruzları sonrası iyice kırılmış. Karşı taarruzumuz o kadar etkili ki bir çığ rulosu gibi büyüyerek ilerliyoruz.
Yaptığımız manevra sonuç veriyor. Öyle bir çark ediyoruz ki sol kanadımız ile kesişiyoruz. Arada kalan İngilizler panik halinde imha oluyor. Zafer de bizim oluyor.
![[+]](https://forum.strategyturk.com/images/majestic/collapse_collapsed.png)
