[SU4PRE4M4E]

Knezlik'ten

Çarlık'a

Bir Rus Hikayesi

                          

Bölüm 6 - Belosselskyler'in Düşüşü Ve İttifakın Bozuluşu
(1581-1625)

Pyotr Belosselsky, adının birincisi ve tüm Ruslar'ın Çarı. Çok büyük şeyler vadeden bir genç. Ne kadar üzücü ki genç yaşta yakalandığı bir hastalık yüzünden ölmesi üzerine yerine, artık alışıldığı gibi, yeni bir Rus hanesi geçti.

Yönetime yeni geçen Drevl Hanesi'nin ilk ıslahatları, ekonomik kalkınma üzerine oldu. Yeni hanedan ekonomik kalkınmanın sadece savaştan geleceğini düşünerek, ki bu sırada da Prusya devletinden ne kaldıysa kukla yapılmak isteniyordu, Almanlar üzerine sefere çıkıldı. Bunu fark eden Vestfalya Prensi, Prusya ile olan barış antlaşmasına aykırı bir şekilde savaş ilan edip ilhak etti. Bunun üzerine yeni Rus Çarı Vestfalya'ya savaş ilanında bulundu ve kısa süre içinde ülkeyi işgal ederek kendilerini küçük düşürdü aynı zamanda da büyük oranda para aldı. Bu da yetmezmiş gibi yapılan kısa savaşa karşılık uzun süreli bir savaş tazminatı bile istendi. Tabii ki Vestfalya Prensi bunu reddebilecek durumda değildi.

Batıda bunlar olurken güneyde Konstantiniyye'de bulunan Rus elçisi sınırdışı edilmiş, Rus konsolosluğu yıkılmış, İttifak bayrakları yakılmış ve Padişah'ın sözlerine göre 150 yıldır sarsılmayan Moskova-Konstantiniyye İttifakı artık sonlanmıştı. Ama bu yeni Rus Çarlarının pek de umurunda değil gibi gözüküyordu. Hiç durmadan Babür üzerindeki fetihlerine devam ettiler. Zaman aktı gitti...

Bölüm 7 - Dünyanın Her Köşesinde
(1625-1671)

IV. Ivan Drevl, Hanesinin en tanınan ismi. Bir Çar'ın sahip olması gereken her şeye sahip. Adil bir yönetici, yetenekli bir diplomat ve eşi benzeri olmayan bir askeri deha. Babasının ve onun babası gibi ama daha iyi. Onların yaptığı gibi savaşlarına devam etti, en büyük hedefi devletin hazinesini genişletmek ve gerektiğinde daha büyük bir savaş için hazırlamaktı. 

Öyle de yaptı. 

Dünyanın her bir köşesinde savaştı. İlk batıda Vestfalya ile sonra güneyde Babür ile bunlarla yetinmedi Gobi Çölü'nü aşıp atalarının intikamını alarak Moğolları yendi. Durmak bilmeyen Rus ordusu Moğolistan üzerinden de çoktan beridir kıtaya çıkmış olan Japonya'ya girdiler. Japonlardan da büyük oranda para alan Rus ordusu en sonunda tekrar batıya ana vatana döndüler. 

Bu savaşlarından sonra hem konumu hem de toprak yapısı yüzünden başkenti kuzeye, Neva'ya taşıdı. Şehrin adını ise kendi adıyla tekrardan isimlendirdi. Artık tüm Ruslar'ın merkezi St. Ivansburg'du. 

Aynı zamanda döndükten sonra IV. Ivan'ın fark ettiği bir şey vardı. Ordu ne kadar profesyonel ve düzenli olsa da sayıca yeterince geniş değildi. Hemen ordunun genişletilmesi için emirler dağıttı. Sonunda yıllarca savaşlar sonucu alınmış altınlar bir işe yarayacaktı. 160.000'lik Rus ordusu kısa süre içerisinde iki katına yani 320.000'e çıkmıştı. Bu Rus ordusunu dünyadaki en büyük ikinci ordu yapmıştı. Aynı zamanda IV. Ivan yeni ekonomik reformlar yaparak pek çok gideri azaltmış ve gelirleri yükseltmiş bunun sonucunda ise dünyadaki en büyük 5. ekonomiyi elde etmişti.

Bütün bunlardan sonra huzurlu bir şekilde vefat eden IV. Ivan, devleti canından çok sevdiği öz kızı Yekaterina'ya bırakmıştı. Tarihte ilk kez bir Rus devletini bir kadın yönetecekti. Ve ilk kez bir Çar Moskova'da değil St. Ivansburg, eski adıyla Neva, da taçlandırıldı. Yekaterina'nın neler yapacağı, babası gibi büyük bir fatih ve yenilikçi mi yoksa bir başka Rus soyunun sonu mu olacağı belli değil. Ama şurası kesin ki Yekaterina tarih kitaplarında Çarlık Rusya'sını yöneten ilk kadın olarak, bir Çariçe olarak pek çok kez anılacak.

keşke biraz fotoğraf koysan daha bütünleyici oluyor hem resim hem yazı bitek ülke durumunu bukadar detaylı yazan sensin helal olsun rp yapmayı biliyorsun