Japonya'daki ticare hegomanyamızın temellerini atmak için attığım ilk adım kuzeyde gerçek bir liman kurmak ve limanlarımızda boşu boşuna bekleyen gemilerimizi Ticaret rotalarını araştırıp gerekirse "rezerve" etmek için denizlerin dört bir yanına yollamak oldu.
Endonezya ticareti kimse tarafından sevilmeyen Hatakeya'nın eline geçmişken, Kore ve Mançura ticaret rotalarını Klanımız adına ele geçirmeyi başardık.
Altını ile değerini ispat eden İwami'deki kaleyi genişletme kararı aldım.
Denizcilik alanında yeterince ilerleme kat ettilkten sonra odağımızı ekonomik alana kaydırıyorum.
Hatakeya'ya karşı Shogun'dan emir gelince el mahkum, kuzeyde çıkartma yapmaya yetecek kadar küçük bir donanma daha kuruyorum. Yeterli Ashigaru ile belki Tsugaru'ya bile atlayabiliriz.
Vietman ile olan ticaret noktasını ele geçiriyoruz. Ama burada korsanlar fink attığı için rotada bir gemi bırakıp devam etmeye gönlümüz el vermiyor.
Aki'de bir pazar yaptırıyorum. Bunun yanında ticaret ağımızı genişletmeye devam ediyoruz.
Nanbanlara ticari haklar veriyoruz. Klanımızın iyiliği için elimizdeki her fırsatı değerlendirmeliyiz.
Hatakeya'ya savaş ilan ediyoruz. Limanlarını kuşatmamızın yanında ellerindeki ticaret noktasını da ele geçiriyoruz.
Dalgalar sahillerimizi ve şehirlerimizi dövüyor. Belki de Nanbanlar ile anlaşma yapmamalıydık?
Noto şehrini ele geçirerek hem doğudaki donanma faaliyetlerimiz için bir üs ele geçiriyor hem de Shogun'u memnun ediyoruz. Tabi bu başarımız Shogun'un da gözünden kaçmıyor.
Kurduğum pazarı büyütüyorum.
Dalgalar yetmiyormuş gibi bir de hastalık çıktı başımıza!
Nanban Ticaret Limanını'nın temellerini atıyorum. Ardıllarıma önerim, limandan gelen Hristinaylığı bastırması için bölgeye bir Budist tapınağı kurmalarıdır.