Kılıç olarak hafif yara vermeyen ya öldüren ya da ölümcül yaralar açan bilek yöntemiyle kullanılan ve savaşçının gücünden çok tekniğine önem veren Kara Bela adlı kılıcı kullanmak isterdim.
Ancak yay ve ok kelimelerinin tek heceli olmasına karşın kılıcın iki heceli olmasının da bir anlamı var. Sevdiğim tarihçilerden Erol Günok beyefendinin de söylediği gibi Türkler birşeyi yapmışsa elbet sebebi vardı asla boş yere yapılmamıştır der. Türkler ilk olarak ok ve yayı kullanır daha sonra kılıcı kullanırlar der. Peki neden Türk yayı? Bu yay 3 ana parçadan oluşuyor. Manda boynuzu, manda siniri ve yanılmıyorsam ardıç ağacıydı sanırım. Yay dışında ok çeşitleri de önemli tabi. Kullanmak istediğim ok ise sanırım ucu demir ve sivri olan zırh delme oku olurdu. Ancak uçları dar ortası geniş paraşüt okunu da denemek isterdim. Türk yaylarının menzili de yüksek olduğundan o zamanlara dönüp bir asker olmak ve denemeyi çok isterim.
Zırh olarak da meşhur Selçuklu Geçim Zırhı'nı giymek isterdim. Hem kullanışı kolay uzun süre giyme derdi yok hem de sağlamlığı konusunda tarihte yerini almış bir zırh.
Son olarak da bunların üstüne Kıpçak maskesi takmak isterdim.