Dün gece bir hevesle indirdim. 2 saattir oynuyorum. Günümüz dünyasından sıyrılmak için hoş. Gerçekten basit bir demirci çocuğu olarak başlamak ve zamanla "gerçekçi" bir şekilde gelişmek çok hoş. Neyi fazla yaparsanız onda ilerleme kaydediyorsunuz. Gerçek hayat da öyle değil midir? Neye vakit ayırırsan onda daha iyi olursun.
Baştaki borçlu elemandan para alma göreviyle orta çağ dünyasına adım attım. Önceki oyunumda dövmüştüm diye hatırlıyorum ama bu sefer tertemiz bi dayak yedim. Sonra arkadaşlarla Dutch'ın evini pisliğe boyayıp kaçtık. Dedim ki gelin bi soysuz var, borcunu ödemiyor, şuna haddini bildirelim, onlar da kabul etti. Gidip bi güzel dövdük adamı. Malzemeleri alıp tüccarın birinde sattım.
Kömürcüye giderken adamın biri tavla gibi bir şeyin başına oturmuş rakip bekliyor, neymiş bi bakayım dedim. Herif kumarbaz çıktı. 1 lira atıp bi deneyeyim dedim, çekişmeli bir zar oyunundan galip ayrılınca beleş para hoşuma gitti tabi. Dedim lan bir daha mı geleceğiz dünyaya, oyna anasını satayım. Kömür parasını kumara yatırdım. 12 lira vardı 10 lira yatırdım. Korkanın çocuğu olmaz derler bizim Baverya'da.
Aman Tanrım. O da ne. Önceki oyunda iflas edip duran, tur başı maks 300-400 puan kazanan adam tekte 1500-2000 puanları basmasın mı. 4000'e ulaşan kazanıyordu. Önceki oyun 8. tur mu ne ben kazanmıştım, bu oyun herif 3. tur aldı paramı.
Kömür kaldı tabi, ne diycem babama diye çevreme bakınırken ot toplamaya karar verdim. Sattığım ada çaylarının parasıyla kömürü alıp, bir de 6'lı bira çekip evin yolunu tuttum.
Sonra bir sürü olay gelişti tabi. Şu an yan kale kafayı çekiyorum, anamı babamı ve dahi sevdiceğimi öldürdü şerefsizler.