24-11-2019, 21:45
(Son Düzenleme: 24-11-2019, 21:47, Düzenleyen: TerraBlade.)
Fas Sultanlığı
Biz Fas Sultanlığı olarak ilk olarak rakibimiz Tilimsan Devletini ortadan kaldırıp bizimde ülkemizin bir parçası olan berberileri tek bir çatı altında toplamak olacaktı. Bu doğrultuda rakibimiz Tilimsan'a savaş ilan ettik. İlk başta her şey güzel gidiyordu fakat onların başkentleri bir türlü düşmüyordu ve Kastilya çok saldırgan bir politika izliyordu. İlk önce Tilimsan'a, daha sonra Aragon devletini de yanına alıp bize savaş ilan etti. İttifakımız Tunus savaşa katılmayıp bizi yüzüstü bıraktığı gibi birde Kastilya ile dost ilişkiler içindeydi. Kastilya bazı toprakları almak üzere barış talebi gönderse de hiç düşünmeden reddettik. Bu sırada Osmanlı Devletine Hıristiyanların Kuzey Afrikaya girdiğini, buradaki Müslümanların tehlikede olduğunu söyledik ama Osmanlı da bizi yalnız bırakmıştı. Bu da yetmiyormuş gibi işgalci Portekizlilerden de savaş ilanı aldık.
Tunus'unda bize savaş ilan edeceğini düşünsek de ateşkesimiz vardı. Biz de bu sırada tedirgin bir şekilde askeri teknolojiye yatırım yaparken Fransa'dan yardım talebinde bulunduk. Fransa buradaki güç dengesinin bozulmasına göz yummayıp burada barış sağlanmazsa savaşa katılacağını Kastilya'ya iletti. Kastilya bunun üzerine işgalden vazgeçti ve barışı kabul etti. Savaşın kazananı olmamış, iki tarafta yıpranmıştı. Kastilya ile barış yaptıktan sonra sıradaki hedefimiz Bize saldıran Portekizlilerden hakkımız olan Ceuta toprağını almaktı. Yapılan savaşlarda yorgun düşmüş ordumuz ile askeri teknolojide epey geride bıraktığımız Portekiz ordusunu hızlıca saldırıp kolayca imha ettik ve Ceuta'yı kuşattık. Portekizliler bu toprağı kısa süre sonra vermek zorunda kaldı. Kuzey Afrikada Hıristiyanların kontrolünde artık sadece Kastilyanın kontrolündeki Tilimsan'dan aldığı toprakları kalmıştı...
Ceuta'da dalgalanan Morocco bayrağı