Antik Tarih: Critias (MÖ 460 - 403)
#1
UaGmqGC.jpegAtinalı bir politikacı olan Critias Atina'da oligarşik bir yönetim kuran Otuz Tiran grubunun lideriydi. Kendisi her ne kadar diğer yazarlar tarafından yetenekli bir şair ve önemli bir filozof olarak tanıtılmış olsa da, tarihte Atina'ya katı ve zalim bir oligarşiyi getirmesiyle bilinir. Otuz Tiran döneminde yaşanan olaylar Atina toplumunda kendisinin felsefi yönünü gölgelemiştir.

Kendisinin öne çıkan bir diğer özelliği döneminin inançlarına karşı olan tutumudur. Critias "ilahilik" konseptinin diğer insanlara hükmetme peşinde olan kişiler tarafından icat edildiğini ve halkın elit kesimin çıkarlarına göre belirlenen bazı kurallara uyması durumunda olağanüstü varlıklar tarafından ödüllendirilirken, bu kuralları delmesi durumunda cezalandırılacağına inanmasının amaçlandığını savunmuştur. Pröfesor Thomas Mautner Critias'a tarihi kayıtlardaki ifadelerin bu yönde yaklaşım barındıran tarihin en eski örneği olduğunu belirtir. 

Critias bu gibi çağına göre sıradışı fikirlere sahip olmasıyla bilinse de, bu yaklaşımı hazırladığı bir tiyatro oyununda yarattığı bir karakterin konuşmasına dayandığını not etmek gerekir. Dolayısıyla bu düşünceler direkt olarak Critias'ın mı, yoksa karakterin rolüne dair düşünceler mi bilinemez. Her şeye rağmen Critias milattan önce 400 senesinde kurduğu bu argümanlarla kendisinden 2000 sene sonra doğacak olan Thomes Hobbes'un argümanlarına benzer noktalara değinmiştir.

Çocukluğu ve Güce Yükselişi
Critias Callaeschrus isminde bir filozof, şair ve politikacının oğlu olarak Atina'da milattan önce 460 senesinde dünyaya geldi. Kendisinin çocukluğuna dair pek fazla bir şey bilinmez, ancak babasının yolundan gittiği görülmektedir. Tarihsel kayıtlara ilk olarak milattan önce 415 senesinde Atina'daki Hermes tapınağının zarar gördüğü bir olayla giren Critias, Andocines isminde birinin şahitliğiyle bu olayda suçsuz bulunmuştur.

Milattan önce 411 senesinde Dörtyüz Konseyi isminde Atina'da kısa süreliğine gücü ele geçiren demokrasi karşıtı bir gruba dahil olduğu düşünülen Critias demokrasi yanlılarının gücü geri kazanması sonrasında taraf değiştirerek Phrynicus'u yargılayanların arasında olduğu tahmin edilir. Kendisi İkinci Peloponez Savaşının tartışmalı isimlerinden Alkibiades ile arkadaştır. Alkibiades'in de ilginç bir şekilde Hermes'in heykellerine zarar vermekle ve bir partide kutsal Kykeon içkisi içmekle suçlanması üzerine Critias da onla birlikte sürgüne gitmiştir. İki yıl sonra Atina'ya dönen Critias Atina'da yükselmekte olan oligarşi desteğinin bir sonucu olan 5 Ephordan (bakandan) biri haline gelmiştir.

Otuz Tiran Dönemi & Sokrates
Otuz Tiran (veya Otuz Konseyi) Atina'nın İkinci Peloponez Savaşında Sparta Generali Lysander tarafından yenilmesi sonrasında kurulan Sparta yanlısı oligarşik gruptur. Otuz Tiran Atina'da vatandaşların en başta oy verme hakkı olmak üzere birçok hakkını kısıtlamış, politik düşmanlarını idam ettirmekte veya sürgüne göndermekte bir sakınca görmemiştir. Bu konseyi oluşturan 30 kişi arasında en bilineni ve en sevilmeyeni Critias'tır. Özellikle sahip olduğu gücü kötüye kullanarak vatandaşların mallarına el koyması ve kendisine karşı çıkan kişileri idam ettirmesiyle bilinir. Hem Isokrates hem de Aristotle Otuz Tiran'ın herhangi bir yargılama olmaksızın 1500 kişiyi idam ettirdiğini kaydetmiştir.

fKoJe32.jpeg

Alkibiades ve Sokrates

Critias'ın ilk kurbanları arasında halen sürgünde olan eski arkadaşı Alkibiades vardır. Alkibiades milattan önce 403 senesinde Critias'ın emriyle evinde suikaste uğramıştır. Hem Alkibiades hem de Critias Sokrates'in öğrencilerindendir ve Otuz Tiran döneminde Sokrates'in Meletus, Anytus ve Lycon isminde 3 Atinalı tarafından "tanrıtanımazlık ve gençleri kötü etkilemek" ile suçlanması Critias'ın da halk üzerinde zaten pek sahip olmadığı itibarın iyice azalmasına sebep olmuştur. Otuz Tiran dönemi milattan milattan önce 403 senesinde Thrasybulus tarafından başlatılan bir isyanla sona erdirilmiş, Critias da bu isyan esnasında öldürülmüştür.

Sokrates'in Critias'ın sevilen bir şairden zalim bir oligarka dönüşmesinde etkisi tam olarak bilinmez ancak Otuz Tiran'ın devrilmesi ile Critias'ın Sokrates'i korumaya çalıştığı anlaşılmıştır.

Sisifos'tan Bir Parça
Tanrının varolup olmadığının bilinemez olduğunu savunan Protagoras'tan farklı olarak Critias sadece tanrının varolmadığını iddia etmemiş, aynı zamanda tanrı olgusunun insanlar tarafından halkı kontrol altında tutmak üzere oluşturulduğunu iddia etmiştir. Burada bir ilginç nokta, Protagoras'ın Critias'ın söylemlerine nazaran çok daha "ılıman" kalan argümanının filofozun sayısız suçlamalar alıp sürgün edilmesiyle sonuçlanmışken, Critias'ın argümanlarının hiçbir yargı sürecinde dile getirilmemiş olmasıdır. 

Aşağıdaki parça Critias'ın tiyatro oyunlarından biri olan Sisifos'tan günümüze ulaşan parçalarından birisidir:

Sisifos :İyi olanın ödüllendirilmediği, kötü olanın cezalandırılmadığı zamanlarda,
İnsanların hayatları düzensiz, vahşi ve doğanın kölesi şeklinde ilerliyordu.
Ardından insanlar yasalar oluşturdular, adalet diktatör oldu.
Cehalet kölesiydi adaletin, birisi günah işlediğinde cezalandırılacaktı.
Ardından yasalar halkın gözü önünde şiddeti yasakladı.
İnsanlar şiddeti gizlice yapmaya başladılar.
Bilge ve akıllı insanlar ölümlüler için tanrı korkusunu icat etti.
Tanrı ölümlülerin söylediği her şeyi duyup, yaptığı her şeyi görebilirdi.
Böylelikle gizlice bir şey yapsalar dahi bilinebilirdi.
Gizli bir şekilde planlar yapsan dahi, Tanrıdan kaçamazdın.
[+] 4 üye Duman nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Cevapla
 




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi



Strategyturk Forumları

Strategyturk Forumları tüm Türk stratejiseverler için büyük ve kaliteli bir platform olma amacı güder. Forum içerisinde çok sayıda strateji oyunu için bölüm ve bu bölümlerde haber konuları, rehberler, mod tanıtımları, multiplayer etkinlikleri ve üye paylaşımları için alanlar yer alır.