[elefsar]

  

Chateau du Haut Koenigsbourg

Haut Koenigsbourg Şatosu'nda Yüce Fransa'nın dört bir yanındaki şehirleri nasıl geliştirebileceğimizi tartışıyorduk. Aman Tanrım o da ne??? İçeri giren görevli mağaranın birinde bir ejderin insanları yediğini ve her seferinde biraz daha büyüdüğünü söyledi. Müslümanların laneti üzerimize düşmüş olmalı ki Tanrı bize böyle bir bela gönderdi. Acaba nerede hata yapmıştık???

Bu bir şeytanın hayvan kılığına girmesi ile açıklanabilecek bir şeydi. Başka ne diyebilirdiniz ki?
Ben ve adamlarım hızlıca silahlanıp ejderin bulunduğu mağaraya yollandık. Sürünen yeşil iğrenç bir yaratıktı. Sarışın ve güzel bir kızı kaçırmış olmalı ki, kızcağız kurtarılması için yalvarıyordu.
Atım hem ürkmüş hem de sinirlenmişti. Anladım ki bu ejderin sonunu getirmek benim işimdi. Hızla atımı üzerine sürdüm. Mağara önünde tam dünyalar güzeli kızı yakalayacakken, mızrağımı boynundan geçirdim ve acıyla çığlık attı.


C. J. Begas, 1828   

 
Gururla döndüğüm şehrimde insanlar beni haykırışlarla alkışlıyor, adeta mutluluklarına tekrar kavuşmuşlardı. Peki o kızcağıza ne mi olacak? İşte onu ben de bilmiyorum henüz.