30-03-2018, 14:08
(Son Düzenleme: 30-03-2018, 14:09, Düzenleyen: perverende.)
Portakal kelimesi de ilginç. Eskiden turunçgillere narenc derdik, narenciye de denir. Karakteristik özelliklere sahip sebze meyveler yetiştirildikleri yerin ismiyle anılır bilirsiniz. Malatya Kaysısı, Deveci Armudu, Tokat yaprağı gibi. Bize tarihte bir zaman Portekiz'den narenciye ithal geliyor. Bu narencin özelliği de tatlı olması, piyasada portugal narenciyesi diye geçiyor. Fakat bir zaman sonra dildeki kolaya kaçma evrimi kendini gösteriyor ve narenciyeyi atıp sadece portugal kalıyor. Washington portakalındaki garabeti anlatmaya da paragraflar yetmez herhalde.
Sevdiğim bir etimolojik gariplik de İskender isminde. Adamın adı Aleksander. Arapçaya tabii ki el artikeliyle geçiyor yani el Aleksander. Fakat el artikeli Arapçada okunmadığı için Aleksander diyorlar. Bir zaman sonra Aleksander'ın başındaki "al" hecesini de, el artikeli gibi düşünüp onu da okumamaya başlıyorlar, oluyor sana Eksander. muhtemelen ks sesleri metateze uğrayıp yer değiştiriyor İskender kelimesi ortaya çıkıyor.
Sevdiğim bir etimolojik gariplik de İskender isminde. Adamın adı Aleksander. Arapçaya tabii ki el artikeliyle geçiyor yani el Aleksander. Fakat el artikeli Arapçada okunmadığı için Aleksander diyorlar. Bir zaman sonra Aleksander'ın başındaki "al" hecesini de, el artikeli gibi düşünüp onu da okumamaya başlıyorlar, oluyor sana Eksander. muhtemelen ks sesleri metateze uğrayıp yer değiştiriyor İskender kelimesi ortaya çıkıyor.