16-03-2017, 21:29
Bölüm #1
Grand Merchant Republic of Novgorod - İsveç ve Estonya Savaşı
Yeni konsül başkanı seçildiğinde ülke İskandinav krallıkları, Lehler ve birkaç asi Rus krallığının arasında sıkışmış durumdaydı. Bununla beraber ileride tüm Avrupaya bela saçacak Moğollar da uzakta değildi.

Bu sebeple ilk olarak Hem başkentimizle sınır olan tek yabancı ülkeyi fethetmek, hem de Doğu Baltıkta egemenliğimizi ilerletmek için, Estonya ve dolayısıyla müttefiki İsveç'e savaş açmak zorunda kaldık.

Estonya dükünün acele topladığı 1.000 kişilik ordu, tarafımızca neredeyse kayıpsız bir şekilde öldürülüp veya esir alınarak mağlup edildi.

Konsülümüz Jaroslav, 'Novgorod yöneticileri arasında bu ada sahip olan dördüncü' 12.000 kişilik ordusuyla İsveç Krallığının başkenti, İskandinavyanın göbeğine yürümeye karar verdi.

Bu esnada Rus diyarları üzerindeki hakim olma isteğini, meşrulaştırmak için bize hasımhane bir tavır izleyen Smolensk üzerine casus göndererek pekiştirmeye çalışıyordu.

Nihayet, Estonya'nın başkenti İngeri şehri Novgorod Cumhuriyetinin eline düşmüştü.

Aynı politikayı güderek, bir diğer küçük Rus devleti olan Yaroslav'a casus gönderildi.

İsveçin yüce Kralı (!) fakir ve çaresiz olan halkını düşmanına karşı bırakmış ve kalesine çekilmiş olmasına rağmen, onurlu liderimiz Jaroslav IV askerlerinin köyleri ve kasabaları yağmalamasına izin vermeyip, Stockholm ve Kalmar'daki kalelere yönlendirdi.

Bu sırada, teçhizat göndermediğimiz kalemiz, yok olduğunu sandığımız İsveç ordusu tarafından birkaç gün içerisinde zaptedildi.

Konsülümüz Jaroslav, Kalmar ve Stockholm arasında bulunan 6.000 piyadeden oluşan orduyu Stockholm kuşatmasına destek olarak çağırdı. Desteğin varmasından birkaç ay sonra Stockholm Novgorod eline düştü ve İsveç Kralı zorlanarak barış yapıldı.

Barışın koşulları İsveç için beklenmedik derecede ağırdı. Anlaşmaya göre İsveç yüzden fazla altın ödeyecek ve Finlandiya'daki tüm topraklarını Novgorod'a bırakacaktı.

İsveç'in savaştan ayrılmasından birkaç ay sonra ümidi kalmayan Estonya devleti, başkentini ve 70 civarında altını Novgorod'a vermek zorunda kaldı. Bununla beraber, aşağılandı ve savaş tazminatını ödemek zorunda kaldı. İsveç ile müttefikliği bozuldu ve küçük bir adada yaşamaya devam etti. (Nedense o adayı alamayacağımı söylüyordu oyun.)

Ordularımız, Novgorod topraklarına doğru ilerleme emri aldı.

Ekonomimiz, tüccarlar ve Konsül tarafından düzenlendi. Bu ekonomi barış için uygun ve kazançlı bir ekonomiydi.

Alınan 4 şehrin bir an önce merkezi otoriteye bağlanması gerekiyordu. Lakin savaş yorgunluğu nedeniyle isyana sebebiyet vermemek ve daha sancılı bir hazırlık dönemi geçirmemek için bekletilme kararı alındı.

Savaş esnasında Yaroslavl, Smolensk ve Finlandiyadaki krallıklar üzerine haklar araştırılmıştı. Kendimize hasımane olan Smolensk ve Vladimir devletlerine karşı Ryazan ve Perm ile müttefik olundu.

Her ne kadar Hristiyan coğrafyası ve batı tarafından eleştirilecek olsak da, adeta bir set görevi görüp tüm Avrupayı ve Meryem Anamızın namusunu koruyacak olan devlet biziz. Moğolları durdurmada Tanrı bize yardım etsin.

Yeni konsül başkanı seçildiğinde ülke İskandinav krallıkları, Lehler ve birkaç asi Rus krallığının arasında sıkışmış durumdaydı. Bununla beraber ileride tüm Avrupaya bela saçacak Moğollar da uzakta değildi.

Bu sebeple ilk olarak Hem başkentimizle sınır olan tek yabancı ülkeyi fethetmek, hem de Doğu Baltıkta egemenliğimizi ilerletmek için, Estonya ve dolayısıyla müttefiki İsveç'e savaş açmak zorunda kaldık.

Estonya dükünün acele topladığı 1.000 kişilik ordu, tarafımızca neredeyse kayıpsız bir şekilde öldürülüp veya esir alınarak mağlup edildi.

Konsülümüz Jaroslav, 'Novgorod yöneticileri arasında bu ada sahip olan dördüncü' 12.000 kişilik ordusuyla İsveç Krallığının başkenti, İskandinavyanın göbeğine yürümeye karar verdi.

Bu esnada Rus diyarları üzerindeki hakim olma isteğini, meşrulaştırmak için bize hasımhane bir tavır izleyen Smolensk üzerine casus göndererek pekiştirmeye çalışıyordu.

Nihayet, Estonya'nın başkenti İngeri şehri Novgorod Cumhuriyetinin eline düşmüştü.

Aynı politikayı güderek, bir diğer küçük Rus devleti olan Yaroslav'a casus gönderildi.

İsveçin yüce Kralı (!) fakir ve çaresiz olan halkını düşmanına karşı bırakmış ve kalesine çekilmiş olmasına rağmen, onurlu liderimiz Jaroslav IV askerlerinin köyleri ve kasabaları yağmalamasına izin vermeyip, Stockholm ve Kalmar'daki kalelere yönlendirdi.

Bu sırada, teçhizat göndermediğimiz kalemiz, yok olduğunu sandığımız İsveç ordusu tarafından birkaç gün içerisinde zaptedildi.

Konsülümüz Jaroslav, Kalmar ve Stockholm arasında bulunan 6.000 piyadeden oluşan orduyu Stockholm kuşatmasına destek olarak çağırdı. Desteğin varmasından birkaç ay sonra Stockholm Novgorod eline düştü ve İsveç Kralı zorlanarak barış yapıldı.

Barışın koşulları İsveç için beklenmedik derecede ağırdı. Anlaşmaya göre İsveç yüzden fazla altın ödeyecek ve Finlandiya'daki tüm topraklarını Novgorod'a bırakacaktı.

İsveç'in savaştan ayrılmasından birkaç ay sonra ümidi kalmayan Estonya devleti, başkentini ve 70 civarında altını Novgorod'a vermek zorunda kaldı. Bununla beraber, aşağılandı ve savaş tazminatını ödemek zorunda kaldı. İsveç ile müttefikliği bozuldu ve küçük bir adada yaşamaya devam etti. (Nedense o adayı alamayacağımı söylüyordu oyun.)

Ordularımız, Novgorod topraklarına doğru ilerleme emri aldı.

Ekonomimiz, tüccarlar ve Konsül tarafından düzenlendi. Bu ekonomi barış için uygun ve kazançlı bir ekonomiydi.

Alınan 4 şehrin bir an önce merkezi otoriteye bağlanması gerekiyordu. Lakin savaş yorgunluğu nedeniyle isyana sebebiyet vermemek ve daha sancılı bir hazırlık dönemi geçirmemek için bekletilme kararı alındı.

Savaş esnasında Yaroslavl, Smolensk ve Finlandiyadaki krallıklar üzerine haklar araştırılmıştı. Kendimize hasımane olan Smolensk ve Vladimir devletlerine karşı Ryazan ve Perm ile müttefik olundu.

Her ne kadar Hristiyan coğrafyası ve batı tarafından eleştirilecek olsak da, adeta bir set görevi görüp tüm Avrupayı ve Meryem Anamızın namusunu koruyacak olan devlet biziz. Moğolları durdurmada Tanrı bize yardım etsin.
