[Ragnvaldr]

Polonya Krallığı

I

Polonya Krallığı olarak başarılı bir Haçlı Seferi'nin sonunu kutladık, kaybettiklerimizin yasını tuttuk.
Tuttuğumuz kayıtlara göre şu ana kadar HRE ile olan savaşta en çok asker kaybeden ve en çok asker öldürmeyi başaran Polonya Krallığı olmuştur.
Savaşa olan katkımızdan şüphe edenler ancak Polonya'nın kuvvetinden korkup tir tir titreyenlerdir.

---

II

Maalesef Haçlı Seferi'nin bitmesi kafirlerin de bittiği anlamına gelmiyor. Tanrı tanımazların son kalesi ve topraklarından biri olan Stettin'i herhangi bir zorluk olmadan fethettik.

---

III

Bununla birlikte savaştığımız savaşın yeni bir savaş doğurmamasını ilk baştan beri dile getiriyorduk. Fransa ve Papalık sınırında yaşanan olaylar bizi ciddi bir şekilde endişelendiriyor.
Gerçek Hristiyanlar tatlı sözden anlar, aralarındaki meseleleri güçle değil diplomasi ile çözer. Kaynaklarımızı Avrupa'da birbirimiz için savaşarak harcarsak ortak bir şekilde hareket etmeyi bizden daha iyi başaran kafirlere yem oluruz.
Polonya Krallığı olarak önce HRE'nin sonunun getirilmesi, daha sonra ortaya çıkan sorunların çözümü için tekrar masaya oturulması gerektiğinin taraftarıyız.

---

IV

Son sözlerim ise en çok Saygıdeğer Fransa Kralı'nı ilgilendiriyor.

Bize gelen haberlere göre cesur ve inançlı Fransızlardan oluşan bir Fransız ordusu kafirlerin son toprağı Frankfurt'un surlarının dışında bekliyordu.
Polonya Krallığı olarak bu haberi büyük bir memnuniyetle karşıladık. Fransa Kralı'na gönderdiğimiz bir mektup ile başarılarını önceden tebrik ettik.

Fakat, daha sonra aldığımız haberlere göre Fransız ordusu Frankfurt'tan bilinmeyen bir sebeple çekilmiş.
Bunu fırsat bilen kafir HRE imparatoru Frankfurt'tan Magdeburg'a gelerek Fransa'nın müttefiki Danimarka'ya söz verdiğimiz Magdeburg kalesini ele geçirmiş.
Bu kalenin az savunmaya sahip olmasının tek nedeni yürekli Fransız askerlerinin ve komutanlarının Frankfurt'u kuşatacağı düşüncesiydi.

Danimarka ile birlikte savaştan en çok yarayı alan Polonya Krallığının askerleri evlerine dönüp yaralarını sarmak istemektedir.
Geçtiğimiz yıllarda elimizde olan ve elimize geçen her şey kafirlerin sonunu getirmek için ordumuza gönderilmiştir.
Artık şehirlerimizi inşa etmek, ticaret yapmak, yol yapmak istiyoruz. Gözümüzü Polonya'nın nihai görevi olan doğudaki kafirlere çevirmek istiyoruz.
Bunun önündeki tek engel Orta Avrupa'da hala yaşamaya devam eden HRE kafirlerinin varlığıdır. Bu kafirler masum Alman halkı değil, onları demir yumrukla yöneten prensleri ve imparatorlarıdır.
Bunu fethettiğimiz topraklarda halkın kılına bile zarar vermememizden anlayabilirsiniz. Yozlaşmış HRE liderleri ve imparatorluk ailesinin en kısa zamanda sonu getirilmelidir.
Hayata zor tutunan kafirlerin tekrar güçlenmesine izin verilmemeli, onların yararlanabileceği herhangi bir olayın çıkması engellenmelidir.

Güney Akdeniz kıyılarındaki ve Alp Dağları'ndaki sınırlarda gerçekleşen Saygıdeğer Fransa ile Yüce Papa arasındaki anlaşmazlıklar savaştan yeni çıkmış bir Polonya Krallığı'nı herhangi bir Haçlı Seferi ilan edilmediği takdirde ilgilendirmez.
Ancak bu iki dost saydığımız ülke aralarında savaşmaya başlarsa HRE kafirleri boşta kalır ve kafirlerin sonunu getirmek yine en tecrübeli Polonya ordusuna kalır.
Bu ordu gereksiz bir şekilde tekrar savaşa dahil olacaktır. Ordumuzun istemediği durumlara getirildiğini ve bu bağlamda Polonya'nın alakası olmadığı olaylara taraf edildiğini, çekildiğini düşünüyoruz.

Doğuya gitmek ve yaralarını sarmak isteyen Polonya'yı ilgilendirmeyen anlaşmazlıklar, ordularını tekrar batıya göndermek zorunda kalıp bu sefer son kafir toprağı da fethedilmeden önce durmayacak Polonya'yı ilgilendirecektir.

Yüce Papa'mız bize Haçlı Seferi olmadan sadece kendisine saldırıldığında savaşacağını iletmişti. Şu ana kadar Yüce Papa'nın bu sözünü tuttuğuna ve gelecekte de tutacağına inanıyoruz.
Yüce Papa'nın yozlaşıp dünya fethine çıktığı söylentilerinin tek kaynağı Katoliklere her fırsatta saldırıp bunun cezasını çeken Kutsal Roma İmparatorluğu'dur. Bu tür yalanlara inanma gafletine düşmeyin.

Kafirlerin sonu getirilmeden önce Fransa Krallığının Papa topraklarında gösterdiği saldırgan tutumu yanlış buluyoruz.
Bunun bir yanlış anlaşılmadan kaynaklandığını düşünerek, üzerimize düşerse, iki ülkeye de sakinleşme çağrısı yapıyor ve gerekirse arabulucuk yapabileceğimizi iletiyoruz.
Diplomasi masasında çözülemeyecek sorun yoktur. İki ülke de savaş bittikten sonra masaya oturup sorunlarını tartışmalı ve çözüm için karşılıklı tavizler vermelidir.
Katolikler arasında iyi bir savaş ve kötü bir barış diye bir şey yoktur; inananlar arasındaki tüm savaşlar kötü, tüm barışlar iyidir.

---

Tanrı hepimizi kutsasın.
Amen.