Yakın dövüş mekanikleri bence gayet iyidi birbirini takip eden saldırılarda animasyon açısından gayet uyumluydu. İlk oyunu oynamamıştım bu yüzden kıyaslama yapamıyorum ikinci oyunun hikayesinde silahların neden olmadığı açıklanıyor ama ilk oyunu oynayanlar için tatmin edici bir cevap olurmu bilemem. Parkur sistemi de gayet hoş olmuş. Bu tarz zombi temalı oyunlarda boşluktan zombi spawn olması çok can sıkıcı bir durumdur. Bu oyunda haritanın her yerine mantıklı spawn noktaları koyarak bu sorunu çözmüşler. Kovalamaca mevzusu çok saçma bir şekilde tetikleniyor. Bir tane zombi bağırınca sanki üzerimizde gps cihazı varmış gibi haritanın her yerinde zombiler bizi kovalayıp elleriyle koymuş gibi bulabiliyorlar. L4d2'de mesela şişman bi zombi patlayıp üzerimize yeşil bir salgı bıraktığı için zombiler bizi kokumuzdan bulabiliyordu o daha mantıklıydı. Hikaye fena değil, oyunun başında yan görevler daha güzeldi. İlerleyen bölümde git şurdan şunu getire bağlamaya başladı.
Yetenek ağacından ziyade hangi itemları geliştirdiğiniz oynama stillinizi daha çok etkiliyor. Oyun bittiğinde karakterim aşağıdaki gibiydi.
Oyunun hikayesi ile ilgili yukarıda Cemal'in yazdıklarına ek olarak şunları söyleyebilirim.
Frank ile ilk tanıştığımızda benimle ters konuştuğu için radyonun kontrolünü narsist manyak Pk komutanına verdim. Aitor ve Rowe çok delikanlı adamlardı bizimle beraber ölüme yürüdüler diğer factiondaki elemanlar artist uyuz tiplerdi radyonun kontrolünü sonuna kadar hak eden taraf Pk idi. Gelme dediğim halde vnc kulesine gelip hiçbir yardımı olmayıp bir de bana ayakkabılarım yıprandı git bana dairemden yeni ayakkabı getir diye görev verdiği için Lawan ile aramız baya bozuldu ve onunla ilgili hiçbir opsiyonel görevi yapmadım. Lawan'ın dairesine gittiğimizde Hakon ile ilişkisini öğrendik. İkisini de sevmiyordum zaten, güzel bir item da çıkmadı (Lawan'ın elindeki arbaletten çıkar diye düşünmüştüm). Lawan beni defalarca uyarmasına rağmen Pk arbaletine ulaşabilmek için haritadaki bütün kaynakların kontrolünü Pk'ya verdim ve pk arbaletini açabildim baya op bir silah buna değdi diyebilirim. Jack yüzünden Pk baya faşit bir yönetime dönüştü (Tüm kaynakları Pk'ya verdiğim için buna ben de sebep olmuş olabilirim) yanlış hatırlamıyorsam Juan'ı idam ettirdi (Buna ben de sebep olmuş olabilirim herkes acı içinde kıvranırken Juan keyif çattığı için ona kıl olmuştum oyunun bir bölümünde suçu Juan'a yıkmış olabilirim tam hatırlamıyorum) Juan idam edilmeden önce beni kalabalıkta fark edip artık tek kurtuluşumuz Williams diye uyarmaya çalıştı. Williams'ın karşısına çıkmaya gittiğimde Lawan yine yanımda bitiverdi bu kadından kurtulamıyordum. Williams durumu izah etmeye çalıştı tamam dediysem de Lawan inanmadı vuralım bunu dedi oyun ikinci kez sorduğu heralde hata yapıyorum dedim ve Lawan'ın tarafını seçtim (pişman olduğum tek kararım buydu) anladığım kadarıyla Williams'ın tarafını seçince Jack'in yalanını ortaya çıkarabiliyormuşuz. Hakon'u sevmesemde öldürmediğim için oyunun sonunda tekrar çıktı muhaliflerle işbirliği içindeymiş ama biz pusuya düşünce bizi kurtarmaya çalıştı. Oyunun son boss fighti çok saçmaydı hikayenin de çok ahım şahım bir sonu yoktu. Füzeleri Lawan'a emanet edip Mia'yı kurtardım ama o da kurtardıktan 2 saat sonra ölmüş. Oyunun farklı sonları varmış mutlaka bir tanesi mutlu sonla bitiyordur. Güzel oyundu final hariç beklentimi karşıladı oynamak isteyenlere tavsiye ederim. Oyun bittikten sonra yan görevleri falan yapabilmek için oyuna devam edebiliyorsunuz ama füzeler düştükten sonraki atmosfer aşağıdaki gibi çok iç karartıcı olduğu için pek devam edesim kalmadı.