21-03-2019, 09:25
'[...] tutkulu, kargaşalı bir çağ her şeyi devirecektir, her şeyi alaşağı edecektir; fakat bir tefekkür çağı, yani düşünen ve aynı zamanda tutkusuz olan bir çağ, o güç ifadesini diyalektik bir maharete dönüştürür: her şeyi ayakta bırakır fakat kurnazca içlerini boşaltıp anlamsızlaştırır. bir ayaklanmayla doruğa tırmanmak yerine, bütün ilişkilerdeki iç gerçekliği düşünsel bir gerilime indirger, bu da her şeyi ayakta bırakırken hayatın bütününü belirsiz hâle getirir: öyle ki, her şey olgusal olarak var olmaya devam ederken bir yandan da diyalektik bir aldatmacayla, privatissime, gizli bir yorumda bulunur; aslında hiçbir şey var değildir. [...]' (søren kierkegaard)
kierkegaard'ın yok etmek istediği mit her şeyin nedensel olarak belirlenmiş olduğunu ve dolayısıyla eğer sadece uğraşırsak ve yeterince iyi gözlersek ilkece davranışın ve her şeyin tam ve nesnel olarak doğru bir açıklamasının yapılabileceğini iddia eden bilimsel mittir. bu bilimsel mit bir insanın yalnızca ahlaksal değil dinsel yaşamını da yönetebilir ve kierkegaard'ın en şiddetli saldırısı bu mitin baskınlığınadır:*
"hristiyanlık nesnelliğin her formuna karşı çıkar; hristiyanlık öznenin, kendisi hakkında sonsuzca endişelenmesini arzular. hristiyanlık öznellikle ilgilidir ve onun hakikati, eğer varsa, yalnızca öznelliktedir. nesnel olarak, hristiyanlığın kesinlikle bir varoluşu yoktur. eğer hakikat yalnızca tek bir öznede varsa bir tek onda var olur; ve hristiyanlık cennette bu tek kişi için evrensel tarihten veya genel bir sistemden daha büyük bir mutluluk vaat eder." (felsefe parçalarına bilimsel olmayan sonuçlandırıcı notlar - søren kierkegaard)
*yazı kamuran gödelek'in yayıma hazırladığı kierkegaard kitabından alıntıdır.
Özetle, dindarlık konformizme dönüşmüş durumda; diğer bir deyişle münafıklığın bir formuna. Dini açıdan çoğunluğun bir önemi yoktur. Öznellik hakikattir.
'nesnel olarak vurgu söylemin ne olduğudur; öznel olarak vurgu söylemin içten olup olmadığıdır. bu ayrım estetik olana da uygulanabilir ve bir kişi söylediğinde doğru olan bir şeyin bir başka kişi söylediğinde yalan olduğunu düşündüğümüzde tam da bunu ifade ederiz.' (felsefe parçalarına bilimsel olmayan sonuçlandırıcı notlar - søren kierkegaard)
Sonuç olarak içsellik hesaplanamayacağından öznel olarak dindarlığın artması yahut azalması bilinemez. Buradaki dindarlık nesnel olarak tartışılıyor ki bir dindar için bu tartışma delilerin sayıklamalarından farksızdır.
kierkegaard'ın yok etmek istediği mit her şeyin nedensel olarak belirlenmiş olduğunu ve dolayısıyla eğer sadece uğraşırsak ve yeterince iyi gözlersek ilkece davranışın ve her şeyin tam ve nesnel olarak doğru bir açıklamasının yapılabileceğini iddia eden bilimsel mittir. bu bilimsel mit bir insanın yalnızca ahlaksal değil dinsel yaşamını da yönetebilir ve kierkegaard'ın en şiddetli saldırısı bu mitin baskınlığınadır:*
"hristiyanlık nesnelliğin her formuna karşı çıkar; hristiyanlık öznenin, kendisi hakkında sonsuzca endişelenmesini arzular. hristiyanlık öznellikle ilgilidir ve onun hakikati, eğer varsa, yalnızca öznelliktedir. nesnel olarak, hristiyanlığın kesinlikle bir varoluşu yoktur. eğer hakikat yalnızca tek bir öznede varsa bir tek onda var olur; ve hristiyanlık cennette bu tek kişi için evrensel tarihten veya genel bir sistemden daha büyük bir mutluluk vaat eder." (felsefe parçalarına bilimsel olmayan sonuçlandırıcı notlar - søren kierkegaard)
*yazı kamuran gödelek'in yayıma hazırladığı kierkegaard kitabından alıntıdır.
Özetle, dindarlık konformizme dönüşmüş durumda; diğer bir deyişle münafıklığın bir formuna. Dini açıdan çoğunluğun bir önemi yoktur. Öznellik hakikattir.
'nesnel olarak vurgu söylemin ne olduğudur; öznel olarak vurgu söylemin içten olup olmadığıdır. bu ayrım estetik olana da uygulanabilir ve bir kişi söylediğinde doğru olan bir şeyin bir başka kişi söylediğinde yalan olduğunu düşündüğümüzde tam da bunu ifade ederiz.' (felsefe parçalarına bilimsel olmayan sonuçlandırıcı notlar - søren kierkegaard)
Sonuç olarak içsellik hesaplanamayacağından öznel olarak dindarlığın artması yahut azalması bilinemez. Buradaki dindarlık nesnel olarak tartışılıyor ki bir dindar için bu tartışma delilerin sayıklamalarından farksızdır.