03-07-2017, 02:37
(Son Düzenleme: 03-07-2017, 22:55, Düzenleyen: napolyon94.)
Kasım 1939'da Fransa'yı fethettiğimiz vakitlerin üzerinden çok zaman geçti. Alman orduları 1939 ve 1940 senelerinde durdurulamaz bir biçimde Belçika, Hollanda, Lüksemburg, Norveç ve Danimarka'yı işgal ettiler.
Hızlı zaferler führerin de kendine güvenini hızla arttırdı. İngiltere'yi işgal etmenin an meselesi olduğuna inanarak başlattığı Deniz Aslanı Operasyonu asla gerçekleşemedi. Luftwaffe Fransa üzerinde yaşadığı yıkımında etkisi ile İngiltere üzerinde verdiği mücadeleyi kaybetti. 8 ay süren hava savaşları sonunda Luftwaffe prestijini ve gücünü önemli ölçüde yitirdi.
1940-41 kışı boyunca Almanya tam bir stratejik çıkmaza girdi. Çözümü tekrar doğuya yönelmekte buldu. Yugoslavya'daki darbe önemli bir müttefikimizi kaybetmemize yol açtı. Alman ordusu 5 haftada Yugoslavya'yı ve 1 senedir italyanlar ile mücadele eden Yunanlıları işgal etti.
Sadece 2 ay sonra führer "doğuya yönelmek" olarak gördüğü çözümü başlattı. 22 Haziran 1941'de Alman ordusu Sovyetler Birliği'ne girdi. Haftalarca süren sert çarpışmaların sonunda milyonlarca esir aldık. Binlerce zırhlı ve uçak imha ettik. Fakat Kızıl düşman boyun eğmedi.
1941 kışında düşmanın kalbine başlattığımız Tayfun Harekatı başarılı olamadı. Yüz binlerce zayiat ile ilk defa geri çekildik. Bu Wehrmacht için sadece bir utanç, bizler için sonun başlangıcıydı.
Japonya'nın Pearl Harbor'a yaptığı muazzam başarılı saldırı ile ABD ve Japonya savaşa katıldı.
1942 yazında Mavi Kod harekatı ile tekrar taarruza geçsek de bu kez çok daha kısıtlı bir alanda ekonomik bir ihtiyaçdan hücum ediyorduk.
Stalingrad şehri için yüz binlerce zayiat verdik. Şehir inatla tutundu ve sonra felaketlerin ilki gerçekleşti. Ruslar kanatlarımızdan bizi ezip şehri kuşattılar. Sadece 2 ay direnen Alman 6.Ordusu tümüyle imha oldu ve böylece petrol yataklarını ele geçirme rüyası da son buldu.
1943 ilkbaharı onurumuzu kurtaran bazı zaferlere sahne olsa da Afrika'da ki Miğfer Varlığı son buldu. Bir vakitler Rommel'in aslanlarının Mısır'da yarattığı zaferler yerini on binlerce verilen esire bıraktı. Artık Avrupa'ya dokunmak müttefikler için bir an meselesiydi.
İtalya'ya çıkması beklenen müttefik orduları OKH üzerinde ciddi baskılar oluşturdu. Bunun için Doğu'da Dinyeper boyunca yeni bir savunma hattının inşasına onay verildi. Bu hattın inşasının bitmesi ile çekilmek ve tekrar güç toplamak için zaman kazanılacaktı.
Zaman Kazanmanın anahtarı Kursk üzerine yapılacak Hisar harekatı ile mümkün olabilirdi. Hisar Harekatı temmuz ayında başladı ve fiyasko ile sonuçlandı. Alman Zırhlı Kuvvetleri ezici bir darbe aldı ve müttefikler eş zamanlı olarak Sicilya'ya çıktılar.
Bundan sonrası hiç bitmek tükenmeyen stepler de ki geri çekiliş oldu. Dinyeper üzerinde ki savunma hazır olmasa da ordumuz bu hatta çekildi ve tutunamadı. Doğu Ukrayna'nın ardından Kiev dahil batı Ukrayna'yıda kaybettik. Kuzey de ki Leningrad kuşatması da Şubat 1944'de kırıldı. Fakat Merkez cephemiz tüm kış taarruzlarına göğüs gerdi ve Belarus'ta tutunmayı başardı.
İtalya'da ise paraşütçü tümenlerimizin öncülüğünde tutunmayı başardık.
Tarihler 1944 Haziranını gösterdiğinde o uğursuz yaz kendini hissettirdi. Normandiya'daki çıkartma Batı Ordularımız başarılı olamadı. Doğu'da Belarus kaybedildi ve Vistula nehrine kadar geri çekildik. Romanya ve Bulgaristan taraf değiştirdi. Finlandiya savaştan çıktı. Daha da kötüsü führere karşı gerçekleştirilen bir suikast ve darbe doğrudan Wehrmacht tarafından yapıldı.
Eylül ayı geldiğinde Alman ordusu yüzlerce km çekilmiş ve hiç olmadığı kadar ana yurduna yaklaşmıştı. Sonbahar'da ordumuz kendini topladı ve çelik gibi hatlarında tutuldu. Müttefiklerin hollanda harekatı başarıyla püskürtüldü ve Varşova'da ki büyük isyan başarıyla bastırıldı. Macaristan, Hırvatistan ve İtalya'da çelik gibi direnen tümenlerimiz Alman Sanayisinin fedakar ürünleri bizleri hala diri tutan sebepler.
Şimdi en karanlık saatler de Almanya'yı savunmak, eşlerimiz ve çocuklarımız için savaşma vaktidir. 1944 henüz bitmedi...