Postklasik Tarih: Herakleios (610 - 641)
#1
Herakleios (Heraclius)
Flavius Heraclius Augustus
 
575 yılında doğan Heraclius, 610-641 yılları arası Doğu Roma İmparatoru olarak hüküm sürdü. Sasanilere ve Müslüman Arap Devletine karşı verdiği savaşlar ile bilinir.

608 yılında Balkanların kaybedildiği ve Sasanilere karşı zorlu savaşlar verilen bir dönemde Kartaca eksarhı Yaşlı Heraclius (Heraclius'un babası), İmparator Phokas'a karşı bir isyan başlatarak başkent Constantinopolis'e bir donanma gönderdi. İmparatorun yönetiminden rahatsız olanların Heraclius'a olan desteği ve Mısır'ın da isyana katılımıyla tahıl stokları azalmaya başlayan şehir zor durumda kalmıştı. Sonunda Heraclius şehre geldiğinde şehir herhangi bir direniş göstermedi ve Heraclius şehre girerek İmparator Phokas öldürüldü. Arıdından Heraclius, Patrik Sergios tarafından taç giydirilerek imparator ilan edildi.

Sasaniler ile Mücadele
Heraclius'un tahta çıkmasından kısa bir süre sonra Sasaniler, Bizans ordusunu 613 yılında Antakya'da yendiler ve Anadolu'nun Batısına kadar ilerlediler. Bu sırada Heraclius Constantinopolis'i terk edip merkezi Kartaca'ya taşımıştı. Sasani ordusu Anadoludaki seferlerin ardından Güneye ilerleyerek Şam'ı ve 614 yılında Kudüs'ü ele geçirip yağmaladılar. Bu dönemde Sasanilerle ittifak içerisinde olan Avarlara yüklü bir miktar ödeme yapılarak zaman kazanma yoluna gidilmişti.

GHgganT.jpeg
620 yılında Bizans

Bu süreçte Heraclius, 'Thema' adı verilen yerel bir toprak sistemini benimsedi. Bu sistemine göre mevcut küçük vilayetler, thema adı verilen daha büyük birimlerle yer değiştirecekti. Bu sistemin geldiği dönemde Anadolu'da 4 adet thema kuruldu. Bunlar Opsikion, Anatolikon, Kibyrrhaiotai ve Armeniakon idi. Bu themalar strategos adı verilen askeri ve idari güce sahip generaller tarafından yönetilen topraklardı.

OdXMELM.jpeg
Sasanilerle Bizans arasındaki savaş tasviri

YRDWyZT.jpeg
Kutsal Haç Kudüs'e getirilirken
Heraclius ayrıca orduda hafif atlı okçu askerlerinden birlikler oluşturarak bu birlikleri uygun taktiktiklerle eğitme yoluna gitti ve orduyu bizzat denetledi. 622 yılında bir sefere hazır olduğunu düşünen Heraclius, Ermenistan'ın Kuzeyine doğru harekete geçerek bölgedeki Sasanileri çıkmaya zorladı. Bundan sonraki bir kaç yıl boyunca da ilerleyişini sürdürdü. 626 yılında Sasaniler Avarlarla birleşerek Constantinopolis seferine giriştiler. İmparator bu dönemde Kafkasya'da bir seferdeydi ve şehrin savunması Patrik Sergios'a kalmıştı. Kuşatmadaki Sasani generali Şehrbaraz ve ordusu Khalkedon (Kadıköy) yakınlarında kamp kurdu, karşıya geçmek için gereken gemileri ise Avarlar sağladı. Fakat bu Sasanileri taşıması gereken donanma Bizans donanması tarafından harap edildi. Kuşatmayı tek başlarına sürdüren Avarlar savunmayı aşamayarak kuşatmayı kaldırmak zorunda kaldılar. Bu sırada İmparator Heraclius da Kafkasya seferini başarıyla sonuçlandırmıştı.

Kafkas seferinden Mezopotamya'ya geçen imparator Heraclius ve ordusu Ninova'da Sasani ordusunu yendi. Seferden bir sonraki yıl olan 628'de ise çıkan ayaklanmada Sasani hükümdarı II.Hüsrev öldürüldü. Kudüs'ün Sasanilerin eline geçmesiyle alınan 'Kutsal Haç' da bu dönemde geri alınarak Kudüs'e götürüldü. 

Sasanilerin elinden geri alınan topraklar yalnızca 6 yıl sonra (634) Halife Ömer liderliğindeki Müslüman Araplar'ın Bizans topraklarına girmesiyle bir bir kaybedilmeye başlandı; Araplar, 2 yıl içinde Suriye, Filistin dahil olmak üzere imparatorluğun Doğusunun büyük bir kısmını ele geçirdiler. Bu sebeple 636 yılında Heraclius 100bin kişiden fazla bir ordu hazırlayarak Arapların üstüne gönderdi. Yermük'de verilen savaşta Bizans ordusu ağır bir yenilgi aldı ve büyük miktarda toprak Arapların hakimiyetine girmiş oldu. 

İmparatorluğun Son Yılları
Sasanilere karşı aldığı zaferlere rağmen Doğu'nun kaybedilmesi sebebiyle Heraclius'un bu dönemden sonraki yıllarını umutsuzluk ve hastalıklar içinde hatta akıl sağlığı bozulmuş bir durumda olarak geçirdiği söylenir. 641 yılında Heraclius öldüğünde imparatorluk bölünmüş, Araplar başa çıkılamaz hale gelmişti. Önce Heraklonas annesi Martina tarafından taç giyse de saltanatı yalnızca bir kaç ay sürdü. Daha sonra II.Konstans,(Flavios Herakleios) Heraklonas ile annesi Martina'yı Rodos adasına sürerek Konstantinos adıyla taç giydi.
[+] 1 üye Aytaç nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#2
Çok büyük komutandı. Savaslarda bizzat savaştığı, hatta tek basina 3 pers savaşçısyla savaşmak zorunda kaldığı söylenir. Dogu roma gerçekten o kadar kötüydü ki o dönem herakleios gibi harika bir komutan olmasa sasaniler tüm dogu romayı çok rahat alabilirdi. İstanbul kuşatmasının çok sert geçtiği söylenirmiş. Savaş yorgunluğu olmasa tüm sasani'yi alabilirdi herakleios. Cünkü uzun süren savaşlar sonunda sasanilerin neredeyse ordusu kalmamıştı.Hepsini imha etmişti herakleios..Bir yerde okumuştum. Savaş bittiğinde istanbul'a girdiğinde yillar sonra büyük bir roma fatihi olarak karşılanmıştır. O an ölseydi Julius Ceaser'dan sonra gelen en büyük roma fatihi olarak anılacaktı.
Lakin güney'de tüm arabistan'ı birleştiren araplar doğru düzgün ordusu bile kalmayan dogu roma'ya saldırmış ve yermuk savaşında galibiyet almıştır roma ordusuna karşı. Herakleios'un o kadar uğraşıp aldığı filistin ve mısır'ı sadece 6 yıl sonra tamamen kaybetmiştir.
İki devlet ölümüne savaşmasaydı araplar bu kadar rahat genişleyemezdi. Hatta günümüzded islam diye bir din bile olmayabilirdi.Her şeye rağmen dogu roma 1453 yılına kadar yaşabilmişken, sasaniler 651'de yıkılmıştır.
[+] 1 üye Mabella nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#3
Büyük bir Roma İmparatoruydu. Onun reformları sayesinde rüşvetle adam kayırma büyük ölçüde azalmıştır. Orduyu yeniden reform etmiş ve İmparatorluğu eski gücüne kavuşturmak için çok cesur ve radikal adımlar atmıştır. Ancak onun üstün idari ve askeri reformlarına rağmen Doğu Roma tarihinin en büyük iki yenilgisi onun döneminde alınmıştır. Yine onun döneminde Doğu Roma, topraklarının büyük bir bölümünü Müslüman Araplara kaptırmıştır. Herakleios'un en büyük şanssızlığı, İmparator olduğu dönemde Doğu Roma'nın eski gücünden yoksun olması ve Halid bin Velid'in tarih sahnesinde cirit atmasıdır. Maalesef ki şu durum için imparatorun yapacağı hiçbir şey yok. Büyük adamdı. Ama Halid kadar büyük değildi. Allah rahmet eylesin.
[+] 1 üye EspadadelAlba nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#4
Arap ordularının gücü dediğimiz olgu aslında Moğollar ile de bağlantılıdır bu adamlar çetin doğa şartları ile sınandığı için lojistikten tutun çeşitli ordu ikmal sıkıntılarına göğüs gerebiliyorlardı.Ve kendi içlerinde çok sık verdikleri savaşlar sayesinde askerlerininde bireysel olarak yetiştiğini görürüz.Aynı zamanda moral faktörüde etkiler bir kişinin ölmesi için aşırı önemli sebepler lazım (Bknz.Valhalla,Cennet).Sebep olmasa dahi disiplin gerekir ki Prusya ve Roma lejyonlarında olan da budur.Bu adamlarada yaşadıkları doğa şartları o disiplini kazandırdığına inanıyorum.

Neticede günümüz de artık moral ve disiplin olgusunun yerini zeka,bilim,strateji gibi olgular almıştır.Sayıların ve ne uğruna savaştığının önemi azalmıştır.(Bknz.6 Gün Savaşı)
[+] 1 üye Karyus nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
 




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi



Strategyturk Forumları

Strategyturk Forumları tüm Türk stratejiseverler için büyük ve kaliteli bir platform olma amacı güder. Forum içerisinde çok sayıda strateji oyunu için bölüm ve bu bölümlerde haber konuları, rehberler, mod tanıtımları, multiplayer etkinlikleri ve üye paylaşımları için alanlar yer alır.