20-07-2017, 07:30
2 Kasım - 20 Aralık 1939 tarihlerinde ki fetihler ile Alman Sanayisi %120 büyüdü. Ani büyüme muazzam dertleri de başında getirdi. İlk olarak ham madde bulmak çok zorlaştı. Rubber bulmak imkansız gibi, akaryakıt temin edemiyoruz, tungsten kaynağı olan Portekiz çok kötü bir noktada . Konvoylarımız sürekli batırılıyor. Müttefik ablukası altında Harp Sanayisini hem diri tutmak hem de güçlendirmek zorundayız. Bir diğer problem ise teröristler. Yada partizanlar kibarca. Bu direnişçi gruplar çok faal ve aktifler, sürekli altyapıya yada fabrikalara zarar veriyorlar. Sırf onlar ile mücadele etmek için 600 bine yakın personel ayırmak zorunda kalabilirim.
Yeni nesil Panzer IV B modeli artık daha ateşli ve daha dayanıklı.
Müttefik güçleri zavallı bombardıman uçakları ile güzel ülkemi bombalamaya çalışıyorlar. Çift motorlu avcı uçaklarının eksikliğini hissediyorum. Belki de bir an evvel ME110 projesini başlatmalıyım.
Vichy hükümetini kurmuyorum, tüm Fransız sanayisi benim olmalı. Göklerde hala çetin bir mücadele var.
Rudolf Hess elimde ki tek BF110 prototipi ile uçup İngiltere'ye çakılıyor.
Teröristler her yerde, hepsiyle mücadele edeceğim. Alman Jandarması hızla genişliyor. Jandarma dediğimde süvariler oluyor bu arada.
Terörle mücadele birimlerinden topçu ve mühendis bölüklerini çıkarıyorum. Yerlerine 4 yeni süvari bölüğü daha ekliyorum.
İngiliz Kanalı'nda ciddi sorunlar var. Konvoylarım sürekli batıyor, ve tam abluka altına girmek üzereyim. Kriegsmarine'i hazırlıyorum, yakında eklenecek olan bir hafif kruvazör ve savaş gemisinin ardından denize açılıp müttefikleri tokatlayacağız.
Dayanıklılığı ile ön plana çıkan FW190 üretim hatlarına girdi. BF109 ise üretimde kalmaya devam edecek, Alman havacılık sanayisi ham maddesizlikten kıvranıyor. Birçoğunuz BF109'ları hatta tutmamı eleştirecektir fakat zaman nicelik zamanı, nitelik değil. FW190'nu tüm hatlara uyguladığım an belkide 700 avcı uçağını kaybetmiş oluyorum.
Bir çok piyade tümenini geçici olarak terörle mücadeleye atıyorum.
Güney Fransa'ya muazzam miktarda düşman uçağı kol geziyor. Luftwaffe'yi yeniden organize ederek Güney Fransa'da ki durumu kontrol altına alıyorum.
2 ay evvel çok umursamadığım Nice limanını almak konusunda Jandarma birimleri başarısız oldu, bölgede ki sorun büyümeden 9.Panzer Ordusu'nun zırhlı birimlerini ve Kasselring'in 3.Ordusunu bölgeye sevk ediyorum.
Luftwaffe desteği ile zırhlılarımız bir kez daha Blitzkrieg başlatıyorlar fakat bu kez düşman çok iyi direniyor.
Mart başında durum kontrol altına alınıyor, imha edebildiğimiz her birim kâr olarak hanemize yazılacak. Bir an evvel limanları ele geçirip onları parçalamalıyım.
Himmler'i terörle mücadelenin başına atıyorum.
Müttefik direnişi çöküyor, yine de bazı tümenleri inatla pozisyonlarını savunuyor.
Malesef düşman tümenlerinin yarısını elimden kaçırıyorum. Muazzam Luftwaffe desteği ve ağır zırhlı hücumlarına rağmen ancak 30 tümen imha edebiliyorum. Yine de bu operasyon bana pahalıya mal oluyor.
Romanya, Macaristan ve Bulgaristan arasında ki sınır antlaşmazlıklarını Romanya aleyhine çözüyorum.
Nice Limanı Krizi için başlattığım operasyon bana 60 bin zayiata sebep veriyor. Bu Polonya ve Fransa'yı işgal ederken yaşadığım zayiattan daha fazla bir rakam. Hayli canım sıkılıyor.
Yugoslavya'da bir darbe oluyor ve müttefiklere katılıyor. Direk savaş ilan ederek ülkeyi işgal için gerekli birlikleri bölgeye sevk ediyorum.
7.bölümün sonu...