04-10-2020, 18:17
Ekonomimizi geliştirmek istiyorsak güçlü ve sarsılmaz bir altyapı kurmamız gerekiyor. Bazı yerel üreticileri destekleyerek tüm ülkenin kalkınmasını sağlayabiliriz.
Dostluk Oyunları, iğrenç. Kendi minik dünyalarında yaşamaya devam etsinler. Biz ise her zamankinden çok daha güçlü bir şekilde geliyoruz. Hiçbir canlı bizi durduramayacak...
Üreticileri desteklerken aileleri de unutmamamız lazım. Nüfusumuzun kaynağı her şeyden önemli. Çalışan ailelerini desteklemek için de yatırımlarda bulunmalıyız.
Okyanusun ötesindeki changelingler mi? Başka yerlerde yaşayan ırkdaşlarımız mı varmış? Daha fazlasını öğrenmeliyiz, tabii ki ticaret yapacağız.
1002'de yaşadığımız başarısızlıktan bu yana propagandalarımız devam etti. Son büyük bir yayın ile tek amacımızın changeling üstünlüğü olduğunu ve bunu sadece Kraliçe Chrysalis ile elde edebileceğimizi anlamalarını sağlayacağız.
Bguün Vesalipolis'in caddeleri ağzına kadar doluydu. Herkes devasa askeri geçit törenini izlemek için gelmişti. Ülkenin dört bir yanından changelingler ve hatta kovan kraliçeleri bile başkentteydi. Kraliçe Chrysalis'in taç giyme töreninden sonraki en büyük geçit töreniydi.
Gri üniformalı changeling askerleri barakalarından meydana çıkmaya başladı. Askerler eşzamanlı adımlarla beyaz bayraklarını sallayarak ilerlemeye devam etti. Askerler ilerledikçe siviller onları selamlıyor ve disiplinlerine hayran kalıyordu. Peşlerinden yeni Panzerler harekete geçti, başlarında ise Kovan Mareşali Trimmel vardı. Panzerlerin peşinden motorize birlikler, topçu birlikleri, denizciler, elit Jaeger birlikleri, Kraliçenin Muhafızları ve daha nicesi geldi. Bitmek bilmeyen asker sürüsü son teknoloji silahları ile ilerliyordu. İzleyen herkes ülkelerinin gücünden emin olmuştu. Kraliçe Chrysalis'in getireceği kurtuluşa artık her zamankinden çok inanıyorlardı.
Tüm askerlerden sonra Kraliçe Chrysalis'in kendisi geldi. Bir subay aracında kar beyazı üniforması ile ilerliyordu. İnsanlara askeri selam vermesi tüm halkın karşılık vermesi ile sonuçlandı. Tüm halk bir ağızdan "Kraliçemiz çok yaşa!" diye bağırıyordu. Kraliçe ilerlemeye devam ettikçe hava birlikleri de törene katıldı. Sayılarıyla güneşi bile kapatıyorlardı.
Bu sadece başlangıçtı. Yakında askerler ve silahları düşmanlara dönecekti. Teker teker o ülkeler changelinglerin önünde diz çökecek ve sadece birer kaynak olacaklardı.
Vesalipolis, Vraks, Ditrysium, Soryth ve Lyctida'nın büyük kovanları endüstrinin başkentleri olsa da diğer küçük kovanları da unutmamız gerekiyor. Çünkü birleştiklerinde büyük kovanlara rakip olabilirler. Onların dışlanmadığından ve Kraliçelerine minnettar olduklarından emin olmalıyız.
Kraliçe Chrysalis yine tüm halkın desteğini topladı. Hükûmet birimleri ile birlikte ülkenin dört bir yanını gezerek yeni antlaşmalar ve konuşmalar yapacak. Böylelikle Vesalipolis'in eşit kovanlar arasında sadece ilk olduğunu göstererek sadece birlikte çalışarak başarılı olabileceklerini kanıtlayacak.
Vesalipolis'e sızmaya çalışan bir Equestria ajanı yakaladık. Lanet ponylere asla güven olmaz. Bir de bize ajan diyorlar.
En büyük kovanlardan biri olan Lyctida ülkenin en büyük odun kaynağına sahip. Bölgede açacağımız fabrikalar ile kereste endüstrisini iyice güçlendirebiliriz.
Artık ilk adımımızı atmanın zamanı geldi. Olenia'nın geyikleri ya bize bağlanacak ya da sonuçlarına katlanacak.
Chrysalis danışmanlarının saatlerdir hazırlamaya çalıştığı yazıyı inceledi. Yazı Kral Johan "Djavulen"e gönderilecekti. Yazının asıl konusu önceden Changelingler ve Olenia Kralı II. Aldar ile yapılmış haksız bir antlaşmaydı. Antlaşma Kraliçe Chrysalis ve Changelinglere uluslararası tanınma şansı vermişti fakat karşılığında iki önemli bölgeyi vermek zorunda kalmışlardı. Aldar öldükten ve gayrimeşru Kral Johan başa geçtikten sonra karşı saldırı için en iyi zaman. Böylelikle Changeling etkisini kovanların ötesine de taşıyabiliriz.
Yazı ile Kral II. Aldar ölmeden önce yapılan antlaşmaların tekrar görüşülmesi isteniyordu. Kuzeydeki iki Changeling bölgesinin geri verilmesi karşılığında Kral Johan'ın meşru kral olduğu kabul edilecekti. Aldar'ın yaptığı antlaşmanın tam olarak tersiydi ve Chrysalis'in danışmanlarının çoğu kralın antlaşmayı kabul etmeyeceğini düşünüyordu. Fakat Chrysalis kralın neyi kabul ettiğini umursamıyordu, ya Changeling topraklarını geri vereceklerdi ya da reddedeceklerdi. Reddetmeleri durumundaysa savaş ilan etmek için yeterli sebepleri olacaktı. İki seçenek de Chrysalis'in işine geliyordu. Özellikle ikinci seçenek. 1002'deki başarısızlıktan sonra yenilenmiş orduyu ilk kez sahada görmeyi çok istiyordu.
Artık zayıfların güçlüden korkma zamanı gelmişti.
Kovan Mareşali Trimmel, Kral Johan'ın cevabını memnun bir sırıtma ile okudu: "Solgud Bergskedja ve Feer Dalar bölgelerini size geri vermemizi istemeniz abes kaçıyor. Unuttuysanız, bu topraklar Kral II. Aldar'ın yaptığı antlaşma ile geyiklere verildi. Sırf istediniz diye bu toprakları size geri verecek değiliz. Olenia zorbaların karşısında saklanmaz." Trimmel cevap kağıdını bir kenara fırlatarak dikkatini Kraliçeye çevirdi. "Evet Kraliçem? Ne düşünüyorsunuz?"
"İhtiyacımız olan bahane buydu diye düşünüyorum." dedi Chrysalis toynaklarını birbirine sürterken. "Geyikler sözleriyle kendilerini kurtarabileceklerini umuyorlarsa büyük hayal kırıklığına uğrayacaklar. Öyle ya da böyle, bize diz çökecekler ve ülkelerini başlarına yıktığımızda Johan Djavulen'in suratındaki ifadeyi görmeye sabırsızlanıyorum.
Savaşa gitmeden önce son hazırlıklarımızı yapmalıyız. Başkentin her anlamda gelişmiş olması gerekiyor.
Savaş başlamıştı. Changeling ordusu geyikleri savaş alanında mahvediyordu. Geyikler en ufak karşılık bile veremeden düşüyorlardı. Savaş devam ederken okyanusun ötesindeki Changelingler tekrar geldi. Bizimle dost olmak istiyorlarmış. Dostluk bizim için uygun olmasa da ırkdaşlarımızı geri çevirmemeliyiz.
Ditrysium limanlarını genişletmemiz gerekiyor. Böylelikle kıta üzerindeki en güçlü donanmaya da sahip olmuş olacağız. Ayrıca biz iç gelişimimizi devam ettirirken Olenia'daki savaş, hatta daha iyi belirtmek gerekirse "yürüyüşümüz" hiçbir karşılık verilemeden devam ediyor. Yakında başkentte bizim bayrağımız sallanacak.
"Korkaklar, hepsi korkaklar" dedi Kovan Mareşali Trimmel kafasını sallarken. "Tanklarımı çalıştırmam ile Olenialıların pes etmesi bir oldu. Panzerlerin hala yarı dolu depoları var. Olenialılar beyaz bayrağı askeri eşyalarının içinde tutuyor olmalı çünkü aynı anda bu kadar fazlasını ilk kez gördüm. Az kalsın öfkeden ateş açacaktım. Az kalsın.
Chrysalis Mareşale doğru bağırdı fakat öfkesi ona değildi. "Blöf mü yapmaya çalışıyorlardı? Kral Johan reddettiklerinde hiçbir şey yapmayacağımızı mı sandılar? Gülünç." Kafasını salladı ve eliyle Trimmel'in çıkması için işaret etti. "Öyle olsun, savaşmayacaklarsa gücümüzü onlara karşı kullanmanın anlamı yok. Başka bir düşman için saklayalım. Olenia'da harcamadığımız ekipman ve böcekgücünü Equestria'ya karşı kullanabiliriz. Asıl düşmanımız orada ve Olenia gibi kolay olmayacak. Elimizde ne varsa kullanmamız gerekecek.
Kıtanın önemli bir kısmı daha bize bağlandı. Yakında Changeling gücü asla durdurulamayacak. Equestrialıların ise yapacak hiçbir şeyi kalmayacak. Çok yaşa Kraliçe Chrysalis!