Haritadan Anlamayan Bir Padişah ve Saraydan İdare Edilen Muharebeler
1877-1878 Osmanlı kumandanları ile Osmanlı askeri,kendi yetersizliklerinden gelen bir bozguna, hiç bir yerde uğramadılar.Kumadanlar çoğunlukla iyi,yiğit ve cesur işinin ehli insanlardı.Askerler yiğitçe harp etti Ordu,yer yer muzafferiyetler de kazandı.Hatta yalnız bu harbin değil,çağın da en şanlı direniş örneği olan Plevne muharebeleri,bu savaşların hikayeleri içindedir.
Sonra,Muharebe başlarken harp meydanında karşılan ordulardan Osmanlı ordusu, karşısındaki düşmana nazaran ne sayı,ne silah ve top gücü bakımından daha aşağı değildi.(Keçizade İzzet Fuat Paşa;Les Occasions Perdues)Abdülhamit'e sultan Aziz iyi bir ordu ve güçlü bir donanma bırakmıştı.Fakat buna rağmen ordu,mağlup oldu.Ve bunun bütün askeri tarih uzmanlarınca kabul edilen baş sebebi,muharebelerin saray paşaları ile ve harp meydanlarından değil,saraydan idareye kalkışılması hataydı.Padişah bütün hareketleri saraydan değerlendirmek,ona göre saraydan emirler vermek,stratejik ve taktik manevraları saraydan düzenlemek ve bunları, o zaman tek telgraf hattı ile yolsuz Balkanlar'da ordulara ulaştırmak gibi korkunç bir hata içindeydi.Halbuki,padişah bütün saray şehzadeleri gibi iyi bir tahsil görmemişti.Amcası Abdülaziz'le seyahatinden başka,İstanbul'dan Ayrılmamıştı.Memleket ve mesafe hakkında hiç bir fikri yoktu.Cuma selamlıklarında ki merasim bölüklerinden başka'da askeri birlik görmemişti.Haritayı okumayı ve onu değerlendirmeyi bilmiyordu.Ama buna rağmen,hepsi de orduların başında bulunan ve her an değişen vaziyetleri harp sahalarında değerlendirmek mevkiinde olan Türk Kumadanlarına,saraydan emirler vermekte ısrar ediyordu.Bu emirler yerlerine bazen üç gün,beş gün, hatta sekiz gün sonra gibi gecikmelerle varıyordu.Bu arada karşılıklı vaziyetler ve gerekli hareket şartları değişmiş oluyordu.(Bu konuda mesela şıpka kahramanı Süleyman Paşanın hatıralarında "Umdet-ül Hakayık" ve"Süleyman Paşa Muhakemesi" hakkında ki ciltlerde açık belgeler vardır.Bu belgeler Süleyman paşanın oğlu sami bey tarafından toplanılmış ve genel kurmay tarafından 1928'de bastırılmıştır)Halüsa 1877-1878 Osmanlı Rus harbinde Türk ordusunu,Ruslardan ziyade Abdülhamit'in bilgisizliği inadı ve vehmi yendi. Yerinde görülmeyen ,sahası bilinmeyen karşılıklı kuvvetler ve vaziyetler hakkında dakikası dakikasına bilgi edinilmeyen bir harp meydanını 600 Kilometre geride bir sarayın duvarları ardından idare etmenin akıbeti,başka ne türlü olabilir di ki?
Şevket Süreyya Aydemir'in Makedonya'dan Orta Asya'ya Enver Paşa Adlı Eseri ve Yaralı Mareşal adlı eserlerden yararlanarak yola çıkılmış bir yazı baya eskiden yazmışım şimdi sizler ile paylaşıp bu konu hakkında tartışmak istedim bu konuyu buyurun tartışalım ama lütfen seviyeli ve birbirimizi kırmadan yapacağımız bir tartışma olsun bu.Daha önce başka platformlarda paylaştığım bir yazı idi.Sonu pek iyi bitmemişti umarım burada seviyeli bir şekilde biter açtığıma pişman olmam.
Dipçe;Metni değiştirme gereği görmedim.Bunları iddia eden ben değilim Şevket Süreyya'nın iddiaları bir çoğu lütfen bunu göz önüne alınız nitekim başlık bile kendisinin kitabından alarak kullanmışım zamanında yani ben sadece bilgileri bir araya getirdim arkadaşlar kendi eklediğim bir şey yok.
трагедия