2021 Yaz Dungeons & Dragons Etkinliği [2]
#1
Görsel


2021 Yaz mevsiminde başlayacak olan ikinci Dungeons & Dragons etkinliğine hoşgeldiniz. Bu etkinlikte Hoard of the Dragon Queen modülü oynanacak ve 3 ila 4 oyuncu alınacaktır. Oyun günlerindeki ilerleme hızına bağlı olarak 2 ila 3 saat kadar oynanacak ve 2-3 ay sürecektir. Katılım için hiçbir deneyim gerekmez, öğrenmeniz konusunda GM olarak yardım edeceğim.

Giriş:
Birkaç gündür kişisel nedenlerinden dolayı Greenfields'ın miskin rüzgârlı ovalarında yol alıyordun. Gün batımı yaklaşmış, istikâmetin olan Greenest kasabasına ise sadece bir iki kilometre mesafe kalmıştı. Bu civarlarda en azından bir kasaba sakininin seni karşılamasını beklerdin, ancak öyle bir şey olmadı. İlk gördüğün şey bir kasabalı değil, onlarca evden yükselen kara dumanlar oldu.

Kasabadaki evler yakılmış ve yıkılmış, sana bulunduğun uzaklıktan birer nokta gibi gözüken kasabalılar ise çil yavrusu gibi kaçışır durumdaydı. Bu sırada kapkara ve kanatlı bir figür, Greenest'in üzerinden alçaktan uçuyordu. Greenest bir ejderha tarafından yakılıyordu!


Etkinlik vakti: Perşembe ve Cuma günleri, 17:00-20:00

Oyuncular
@littleiskender
@Yohaynes
@ByNys
@yafeshan
@Kauen
Space-Background.gif
[+] 2 üye Yasin Ahmet nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#2
O9Mffs0.png
Mudur
mudur.png
Hikaye:
Belki beni duymuşsunuzdur,adım Murdur.Hani şu devlerle güreşen,hırsızların efendisi,tanrılara kafa tutan,babaların ben geçerken korkusundan kızlarını sakladığı o yüce half-orc.İşte o benim.Neyse kendimi pek abartmayı sevmem,zaten beni duymuşsunuzdur.Duymadıysanız etrafınızdaki ozanlar beş para etmez benden söylemesi. Annemi,babamı bilmiyorum.Baba olarak nitelendireceğim biri varsa kabilemizin şefi Moruga derdim.Diğer yetimlerle birlikte köyde büyüdüm.Köyümüz,vahşi yırtıcıların bulunduğu bu yüzden insanların girmekten çekindiği ormanlık bir alandaydı.Çocukluğum kabilem için avlara katılmakla,yemek arayışıyla,köydekilere birazcık sorun çıkarmakla geçti.Nedense köydekiler beni pek sevmiyordu.Sanırsam beni kıskanıyorlardı.Özellikle Urek.Üsteklik 8 yaşındayken onun oğlunu 3 başlı bir devden kurtarmıştım.Bu adamda hiç vefa yok.
Her neyse 13 dili akıcı bir şekilde konuştuğumdan bahsetmiş miydim.Bunu Dufam’a borçluyum.Köyümüze giriş izni verilen nadir kişilerdendi.Kendisi bir cüceydi.Oldukça bilgili,maceraperest biriydi.Çok değişik alet edavatları vardı.Etrafta hoplayıp zıpladıktan sonra onla vakit geçirmeyi çok severdim.Okumayı yazmayı bana o öğretti.Dış dünyadan oldukça heyecan verici hikayeler anlattıkça içimde o yerleri görme isteği dayanılmaz boyutlara ulaştı.Konuyu Moruga’ya açınca okkalı bir tokat yedim.Ama köyümüzün en hızlı,en çevik,en güçlü kişisi olarak beni kimse yıldıramazdı.Bu Moruga,köyü 7 defa kurtardığımı unutuyordu galiba.Dufam köyümüzden ayrıldığında 10 yaşındayım.Şu şarkılardan duyduğunuz sol gözümün altından başlayan yaraya sebep olan ayıyı çıplak ellerimle boğduktan 1 sene sonra anlayacağınız.Çok geçmeden 
Moruga hastalıktan ölünce bir gece gizlice köyü terk ettim.Dufam’ın anlattıklarını kendi gözlerimle görmek istiyordum.
Şehirlere girince hız ve çevikliğimi kullanabileceğim bazı alanlarda yer almaya başladım.Hırsız loncalarında küçüklüğümde öğrendiğim hareketler sayesinde hayatta kalmayı başardım.Gerçi her lonca bir şekilde beni öldürmeye çalışıyordu ama sanırsam rakip loncalar araya fitne sokuyorlardı.Her neyse tam her şeyi düzene soktum iyi bir ülkede soylu oldum derken bazı geceler berbat kabuslar görmeye başladım. Her 5 gecede bir;peş peşe berbat kabuslar görüyordum.Ama en akılda kalıcı olanı asit yağmurlarının yağdığı,etrafa sürekli yıldırımların düştüğü,boğucu dumanların nefes almamı engellediği,soğuğun etrafı parçaladığı ama aynı zamanda inanılmaz bir sıcağın olduğu o berbat kabus gibi değildi.Tam o yerde yürürken zayıf,çelimsiz bir köpek bana kırmızı gözleriyle bakıyordu ve bir şeyler mırıldanıyordu.Ağzından Greenest kelimesi çıkıyor sonrasında köpek kayboluyordu.Ardından gökyüzünde on kırmızı göz beni sanki öldürecekmiş gibi baktıktan sonra ter içinde uyanıyordum.Belki de bu lanetten kurtulmanın tek yolu Greenest'e uğramaktı.
Greenest’te birkaç gün zaman geçirdikten sonra civar köylerden benim eşsiz başarılarımı duyan köylüler beni köylerinde ağırlamak istemişler ben de hem biraz zaman öldürmek hem de rüyalarımın sebebini araştırmak için onların davetini kabul ettim.Köylüler beni bir lord gibi karşıladı,birkaç gün geçirdikten sonra kabuslarımla alakalı bir ipucu bulamadım böylelikle tekrardan kasabaya dönmeye karar verdim.Ben ayrılırken köye uğrayan bir kervandan ozan bir gnome gördüm.Artık bana olan hasretlerini bu gnomeun şarkılarından dindirirlerdi.
Yolda biraz oyalandıktan sonra tam Greenest’te tam anlamıyla göreceğim bir tepeye ulaşmaya ramak kala aynı gnome tepenin başında dehşet içinde ileriye bakıyordu.Hey küçük orada neler oluyor diye bağırdım.Sanırsam beni duymadı.Aynı tepeye çıktığımda neden duymadığını anladım.Şaşkınlıktan dilim,kulaklarım gözlerim her zamanki duyularını kaybetmişti.Bu manzara bana bir şeyi hatırlatıyordu.Evet ona oldukça benziyordu.Gördüğüm o rüyaya…
[+] 1 üye Yohaynes nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#3
Katılıyorum
Ara
Cevapla
#4
Katılıyorum
Ara
Cevapla
#5
Katılımcıların üçü de oyuna alındı, Ağustosun 15'i gibi başlayacağız, bir hafta kadar da gecikebilir. 15'ine kadar karakterlerinizi benimle birlikte Roll20 üzerinden yaratabilirsiniz, yaratacağınız vakit bana ST discordundan ulaşabilirsiniz.
Space-Background.gif
Ara
Cevapla
#6
Katılıyorum.
Ara
Cevapla
#7
Bu pazar 14:00-15:00 arası başlıyoruz. Başladıtan sonra 2.5 veya 3 saat kadar oynayacağız, iki parçaya da bölebiliriz.
Space-Background.gif
Ara
Cevapla
#8
Ben Wymond, şimdi bu yazıyı çalıştığım handa dar odamda konaklarken yazıyorum.Şimdi geçmişe bakıyorum ve çokça şeyi tekrardan hissediyorum.O eski duygularımı...
En baştan hatırlayayım, o doğduğum küçük ağaç kavuğunda bana seslenenlerden.Ağabeyimin sesi, beni çağırıyor ve her zaman benle oyun oynamak istiyor.
İyice hatırlıyorumda, aramızda öylesine büyük bir yaş farkı olmadığı için iyi geçinirdik.Kendisiyle sıkça birbirimize kızar, karşı karşıya gelirdik.O ise hep
büyü güçlerini kullanarak beni alt ederdi.Hatırlıyorumda, bir kez onu dövmeye çok yaklaşmıştım meğersem iluzyonuna tekme atıyormuşum.Yere kapaklanıverdim.
İşte, ağabeyim ile ilgili anılarım hep dövüş ve bir kaç basit eğlenceden ibaret.Annem kendisini bana zaman içerisine anlattı, ölmeden önce ise tüm hayatını.
Annem gençken, yerel hanlarda çalışan zamanında benim gibi bardmış.Çeşitli kasabalarda, gezgin bir şekilde şarkılarını ud eşliğinde çalar ve gelir elde edermiş.
İnsan şehirleri arasında, namı git-gide yayılmış.Sonunda ise, babamdan.Bir teklif gelmiş.Kendisi o zamanlar pekte tanınmayan, bizim yaşadığımız kabilenin lideriymiş.
Ölene kadarda liderlik görevini devam ettirdi, katı birisiydi.Bunun sebebinin, kabile içerisindeki hiyerarşi olduğunu tahmin etmek bana zor gelmiyor.Ağabeyimde aynı kendisi
gibiydi zaten.Kendileri evlendikten sonra ağabeyim Gerdald, başta doğmuş.Ben ikinci erkek olarak doğmuşum.Ağabeyim, babam öldükten sonra Kabile Konseyi tarafından seçildi.
Lider, olarak seçilmesiyle beraber verdiği ilk karar ise beni topraklarımdan yönetmekte hakkım olan topraktan sürgün etmek oldu.Hakkım olan topraklardan, vazgeçmeyeceğim.
Bunun için yaptığım ilk şey, bu kasabaya yerleşmek oldu fakat ailemden görmediğim şevkat ve karşılamayı insan ırkından..Bu kasabada gördüm ben.Bu yüzden, onlara olan
bağlılıklarımı unutamayacağım fakat güçlenmem gerekiyor.Dahada güçlenip, hakkım olanı elde etmem.Greenest'te kaldığım beşinci yılda bunları yazıyorumdum.
Bana gelen bir kervan teklifinden sonra, uzunca bir yolculuğa çıktım.Ardından, Greenest'e yakın bir konumda olan bir köyde konaklamak ve bir süreliğine durmak için
vardık.Sonra ise Greenest'e gittim fakat bir kasaba sakini yerine beni karşılayan ilk şey evlerden yükselen dumanlar oldu.Doğru görüyordum, bir ejderha saldırıyordu!
[+] 2 üye ByNys nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#9
26db601fc4d4b1e5c4cd90b867eff90c.jpg

Rosina

Uhhhh, ben Rosina. Reaching Woods'da yaşayan Mielikki'nin yolundan giden topluluğumda yaşadım tüm hayatımı. Küçüklüğümün büyük bir kısımını topluluğumuzdaki diğer çocuklarla (kardeşlerimle) birlikte Mielikki'nin yolu ve yöntemleri hakkında eğitim alarak geçirdim. Yetişkinlerin ardından koşturup onların ormanımızın sağlığını nasıl yakından takip ettiklerini, gerektiğinde müdahalede bulunduklarına tanık oldum. Tabi tüm bu çalışmanın dışında her çocuk gibi etrafta deliler gibi koşup eğleniyorduk. Barış dolu bir ortam ve zamandı diyebilirim. Yetişkin yaşlarımıza yaklaştığımızda kardeşlerim ile bana ailelerimiz Sword Coast ve hatta Faerun boyunca uzanan diğer ormanların da Mielikki'nin sadık ve vefakar takipçileri tarafından ilgilenilmesi gerektiğinden ve vakti geldiğinde bu ormanları bulmak için yapacağımız yolculuğa hazırlanmak için eğitimimize başlamamız gerektiğinden bahsettiler. Aslında küçükken ailelerimiz yolculukları sırasında başlarından geçen olayları bizlere hep hikayeler olarak anlatırlardı ancak hiçbir zaman gerçek olduklarına inanmamıştım. Son bir kaç yıldır küçükken ilgili gözlerle takip ettiğim gündelik görevlerin inceliklerini tek tek öğrendim. Ve ailem hazır olduğumu düşündüğümde daha önce büyük kardeşlerimin yaptığı gibi herkese veda edip yolculuğuma başladım. Açıkçası ormanımıza uğrayan tüccarlar dışında çok dış dünya ile bir bağlantım olmamıştı o ana dek. Dış dünyada neler ile karşılaşacağımı merak ede ede yoluma devam ettim bir kaç gün. Ta ki bir gece saati uzaktaki yükselen dumanları görene dek. Bir köye denk geldiğime emindim ve yanan ocakların dumanını görerek heyecanlanmıştım. Önümdeki tepeyi aşıp köyü daha yakından görünce heyecanım yerini dehşete bırakmıştı. Yükselen dumanlar ocaklardan değil yanan evlerden geliyordu. İlk yaşadığım şoku atlattıktan sonra zırhımı ve kalkanımı kuşanıp zincirli gürzümü sıkıca kavradıktan sonra daha adını bile bilmediğim bu köye doğru ilerlemeye başladım.
[+] 2 üye İlber Ortaylı nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#10
14:10 gibi yavaş yavaş toplanmaya başlayacağız, yaklaşık 14:30-15:00 gibi ilk chaptera başlarız.
Space-Background.gif
Ara
Cevapla
#11
iu.png?width=659&height=655
Merhaba Ben Orliros. Haystima dair ilk hatirladigim sey beni bulan Folarsus'un evinde yasadiklarim. Bana anlatilanlara gore bebekken Esterlad sehrindeki Mystra tapinaginin sunagina birakilmisim. Kucuk bir kundak icinde benimle birlikte sadece bir kirmizi madalyon varmis. Beni buyuten Folarsus cok sevecen bir insan degildi ama bana iyi davrandi. Cocuklugumoldukca siradan gecti diyebilirim, ne bir macera ne bir heyecan. 7 yasindayken, Folarsus beni kolumdan tutup Esterlad buyu okuluna goturdu. Beni birakip giderken soyledigi tek soz, "Buyu tanrisinin emanetini geri getirdim" lafiydi. Buyu okulu o bolgenin en buyuk buyu akedemisinin bir parcasiydi. Yetenekli gencler ulkenin her tarafindan buraya gelip giris sinavini gecmeye calisiyordu. Ben giris sinavina girmedim cunku sponsor olacak hamim yoktu. Temizlik ve duzenden sorumlu Lorsa'nin yaninda is ogrenmeye basladim. Cabuk ogreniyordum, verilen gorevleri hatasiz yapiyordum ama bu sirada cevremdeki diger cocuklara imreniyordum. Bir gun temizlik sirasinda bayilmis ve nobet gecirmisim. Cevredekiler yetismis ve okulun Iyilestirici sanatlar locasina goturmusler. Benim tek hatirladigim ise kafamin icinde yankilanan cok yuksek bir ses ve gordugum rengarenk bir isik demetiydi. Sonradan bunun buyu ile oldugunu soylediler. Icimdeki birseyler harekete gecmis bana aciklanana gore. Okulun bas yonetici Arcmagister Yrasgol kendi insiyatifi ile beni okula aldi. Etkilendigim her neyse onu kullanmami ogrenmem gerektigi yoksa hayatimi kaybedecegim telkin edildi. Giris sinavini zorluk yasamadan gectim. Ogretilen her konu bana cok dogal geliyordu. Ama okula katilimin ilginc kosullari ve yetim olmam sebebiyle diger cocuklar tarafindan dislandim. Buyuculusun son sinavina 1 ay kala, alchemy laboratuarinda kabul projeme calisirken, kapi vuruldu ve iceri kosarak Lorsa girdi. Elime kirmizi bir madalyon tutusturup oradan mumkun oldugunca hizli kacmamin gerektigini soyledi. Madalyonu Yrasgol tarafindan gonderildigini ve bana acilen uzaklasmami istedigini haber verdi. Ne yapacagimi bilmiyordum, Lorsa tanidigi bir kervanciyi cagirmisti, onunla beni uzak bir sehre gonderecekti. Ne olup bittigini anlayamadan kendimi kervan yolunda buldum. Kervan, haydut saldirisina ugradi, hersey cok ani gelisti, hizlica saldirmislardi. Karmasada bayilmisim ve sanirim haydutlar oldugumu sanip birakmislar. Onlarca olu beden arasinda uyanip yol boyunca yurumeye basladim. Haydutlar pek geride birsey birakmamislar ama kamptan az da olsa yiyecek erzak birseyler bulabildim. Mecbur kalmadikca buyulerimi tuketmek istemiyordum. Bu yola en basindan acele ile cikarildigim icin cok buyu hazirlayamamistim. Uzakta dumani tuten bir kasaba gorup ona dogru yaklasmaya basladim. Geldigimde ise tutenin bacalardan degil yanan bir kasabadan yukselen dumanlar oldugugunu dehsetle farkettim. Tepede ise korkunc bir ejderha suzuluyordu.
[+] 2 üye yafeshan nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#12
Bugün @yafeshan, @ByNys, @Yohaynes ve İlber Ortaylı'nın bu günlük yedeği @littleiskender ile 3 saat oynadık. Oyuncular yaşadıkları olaylar hakkında kendi karakterlerinin görüşlerinden rp yazabilir veya foruma aktarabilir.
Space-Background.gif
Ara
Cevapla
#13
Katılıyorum.
Ara
Cevapla
#14
Bugün de @littleiskender, @ByNys, @yafeshan ve @Yohaynes ile 3 saat kadar oynadık. Greenest kilisesinin içerisinde mahsur kalan köylüleri kurtarmaya çıkan yolcularımız, daha güvenli olduğu düşünüldüğünden tünel yolunu seçti. Tünelde Yafeshan'ın alev okları ve Littleiskender'in topuz saldırıları sayesinde tehlike atlatılsa da kilisede işler pek iyi gitmedi.

Kiliseye gizlice girmeye çalışırken camı çatlatmaları sonucu kobold devriyesine yakalanan kahramanlarımız, grubun en işlevli elemanı olan büyücü sayesinde o tehlikeden de bir nevi kurtuldular. İçeride köylüleri silahlandırmaya çalışan Bynys yüzünden köylülerin yarısı ölmüş olsa da 6-7 tane köylü sağ salim kahramanlarla birlikte Greenest Keep'ine dönebildiler. 

20 kişinin arasından sadece 7 kişiyi kurtardıkları için para alabilecekler mi yoksa alamayacaklar mı bunu sonraki oyun günü göreceğiz.
Space-Background.gif
[+] 2 üye Yasin Ahmet nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#15
Günler resmi olarak Perşembe ve Cuma'ya çevrildi.
Space-Background.gif
Ara
Cevapla
#16
Bugün @littleiskender, @yafeshan, @ByNys ve @Yohaynesle 3 saat kadar oynadık. Gnom Wymond, Greenest'de geçirdiği yılların verdiği tanınmışlığı sayesinde lord Nighthill'den torpilli ödül aldı. Daha fazla altın kazanması yüzünden Murdur ve diğerleri parasına göz koymuş olsa da Wymond ilk dakikadan parasının yarısını kaptırdı. 

Nighthill'den başka bir görev daha almış olan kahramanlarımız, Greenest'in zarar görmekte olan değirmenine girip bölgeyi temizlemeliydi. Görevi kabul eden kahramanlarımız tünelden başladıkları yola dere kenarından devam etti, yolculukta denk geldikleri kültist ve canavarlarla çarpışmaktan kaçınarak değirmene kadar ulaştılar. Ulaştıklarında değirmene zarar verdikleri belli olan kültist ve koboldları dereye çekip, dereyi dondurup düşmanlarının çoğunun işini bitirdiler.
Space-Background.gif
[+] 3 üye Yasin Ahmet nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#17
Dün @yafeshan, @littleiskender, @ByNys ve @Yohaynes ile 3 saat kadar oynadık. Kahramanlarımız yiyeceklerin stoklandığı ve bir kısmının üretildiği değirmene girip içerideki kültistleri 5-10 dakikalık bir süre içerisinde temizlediler. Sonrasında yiyeceklere zehir bulaştığını fark eden Wymond gruba haber verdi.

Orliros kimyacılık bilgilerini kullanarak kültistlerden aldıkları zehir örneğini ve kimyacılık kitini kullanarak ufak bir süre içerisinde panzehir üretti. Basit ve aşırı güçlü olmayan bu zehir, panzehir sayesinde yiyeceklerden temizlendi ve erzaklar kurtuldu.

Kalede bir süre zaman geçirdikten sonra Langdedrosa Cyanwrath adlı bir yarı ejder ile tanıştılar. Pullu zırhı ile kalenin önlerinde kobold birliği ile duran bu adam kendisiyle çarpışacak bir rakip istiyor ve karşılığında elindeki rehineleri vereceğini söylüyordu. Lord bu durumu bulunduğu avluya gelmiş olan kahramanlara anlatmıştı.

Konuşmanın başını birazcık uzakta bulunduğu için duyamamış olan Rosina güçlü bir yarı ejder ile savaşacağını pek de bilmiyordu. Söz konusu rehinelerin salınması olunca ödül bile gözetmeden hemen bu fedakarlığı kabul etti. Rosina, lordun verdiği iksirler sayesinde bu güçlü yarı ejder Cyanwrath ile bir süre dövüştü.

Daha önce böylesine güçlü birisi ile savaşmayan Rosina, bir süre savaştıktan ve gürzü ile Cyanwrath'ı yaralamayı, pullu zırhını da parçalamayı başarabildi. Yine de Cyanwrath'ın mızrak darbelerinden birine karşı kendini koruyamayan Rosina'yı zırhı bile koruyamadı. Çok büyük bir kan kaybı yaşandı ancak Cyanwrath söz verdiği gibi rehinelerin hepsini kaleye teslim etti.

Kendisine meydan okumaya cesaret eden ve iyi savaşan bu paladini ise yaralı halde bırakıp çekip gitti.
Space-Background.gif
[+] 1 üye Yasin Ahmet nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#18
Katılıyorum
[+] 2 üye Kauen nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
 




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi



Strategyturk Forumları

Strategyturk Forumları tüm Türk stratejiseverler için büyük ve kaliteli bir platform olma amacı güder. Forum içerisinde çok sayıda strateji oyunu için bölüm ve bu bölümlerde haber konuları, rehberler, mod tanıtımları, multiplayer etkinlikleri ve üye paylaşımları için alanlar yer alır.