31-10-2022, 16:58
(Son Düzenleme: 31-10-2022, 19:32, Düzenleyen: Ayro. Toplamda 2 kere düzenlenmiş.)
Bilgisayarı yenilememin ardından sonunda oynama fırsatına eriştim. 90 Saatin sonunda oyunu %95 oranında bitirdiğimi düşünüyorum. Girmediğim 3-5 tane dungeon, maden ile toplamadığım bazı ash of war ve büyüler dışında her şeyi yaptım ve ng+ için hazırlandım. Bütün Dark Souls oyunlarını ve Sekiro'yu oynamış biriyim ve Sekiro hala benim bugüne kadar oynadığım en iyi oyun konumunda.
Kesinlikle souls ile alakası ile olmayanların da oynaması gerektiğini düşünüyorum ancak souls serisine giriş için uygun mu tam emin değilim. Elden Ring gibi geniş bir oyundan sonra diğer oyunlara geçmek sıkıntı yaratabilir diye düşünüyorum.
8/10
İlk başta olumlu kısım:
- Elden Ring benim için bugüne kadar oynadığım en güzel görünen oyun. Görsellikte deli gibi gerçekçilik aranan şu dönemde bence güzel bir ders veriyor. Özellikle Altus Pleteau ve yer altı şehirlerinin atmosferi nefes kesiciydi.
- From Software teknik anlamda en üst noktaya ulaşmış. Animasyonların akıcılığı mükemmel, büyüler, weapon artlar harika gözüküyor.
- Oyunun açık dünya olmasını çok beğendim. Altı oyundaki(Benim için dört) lineer ilerleyişin ardından böyle bir yol tercih etmeleri isabet olmuş. Üç Dark Souls oyununu da çok kısa aralıklarla oynadığım için artık boğulma hissi yaşıyordum. Elden Ring bu konuda çok iyi geldi.
- Bundan ikinci maddede bahsedecektim ancak ayrı bir maddeyi hak ediyor. Bugüne kadar bizi ata bindirmemiş adamların oyun tarihinin en temiz ve akıcı at combatını yapmış olmaları takdiri hak ediyor.
- Önceki souls oyunlarında gerçek çeşitliliğin azlığından ve esnekliğin olmamasından çok yakınırdım. Daha fazla silah ve büyü çeşitliliği, ash of war özelleştirmeleri ve respec konusunda cömert olmasıyla bu problemleri büyük oranda çözmüş.
- Zıplama eklentisi güzel olmuş. Hem combatı hem de keşfetmeyi genişletmiş.
- Açık dünya olması gerekenden çok daha geniş. Crumbling Farum Azula, Mountaintop of Giants ve Consecrated Snowfield bölgelerinin olmaması lazımdı oyunda. Diğer bölgelerden biraz kısıp iki karlı tek bölge altında ve daha kompakt yapılsa yine kurtarabilirdi ama oyun bu haliyle gereğinden fazla geniş. Dungeon, maden ve bossların tekrar tekrar karşınıza çıkması sizi bir süre sonra baymaya başlıyor. Ben Morgott'dan sonra (Hikayeyi bitirmek için) 2 bölge daha kaldığını öğrenince boss rush mentalitesine girmiştim artık.
- Bazı bossların kendilerinden önce projectionları ile savaşma olayı olmamış. Sadece Margit'e özel bir şey olsaymış hem bir anlam yüklenmiş olurdu hem de bu can sıkıcı durum yaşanmazdı. Godfrey gibi bir bossun önceden ve bu kadar dandik bir şekilde gösterilmesi çok kötü bir tasarım tercihi bana göre.
- Önceki oyunlar lineer oldukları için npc ve quest takibi o kadar da can sıkmıyordu ama bu kadar geniş bir oyunda aynı mantığı kullanmak tek kelimeyle salakça olmuş. Ruinin birinde gezerken tepede uluyan kurt adamı gördükten sonra "Gideyim de oyunun başlangıcında gördüğüm tüccara bu adam neyin nesidir diye sorayım." lafını HİÇ KİMSE demez.
- Çok fazla gereksiz eşya var. Zaten envanter yönetimi tam bir kabus, bu boş eşyalar ile daha da beter olmuş. Ayrıca bir yerden sonra keşif hissini de öldürüyor. Yukarıda belirttiğim oyunun genişliğinden gelen bıkkınlığın üstüne almak için çabaladığım eşya hayvan kemiği çıkınca artık azıcık kalan etraftı keşfetme isteğim de söndü.
- Great Rune sistemi olmamış. Runlerin kendisi zaten yeterince ilgi çekici değil, oyunun başında gelen Godrick runu açık ara hepsinden daha iyi. Ondan sonra Malenia'nınki geliyor ama onu aldığınızda oyun zaten bitmiş oluyor ng+ açınca great runelerin hepsini kaybediyorsunuz. PvP dışında baya kullanamıyorsunuz yani. Üstüne bu runelerin ölünce etkisi kaybolan rune arc ile aktif olmaları yine kötü bir tercih olmuş. Zaten graceler arasında değiştirebiliyoruz, sadece bir tane aktif edebiliyoruz ve oyunu kıracak seviyede de değiller.
- Lütfen birisi Miyazaki'ye ulaşıp ekibinin ejderha ve devasa boss yapmayı beceremediğini iletsin. Bu kamera tekniği ile devasa boss OLMAZ. Souls yapısını bozmadan bu sorunu çözebilecek bir çözüm de teknik olarak yok. Devasa bossların nasıl yapılması gerektiğini Shadow of the Colossus herkese göstermişti ama dediğim gibi o sistem de soulslara uymayacağından yapacak bir şey yok. Örneğin Radahan bence oyundaki en epik savaşlardan biri ama neredeyse tüm savaş boyunca bossun bacaklarını ve atını görüyorum. Ben göremedikten sonra ne anlamı kaldı o kadar epik boss yapmanın?
- Sanıyorum ki oyuna getirdikleri yeni özellikler sebebiyle (spiritler, çok güçlü büyüler ve açık dünya olması sebebiyle daha kolay grind vs.) bossları çok daha zor yapalım diye çabalamışlar ve becerememişler ve cılkını çıkarmışlar. Neredeyse tüm bosslarda ciddi bir input reading var ve bu bazı bosslarda mide bulandırıcı seviyelere çıkıyor. Bir Sekiro seviyesinde olmasa da souls oyunlarında her zaman "sıra" kavramı vardı. Boss saldırılarını yapar, saldırısının bittiğini gördüğünüzde ya kaynaklarınızı yenilerdiniz ya da saldırıya geçerdiniz. Bu oyunda bu mantığı yerle bir etmişler neredeyse. Boss input reading ile aksiyona girdiğinizi görüp ya biten combonun üstüne patternin dışına çıkıp alakasız bir combo daha çıkartıyor ya da haritanın öbür ucuna kaçıyor.
- Godrick: Genel olarak yine güzel bir fight ama şu kendi etrafında çıkardığı hortum direkt unfair. Ayrıca ikinci aşamadaki alev saldırısı sırasında arkasına geçmek gerekiyor ama hitbox sebebiyle bazen geçemeyip bütün alevleri yediğiniz anlar oluşuyor ve baya can sıkıcı bir durum oluşuyor orada.
- Elden Beast: Başlı başına çöp bir boss. Radagon gibi bir harikadan sonra ya oyun bitecek ya da ardından daha da epik, belki de tarihin en iyi souls bossu olmaya aday olacak bir boss çıkacak diye beklerken oyunu bu ucube savaş ile bitirmek inanılmaz can sıkıcı olmuş. Elden Beasti'in görünümü ile o kadar derdim yok bu arada, o değişik yapısı bence gayet uygun olmuş ancak oyunun son bossunda 3-4 vuruştan sonra 1 dakika boyunca koşturmak hiç yakışmamış. Üstüne bu büyük boss yapmayı becerememe olayı da cabası.
- Malenia: Bu bossta yedikleri haltı içimdekileri dökerek anlatırsam kırmızılığımı kaybedebilirim o yüzden çok detaya girmeyeceğim. Oyunun yüzü olacak bossu Bir Nameless King, Gael seviyesine getirmeyi beceremediklerini anlayınca Waterfall saldırısını çakıp "Çok zor boss, ehe." demişler kısacası.
- Godskin Duo: ...
- Radahn: Şu ayak problemi olmasa benim gözümde Godfrey ile aynı seviyeye çıkabilirdi. Sırf o aşama geçişi tek başına yetiyor buraya yazmam için.
- Margit / Morgot: Bu adam aslında iğrenç input readingin başını çekiyor ama diğer bossları gördükçe daha çok saygı duymaya başladım bu bossa.
- Malekith: Büyük olmasına rağmen atik olduğundan dolayı büyük boss problemini ortadan kaldırıyor. Hareketlerini yaparken net görebileceğim yerlere geçip çok beklemeden saldırılarını gerçekleştirip tekrar yanıma geliyor. Saldırı efektleri de efsane.
- Radagon: Bir tık sönük kalıyor, sırf bu yüzden ikinci aşamasında da kendisinin daha epik bir halini bekliyordum ama sadeliğine rağmen çok eğlendim savaşırken. Ayrıca aynı Godfrey gibi gayet adil ve zorlayıcı.
- Godfrey: Oyunun en adil bossu ve bunu zorluğundan bir gram kaybetmeden sağlıyor. Özellikle ikinci aşamasında dayak yediğimde bile eğleniyordum. Her yönüyle harika bir boss, benim için en iyi souls bossları arasında yerini aldı.
Kesinlikle souls ile alakası ile olmayanların da oynaması gerektiğini düşünüyorum ancak souls serisine giriş için uygun mu tam emin değilim. Elden Ring gibi geniş bir oyundan sonra diğer oyunlara geçmek sıkıntı yaratabilir diye düşünüyorum.
8/10