İleti Sayısı: 12,461
Üyelik Yılı: 2017
Imperium:
100
29-03-2021, 00:53
(Son Düzenleme: 29-03-2021, 00:54, Düzenleyen: PCOyun.)
MyAnimeList
Çıkış Tarihi: 26 Ağustos 2016
İki yabancı birbirlerini ilginç bir şekilde bağlı bulurlar. Bu bağ kurulduğunda, aralarındaki mesafe onları ayrı koyan tek şey mi olacak?
Oyuncular
Mone Kamishiraishi - Mitsuha Miyamizu
Ryunosuke Kamiki - Taki Tachibana
•
İleti Sayısı: 12,461
Üyelik Yılı: 2017
Imperium:
100
İyiydi fakat bazı pürüzleri vardı. Spoiler içinde filme olan yorumum, kısa (olmayan) özeti ve minik bir Clannad spoilerı bulunuyor.
Yazdıktan sonra olmayan notunu düştüm.
Film genel olarak başarılıydı sıkıntılı kısım ise filmin "gerçek anlamda" çok geç başlamasıydı, bunun yanında ise karakterler çok düz kalıyordu.
Mitshua ve Taki adında iki liseli genç var ve bu ikisi haftanın bazı günleri rüyalarında diğerinin yerine geçiyorlar. Bir süre tam olarak çözemeseler de film bunu anladıkları kısımları uzun uzun anlatmış, ki önceden de bahsettiğim gibi bu filmin ilk 50 dakikası gibi bir zamanı kaplıyor. Filmin ikinci 50 dakikasında ise asıl olayı öğreniyorsunuz. Mitshua aslında üç yıl önce ölmüş, bunun sebebi ise 2013 yılında dünyaya yakın geçen bir kuyruklu yıldızdan kopan parçanın yaşadığı kasabaya düşmesi, tabii bizim ana karakter bunu daha bilmiyor.
Your Name'deki ana "plot" Mitshua'nın geldiği ailenin üyeleri gençliklerinde başka insanların yerlerine geçtikleri rüyalar görmesi. Yani aslında bizim Taki tamamen boş bir çar, asıl olay Mitshua'da. İki başrolünden biri tamamen boş çar olunca da bazı sıkıntılar oluyor tabii. Bunun yanı sıra film yaşanması gereken tüm olayları son 50 dakikaya sığdıramıyor ve her şey biraz fazla hızlı gelişiyor. Önceden bahsettiğim ana karakterin bilmemesi kısmına geleyim: Taki, Mitshua'nın yaşadığı kasabaya gidiyor, insanlara rüyalarından hatırladığı, internetten araştırdığı kadarıyla çizdiği resimleri gösteriyor, buraya nasıl giderim tarzı şeyler soruyor. Hiç kimseden cevap alamayınca en son yemek yemek için bir yere oturuyorlar ve ne hikmetse oranın aşçısı da bu kasabada yaşamış biri çıkıyor. Aaa burası benim memleket falan diyor, bizim karakter de nasıl giderim deyince, nasıl yani? sorusu yöneltiliyor. Bahsettiğim gibi bu kasaba üç yıl önce hakkın rahmetine kavuşmuş. Tüm bu olaylar Taki'nin kafaya dank edince bi' donuyor tabii. Sonrasında ise bu olayla alakalı araştırmalara başlıyor. Kimler ölmüş, kimler kalmış vs. araştırırken ölenlerin hepsinin adının yazdığı bir anı defterinde isim aramaya başlıyor, yine önceden dediğim gibi kız öldüğünden bu defterde de adını buluyor. Burada da bizim karakter soru işaretleriyle karşılaşıyor ve en sonunda bir yerde konaklamaya gidiyor arkadaşlarıyla birlikte.
Daha önce buna benzer doğaüstü olayların geçtiği Clannad'ı izlemiştim. Onda da benzer bir şey vardı. Karakter "unutuyor", bayağı bildiğiniz unutuyor. Kızın adını, bilmem neyini, her şeyi unutuyor. Buna ek olarak bir de kızın telefonuna yazdığı günlük notları gözünün önünde teker teker siliniyor. Açıkçası unutma kısımları doğaüstü şeylerle açıklanabilir ama telefondan silinmesi bir yazılım hatası falan herhalde, telefoncuya gösterse iki dakikada hallederler üstüne bir de 70 lira fatura keserler. Şaka bir yana abi bundan sonra iyice şok olup, arkadaşlarına not yazıp, önceden kızın bedeninde gördüğü dağa gitmeye karar veriyor. Haritadan yaklaşık konumunu tahmin edip, önceden bu kasabada yaşayan adamın aracıyla gidiyorlar. Adam yolun büyük bir kısmını götürdükten sonra artık araçla gidemeyecekleri yerde bizim çocuğu bırakıp geri dönüyor. Ne hikmetse yalnız kaldığında yağmur başlıyor ve çamur içinde dağa tırmanmaya çalışıyor. Uzun bir uğraş sonucu dağa tırmanıyor ve rüyasını doğru hatırladığını anlıyor. Dağın üstündeki ovanın ortasında bir tapınak var. Bu tapınağa girip kızın üç yıl önce yaptığı sakeyi içiyor ve dilekte bulunuyor. Tam ayağa kalkacakken kayıyor ve uykuya dalıyor. Bu sırada kızın doğumundan bu yana yaşadığı şeyleri görüyor ve en sonunda meteorun düştüğü gün kız olarak uyanıyor. O anın duygusuyla ağlamaya başlıyor, klasik küçük kız kardeş gelip yine göğüslerini mi elliyorsun (Taki abi kıza her dönüştüğünde göğüslerini elleme ritüeli düzenliyor) diyor, Taki o anın duygusallığıyla kız kardeşine doğru sürünüyor, kız kardeşi korkup kaçıyor vs.
Şimdi plan kasabayı kurtarma. İki yakın arkadaşına gidip durumu anlatıyor ve plan yapıyorlar. Erkek olan babasının iş yerindeki patlayıcıları çalıp elektrik santraline yerleştirecek, kız olan okulun radyo kulübünde olduğu için kasabaya duyuru yapacak, Taki yani Mitshua da babasını ikna edecek. Aradaki gereksiz detayları atlıyorum. Patlayıcılar yerleştiriliyor, santral havaya uçuruluyor, duyuru yapılıyor, kız babasını ikna edemiyor. Bir dakika ne? Kız babasını ikna edemiyor mu. Eee plan patladı. Tabii ki öyle olmayacak, çünkü bu kadar hype yapıp kötü sonla bitemez. Babası sonradan yumuşar, değil mi? Açıkçası kötü sonla bitse, yani yapılan her şey boşa çıkmış olsa film daha iyi olabilirmiş. Zamanla oyun olmaz gibi bir ders vs. verirdi en azından. Şimdi burada büyük ihtimalle karıştırdığım bir şey var ama tam neredeydi emin değilim. Büyük ihtimalle bu patlayıcılar yerleştirilmeden önce bu kız babasından tekmeyi yediği için, jeton düşmüş gibi dağa çıkmaya karar veriyor. Arkadaşının bisikletini alıp dağa sürüyor. Bu sırada da bizim Taki yani aslında Mitshua uyanıyor. Aaa yine Taki olmuşum diyip tapınaktan çıkıyor ve tırmanıyor. Bu sırada Mitshua, yani Taki dağa geliyor ve adını bağırıyor. Taki yani Mitshua bunu duyuyor ve karşılık veriyor. Şimdi buradaki karıştırdığım en büyük kısım bu ikilinin konuşması olması ve tam güneşin battığı anda, çizgideyken aslında aynı zaman diliminde olmamalarına rağmen birbirlerini görebilmeleri. Bu kısımda sıkıntı yok çünkü filmin önceki kısımlarında bir yerde Mitshua okuldayken öğretmenleri bir derste bu tarz bir şeyden bahsediyor. Şimdi sohbetlerinden sonra unutmamak için birbirlerinin eline adlarını yazacaklarını söylüyorlar. Bizim Taki vücudundaki Mitshua yazıyor, sonra Mitshua vücudundaki Taki yazacakken güneş tam olarak batıyor ve ikili birbirinden ayrılıyor. Benim karıştırdığım kısım bu sahne başladığında mı vücut değiştiriyorlar (Tam güneşin batış çizgisinde olduğu an) yoksa güneş battıktan sonra mı değiştiriyorlar çözemedim. İlkiyse vücudundaki kısımlarını atabilirsiniz önceki cümlede. Şimdi asıl sıkıntı Taki'nin elinde isim yazmıyor. Çizgi atıldıktan sonra kayboluyor. Tabii bizim abi anında unutmuyor; seni asla unutmayacağım Mitshua, nerede olursan ol bulacağım Mitshua, bir daha asla kaybetmeyeceğim Mitshua, senin adın... Eeee senin adın? Yup, unuttu. Sadece birkaç saniyeye ihtiyacı vardı. Bu sırada Mitshua ise patlayıcıları yerleştirme kısmına geri dönüyor.
Şimdi olaylar buradan önce tahmin edilebilir değilmiş gibi buradan sonra çılgın bir seviyede tahmin edilebilir oluyor. Patlayıcılar patlıyor, duyuru yapılıyor, sokakları boşaltın, şuraya kaçın vs. Ortada bir tehdit olmadığı için kimse gitmiyor, duyurunun nereden yapıldığı öğreniliyor, duyuru engelleniyor falan derken bizim Mitshua babasının odasına dalıyor. Söylemedim galiba ama kızın babası kasabanın muhtarı. Oradaki sahneyi göremiyoruz fakat işin sonunda duyuru yapılıyor. Gördüğümüz tek sahne ise meteorun kasabaya çarptığı.
Buradan itibaren tekrar Taki'ye dönüyoruz. Aradan beş yıl geçmiş, hala kafamda deli sorular modunda takılıyor, iş arıyor, "öyle bir şehir yapacağım ki hiçbir şekilde yok olmayacak" falan yapıyor millete. Kimseden iş bulamıyor tabii, eve dönüş yolunda üst geçitten giderken tanıdık bir tını duyuyor. Birkaç adım attıktan sonra durup arkasına bakıyor fakat anlamlandıramıyor ve yoluna devam ediyor. Tınının geldiği hanımefendi ise Taki hareket etmeye devam ettikten sonra birkaç adım atıp duruyor, arkasına bakıyor fakat anlamlandıramayıp yoluna devam ediyor. Burada zaten kızın kim olduğunu anlıyorsunuz. Bizim abi bu tını olayından sonra kasaba ile alakalı araştırma yapmaya başlıyor ve öğreniyor ki kasabada kimse ölmemiş, meteor çarpmadan önce kasaba boşaltılmış, felaket önlenmiş. Bizim abi hiçbir şey hatırlamadığından anlamlandıramıyor, bu kasabayla alakalı neden böyle şeyler düşünüyorum, neden önceden bunları yapmışım falan diyor kendi kendine ve uykuya dalıyor. Ertesi gün iki karakterin de sabah rutinlerini izliyoruz hızlandırılmış bir şekilde. Uyanıyorlar, yüzlerini yıkıyorlar, Mitshua imzası olmuş olan kurdeleyi takıyor, trene biniyorlar, Taki eline sonra da cama bakıyor ve onu görüyor, aynı şeyi Mitshua da yapıp Taki'yi görünce ikisinin de birden gözleri açılıyor sanki kayıp kardeşini bulmuş gibi. Trenlerden inince ikisinde de bir koşuşturma başlıyor, birbirlerini arıyorlar ve en sonunda merdivenin iki ucunda birbirleriyle karşılaşıyorlar. Sanki hiçbir şey yokmuş gibi biri merdivenlerden yukarı çıkmaya, diğeri ise aşağı inmeye başlıyor. Merdivenin en üst kısmına ulaştığında Taki en sonunda cesaretini toplayıp affedersiniz diyor. Mitshua döndüğünde ona, "Daha önce tanışmıştık değil mi?" sorusunu yöneltiyor. Mitshua'dan da "Ben de öyle düşünüyordum." cevabını alınca gönüllere sular serpiliyor. En sonunda ise beklenilen soru "Kimi no namae wa?" film karakterlerin birbirinin adını sormasıyla son buluyor.
Şahsen film bir şaheser değildi, doğaüstü şeyler katıldığı için inandırıcı ya da sempati duyulabilecek bir şey değildi, çok tahmin edilebilirdi. Film kötü değildi ama iyi de değildi. Belki de karakterlerin birbirinin yerine geçtiği zamanı daha kısa tutsalar daha iyi bir anlatıma ulaşabilirlermiş. Film müzik, çizim, görsellik bakımından 10/10 fakat karakterler ve olayın anlatılış şeklinden ötürü benden 4/10 alıyor. Bu da verebileceğim en yüksek puanı 10 üzerinden 7 yapıyor. Kesinlikle izlenilebilir bir film fakat benim gibi boş boş zaman öldüren biri değilseniz çok daha iyi şeyler olduğu kesin.
Aşağıdaki 1 üye PCOyun nickli üyenin bu iletisini beğendi:1 üye PCOyun nickli üyenin bu iletisini beğendi.
• cemal
|