05-01-2019, 19:59
Öncelikle sana garezim kesinlikle yok. Genel olarak ben yapmam gerekeni yapıp ne kadar az toprak kaybedersem o kadar iyidir mantığını güttüm. Çok toprak kaybından daha önemlisi İstanbulun kaybedilmemesidir. Bu ölçüde diğerlerinden çok sana direnmem gayet doğaldı. Eğer garezimin olduğu birisi varsa bu kişi kore ve oyun anlayışıdır. Kore eğer hiçbir korku duymadan bunları yapabiliyorsa oyunda yanlış giden birşeyler vardır. Oyunda ki Osmanlı'nın düştüğü durum harici en zayıf ülke muhtemelen kore ve bu adam Pasifik okyanusundan İstanbula fetih yapmaya geliyor. Ne Rusya ne Bharat bu konuda şikayetçi değil ve Prusya kendisinin işgalini bloklayan koreye savaş açmama sebebi olarak 100 ducat almasını gösteriyor. Kusura bakmayın ama bu biraz insanları salak yerine koymak oluyor. Herkes bir miktar para atarak bir cephesini güvene alıp diğer tarafa tamamen yüklenebilir. Size kızmıyorum zaten devlete yedek olarak geçtim çokta kendimi kasacağım bir oyun değildi ama birazda karşı taraftan düşünün. Multiplayerlarda cephe sağlama almak genelde hoş karşılanmaz arkadaşça oyun olarak görülür. Prusya için birşey demiyorum zaten onun yapabileceği birşey yoktu ancak senin içinde eğer Prusya'nın yıkılmamasını sağlayan bir devlet olmuşsan onun seni geçebilecek kadar güçlenememesine dikkat etmen gerekir. Ancak oyun sonu Prusya'nın hali ortadaydı. Ayrıca pekçok kişi Kore'ye düşmancıl olmanın çok gerekmediğini düşünüyor ancak bu çok yanlış bir düşünce. Kore topraklarında gördüğüm kadarıyla 7 adet kömür bulunuyor ki bu inanılmaz iyi bir rakam. Bunun yanında Çin ve Japon ticaretini Novgorod'a kadar getirebilmenin tek yolu Kore üzerinden geçiyor. Yani bana 100 ducat atsın temizinden hiç takılmayalım olayı çok yanlış bir düşünce. Tekrardan söyleyeyim ben sana karşı hiçbir kötü düşünceye sahip değilim. Senin açtığın savaşta sana karşı kasıtlı olarak direnmedim yani. Orada kimseye kolay yoldan toprak verecek durumda değildim ben süreci uzatabildiğim kadar uzatmaya oynadım. Gerilla savaşlarının temel amacı da buydu.