31-10-2019, 15:30
(Son Düzenleme: 31-10-2019, 15:32, Düzenleyen: KARTAL.
Düzenleme Nedeni: Ekleme
)
Konuyu açan arkadaş çok yuvarlak bir soru sormuş, kavram kargaşası nedeniyle de tartışma bilim-din tartışmasına dönmüş.
Elefsar nickli arkadaş kendince güzel bir tanım yapmış ama dikkate de alınmamış.Belki o tanım üzerinden bir tartışma döndürülebilirdi.
Her neyse, ben konuya farklı bir açıdan yaklaşayım.
Şu anda okuduğum bir kitap var.İsmi Manevi Kriz. Arka yazısı şu şekilde.
Kitapta psikologlar yukarıda da bahsedilen durumları kişilerin psikolojileri üzerinden değerlendiriyorlar.Ve normalde saçmalık olarak nitelendirilecek durumları yaşayan kişilerin manevi krize girdiklerini,kişiliği ile yaşadığı gerçeklik arasındaki bağın koptuğunu ve bu tür olağanüstü durumları kendi kendine deneyimlediklerini söylüyorlar.
Bu deneyimler dışarıdaki birisine söylendiğinde ( Bir çalı ile konuştum,/ melek geldi / Atalarımızın ruhları rüyama girdi vb) olağanüstü saçma geliyor.Ancak o insanın zihninde yaşanıyor ve bu yaşanmış olan şey o insana gerçekmiş hissini uyandırıyor.
Büyüye gelirsek, manevi krizde olan insanların kendi içinde yaşadıkları deneyimlerini etrafa anlatması sonucu bilgisizliğin ve çıkarcı insanların etkisiyle
topluma yayıldığını düşünüyorum.Parapsikoloji topluluklarında zaman geçiren ve ilgilenen birisi olarak hiçbir şeyin tuttuğunu görmedim.Hiç kimse aşk-sevgi büyüsü ile evlenmedi,bereket büyüsü ile zengin olmadı.
Ama kendi manevi krizini atlatmış insanların ki bu insanlar da en başta bu tür şeylere ilgilidirler ve denerler, daha iyi bir insan olduklarını gördüm.Kimisi paranormal olay yaşadığını zannedip gerçekmiş gibi anlatıyor (Gizlimabet sitesinde bolca okuyabilirsiniz).Kimisi ise bunun gerçek olmadığının farkında.Zaten ifadelerin tutmamasının sebebi bu.Hiçbir kanıtın olmamasının sebebi de.
Tarihe baktığımızda da paranormal olaylar yaşadığı söylenen insanları okuyabiliyoruz.Örneğin Buda'nın kendi içinde aydınlanması.Hz. Musa'nın çalı ile konuşması,Hz. Muhammed'in mağarada melek görmesi vs.
Bu insanlarda diğerlerine göre daha hassastır ve yaşadıkları toplum ile bağları zayıftır.Kendi içlerinde dönüşüm geçirmektedirler.Ve bir noktada bilinçaltlarındaki en derin noktalarda kendi vicdanları başbaşa kalırlar ve ilahi olana dair hisleri zirve yapar.
Tanrı içimizdedir ve ona yeterince ulaştığımızda bizim ruhumuzu,karakterimizi dönüştürecek gücü sağlar.Size sizden daha yakınım demesinin sebebi de budur.
Kitabı temin edebilirsiniz.İlaveten İlahiyatçı İhsan Eliaçık 'ta Hz Muhammed'in bu manevi dönüşümünü daha islami kaynaklardan açıklamaktadır.
Elefsar nickli arkadaş kendince güzel bir tanım yapmış ama dikkate de alınmamış.Belki o tanım üzerinden bir tartışma döndürülebilirdi.
Her neyse, ben konuya farklı bir açıdan yaklaşayım.
Şu anda okuduğum bir kitap var.İsmi Manevi Kriz. Arka yazısı şu şekilde.
Alıntı:Genel kaygı rahatsızlığının artması ile gittikçe bunalan bir insanlıkla karşı karşıyayız, denize düşen yılana sarılır misali ile, kitleler hâlinde Yeni Çağ manevi arayışlarına sarılıyorlar. Vipassana, Zen meditasyonları, yoga, çakra uyandırmaları şifa alıp vermeler, uzaylılarla hayali konuşmalar, beden dışı tecrübeler, doğum öncesine gidiş vb. artık olağan oldu. Ve tüm arayışlar biz terapistleri yep-yeni patolojierle karşılaştırıyor.
Bu kitapta, geleneksel psikiyatrinin akıl hastalığı teşhisi koyduğu ve bu doğrultuda tedavi ettiği birtakım çarpıcı deneyimlerin ve değişik bilinç hâllerinin aslında birer kişisel dönüşüm krizi ya da "manevi kriz" olduğu fikri temel alınmakta ve bu fikir çeşitli yazarlarca farklı bir açılardan incelenmektedir.
Gerektiği gibi anlamlandırıldıklarında ve standart psikiyatri uygulamalarıyla bastırılacakları yerde destekleyici bir yaklaşımla ele alındıklarında, bu tür buhranların tecrübe edenler üzerinde oldukça faydalı ve iyileştirici etkileri olabilmektedir.
Kitapta psikologlar yukarıda da bahsedilen durumları kişilerin psikolojileri üzerinden değerlendiriyorlar.Ve normalde saçmalık olarak nitelendirilecek durumları yaşayan kişilerin manevi krize girdiklerini,kişiliği ile yaşadığı gerçeklik arasındaki bağın koptuğunu ve bu tür olağanüstü durumları kendi kendine deneyimlediklerini söylüyorlar.
Bu deneyimler dışarıdaki birisine söylendiğinde ( Bir çalı ile konuştum,/ melek geldi / Atalarımızın ruhları rüyama girdi vb) olağanüstü saçma geliyor.Ancak o insanın zihninde yaşanıyor ve bu yaşanmış olan şey o insana gerçekmiş hissini uyandırıyor.
Büyüye gelirsek, manevi krizde olan insanların kendi içinde yaşadıkları deneyimlerini etrafa anlatması sonucu bilgisizliğin ve çıkarcı insanların etkisiyle
topluma yayıldığını düşünüyorum.Parapsikoloji topluluklarında zaman geçiren ve ilgilenen birisi olarak hiçbir şeyin tuttuğunu görmedim.Hiç kimse aşk-sevgi büyüsü ile evlenmedi,bereket büyüsü ile zengin olmadı.
Ama kendi manevi krizini atlatmış insanların ki bu insanlar da en başta bu tür şeylere ilgilidirler ve denerler, daha iyi bir insan olduklarını gördüm.Kimisi paranormal olay yaşadığını zannedip gerçekmiş gibi anlatıyor (Gizlimabet sitesinde bolca okuyabilirsiniz).Kimisi ise bunun gerçek olmadığının farkında.Zaten ifadelerin tutmamasının sebebi bu.Hiçbir kanıtın olmamasının sebebi de.
Tarihe baktığımızda da paranormal olaylar yaşadığı söylenen insanları okuyabiliyoruz.Örneğin Buda'nın kendi içinde aydınlanması.Hz. Musa'nın çalı ile konuşması,Hz. Muhammed'in mağarada melek görmesi vs.
Bu insanlarda diğerlerine göre daha hassastır ve yaşadıkları toplum ile bağları zayıftır.Kendi içlerinde dönüşüm geçirmektedirler.Ve bir noktada bilinçaltlarındaki en derin noktalarda kendi vicdanları başbaşa kalırlar ve ilahi olana dair hisleri zirve yapar.
Tanrı içimizdedir ve ona yeterince ulaştığımızda bizim ruhumuzu,karakterimizi dönüştürecek gücü sağlar.Size sizden daha yakınım demesinin sebebi de budur.
Kitabı temin edebilirsiniz.İlaveten İlahiyatçı İhsan Eliaçık 'ta Hz Muhammed'in bu manevi dönüşümünü daha islami kaynaklardan açıklamaktadır.