Geçen sene okuma fırsatı bulduğum ve beğendiğim bir kitap. Atsız'ın Selim Pusat'ın iç dünyasını ustaca psikolojik tasvirlerle anlatması ve kendimizi gerçekten de Selim Pusat gibi hissetmemizi sağlaması beni kitabın içine çeken bir unsur oldu.
Selim Pusat'ın gerçeklikle bağının giderek kopması ve hayal alemiyle maddesel dünya arasındaki çizginin giderek silikleşmesi süreci çok iyi yansıtılmış. Hayat gayesi ve neredeyse inandığı Tanrı olan askerlik elinden alındığında sağa sola savrulan, çölde su arar misali oradan oraya dolaşan Selim Pusat; eşinin giderek kötüye giden durumunu endişeyle izleyen, Selim'in suçundan ötürü kendisi de suçlanan sevgi dolu eşi Ayşe gibi karakterlerin iç dünyaları dopdolu. Yazarın onların gözünden bakmamızı bu kadar iyi sağlayabilmesi takdire şayan.