Son olarak bu konuyla ilgili bir şeyler yazayım, daha fazla konuşmanın pek bir anlamı yok neden olduğunu yazımda da ifade etmeye çalışacağım.
Multiplayerlarda esasen 2 tür oyuncu vardır, birincisi oyunu oynaması gerektiği gibi diplomasiyle politikayla entrikayla savaşla oynayanlar, diğerleri ise oyunu kazanmak için her şeyi mübah görenler. Bu ikinci gruptakiler multiplayerda etkinliğin sağlığının zararına olabilecek hamleleri yapmakta bir sorun görmezler - eğer ki o etkinlikteki ülkenin güçlenmesini sağlıyorsa, ancak burada unutulan husus bu şekilde oynandığında aslında etkinliğin herkes için daha kötü hale gelmesi, Kasım multiplayerı bunun güzel bir örneğidir her iki tarafta da benzer mentalitedeki oyuncular 1444'ten 1820'e kadar pakt sistemiyle oynadı bu paktta kırılmalar yaşandığında dahi geri kalan oyuncular aynı mentalitede olduğundan oyuncular karşılarında diplomasi yapacak bireyler bulamadılar. O oyunda ben GM'dim ve olayların yanlışlığını daha mesele o raddeye varmadan önce belirtip "bakın bu oyundan sıkılacaksınız sebebini de yazıyorum" dedim ve 300 sene sonra etkinlik sona erdiğinde birçok kişi benim dediğimi onaylar duruma gelmişti.
Bu multiplayer ise ilk başta biraz daha Ağustos multiplayerına yakın bir şekilde "oyunun oynanması gerektiği gibi" ilerledi, ben yine gördüğüm yanlışları ifade ettim İsveç-Danimarka Kırım-Osmanlı Kırım-Fas Oman-Osmanlı ilişkileri gibi. Ancak burada şunu unutmamak lazım ki biz bu etkinliğe 35 kişi başladık ve tekrar ediyorum multiplayerda bizim (benim) gibi düşünen kişilerin sayısı düşünmeyenlerden daha az dolayısıyla burada oyunun ana felsefesini major oyuncuların hal ve hareketleri belirliyor örneğin bu multiplayerda Osmanlı yeri geldiğinde Kırım'a yeri geldiğinde Fas'a yeri geldiğinde başkasına "höt" diyecek birisi olsaydı daha farklı bir oyun izlerdik. Ben nasıl Saksonya'yla Hollanda'yla Fransa'yla başkasıyla gerektiğinde aramı açıp gerektiğinde onlara karşı duruyorsam diğer oyuncuların dayanışma içerisinde birbirlerine sınır çizip 1820'e kadar dayanışma yapma hakları yok.
Şimdi burada şunun anlaşılması lazım, eğer siz bir multiplayer etkinliğinde birbirinizi tanıyor olabilirsiniz tanımıyor olabilirsiniz bir başka ülkeyle ölümüne "dayanışmalı" bir oyun oynuyorsanız, bu etkinlikte geri kalan herkesi enayi yerine koyuyorsunuz demektir. Ben bunu yıllardır söylüyorum, düşün ki 4 kişi mp yapılıyor bu 4 kişiden 2'si geri kalan herkese şüpheyle yaklaşıp diplomasi yaparak politika yaparak çıkar gözeterek oynuyorken diğer 2'li birbiriyle ölümüne dayanışmalı bir oyun sergiliyorsa bu 2'li diğer 2'liyi enayi yerine koyuyor demektir bu bu kadar basit bir olay. Oyun içerisinde ülkeler çıkarları gereği dost olabilir, amaçları kesişirse düşman olabilir ama hiçbir ülke dayanışma içerisinde oynayamaz. Her savaşta taraflar birbirleriyle diplomasi yapabiliyor, ülkelerin aklını o savaştan çıkmaya çelebiliyor durumda olmalı, eğer siz dayanışma içerisinde oynayıp savaşlarınızla marifetmiş gibi savaşılan ülkelerle alakasız ülkeleri davet ederseniz bu durum ortadan kalkar, anlatın bana Avusturya Fas'a ne teklif edebilir savaştan çıkması için? Adamlar savaşa bir şey kazanmaya girmiyor ki adamlar savaşa dayanışma yaptıkları ülkeyi korumaya geliyor.

"We can only laugh at such financial mismanagement."
Bu multiplayerda Fas Oman Osmanlı Kırım 4'lüsü oyunu dayanışma içerisinde oynamış ve son savaşta Osmanlı'nın yenilmemesini sağlamıştır hep birlikte, kendileri de dediler Müslüman İttifağı yaptık diye. Bunun oyuncu atamalarıyla vs hiçbir alakası yok, İskoçya'da niye oyuncu var diye sormayacaksın İngiltere İskoçya'ya nasıl yeniliyor diye soracaksın. Eğer Hollanda'da oyuncu varsa (eventle İmparatora kalan toprak) ben Napoli'ye de 30 kişilik etkinlikte oyuncu veririm Macaristan'a da veririm çünkü en başından ben çok yüksek ihtimal kendi ülkeme kalacak toprağı vermişim oyuncuya, sadece benim etrafımda oyunda 3 kişi yıkıldı ilk 2 günde kalabalık bir oyun oynuyoruz.
Şimdi ben şunun farkındayım ki oyuncuların belli bir kısmı bu şekilde oynamayı meşru görüyorlar, yani birlikte hareket ederek birlikte hareket etmeyen tek oynayan kişileri yıkmakta ne etkinlik anlamında ne oyunculuk ahlakı olarak bir sorun görmüyorlar çünkü biz Kasım etkinliğinde de gördük ki oyunda ciddi bir "oyunu olabildiğince oynamadan oynamaya çalışan" oyuncular var ülkelerinin güçlenmesi adına. Yani adam koloni savaşı yapmaktansa al kardeşim şurası senin 200 gold at şurayı takas edelim buraya birlikte girelim, çünkü neden? O adam o koloni savaşını yapsa ülkesi hırpalanacak. Adam "ben oyunu ne kadar az oynarsam o kadar güçlü olurum" mantığında çünkü, savaş yapan enayidir anlayışı. Ben bu etkinlikte Aytaç'la yaptığım savaştan anlıyorum Aytaç'ın multiplayerı multiplayer oynama meselesine ne kadar uzak olduğunu, bu aslında birçok kişi için böyle.
Bu sebeple ben bu şekilde oyun sergileyen kişilerin de oyuna ve etkinliğe verdikleri zararı görebileceklerini sanmıyorum çünkü adamlar kendi oynanışlarını makul çıkartmak adına felaket bir çaba içerisindeler ve bu durum oyunu bilmek veya bilmemekle alakalı değil bu durum tamamen oyunculuk tarzıyla alakalı ve bu insanların bunu kendilerinin görmesi gerekiyor, bir yerden sonra bu hamlelerin sonuçlarını, aslında oyunu ne kadar yavan hale getirdiğini anlayabilmeleri gerekiyor ve ben 10 paragraf daha yazı yazsam biliyorum ki anlatamam.
Multiplayerda Osmanlı oyuncusu hariç oyuncu atamalarında çok bir problem görmüyorum, her oyuncunun zayıf yönleri olabilir her oyuncu ülkesi başarılı olmak zorunda değil benim bahsettiğim şeyler sağlandığında yeni şartlar altında da denge unsurunun oluştuğunu görürsünüz örneğin İskoçya İngiltere'yi yendikten sonra Avusturya ve Kastilya gidiyor İskoçya'ya yardım ediyor - ki Fransa gerilesin bir nebze. Ezbere mantık "aga orada İngiltere olacak aga Kastilya'nın Napolisi yoksa tabi yıkılır" mp oynanmaz ezbere oynadığınızda 1 ülke denklemden çıktığında tüm formülünüz çöker dinamik oyun anlayışı edinmeniz lazım, dinamik diplomasi.
20.45 gibi save dosyasını paylaşırım.
Multiplayerlarda esasen 2 tür oyuncu vardır, birincisi oyunu oynaması gerektiği gibi diplomasiyle politikayla entrikayla savaşla oynayanlar, diğerleri ise oyunu kazanmak için her şeyi mübah görenler. Bu ikinci gruptakiler multiplayerda etkinliğin sağlığının zararına olabilecek hamleleri yapmakta bir sorun görmezler - eğer ki o etkinlikteki ülkenin güçlenmesini sağlıyorsa, ancak burada unutulan husus bu şekilde oynandığında aslında etkinliğin herkes için daha kötü hale gelmesi, Kasım multiplayerı bunun güzel bir örneğidir her iki tarafta da benzer mentalitedeki oyuncular 1444'ten 1820'e kadar pakt sistemiyle oynadı bu paktta kırılmalar yaşandığında dahi geri kalan oyuncular aynı mentalitede olduğundan oyuncular karşılarında diplomasi yapacak bireyler bulamadılar. O oyunda ben GM'dim ve olayların yanlışlığını daha mesele o raddeye varmadan önce belirtip "bakın bu oyundan sıkılacaksınız sebebini de yazıyorum" dedim ve 300 sene sonra etkinlik sona erdiğinde birçok kişi benim dediğimi onaylar duruma gelmişti.
Bu multiplayer ise ilk başta biraz daha Ağustos multiplayerına yakın bir şekilde "oyunun oynanması gerektiği gibi" ilerledi, ben yine gördüğüm yanlışları ifade ettim İsveç-Danimarka Kırım-Osmanlı Kırım-Fas Oman-Osmanlı ilişkileri gibi. Ancak burada şunu unutmamak lazım ki biz bu etkinliğe 35 kişi başladık ve tekrar ediyorum multiplayerda bizim (benim) gibi düşünen kişilerin sayısı düşünmeyenlerden daha az dolayısıyla burada oyunun ana felsefesini major oyuncuların hal ve hareketleri belirliyor örneğin bu multiplayerda Osmanlı yeri geldiğinde Kırım'a yeri geldiğinde Fas'a yeri geldiğinde başkasına "höt" diyecek birisi olsaydı daha farklı bir oyun izlerdik. Ben nasıl Saksonya'yla Hollanda'yla Fransa'yla başkasıyla gerektiğinde aramı açıp gerektiğinde onlara karşı duruyorsam diğer oyuncuların dayanışma içerisinde birbirlerine sınır çizip 1820'e kadar dayanışma yapma hakları yok.
Şimdi burada şunun anlaşılması lazım, eğer siz bir multiplayer etkinliğinde birbirinizi tanıyor olabilirsiniz tanımıyor olabilirsiniz bir başka ülkeyle ölümüne "dayanışmalı" bir oyun oynuyorsanız, bu etkinlikte geri kalan herkesi enayi yerine koyuyorsunuz demektir. Ben bunu yıllardır söylüyorum, düşün ki 4 kişi mp yapılıyor bu 4 kişiden 2'si geri kalan herkese şüpheyle yaklaşıp diplomasi yaparak politika yaparak çıkar gözeterek oynuyorken diğer 2'li birbiriyle ölümüne dayanışmalı bir oyun sergiliyorsa bu 2'li diğer 2'liyi enayi yerine koyuyor demektir bu bu kadar basit bir olay. Oyun içerisinde ülkeler çıkarları gereği dost olabilir, amaçları kesişirse düşman olabilir ama hiçbir ülke dayanışma içerisinde oynayamaz. Her savaşta taraflar birbirleriyle diplomasi yapabiliyor, ülkelerin aklını o savaştan çıkmaya çelebiliyor durumda olmalı, eğer siz dayanışma içerisinde oynayıp savaşlarınızla marifetmiş gibi savaşılan ülkelerle alakasız ülkeleri davet ederseniz bu durum ortadan kalkar, anlatın bana Avusturya Fas'a ne teklif edebilir savaştan çıkması için? Adamlar savaşa bir şey kazanmaya girmiyor ki adamlar savaşa dayanışma yaptıkları ülkeyi korumaya geliyor.

"We can only laugh at such financial mismanagement."
Bu multiplayerda Fas Oman Osmanlı Kırım 4'lüsü oyunu dayanışma içerisinde oynamış ve son savaşta Osmanlı'nın yenilmemesini sağlamıştır hep birlikte, kendileri de dediler Müslüman İttifağı yaptık diye. Bunun oyuncu atamalarıyla vs hiçbir alakası yok, İskoçya'da niye oyuncu var diye sormayacaksın İngiltere İskoçya'ya nasıl yeniliyor diye soracaksın. Eğer Hollanda'da oyuncu varsa (eventle İmparatora kalan toprak) ben Napoli'ye de 30 kişilik etkinlikte oyuncu veririm Macaristan'a da veririm çünkü en başından ben çok yüksek ihtimal kendi ülkeme kalacak toprağı vermişim oyuncuya, sadece benim etrafımda oyunda 3 kişi yıkıldı ilk 2 günde kalabalık bir oyun oynuyoruz.
Şimdi ben şunun farkındayım ki oyuncuların belli bir kısmı bu şekilde oynamayı meşru görüyorlar, yani birlikte hareket ederek birlikte hareket etmeyen tek oynayan kişileri yıkmakta ne etkinlik anlamında ne oyunculuk ahlakı olarak bir sorun görmüyorlar çünkü biz Kasım etkinliğinde de gördük ki oyunda ciddi bir "oyunu olabildiğince oynamadan oynamaya çalışan" oyuncular var ülkelerinin güçlenmesi adına. Yani adam koloni savaşı yapmaktansa al kardeşim şurası senin 200 gold at şurayı takas edelim buraya birlikte girelim, çünkü neden? O adam o koloni savaşını yapsa ülkesi hırpalanacak. Adam "ben oyunu ne kadar az oynarsam o kadar güçlü olurum" mantığında çünkü, savaş yapan enayidir anlayışı. Ben bu etkinlikte Aytaç'la yaptığım savaştan anlıyorum Aytaç'ın multiplayerı multiplayer oynama meselesine ne kadar uzak olduğunu, bu aslında birçok kişi için böyle.
Bu sebeple ben bu şekilde oyun sergileyen kişilerin de oyuna ve etkinliğe verdikleri zararı görebileceklerini sanmıyorum çünkü adamlar kendi oynanışlarını makul çıkartmak adına felaket bir çaba içerisindeler ve bu durum oyunu bilmek veya bilmemekle alakalı değil bu durum tamamen oyunculuk tarzıyla alakalı ve bu insanların bunu kendilerinin görmesi gerekiyor, bir yerden sonra bu hamlelerin sonuçlarını, aslında oyunu ne kadar yavan hale getirdiğini anlayabilmeleri gerekiyor ve ben 10 paragraf daha yazı yazsam biliyorum ki anlatamam.
Multiplayerda Osmanlı oyuncusu hariç oyuncu atamalarında çok bir problem görmüyorum, her oyuncunun zayıf yönleri olabilir her oyuncu ülkesi başarılı olmak zorunda değil benim bahsettiğim şeyler sağlandığında yeni şartlar altında da denge unsurunun oluştuğunu görürsünüz örneğin İskoçya İngiltere'yi yendikten sonra Avusturya ve Kastilya gidiyor İskoçya'ya yardım ediyor - ki Fransa gerilesin bir nebze. Ezbere mantık "aga orada İngiltere olacak aga Kastilya'nın Napolisi yoksa tabi yıkılır" mp oynanmaz ezbere oynadığınızda 1 ülke denklemden çıktığında tüm formülünüz çöker dinamik oyun anlayışı edinmeniz lazım, dinamik diplomasi.
20.45 gibi save dosyasını paylaşırım.