Great Northern War : 1606
17. yüzyılın gelmesiyle birlikte Rus Çarlığı batı üzerindeki hakimiyetini arttırmış, Livonya ve Prusya topraklarını ele geçirmiş, Litvanya topraklarına defalarca saldırılar düzenleyerek Avrupa'nın koruyucu perdesi Commonwealth'i delik deşik etmişti. 1444 yılından beri bağımsızlığını koruyan İsveç Devleti, bu süre zarfında kendi kültür kardeşi toprakları bir çatı altında birleştirmeyi başarmış, başka hiçbir halkı tehdit dahi etmemişti.Rusların bu rahatlığı büyük ölçüde Commonwealth'teki otorite boşluğundan ve tabi ki Osmanlı Türkleriyle olan ittifaklarından geliyordu. Dostlarına güvenerek cesurca hareketler yapan Rusya sayısız kez İsveç'in ilerleme alanına olabilecek devletlerin garantörü - kimi zaman müttefiği olmuştu.
Ruslar geçmişteki 160 yıl içerisinde Katolikleri, Protestanları ve Müslümanları kılıçtan geçirmekle, nice küçük dükalığı, tüccar cumhuriyetlerini ve hatta hordaları işgal ederek kendi topraklarına bağlamakla geçirirken İsveç bu 160 seneyi kendi ana vatanı olarak gördüğü toprakları geliştirmek, Kuzeyli halklarının refah seviyesini yükseltmek üzerine harcadı.
1600 yılından sonra İsveç - Rusya ilişkileri Rusya'nın tehdit ve talepleriyle birlikte daha da gerildi. Rusya Finlandiya'yı talep ediyor, İsveç'in onu durdurabilmesi için 150K askere ihtiyacının olacağını beyan ediyordu. Müttefiklerine güvenerek Commonwealth, Riga, Livonia gibi çeşitli Hristiyan devletlerini rahatlıkla sindiren Rusya İsveç'in o devletlerden bir farkının olmadığı yanılgısına kapılmıştı.
Savaş atmosferi 1604 yılında Rusya müttefiği Frankfurt'tan gelen ' İskandinavya Rusların hakkıdır, haklarını teslim etmek için onlarla birlikte çarpışacağız. ' metniyle boy gösterdi. Hemen ardından İsveç - Rusya sınırında başlayan aktiflik, İsveç'in Rusya'nın İsveç'e tek başına savaş ilan etmeye cesaretinin yetmediğini idrak etmesi üzerine İsveç - Avusturya müttefikliğiyle sonuçlandı. Rusya ise bu hamleye karşı her zamanki dayanağı olan Osmanlı'yı ileri sürüyor, Avusturya savaşa girerse Osmanlı'yı çağıracağım diyordu.
1606 yılında savaş başladı, savaş başladığı an sadece Kuzeyde İsveç ve Rusya değil, aynı zamanda Balkanlarda Avusturya ve Osmanlı da çarpışıyordu. Rusya Çarı, açgözlülüğü uğruna Osmanlı'yı ateşe göndermekten hiç çekinmemişti. Osmanlı'nın Avusturya karşısında üstün geleceğini kestiren Rusya Çarı, savaşın ilk günlerinde şöyle diyecekti " Ben sizi uyarmıştım... "
Savaş başladığı gibi İsveç Kralı Karl Filip Drake, vatansever İsveçlilerden oluşan ordusunun başına geçip kalabalık Rus ordusuna karşı ordusunu sürdü. Ruslar, sayıca avantajlı olmalarının kendi zaferleri anlamına geldiği yanılgısına kapılmıştı.
Savaş günü 100 bini aşkın Rus askeri 80 bin civarındaki İsveç askeri tarafından yenilgiye uğratıldı. Ordular arasında bariz bir fark mevcuttu. İsveç ordusu eğitimli ve disiplinli İsveçli askerlerden oluşurken Rus ordusu başıboş, bir miktar Tatar, bir miktar Livonyalı, bir miktar Karelyalı karma bir ordudan oluşuyordu. Bu durum hem disiplinsizliğe sebep oluyor, hem de isteksizliğe sebep oluyordu, çünkü bu askerlerin çoğunun vatanı Rus Çarlığı tarafından zorla işgal edilmişti ve bu askerler zorla savaştırılıyorlardı.
İlk muharebenin ardından İsveç Kralı Rus Çarına " Ben de sizi uyarmıştım " diye cevap verdi, ancak Rus Çarı bunun sadece ilk muharebe olduğunu, daha binlerce askere sahip olduğunu söylemişti. Ancak durum ikinci muharebede de değişmedi. Neva muharebesinde 125 bin civarı Rus askeri yenilgiye uğratıldı.
Bu esnada Osmanlı Sultanı çoktan savaştan çıkmıştı. Artık geriye tek bir şey kalıyordu.
Moskova'nın düşüşüyle birlikte Rus Çarlığı yenilgisini kabul etti. Tüm Rus toprakları işgal edildikten sonra yapılan antlaşmada Rusya Prusya topraklarından çekildi, İsveç Krallığı 2 toprak kazandı. Rusya - Osmanlı müttefikliği sona erdi.
İsveç Krallığı Rus saldırılarına karşı Katolik/Protestan Avrupa'nın koruyucusu olmaya devam edecektir. Rus işgalini Prusya'dan kaldırdık, Livonya'dan da Karelya'dan da kaldıracağız!