Bu ileti etkinlik öncesinde oynayacağım İspanya ulusunun yakın geçmişini, mevcut yönetimini ve oyun için hareket planını katılımcılara ve etkinliğin takipçilerine tanıtmak amacıyla yazılmıştır.
1785'ten beri kullanımda olan İspanya Krallığı bayrağı.
Reino de España
Tanrı’nın yüz çevirdiği kutsal ülkemiz
İspanya’nın yüzü 19. yüzyılın ilk çeyreğinde ne yazık ki hiç gülmedi. 19 Mart 1808’de tahta çıkan
VII. Fernando (Ferdinand), aynı yıl Napoleón’un ülkemizi işgaliyle tahttan indirildi ve
6 Mayıs 1808’de kendisinin yerine Napoleón’un ağabeyi olan
I. José (Joseph-Napoléon Bonaparte) getirildi.
VII. Fernando (solda) ve I. José (sağda).
Fransızlar ile yurtseverler arasında ülkenin hakimiyeti için savaş devam ederken
12 Mart 1812’de Cortes de Cádiz (Millet Meclisi), engizisyon mahkemelerini ve mutlak monarşiyi kaldıran
1812 Anayasasını kabul etti. Ancak savaşın kazanılmasıyla İspanya’ya dönen VII. Fernando
24 Mart 1814’te anayasanın geçersiz olduğunu duyurdu.
Kralın anayasayı geçersiz saymasıyla ülkedeki liberaller ve Fransızlara karşı direniş gösteren diğer kesimler
Krala verdikleri desteği geri çekti. Aynı şekilde Amerika’daki sömürge yönetimleri de mutlakıyete karşı çıkarak kendi kendilerini yönetmeye karar verdi.
Amerika’daki sömürgelere sürülmesine karar verilen liberaller,
1 Ocak 1820’de Rafael del Riego önderliğinde darbe girişiminde bulundu. Ordunun da desteğini alan darbeciler, Kraldan 1812 Anayasasının yeniden yürürlüğe sokmasını talep etti. Avrupalı güçlerin müdahale talebini reddetmesi üzerine çaresiz kalan
VII. Fernando talepleri kabul etti. Böylelikle İspanya’da üç buçuk yıl sürecek olan
Trienio Liberal başladı.
Progresista hükumeti son yüzyıllardır Habsburg monarşisinin ve Katolik kilisesinin etkisindeki ülkenin temel taşlarını bir bir yıkarken
1822 seçimleri sonucunda radikal liberaller yönetime geldi. Monarşinin tamamen kaldırılmasından yana olan bu kesim Kralı ev hapsinde tutmaya başladı. Liberal yönetimin ekonomiyi toparlayamaması ordunun desteğini çekmesine neden oldu.
20 Ekim 1822’de Rusya, Avusturya, Prusya, Birleşik Krallık ve Fransa delegeleri Verona’da toplandı. Toplantıda VII. Fernando’nun iki yıl önceki talebi yeniden değerlendirildi ve
Fransa Kralı XVIII. Louis’ye müdahale izni tanındı. Cien Mil Hijos de San Luis (Aziz Louis’nin Yüz Bin Oğlu)
6 Nisan 1823’te Pireneler üzerinden İspanya’ya girdi. Fransız müdahalesi Kasım ayında sonlandı ve
VII. Fernando ülkenin mutlak hakimi oldu.
Aziz Louis'nin yüz bin oğlu İspanya'da.
Müdahalenin başlangıcıyla birlikte VII. Fernando’nun ölümüne dek sürecek olan
Década Ominosa (Uğursuz Onyıl) dönemi başladı. Kral derhal Cizvit tarikatını, engizisyon mahkemelerini ve diğer muhafazakar kurum ve kuruluşları geri getirdi. Ayrıca,
Katalonya, Aragon ve Navarra bölgelerinin özerkliklerini kaldırdı.
Bu sırada Amerika kıtasında süren sömürgelerin bağımsızlık savaşları,
Krallık ordularının ardı ardına yenilgi alıp kıtadan atılmasıyla sonuçlandı. 24 Ağustos 1821’de imzalanan Córdoba Anlaşması ile Meksika bağımsızlığını kazandı. Krallık yönetimi ise anlaşmayı imzalamayı reddetti ve Meksika’yı tanımadı. Simón Bolívar, Antonio José de Sucre ve José de San Martín ise 1820'lerin başında Güney Amerika'daki sömürgelerin bağımsızlık mücadelesine önderlik etti.
24 Temmuz 1823’te çıkartma yapma amacıyla Venezuela kıyılarına gelen İspanyol Donanmasının yenilgiye uğratılmasıyla bölgedeki
İspanyol egemenliği kesin olarak sona erdi.
İspanya'nın kaybettiği ve elinde kalan topraklar.
Her ne kadar Amerika’daki sömürgeleri geri almak istese de, Portekiz, A.B.D. ve Birleşik Krallık’ın yeni kurulan ülkeleri tanıması ve ordunun Kralın gözünde güvenini kaybetmesi sonucu VII. Fernando, eski sömürgelerin bağımsızlığını tanımamak haricinde hiçbir şey yapamadı. Hükmünün kalan yıllarında, tahta çıktığı ilk seneden beri
harap olan ülke ekonomisi onarıldı ve istikrar sağlandı.
Bu dönemin en büyük sorunu veraset idi. İspanyol Veraset Savaşının 1714’te bitmesiyle kabul edilen veraset yasasına göre sadece erkek varislerin taht üzerinde hak iddiası vardı. Kralın oğlu olmadığı için varisi kardeşi Carlos idi. Carlos’un anayasa karşıtı görüşleri, aşırı gericiliği ve Katolik Kilisesi’ne olan bağlılığı Kral ile arasının açılmasına neden oldu. Kraliçe’nin tavsiyesi doğrultusunda
29 Mart 1830’da VII. Fernando yasayı değiştirerek kızını varisi ilan etti. Bunun üzerine kardeşi Carlos Portekiz’e kaçtı.
İnfante (Prens) Carlos María Isidro.
Kral VII. Fernando
29 Eylül 1833’te vefat etti. Yerine henüz üç yaşında olan kızı II. İsabella geçti ve eşi olan Sicilyateyn Prensesi María Cristina de Borbón naip olarak atandı. Ağabeyinin ölümü sonrası Carlos yeğeninin meşruluğunu sorgulayarak tahtın kendisine ait olduğunu iddia etti. Baskların ve Katalanların desteğini alan
Carlos ülkenin kuzeyinde yeni bir savaş başlattı. Savaşın başında her ne kadar yenilgiye uğrasa da
1835’e gelindiğinde Fransız sınırındaki bölgelere hükmeden güçlü ordusuyla Madrid’e ilerledi. Bu harekatın başarısız olmasıyla
1835 sonu itibarıyla yeniden Fransız sınırına çekildi.
Naip Sicilyateyn Prensesi María Cristina (solda) ve Kraliçe II. İsabella (sağda).
Eski Kraliçenin naipliği sırasında savaş devam ederken
10 Nisan 1834'te kabul edilen
Estatuto Real (Kraliyet Yasası) sonucunda yeni bir
Cortes (Meclis) kuruldu ve
İspanya resmi olarak mutlak monarşiden meşruti monarşiye geçiş yaptı. 1822'den bu yana ilk kez seçim yapıldı. Ayrıca yeni bir anayasanın yapım sürecine de girildi.
Yönetim
İspanya Krallığı,
1 Ocak 1836 itibariyle Francisco Javier de Istúriz başbakanlığındaki muhafazakar
Partido Moderado (Ilımlı/Orta Parti) tarafından yönetiliyor. Son seçim
1834’te yapıldı ve
Partido Moderado oyların %59,04’ünü alarak iktidar oldu. Bir sonraki seçim
1840’ta yapılacak.
Aslında bu dönemde İspanya'da pek çok kez hükumet değişmiş. 1834'ten 1836'ya kadar 4, 1836'dan savaşın 1840'ta bitimine kadar 13 kez hükumet değişmiş. Karışık zamanlar ama ben oyuna o kadar etki etmediğinden bunları dahil etmek istemedim.
Toprak Bütünlüğü
İspanya Krallığını oluşturan topraklar iki kısımdan oluşuyor.
- Birinci kısımda anakara ve anakaranın yakınındaki Balear ve Kanarya Adaları yer alıyor. İkinci kısım ise sömürge bölgelerinde oluşup kendi içinde dörde bölünüyor.
- Birinci bölümde anakaranın karşısında yer alan Rif bölgesindeki iki toprağımız Melilla Kenti ve Ceuta Kenti bulunuyor.
- İkinci bölümde Karayipler’de yer alan Küba Vilayeti ve Porto Riko Vilayeti bulunuyor.
- Üçüncü bölümde Filipin ve Borneo Adalarında yer alan Filipinler Vilayeti, Bağlı Sulu Ulusu ve Jolo Adaları bulunuyor.
- Dördüncü bölümde ise Pasifik’teki Mariana ve Karolina Adaları bulunuyor.
Sömürgelerin statülerine ve haklarına dair ilerleyen dönemlerde bildiri yayımlanacaktır.
Nüfus
Nüfus değerleri ve yüzdeleri yaklaşıktır. Hesaplarken hata yapılmış olması fazlasıyla olasıdır. Gördüğüm kadarıyla 10.144 kişi eksik hesaplamışım.
1835 nüfus sayımına göre
ülkemizin nüfusu 4.220.000’dir. Bu nüfusun
%58,57’si anakaramızda, kalan
%41,43’ü ise sömürgelerimizde yaşamaktadır.
Anakaramızda
2.953.850 kişi yaşamaktadır. Bu nüfusun
2.465.978’i (%83,44) İspanyollardan oluşurken
109.427’sini (%3,70) Bask, 379.445’ini (%12,84) Katalan azınlıklar oluşturmaktadır.
Anakara dışındaki topraklarımızın toplam nüfusu
1.256.006’dır. Bu nüfusun
13.522’si (%1,07) İspanyollardan oluşurken
sömürge yerlileri, kırma nüfus ve göçmen nüfus 1.242.484’ünü (%98,93) oluşturmaktadır.
Rif bölgesinde toplam
2.270 kişi yaşamaktadır. Bu nüfusun
805’i (%35,46) İspanyollardan oluşurken
760’ını (%33,48) Mağrip Arapları, 705’ini (%31,05) Berberi azınlıklar oluşturmaktadır.
Karayiplerdeki Porto Riko Vilayeti’nin nüfusu
89.635’tir. Vilayetteki
İspanyol nüfusu 1.500 (%1,67), yerli nüfusu 42.100 (%46,97), kırma nüfus ise 46.035’tir (%51,36).
Karayiplerdeki Küba Vilayeti’nin nüfusu
237.842’dir. Vilayetteki
İspanyol nüfusu 6.805 (%2,86), yerli nüfusu 96.158 (%40,43), kırma nüfus ise 134.879’dur (%56,71).
Filipinler Vilayeti’nin nüfusu
921.269’dur. Vilayetteki
İspanyol nüfusu 4.385 (%0,47), Filipin nüfusu 849.834 (%92,24), öteki
yerli kavimlerin nüfusu ise 34.025’tir (%3,69). Ayrıyeten, yıllar içerisinde Çin ve Malaya’dan yapılan göçler sonucunda Vilayette
31.025 (%3,36) Malay ve
2.000 (%0.21) Han nüfusu bulunmaktadır.
Jolo Adalarında ise
16.770 kişi yaşamaktadır. Bu nüfusun tamamını Malay halkı oluşturmaktadır. Jolo Adaları, İspanya Krallığınca Filipinler Vilayeti’nin bir parçası sayılmakta, ancak Bağlı Sulu Ulusu’nun kontrolünde bulunmaktadır. Dolayısıyla
adada nüfus sayımı yapılmış olup toplam sonuca dahil edilmemiştir.
Mariana ve Karolina Adalarının nüfusu
4.990’dır. Bu nüfusu sadece
27’si (%0,54) İspanyol iken kalan
4.963’ünü (%99,46) yerli halk oluşturmaktadır.
Ülkedeki azınlıkların statüsüne ve kabul durumuna daha sonra yapılacak bir bildiriyle karar verilecektir. Şu an için
Mağrip Arapları, Berberiler ve Hanlar istenmeyen nüfus olarak belirlenmiştir. Malay halkının durumuna ise Malayların yaşadığı topraklarda egemen olan
Birleşik Krallık ve
Hollanda temsilcileri ile görüştükten sonra karar verilecektir.
Geleceğe Yönelik Düşünceler
İlk ve en büyük sorunumuz süregelmekte olan
Çarlist Savaşını bir an evvel bitirmek ve merhum VII. Fernando’nun yasal düzenlemelerini takip ederek II. İsabella’nın tahttaki yerini korumak olacak.
Carlos ve takipçilerini yenerek taht üzerindeki iddiasını sona erdireceğiz.
Sonrasında reform ve fabrikasyon sürecine gireceğiz. Her şeyden önce İspanya’yı modernleştirmek ve güçlendirmek için nakte ihtiyacımız var. Üniversiteler kurmalı ve öğretim teşvikinde bulunmalıyız. Sağlık, sanayi, yönetim ve vergilendirme alanlarında reforma yapmalıyız. Köleliği kaldırmalıyız. Elimizdeki sömürgelerdeki gerginliği gidermek adına azınlık hakların iyileştirmeliyiz. Savaşlardan yorulan ve yenilgilerden bıkan ülkemiz adına Krallığa sadık, disiplinli ve organize bir ordu kurmalıyız. Donanmamızı Amerika ve Asya’daki sömürgelerimizi koruyabilecek düzeye çıkarmalıyız.
Yapacak çok işimiz var...
Avrupa'daki komşularımızla yaşamakta olduğumuz ve yaşayacağımız olası sorunlara
savaştan ziyade diplomasi yoluyla çözüm bulmayı hedefliyoruz.
Soydaşımız olan Portekiz’le aramızdaki soğuk savaşı çözmeye odaklanmalıyız. Portekiz’de kısa süre önce liberaller ve muhafazakarlar arasında bir iç savaş yaşandı ve savaşı muhafazakar kesim kazandı. Hatta, bu kesim Carlos’u saraylarında ağırlayıp Kraliçemize karşı finansal destek sağladı. Carlos’u yenerek
Portekiz’i bu saldırgan tavrından vazgeçireceğiz.
Kuzeydeki komşumuz
Fransa, özellikle Napolyon Savaşları sonrasında yanımızda durarak bizleri liberallerin yol açtığı felaketten kurtardı. Kendilerine teşekkürü borç biliyor ve
iyi ilişkilerimizi sürdürmek istiyoruz. Ancak, bu ilişkileri sağlamak için kendileriyle birçok konuda görüşmeler yapmamız gerekiyor.
Fransa 1659’da imzalanan Pireneler Anlaşması sonucunda Perpignan’ı topraklarına katmıştı. Bölgede yurttaş kabul ettiğimiz Katalanların çoğunlukta olduğunu görüyor ve özellikle Çarlist Savaşından sonra Katalanların sergileyeceği duruşa göre
bu konuda Fransa ile görüşmek istiyoruz.
Güneyimizde 1713’te imzalanan Utrecht Anlaşması ile
Birleşik Krallık’a geçen Cebelitarık Limanı bulunuyor. Bu bölgenin
bir an evvel bize geri verilmesini istiyor ve bu konuda
Büyük Britanya ile anlaşma masasına oturmak istiyoruz.
Birleşik Krallık için Akdeniz’e giriş yolunun ne denli önemli olduğunun farkındayız. Kendilerinin taleplerini dinleyerek yurdumuzun bu bölünmez parçasının iadesi karşılığında ne gerekiyorsa yapacağız.
Akdeniz’in karşısındaki
Fas’ı “arka bahçemiz” olarak nitelendiriyor ve özellikle
Fransa’nın Fas’a karşı saldırgan bir tavır takınmamasını rica ediyoruz. Fas’ın bir an önce İspanya’ya bağlanması için gerekli adımları atacağız.
Fas’ın güneyinde kalan
Batı Sahra bölgesini de toprağımız olarak görüyor ve sömürgeci güçleri şimdiden uyarıyoruz. İspanya olarak Afrika’nın zengin topraklarından ziyade, bir yer haricinde sadece anakaramıza yakın topraklarla ilgileniyoruz.
Ekvador çizgisi dolaylarındaki üç küçük bölge olan
Santo Tomé, Fernando Poo ve Ekvador Ginesi ile ilgileniyoruz. Santo Tomé şu anda Portekiz’in kontrolünde olsa da kendilerinin İspanya’da süregelmekte olan iç savaşa verdikleri katkının faturası olarak adanın tapusunu talep ediyor, aksi durumda
“savaşı Lizbon’a taşıma olasılığını” değerlendiriyoruz.
Amerika’daki son iki sömürgemiz olan Küba ve Porto Riko’yu korumaya niyetliyiz. Asilerle yaptığımız savaşlardan ders alıp
buradaki tahkimatlarımızı ve güçlerimizi arttıracağız. Eğer fırsatını bulursak da, iki sömürgemiz arasında kalan
Hispanyola adasını da geri alacağız.
Asya’daki en büyük sömürgemiz Filipinler’de de istikrarı ve düzeni sağlamaya niyetliyiz. Ayriyeten bize bağlı olan Sulu Ulusu’nun kontrolündeki
Jolo Adalarını en kısa zamanda topraklarımıza katacağız. Borneo’da varlık gösteren
Hollanda ile de
Sulu konusunda bir anlaşmaya varmak istiyoruz.
Filipinler’in doğusunda iki kolonimiz bulunuyor. Mariana Adalarının tamamını kontrol ediyor, ancak Karolina Adalarının çoğunluğunu henüz elimizde bulundurmuyoruz.
Bu adaları da kontrol etmek için büyük uğraş sergileyeceğiz.
Kaybettiğimiz
sömürgelerin yerini yeni sömürgelerle doldurmak istiyoruz. Fakat artık geçmişte yaptığımız hatalardan ders çıkartmak ve yeni diyarların altınını harcamak yerine kaynakları anakaramızı geliştirmek, güçlü bir İspanya kurmak için ayırmak istiyoruz. Bu sırada da sömürgelerimizi modernleştirecek, iki toplum arasında ortak bir etkileşim kurarak “kazan-kazan” politikası güdeceğiz.
Dış politikada bir an önce
Birleşik Krallık,
Fransa ve
Hollanda yönetimleriyle görüşeceğiz. Ayrıyeten Haiti ve Amerika’daki diğer sorunları görüşmek üzere
A.B.D. yönetimiyle de iletişime geçeceğiz.
Doğu Akdeniz’deki
Osmanlı İmparatorluğu ve
İsveç Krallığı büyükelçileri kısa süre önce bizlerle görüşme isteklerini bildirdiler. Delegeleri en kısa zamanda Madrid’deki sarayımızda ağırlayacağız.
Son yüzyılda aşırı dinci ve gericilerin ülkemize verdiği zararları, son on yılda ise aşırı özgürlükçü ve açık fikirlilerin ülkemize verdiği zararları gördük. İki tarafa da kesinlikle güvenmeyip orta yolu bulmalı, iki tarafın da yararımıza olacak özelliklerini alıp geri kalanıyla ilgilenmemeliyiz. Avrupa’nın ucunda
bağımsız, güçlü ve ayakta durabilen bir İspanya yaratmalıyız.