[cetanu]

Hollanda (1470-1494)

Takvimler 1470 yılını gösterdiğinde, 1468 yılında yapılan bazı hesapsız ve kazanç elde edilemeden sonuçlanan hamleler yüzünden Hollanda ordusunun yarısını kaybetmiş, tüm insan gücü tükenmiş ve ilk defa borç almış durumdaydı. Planlar gerçekleştirilememiş, ülke hareket anlamında sıkışmıştı. Avrupa kıtası kaynamakta ve ülkeler de bu kaynayan kazanın altını daha fazla alevlendirecek hamlelerden kaçınmamaktaydılar. Doğu Avrupa'dan büyük paylaşım savaşları neticesinde sürekli savaş haberleri, Batı ve Güney Avrupa'dan tarihin üzerini örtemediği düşmalıklar neticesinde ortaya çıkan savaşlar ve Kuzey Avrupa'dan da bağımsızlık isteyen halkların haberleri başkent sokaklarında bile sıradan halkın sohbet konularıydı. Hollanda büyük paylaşım savaşlarından pastadaki kırıntılarla ayrılamazdı. Artık Hollanda'nın da pastadan lokmalar koparma zamanı gelmişti.

Geçmişin hırsları yüzünden meydana gelen başarısızlıklardan ders alınmış. Artık sabredip doğru zamanda hamleler yapma kararı alınmıştı. Kaos bizim hedefe ulaşmamızdaki merdivenimiz olacaktı. 15. yüzyılda güç demek, ordu, insangücü ve para demekti. Bu suretle ordumuz yeni savaş araçlarının da kullanılması ile güçlendirilmiş, donanmamız en büyük ticaret filolarından birine sahip olmuş ve ülkenin en önemli gelir kaynağı olan ticaretin olabildiğince arttırılması için altyapı çalışmalarına hız verilmişti. Bu suretle Baltık bölgesinde meydana gelen 2 savaş yüzünden bir kaos ortamında olan doğu ve kuzey komşularımızın direnci yerinde hamlelerimiz ile kırılmıştı. Ülkemiz şu an için dünya genelindeki savaşlarla kıyaslandığında küçük gözükecek bu muharebelerden zaferle ayrılmış, toprak, para ve en önemlisi de itibar kazanıp bölünmüş bir vaziyette yaşayan Low Countries bölgesindeki halkların umudu olma yolunda ilk adımlarını başarıyla atmıştı.

Tarih sadece muharebeleri ve büyük komutanları anlatmaz. Tarih yapılmaz denileni yapan, sahip olduğu umut ve keşfetme arzusuyla bilinmezliğe yol alanları da anlatır. Ve keşfetme arzusu ile yola çıkanların Büyük Suyun ötesindeki diyarlara yolculukları kulaktan kulağa yayılmaktaydı. Bu hikayelerin gerçeklğini merak eden Hollandalı kaşifler ilk önce Afrika'nın kıyıları boyunca ilerleyip haritalarda hiç adı geçmeyen bölgeleri keşfettiler ve haritalandırdılar. Sonrasında ise alabildiğine uzanan maviliğin içine dalıp seyire koyuldular. Halk ,gidenlerin uzun bir zaman boyunca dönmemesi üzerine süregelen hikayelerde anlatıldığı üzere bu denizcilerin de engin mavilik içerisinde yitip gittiklerini düşünmeye başlamışlardı. Ta ki giden bu üç geminin başkent limanında belirdiği o güne kadar. Halk denizcileri heyecan ve caşku ile karşılamıştı. Fakat denizciler onlardan daha heyacanlıydılar. Bu tekrardan yuvalarına döndükleri için değildi, çünkü onlar o ona kadar sadece kendilerinin bildiği bir gerçeği haykırmak istiyorlardı. Saygıdeğer Hollanda Düşesi huzunda müjdeli haber verilmişti. Yeni bir kıta bulunmuştu.