Barbar birlikleri hızla başkente ilerliyordu.Barbar birliklerini durdurma görevi ise Delrick Peeters önderliğindeki savaşçılarımızdaydı. Bir diğer konu ise Kuzey Seferinde de barbarların görülmesiydi ama görmeye alışık olduğumuzun aksine onlar bizden daha ileri ve uzaktan atış yapabilen menzilli barbarlardı. Dört bir tarafımızın barbar olmasını saymazsak hükümet yolları dışkı götüren Paris'te yeni bir göç için gönüllü toplamaya başlamıştı.
Kırk yıl sonra Delrick'in birliği barbarlar ile karşılaşmış ve savaş başlamıştı.Devlet politikamız sayesinde barbarların aksine muharebede daha iyi bir durumdaydık.
Kuzey Seferi ise pek iyi bir durumda değildi.Okçu barbarlar menzilli saldırıları ile neredeyse Keşif birliğimizi yok etme noktasına getirmişti.
En azından keşif birliğimiz yok olmadan okçu birliğine izini kaybettirmeyi başarmıştı.Şimdi yapması gereken başkente dönüp yaralarını sarmaktı sadece...
Delrick'in savaşçıları her ne kadar muharebeyi kazanmış ve barbar cesetlerinden bronz zırh ve aletler bulmuş olsalarda Delrick 110 yaşında ecelinden ölmüştü.Onun bedenini vesayeti üzerine oradaki en büyük vahanın yanına gömdüler.
Bu acı haber Paris'e ulaştığında Bütün soylu kadınlar siyahlara bürünüp yas tutmaya başlamışlardı. Delrick askeri bakımdan ülkenin en yüksek rütbeli kişisiydi ve her ne kadar savaşarak olmasa da savaş alanında ölmüştü.Bu acı kaybımız üzerine Cermen diplomatlar taziye'ye gelmişlerdi.
Ama cephede daha her şey bitmemişti.Liderlerini daha yeni kaybeden askerlerimizin yasları daha bitmemişken bir anda önlerinde oldukça kalabalık bir barbar ordusu belirivermişti.
Bu muharebe oldukça kanlı geçmişti.Ama ilginç olan şey savaşa sonradan bir Cermen kaşifinin de katılmış olmasıydı.Bir başka gelişme ise keşif birliğimizin başkente varmış ve eksiklerini kapatmaya başlamış olması idi.
Savaşçılarımız savaşın sonunda gerçekten yıpranmış,bizim yanımızda savaşa giren Cermen kaşifi ise barbarlar tarafından kılıçtan geçirilmişti.Ordumuzun geri çekilmekten başka bir seçeneği yoktu.
M.Ö 1920 yılında Fortune Peeters oğlu Garon Peeters babası Fortune Peeters'in ölümü üzerine Aile Reisi oldu.Garon'un ilk emri Lyon'da ordu için adam toplanmasıydı.Bu emrin sebebi ise Batı'da aniden ortaya çıkan barbar okuçuların onu tedirgin etmesiydi.
Garon Reisliğinin 40. yılına özel bir ziyafet düzenledi.Ve ziyafet sırasında aylardır üzerinde çalıştığı bir planı bütün Aile Reislerine sundu.Bu Plan gelecekteki "Fransa" sınırlarını belirliyoru.Tabi hiç kimse bu plana karşı çıkmadı.Hem planın mantıklı olmasından hem de Garon'un nasıl gaddar bir reis olduğunu kırk yıldır bildikleri içindi.
Kırk yıl sonra Delrick'in birliği barbarlar ile karşılaşmış ve savaş başlamıştı.Devlet politikamız sayesinde barbarların aksine muharebede daha iyi bir durumdaydık.
Kuzey Seferi ise pek iyi bir durumda değildi.Okçu barbarlar menzilli saldırıları ile neredeyse Keşif birliğimizi yok etme noktasına getirmişti.
En azından keşif birliğimiz yok olmadan okçu birliğine izini kaybettirmeyi başarmıştı.Şimdi yapması gereken başkente dönüp yaralarını sarmaktı sadece...
Delrick'in savaşçıları her ne kadar muharebeyi kazanmış ve barbar cesetlerinden bronz zırh ve aletler bulmuş olsalarda Delrick 110 yaşında ecelinden ölmüştü.Onun bedenini vesayeti üzerine oradaki en büyük vahanın yanına gömdüler.
Bu acı haber Paris'e ulaştığında Bütün soylu kadınlar siyahlara bürünüp yas tutmaya başlamışlardı. Delrick askeri bakımdan ülkenin en yüksek rütbeli kişisiydi ve her ne kadar savaşarak olmasa da savaş alanında ölmüştü.Bu acı kaybımız üzerine Cermen diplomatlar taziye'ye gelmişlerdi.
Ama cephede daha her şey bitmemişti.Liderlerini daha yeni kaybeden askerlerimizin yasları daha bitmemişken bir anda önlerinde oldukça kalabalık bir barbar ordusu belirivermişti.
Bu muharebe oldukça kanlı geçmişti.Ama ilginç olan şey savaşa sonradan bir Cermen kaşifinin de katılmış olmasıydı.Bir başka gelişme ise keşif birliğimizin başkente varmış ve eksiklerini kapatmaya başlamış olması idi.
Savaşçılarımız savaşın sonunda gerçekten yıpranmış,bizim yanımızda savaşa giren Cermen kaşifi ise barbarlar tarafından kılıçtan geçirilmişti.Ordumuzun geri çekilmekten başka bir seçeneği yoktu.
M.Ö 1920 yılında Fortune Peeters oğlu Garon Peeters babası Fortune Peeters'in ölümü üzerine Aile Reisi oldu.Garon'un ilk emri Lyon'da ordu için adam toplanmasıydı.Bu emrin sebebi ise Batı'da aniden ortaya çıkan barbar okuçuların onu tedirgin etmesiydi.
Garon Reisliğinin 40. yılına özel bir ziyafet düzenledi.Ve ziyafet sırasında aylardır üzerinde çalıştığı bir planı bütün Aile Reislerine sundu.Bu Plan gelecekteki "Fransa" sınırlarını belirliyoru.Tabi hiç kimse bu plana karşı çıkmadı.Hem planın mantıklı olmasından hem de Garon'un nasıl gaddar bir reis olduğunu kırk yıldır bildikleri içindi.