31-01-2016, 19:36
"Andolsun biz insanı çamurdan (süzülmüş) bir hülasadan yarattık. Sonra onu (Hz. Âdem`in nesli olan) insanı sarp ve metin bir karargahta (rahimde) bir nutfe (zigot) yaptık. Sonra o nutfeyi alaka (yapışan şey) hâline getirdik, derken o alakayı mudga (bir çiğnem et) yaptık, o bir çiğnem eti kemik(lere) çevirdik (ve) o kemiklere de et (kaslar) giydirdik. Sonra onu başka yaratılışla inşa ettik (can verdik, konuşma verdik)..." (Mü`minun, 23/12-14).
Bu ayette dikkat edilmesi nokta ' Sonra onu başka yaratılışla inşa ettik ' kısmı. Kendi yorumuma göre burada bir çok özelliğin insana aktarılmasından bahsediyor ve buna aniden olan bir şey olarak söz etmiyor.
- "Halbuki O, sizi çeşitli merhaleler hâlinde yarattı." (Nuh, 71/14).
- ..sonra onu bambaşka bir yaratık (insan) yaptık..."(Mü`minun, 23/14).
İlk insanın bu safhaya kadar bitki ve hayvanlarda görülen büyüme, gelişme ve farklılaşma kanunlarına tabi olduğu söylenebilir. Kısacası evrimde olan adaptasyon ve doğal - yapay seçilime en yakın ayetlerden birisi. Bir çok tefsirde de bu şekilde yorumlanmıştır.
- "O`dur ki her şeyin yaratılışını güzel yaptı ve insanı yaratmaya çamurdan başladı." (Secde, 32/7)
- "Andolsun biz insanı kuru bir çamurdan, değişmiş cıvık balçıktan yarattık..." (Hicr, 15/26)
- "Andolsun ki biz insanı çamurdan süzülmüş bir hülasadan (özden) yarattık."(Mü`minun, 23/12).
Yaratılış, Hz. Adem'in toprak ve sudan yaratıldığından çokça bahseder. Bu üç ayete baktığmızda gittikçe gelişen - değişime uğrayan bir süreç söz konusu. Daha sonra balçık halini alan bu çamur özünün zamanla değiştiği ifade ediliyor.
''Her birinizin yaratılışı ana rahminde nutfe olarak 40 gün derlenip toparlanır. Sonra aynen öyle (40 gün daha) alaka (yapışan şey) olur. Sonra yine öyle (bir 40 gün daha) mudga (et parçası) hâlinde kalır. Ondan sonra melek gönderilir. Ona ruh üfler..."(Mehmet Sofuoğlu, Sahih-i Müslim ve Tercemesi, VIII, 114).
''Ve senden azabın acele gelmesini isterler. Hâlbuki Allah vaadinde asla hulf etmez ve şüphe yok ki, Rabbin indindeki bir gün, sizin sayacaklarınızdan bin yıl gibidir” (Hacc/47).
Buradaki “gün,” 24 saatlik süreden ziyade, gündüz aydınlığını ifade eder. Çoğulu eyyam ise, “günler” manasına gelmekle birlikte, “uzun zaman, süre belirlenmemiş zaman devresi” olarak da kullanılır. Arapça’da bu rakamlar çokluğu ifade ettiği için, kesin sayılar şeklinden ziyade “devir” manasında alınması daha uygun görülmektedir. Nitekim bazı âlimler bu manada anlamıştır. Hatta her bir günün 50 bin sene olduğu belirtilir.
Eğer burada Hz. Adem'den evrimleşerek gelen bir insan neslini söz konusu yaparsak yaratılış ve evrim bu temel noktada birleşebilir. Hz. Adem'den insan olarak bahsediliyor ancak günümüz şeklindeki bir insan olduğundan bahsedilmez. Yani evrimde bahsedilen ' büyük insansı maymunlar ' şeklinde bir suretede sahip olabilir.
Evrimin ve bilimin açıklayamadığı 'izah edilemeyen başlanıç' bana göre sadece Yaratılış düşüncesi ile açıklanabilir. Evrimci arkadaşlara bir sorum var : Bir organizma üzerindeki genlerin, milyonlarca hatta milyarlarca genden lazım olanlarının seçilip mutasyon ile olgunlaşması, gelişmesi mümkün olabilir mi ?
Bu ayette dikkat edilmesi nokta ' Sonra onu başka yaratılışla inşa ettik ' kısmı. Kendi yorumuma göre burada bir çok özelliğin insana aktarılmasından bahsediyor ve buna aniden olan bir şey olarak söz etmiyor.
- "Halbuki O, sizi çeşitli merhaleler hâlinde yarattı." (Nuh, 71/14).
- ..sonra onu bambaşka bir yaratık (insan) yaptık..."(Mü`minun, 23/14).
İlk insanın bu safhaya kadar bitki ve hayvanlarda görülen büyüme, gelişme ve farklılaşma kanunlarına tabi olduğu söylenebilir. Kısacası evrimde olan adaptasyon ve doğal - yapay seçilime en yakın ayetlerden birisi. Bir çok tefsirde de bu şekilde yorumlanmıştır.
- "O`dur ki her şeyin yaratılışını güzel yaptı ve insanı yaratmaya çamurdan başladı." (Secde, 32/7)
- "Andolsun biz insanı kuru bir çamurdan, değişmiş cıvık balçıktan yarattık..." (Hicr, 15/26)
- "Andolsun ki biz insanı çamurdan süzülmüş bir hülasadan (özden) yarattık."(Mü`minun, 23/12).
Yaratılış, Hz. Adem'in toprak ve sudan yaratıldığından çokça bahseder. Bu üç ayete baktığmızda gittikçe gelişen - değişime uğrayan bir süreç söz konusu. Daha sonra balçık halini alan bu çamur özünün zamanla değiştiği ifade ediliyor.
''Her birinizin yaratılışı ana rahminde nutfe olarak 40 gün derlenip toparlanır. Sonra aynen öyle (40 gün daha) alaka (yapışan şey) olur. Sonra yine öyle (bir 40 gün daha) mudga (et parçası) hâlinde kalır. Ondan sonra melek gönderilir. Ona ruh üfler..."(Mehmet Sofuoğlu, Sahih-i Müslim ve Tercemesi, VIII, 114).
''Ve senden azabın acele gelmesini isterler. Hâlbuki Allah vaadinde asla hulf etmez ve şüphe yok ki, Rabbin indindeki bir gün, sizin sayacaklarınızdan bin yıl gibidir” (Hacc/47).
Buradaki “gün,” 24 saatlik süreden ziyade, gündüz aydınlığını ifade eder. Çoğulu eyyam ise, “günler” manasına gelmekle birlikte, “uzun zaman, süre belirlenmemiş zaman devresi” olarak da kullanılır. Arapça’da bu rakamlar çokluğu ifade ettiği için, kesin sayılar şeklinden ziyade “devir” manasında alınması daha uygun görülmektedir. Nitekim bazı âlimler bu manada anlamıştır. Hatta her bir günün 50 bin sene olduğu belirtilir.
Eğer burada Hz. Adem'den evrimleşerek gelen bir insan neslini söz konusu yaparsak yaratılış ve evrim bu temel noktada birleşebilir. Hz. Adem'den insan olarak bahsediliyor ancak günümüz şeklindeki bir insan olduğundan bahsedilmez. Yani evrimde bahsedilen ' büyük insansı maymunlar ' şeklinde bir suretede sahip olabilir.
Evrimin ve bilimin açıklayamadığı 'izah edilemeyen başlanıç' bana göre sadece Yaratılış düşüncesi ile açıklanabilir. Evrimci arkadaşlara bir sorum var : Bir organizma üzerindeki genlerin, milyonlarca hatta milyarlarca genden lazım olanlarının seçilip mutasyon ile olgunlaşması, gelişmesi mümkün olabilir mi ?