21-09-2017, 00:22

Yeni Kral Louis babasının ölüm haberini aldığında bir kaç damla gözyaşını tutamadı. Babasının naaşına yapılan muameleyi ise hep iyi bir şekilde hatırlayacağını söyleyerek, düşmanın mert olmasının önemini bir kez daha anladığını söyleyip haberi beyaz bayrakla getiren elçiyi uğurladı.Ardındansa yanındakilere dönerek "Şanslıyız ki bizler burada ölecek olursak buralar eskiden hep dutluktu değil de burada bir Fransa krallığı ve cesur kralları ve askerleri vardı diye bizleri tarih sayfalarına nakledeceğini bildiğim bir düşmanla savaşıyoruz." General August ise "Sen, nasıl naklettikleri umurumuzda değil, savaşı kaybedip ölmekten, on binlerce insanın bu zalimlerin kılıcına düşse de hep hatırlanacağından bahsediyorsun. İstiyorsan git teslim ol da cenazeni kraliyet mezarlığına gömsünler." dedi. Louis'in etrafındaki generalleri güney Province'nin dükü August'un yanında birlik olup kendisinin krallığının bu ülkede geçerli olmadığını, kendisinin emirlerinin dinlenmeyeceğini İngiliz Kralı kendisini isterse savaşı bitirmek pahasına teslim edileceğini söylediler. Louis'in korumaları 'Gendarme' ler ise bunu diyenlere kılıçlarının parlaklığını göstererek oldukları yerde kalmalarını sağladı. Louis bakarak "Rennes 2 gün önce düştü, Angers düştü, Rheims düşmek üzre, Paris her an düşebilir ve beni verip hayatta kalacağınızı sanıyorsunuz. Acınası insanlar sürüsü sizi. Ben bir şehrim düştüyse onu İngilizlerin yanına bırakmam. Rennes'e gidiyorum. Benimle gelecek kadar İngilizlerden korkmayan varsa düşsün peşime." dedi. Babasına verdiği sözü yerine getirmek için hemen harekete koyuldu ve arkasında sadece 30 kişilik kişisel muhafızlar, cesur fedailer Gendarme'leri bulunuyordu.
Rennes'e önceden sızan Fransız ajanı halka kralın döneceğini doğu düzlüklerinde atlıları görünce İngiliz generalini ve az sayıdaki askerini oyalamalarını söyledi. 1 gün sonra doğudaki ağaçlık arazide bulunan Louis ve fedaileri hızla kapılara doğru koşarken genç bir kadın Hilgen tepesi denilen mevkide Louis'i ve şimşek kadar hızlı süvarilerini görüp ingilizce olarak şu sözleri söyledi;
"Coming, coming, The King is Returning, Hooray France, Hooray King, Hooray Great Louis."
Bu naralardan sonra şehrin erkekleri ingiliz askerlerine saldırdı ve ajan bu esnada kapıyı açtı. Louis ise bir hışımla şehre girip ilk hedef olarak kendine seçtiği düşman generali Garret'in azraili oldu.
Şehir ele geçirilmişti. Bir kuzgun büyük Fransız ordusuna gönderildi mesajı ve talimatları haber alan August önüne baktı ve "Bu kadarını da beklemiyordum, lakin eski Kral yalnızdır. Haydi generaller orduyu hazırlayın güney kıyılarına gidiyoruz." sözlerini sarfetti. Bu esnada orada bulunan merhum Kral Philipp'in bastard oğlu Erik August'un arkasından yaklaştı ve "Tek bir yanlışın var August, kral eski felan değil, hâlâ kraldır." Aynı anda çadırdakilere bakıp ses tonunu şiddetli olabilecek miktarda yükseltip, "Uyulacak bir emir varsa bu da Kralın emridir, Kralın talimatıdır. Bu hain şerefsiz gibi saray şarlatanlarının, provins çomarlarının değil." diyerek arkadan yaklaştığı August'un boğazını kesti ve August'u katledip "Hooray France" diye bağırdı.
Bu olanlar doğrultusunda ordu Louis'in emrini dinleyip kamp yerinden ayrıldı ve Angers'in karşısındaki hakim tepeye mevzilenip kamp kurdu.

@Sübaşı HRE - 11