[argoargoo]

MELİK- İ MUAZZAM II. iSOCUK (1366- 1383)

Tahta çıktığımda yaralıydım, güçten düşmek üzereydim, mücadelemi bırakmak üzereydim. Ancak ulaklar bana haberi ulaştırdıklarında hiçbir şeyden kaçmayacağımı ve atalarımın mirası olan Konstantinapolü almanın bana nasip olacağını biliyordum. Her şeyden öte ben inanılmaz yetenekli bir diplomattım. Yaralarımı düşmanlarımdan saklamayı biliyordum. 



Konstantinapol... Halkıma vaat edilen, atalarımın her zaman istediği o verimli topraklar. Ticaretin hatta dünyanın merkezi... Şükürler olsun. Bu şanlı hükümdar bendim...



Tabi o zamanlar buranın adını soysuz düşmanlarım değiştirmişti. Artık burası İshaki Şeyhliği olarak bilinecek...



Bir başka önemli Emirlik... Her zaman her Dürzinin hayal ettiği topraklar... Halkım buralardaki zenginlikleri hak ediyor. Ben de bunu biliyorum. Bağdat...



Ulaklarımdan haberler alıyordum. Papa kendisini hala buralarda hükmünün sürebileceği bir varlık olarak görüyor. Hala atalarımdan aldığı dersi yeterli bulmuyordu. Ve hala uzun yıllar benim soyumun bizzat kontrol ettiği Kudüs topraklarını hadsizce istiyordu.



Bir ders de benden almışlardı... Umarım bu hüsran onlara yeter. Bu topraklardan onları kovmaktan usandım.



Doğu Sınırlarımda Racputana Hükümdarlığını görmekteyim. Derebeyleri tek bir toprak altında birleştirmeye başlayan ve doğuda bir güç olduğunu iddia eden... 



Çok uzun sürmeyecek... Atalarımdan kalan ordu sayısını iki katına çıkardım. Gücümün zirvesindeyim.



Bu zaferlere şükretmek için Hac yolculuğuna çıkma vaktim gelmiştir...



Hanedanıma mirasım olarak Kıymetli Bilgi Faydalarını bırakıyorum. Eminim soyumuz bunu en iyi şekilde değerlendirecek ve hep yüceltecektir. Daha sonrasında ise Pontus toprakları için bir kez daha azılı düşmanıma karşı harekete geçtim...



108 Bin Asker ile 18 Binlik zayıf Bizans ordusu... Direnemeyeceklerdi, direnemediler...



Bu sırada hiç kimseden korkumuz olmadığını tüm dünyaya göstermek istiyordum. Kıpti Papa'nın bilinen bir suçlu olduğu açıktı. Sadece ondan korkuyorlardı. İshakiler için adalet her şeyin üstündedir...



Yamyam olduğumu ise saklayacak değildim yakın çevremden. Herkesin bir şekilde kafasındaki yükü boşaltmak için rahatlamaya ihtiyacı vardır... Benim kafamda tüm bu toprakların sorunları ve stresi var...



Şanlı Başkentimiz... O kadar değerli yatırımlar yaptılar ki atalarım bu toprakları... En güçlü kaleyle çevrilmeyi hak ediyorsun...



Eski Konstantinapol yeni İshaki şeyhliği... Dinimizi ve mezhebimizi insanlara anlattığımızda bu dine mensup olmayacak kimse yoktur... Doğru yol budur....



Dağılan, paramparça olan kılıcımızdan geçen doğuda her gün yeni bir hanedan yükseliyordu... Her birini tekrar parçalayacağım. O toprakların sahibi biziz, sizler sadece gelip geçicisiniz...



Devir değişti ve ben iyi bir diplomatım. Artık dünya yavaş yavaş merkezileşiyor. Gözlemleyebiliyorum. Bu yüzden Mutlak Taht Otoritesi !



Bu sırada Fizan ve Ghat gibi birkaç küçük beylikle hesaplaşmam gerekiyordu. Bunun nedeni onların zavallı hükümleri değildi. Duyduğuma göre Batıda en az bizim kadar büyük bir güç varmış. En azından böyle bir iddiası varmış. Kendisine komşu olmak istiyordum. Komşularımızın sonunu Dünya iyi bilir...



Ancak önemsiz bir Ghat seferi sırasında hayata gözlerini yummuştu. Bazıları onu Konstantinapolü düşmandan kurtaran bir efsane, bazıları ise katil olarak bildi... Katil olması hanedanına ait toprakları kurtarmak için gereken kişilerin bu hayattan göçmesine yardımcı olmasıydı... Her zaman bir hayali vardı, Kutsal Roma'yı da Bizans'a yaptığı gibi yok etmek...




Save Dosyası