Ön not: Bu rehber bir çeviridir, kaynak metin: https://www.reddit.com/r/CrusaderKings/comments/iu6pw9/the_obligationeconomy_of_ck3_and_where_resources
Baronluk oyunun temel ekonomik birimi. Her baronluk haritada bir yer kaplıyor ve 3 veya daha fazla binayı destekliyor, bu binalar da asker ve para üretimini sağlıyor. Elde edilen bu kaynaklar baronluğun sahibine, oradan da başka yerlere aktarılıyor.
Kontluğun gelişmişlik düzeyi ise bu kaynak üretimini neredeyse hiç desteklemiyor. Kaynakları yerleşimler ve binalar üretiyor, gelişmişlik ise bu üretime ÇOK AZ bir bir yüzdesel katkı yapıyor.
Ne kadar az diye soracaksınız. Gelişmişlik başına %0.5. Bu yüzde araştırmamı yaparken beni en çok şaşırtan şeylerden birisi oldu. 50 gelişmişliğe sahip 4 yerleşimli bir kontlukta gelişmişlik toplanan vergi ve asker sayısını %25 arttırıyor, yani aşağı yukarı 0 gelişmişliğe sahip 5 yerleşimli bir kontlukla aynı değere sahip. Bu noktanın daha iyi anlaşılması için bir örnek vereyim. 1066 başlangıcında haritadaki en gelişmiş sahip kontluk Konstantinopol ve gelişmişliği sadece 35.
DERS 0: Gelişmişlik ekonomik kapasitenize anlamlı bir katkı yapmıyor. Neyin yaptığını göstereyim.
Baronluktan elde edilen para ve askerler ilgili baronluğu kontrol eden kişiye geçiyor. Baronluğun sahibi, baron bu baronlukta üretilen bütün kaynakları elinde tutan tek kişi. Bu cümleyi birden fazla kez okumak isteyebilirsiniz; ben uzun süre anlamamıştım.
Eğer bir kontluğu oranın başkentini elinizde tutarak kontrol ediyorsanız, o başkentten elde edilen kaynakların %100'ü size geçiyor. Ama kontluktaki diğer yerleşimleri de bizzat kontrol etmiyorsanız, oralardan elde edilen kaynakların oldukça az bir kısmını elde ediyorsunuz. Ne kadar az ? Yerleşimin türüne göre değişiyor.
Kaleler genelde düşük seviyeli soylular tarafından yönetiliyor ve bu soylular elde ettikleri vergi ve askerlerin sırasıyla %10 ve %25'ini kontluğun sahibine aktarıyor. Kale sahibi soyluların feodal sözleşmeleri değiştirilemiyor.
Şehirler burjuvalar tarafından yönetiliyor ve onların sözleşmeleri de değiştirilemiyor. Burjuvalar elde ettikleri vergi ve askerlerin sırasıyla %20 ve %10'unu kontluğun sahibine aktarıyor. Oyuncu olarak şehirleri direkt olarak kontrol etmek şu an için mümkün değil.
Dini yerleşimler dininizin öğretilerine göre ikiye ayrılıyor. Lay clergy öğretisine sahip bir dine(ör. Sünni İslam) mensupsanız dini yerleşimler tıpkı kalelerde olduğu gibi düşük seviyeli soylular tarafından veya bizzat hükümdar tarafından yönetilebiliyor ve kaynak aktarımında kalelerde geçerli olan prensipler işliyor. Ama teokratik bir dine(ör. Katoliklik) mensupsanız dini yerleşimler direkt olarakdin adamınınız tarafından kontrol ediliyor. Burada özel bir durum var, daha sonra açıklayacağım.
Bu kısmı kısaca özet geçmek gerekirse, kontluğun sahibi kontluk başkentinde ve bizzat elinde tuttuğu yerleşimlerde üretilen kaynakların tamamını, kontluktaki diğer yerleşimlerde üretilen kaynakların ise küçük bir kısmını elde ediyor.
Kont elde ettiği kaynakların feodal sözleşmede(genellikle vergi ve asker için sırasıyla %10 ve %25) belirtilen oranını süzereni olan düke aktarıyor, dük aynı şeyi kral için, kral da imparator için yapıyor. Burada dikkat edilmesi gereken iki şey var. Her vasal süzerenine kendi yerleşimlerinden ve vasallarından elde ettiği vergiye göre ödeme yapıyor. Dini yerleşimlerden elde edilen gelir vergiden muaf. Vasallarınızın kendi din adamlarından(evet, hepsinin kendi dini yerleşimlerini kontrol eden din adamları var) elde ettiği para ve askerler size olan borcunu ifa ederken dikkate alınmıyor. Kilise geliri farklı bir komuta zinciri ile hallediliyor.
Şimdi vasal vergilendirmesi ile ilgili konuşacağız. Kısaca söylemek gerekirse bu kaynak toplamanın en leş yolu. Gerçekten.
O kadar korkunç bir yöntem ki bizzat kontrol ettikleri yerleşimler olmasa imparatorlar baronlardan daha fakir olurdu. Diyelim ki baron kalesinden 100 birim asker ve 1 birim para elde ediyor. Bu kaynaklardan konta temlik eden 25 birim asker ve 0.1 birim para. Bu miktar dükte 6.25 birim asker ve 0.01 birim para, kralda 1.5625 asker ve 0.001 birim paraya düşüyor. Bir buçuk adam. İmparatorsanız bu 100 birim asker ve 1 birim para üreten baronluktan 4/10 birim asker ve 1/10000 birim para elde ediyorsunuz. Muazzam.
Bu anlattıklarım bizi DERS 1'e getiriyor: Baronluklara olabildiğince yakın olun.
Yakınlıktan kasıt tabii ki coğrafi yakınlık değil, hiyerarşide yakınlık. 4 tane dük vasala sahip olmak altında 4 dük olan 1 kral vasala sahip olmaktan kat kat daha kârlı. İlk durumdaysanız ikinci durumda alacağınız verginin 10 katını, askerin ise 4 katını elde ediyorsunuz.
DERS 2: Vasallarınız size para kazandırmayacak. Onlara kafanızı çok yormayın ve KESİNLİKLE topraklarına yatırım yapmayın.
"Ama.. sen az önce dem-" evet, iki saattir vasallarınızı nasıl en verimli şekilde söğüşleyebileceğinizi anlattım, ama dürüst olmak gerekirse ne yaptığınızın çok da bir önemi yok. Taht otoritesini arttırabilir, vasallarınızın feodal yükümlülüklerini arttırabilirsiniz ama onlar da aynı şeyi yapmadıkça zincirin yalnızca tek bir halkasını düzeltmiş oluyorsunuz.
Vasallarınızdan elde ettiğiniz gelir hiçbir zaman bizzat elinizde tuttuğunuz yerleşimler ve dini yerleşimlerden elde ettiğiniz gelire yaklaşamayacak.
Bu da bizi DERS 3'e getiriyor: Yatırım yaparken HER ZAMAN bizzat kontrol ettiğiniz yerleşimlere öncelik verin. Bu ders bazılarınıza birazcık gereksiz gelmiş olabilir, ben yine de söylenmesi gerektiğini düşündüm. Meyvelerinin tamamını elde ettiğiniz tek yatırım bu.
Peki, kontluklarınıza hangi yerleşim yerini kurmalısınız ? Dini yerleşimlerin gelirine daha sonra tekrar değineceğimi söylemiştim, işte şimdi oradayız.
DERS 4: Dini yerleşimler oyundaki en iyi yerleşim yeri. Yakın bile değil. Hiçbir eksisi yok ve kesinlikle her açıdan en iyi tercih.
Bu beni çok şaşırttı, çoğunuzu da aynı şekilde şaşırtacağını tahmin ediyorum. Teokratik bir dine mensup olduğunuzu varsayarsak, kontluğunuzdaki hiçbir dini yerleşimi bizzat kontrol edemezsiniz. Bu sorun değil, zira mülk sınırınızı etkilemiyor. Bu yerleşimleri kontrol eden kişi din adamınız. Konseydeki ölmedikçe kurtulamadığınız arkadaş. Kendisi bu yerleşimlerde üretilen kaynakların %100'ünü elde ediyor.
Ama size %10 gelir %25 asker veren düşük seviyeli soylular ve %20 gelir %10 asker veren burjuva vasalların aksine, din adamınız sizden yeterince hoşlanıyorsa(+50 ilişki) elde ettiği gelirin %50'sini, askerlerin ise TAMAMINI size aktarıyor.
Yanlış duymadınız, bayanlar ve baylar. Şehirden daha fazla vergi. Kaleden daha fazla asker. Tüm ülkenizi ibadethanelerle doldurun. DAHA BİTMEDİ! Din adamınız belirli bir süre için(sınırsız) kendi vasal din adamlarından elde ettiği gelir ve askeri de aynı oranla size aktarıyor.
"Vasal din adamı mı? O da ne ?", sorduğun için teşekkürler sevgili okuyucu. Feodal yükümlülükler ifa edilirken kilise gelirinin dikkate alınmadığını söylemiştim. Evet öyle, çünkü tıpkı vasallarınızın size ödeme yaptığı gibi onların din adamları da sizin din adamınıza ödeme yapıyor. Bir bakıma feodal hiyerarşiye paralel bir yapılanma var yani.Bu paralel hiyerarşide vasal din adamları bir üst kademeye vergi gelirinin %25'ini ve askerin %15'ini aktarıyor.
Alternatiflerin ikisine de kıyasla daha fazla vergi ve şehirden fazla, kaleden ise biraz az asker.Daha az asker dedim ama en üst kademeden, yani kendi din adamınızdan %100 asker elde ettiğiniz içinbu dezavantaj ancak zincir 3'ten fazla halkaya sahip olmadıkça ortaya bile çıkmıyor!
Tek yapmanız gereken din adamınızı mutlu etmek ve tecrübeli oyuncuların da katılacağı gibi, bu oyunda tek bir kişiyi mutlu etmek her zaman birçok kişiyi mutlu etmekten daha kolaydır. Gerçekçi bir senaryoda din adamınızla ilişkinizi 50'nin üstünde tutamasanız bile dini yerleşimlerin alternatifleri tarafından geçilmesi imkansıza yakın.
Tabii ki bizzat kontrol edilen kalelerin elinde kimse su dökemez, ama bizzat kontrol edilmeyen yerleşimlerde ibadethanenin rakipsiz olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. İdeal strateji her baronlukta yalnızca bir tane kaleyi bizzat elde tutup kalan tüm boşlukları ibadethanelerle doldurmak.
5. ve SON DERS min-max hastası olanlara geliyor: Dini yerleşimlerden %50 para %100 asker aldığınız için en mantıklı strateji kendi kalelerinize para sağlayıcı binalar, dini yerleşimlere ise asker sağlayıcı binalar inşa etmek. Böylece dini yerleşimlerin tek dezavantajını ekarte etmiş, gelirinizden de olmamış olursunuz.
EK DERS: Bunu büyük ihtimalle zaten biliyorsunuz, ama yine de söyleyeyim. Din adamınız dini yerleşimleri kendi parasıyla geliştirir, bina diker. Buralara kendi paranızı harcamanız gereksiz israf. Yanlış binalara yönelinmemesi için birinci seviye binaları yaptırabilirsiniz, ama ondan sonrasını din adamınının kendi cüzdanına havale etmek en iyisi.
https://docs.google.com/spreadsheets/d/1...edit#gid=0, linkteki tabloda bu yazıda bahsedilen oranları detaylıca inceleyebilir ve vasal yükümlülükleri zincirinin ideal şartlarda nasıl davrandığını görebilirsiniz.
Okumadım kardeş durumumuz yoktu: Gelişmişliğin önemi yok. Daha fazla vasala sahip olmak güçlü vasallara sahip olmaktan daha iyi. Vasallarınız size para kazandırmıyor, onlara yatırım yapmayın. Dini yerleşimler aşırı güçlü, her yere onlardan inşa edin. Hiçbir eksileri yok. Kalelerinizde gelir binaları, kiliselerde asker binaları dikin. Gerekenden fazla parayı harcamayın, ilk seviyeden sonra bırakın din adamları kendi paralarını harcasınlar.
Okuduğunuz için teşekkürler.
EK: Lay clergy doktrini, doğru şartlarda çok kazançlı olabiliyormuş. Hatta teokratikten çok çok daha fazla.
Şartlar:
- Komünyon öğretisine sahip olmak
- Devlet başkanı olmak (çevirmen:sanırım dini liderden bahsediyor)
- Yaygın ve çok sayıda takipçiye sahip bir dinden olmak
Bu şartlar altında endüljans sayesinde büyük paralar kazanabilirsiniz. Tam ne kadar olduğunu söyleyemeyeceğim, ama büyük dinlerde bu yöntem yukarıda anlatılan teokratik sistemi parasal olarak rahatlıkla geride bırakıyor gibi görünüyor. Tam olarak hangi noktada lay clergy'nin teokratiği geride bıraktığını bilemiyorum ama bu noktanın var olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Asker bakımından kayıp yaşayacaksınız, ama asker karşılığı para CK3 için her zaman kabul edilmesi gereken bir takas.
Teokratik dinlerde bir başka noktaya değinmek gerekirse, din adamınınızı hapse atıp sürgüne yollayarak servetine el koyabiliyorsunuz. Bu servet bazen 5 haneli figürlerde dahi olabiliyor. Dikkate alınması gereken bir olanak.
Ayrıca görünüşe göre teokratik dinlerde kontluk seviyesinde teokratik vasallar yaratabiliyorsunuz. Dini bir yerleşimi kontluk başkenti yaptığınızda oranın din adamı direkt vasalınız haline geliyor ve dine bağlılığınıza göre %50/%50 oranlarına kadar asker ve vergi veriyor. Bu oldukça iyi, özellikle vergiler için ama yine de zincirin yalnızca bir halkası. Ayrıca istikrarlı olarak bu derece vergilendirmeye ulaşmak da bir tane din adamını +50 ilişkide tutmaktan çok daha zor.
Crusader Kings III - Ekonomi Rehberi
Baronluk oyunun temel ekonomik birimi. Her baronluk haritada bir yer kaplıyor ve 3 veya daha fazla binayı destekliyor, bu binalar da asker ve para üretimini sağlıyor. Elde edilen bu kaynaklar baronluğun sahibine, oradan da başka yerlere aktarılıyor.
Kontluğun gelişmişlik düzeyi ise bu kaynak üretimini neredeyse hiç desteklemiyor. Kaynakları yerleşimler ve binalar üretiyor, gelişmişlik ise bu üretime ÇOK AZ bir bir yüzdesel katkı yapıyor.
Ne kadar az diye soracaksınız. Gelişmişlik başına %0.5. Bu yüzde araştırmamı yaparken beni en çok şaşırtan şeylerden birisi oldu. 50 gelişmişliğe sahip 4 yerleşimli bir kontlukta gelişmişlik toplanan vergi ve asker sayısını %25 arttırıyor, yani aşağı yukarı 0 gelişmişliğe sahip 5 yerleşimli bir kontlukla aynı değere sahip. Bu noktanın daha iyi anlaşılması için bir örnek vereyim. 1066 başlangıcında haritadaki en gelişmiş sahip kontluk Konstantinopol ve gelişmişliği sadece 35.
DERS 0: Gelişmişlik ekonomik kapasitenize anlamlı bir katkı yapmıyor. Neyin yaptığını göstereyim.
Baronluktan elde edilen para ve askerler ilgili baronluğu kontrol eden kişiye geçiyor. Baronluğun sahibi, baron bu baronlukta üretilen bütün kaynakları elinde tutan tek kişi. Bu cümleyi birden fazla kez okumak isteyebilirsiniz; ben uzun süre anlamamıştım.
Eğer bir kontluğu oranın başkentini elinizde tutarak kontrol ediyorsanız, o başkentten elde edilen kaynakların %100'ü size geçiyor. Ama kontluktaki diğer yerleşimleri de bizzat kontrol etmiyorsanız, oralardan elde edilen kaynakların oldukça az bir kısmını elde ediyorsunuz. Ne kadar az ? Yerleşimin türüne göre değişiyor.
Kaleler genelde düşük seviyeli soylular tarafından yönetiliyor ve bu soylular elde ettikleri vergi ve askerlerin sırasıyla %10 ve %25'ini kontluğun sahibine aktarıyor. Kale sahibi soyluların feodal sözleşmeleri değiştirilemiyor.
Şehirler burjuvalar tarafından yönetiliyor ve onların sözleşmeleri de değiştirilemiyor. Burjuvalar elde ettikleri vergi ve askerlerin sırasıyla %20 ve %10'unu kontluğun sahibine aktarıyor. Oyuncu olarak şehirleri direkt olarak kontrol etmek şu an için mümkün değil.
Dini yerleşimler dininizin öğretilerine göre ikiye ayrılıyor. Lay clergy öğretisine sahip bir dine(ör. Sünni İslam) mensupsanız dini yerleşimler tıpkı kalelerde olduğu gibi düşük seviyeli soylular tarafından veya bizzat hükümdar tarafından yönetilebiliyor ve kaynak aktarımında kalelerde geçerli olan prensipler işliyor. Ama teokratik bir dine(ör. Katoliklik) mensupsanız dini yerleşimler direkt olarakdin adamınınız tarafından kontrol ediliyor. Burada özel bir durum var, daha sonra açıklayacağım.
Bu kısmı kısaca özet geçmek gerekirse, kontluğun sahibi kontluk başkentinde ve bizzat elinde tuttuğu yerleşimlerde üretilen kaynakların tamamını, kontluktaki diğer yerleşimlerde üretilen kaynakların ise küçük bir kısmını elde ediyor.
Kont elde ettiği kaynakların feodal sözleşmede(genellikle vergi ve asker için sırasıyla %10 ve %25) belirtilen oranını süzereni olan düke aktarıyor, dük aynı şeyi kral için, kral da imparator için yapıyor. Burada dikkat edilmesi gereken iki şey var. Her vasal süzerenine kendi yerleşimlerinden ve vasallarından elde ettiği vergiye göre ödeme yapıyor. Dini yerleşimlerden elde edilen gelir vergiden muaf. Vasallarınızın kendi din adamlarından(evet, hepsinin kendi dini yerleşimlerini kontrol eden din adamları var) elde ettiği para ve askerler size olan borcunu ifa ederken dikkate alınmıyor. Kilise geliri farklı bir komuta zinciri ile hallediliyor.
Şimdi vasal vergilendirmesi ile ilgili konuşacağız. Kısaca söylemek gerekirse bu kaynak toplamanın en leş yolu. Gerçekten.
O kadar korkunç bir yöntem ki bizzat kontrol ettikleri yerleşimler olmasa imparatorlar baronlardan daha fakir olurdu. Diyelim ki baron kalesinden 100 birim asker ve 1 birim para elde ediyor. Bu kaynaklardan konta temlik eden 25 birim asker ve 0.1 birim para. Bu miktar dükte 6.25 birim asker ve 0.01 birim para, kralda 1.5625 asker ve 0.001 birim paraya düşüyor. Bir buçuk adam. İmparatorsanız bu 100 birim asker ve 1 birim para üreten baronluktan 4/10 birim asker ve 1/10000 birim para elde ediyorsunuz. Muazzam.
Bu anlattıklarım bizi DERS 1'e getiriyor: Baronluklara olabildiğince yakın olun.
Yakınlıktan kasıt tabii ki coğrafi yakınlık değil, hiyerarşide yakınlık. 4 tane dük vasala sahip olmak altında 4 dük olan 1 kral vasala sahip olmaktan kat kat daha kârlı. İlk durumdaysanız ikinci durumda alacağınız verginin 10 katını, askerin ise 4 katını elde ediyorsunuz.
DERS 2: Vasallarınız size para kazandırmayacak. Onlara kafanızı çok yormayın ve KESİNLİKLE topraklarına yatırım yapmayın.
"Ama.. sen az önce dem-" evet, iki saattir vasallarınızı nasıl en verimli şekilde söğüşleyebileceğinizi anlattım, ama dürüst olmak gerekirse ne yaptığınızın çok da bir önemi yok. Taht otoritesini arttırabilir, vasallarınızın feodal yükümlülüklerini arttırabilirsiniz ama onlar da aynı şeyi yapmadıkça zincirin yalnızca tek bir halkasını düzeltmiş oluyorsunuz.
Vasallarınızdan elde ettiğiniz gelir hiçbir zaman bizzat elinizde tuttuğunuz yerleşimler ve dini yerleşimlerden elde ettiğiniz gelire yaklaşamayacak.
Bu da bizi DERS 3'e getiriyor: Yatırım yaparken HER ZAMAN bizzat kontrol ettiğiniz yerleşimlere öncelik verin. Bu ders bazılarınıza birazcık gereksiz gelmiş olabilir, ben yine de söylenmesi gerektiğini düşündüm. Meyvelerinin tamamını elde ettiğiniz tek yatırım bu.
Peki, kontluklarınıza hangi yerleşim yerini kurmalısınız ? Dini yerleşimlerin gelirine daha sonra tekrar değineceğimi söylemiştim, işte şimdi oradayız.
DERS 4: Dini yerleşimler oyundaki en iyi yerleşim yeri. Yakın bile değil. Hiçbir eksisi yok ve kesinlikle her açıdan en iyi tercih.
Bu beni çok şaşırttı, çoğunuzu da aynı şekilde şaşırtacağını tahmin ediyorum. Teokratik bir dine mensup olduğunuzu varsayarsak, kontluğunuzdaki hiçbir dini yerleşimi bizzat kontrol edemezsiniz. Bu sorun değil, zira mülk sınırınızı etkilemiyor. Bu yerleşimleri kontrol eden kişi din adamınız. Konseydeki ölmedikçe kurtulamadığınız arkadaş. Kendisi bu yerleşimlerde üretilen kaynakların %100'ünü elde ediyor.
Ama size %10 gelir %25 asker veren düşük seviyeli soylular ve %20 gelir %10 asker veren burjuva vasalların aksine, din adamınız sizden yeterince hoşlanıyorsa(+50 ilişki) elde ettiği gelirin %50'sini, askerlerin ise TAMAMINI size aktarıyor.
Yanlış duymadınız, bayanlar ve baylar. Şehirden daha fazla vergi. Kaleden daha fazla asker. Tüm ülkenizi ibadethanelerle doldurun. DAHA BİTMEDİ! Din adamınız belirli bir süre için(sınırsız) kendi vasal din adamlarından elde ettiği gelir ve askeri de aynı oranla size aktarıyor.
"Vasal din adamı mı? O da ne ?", sorduğun için teşekkürler sevgili okuyucu. Feodal yükümlülükler ifa edilirken kilise gelirinin dikkate alınmadığını söylemiştim. Evet öyle, çünkü tıpkı vasallarınızın size ödeme yaptığı gibi onların din adamları da sizin din adamınıza ödeme yapıyor. Bir bakıma feodal hiyerarşiye paralel bir yapılanma var yani.Bu paralel hiyerarşide vasal din adamları bir üst kademeye vergi gelirinin %25'ini ve askerin %15'ini aktarıyor.
Alternatiflerin ikisine de kıyasla daha fazla vergi ve şehirden fazla, kaleden ise biraz az asker.Daha az asker dedim ama en üst kademeden, yani kendi din adamınızdan %100 asker elde ettiğiniz içinbu dezavantaj ancak zincir 3'ten fazla halkaya sahip olmadıkça ortaya bile çıkmıyor!
Tek yapmanız gereken din adamınızı mutlu etmek ve tecrübeli oyuncuların da katılacağı gibi, bu oyunda tek bir kişiyi mutlu etmek her zaman birçok kişiyi mutlu etmekten daha kolaydır. Gerçekçi bir senaryoda din adamınızla ilişkinizi 50'nin üstünde tutamasanız bile dini yerleşimlerin alternatifleri tarafından geçilmesi imkansıza yakın.
Tabii ki bizzat kontrol edilen kalelerin elinde kimse su dökemez, ama bizzat kontrol edilmeyen yerleşimlerde ibadethanenin rakipsiz olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. İdeal strateji her baronlukta yalnızca bir tane kaleyi bizzat elde tutup kalan tüm boşlukları ibadethanelerle doldurmak.
5. ve SON DERS min-max hastası olanlara geliyor: Dini yerleşimlerden %50 para %100 asker aldığınız için en mantıklı strateji kendi kalelerinize para sağlayıcı binalar, dini yerleşimlere ise asker sağlayıcı binalar inşa etmek. Böylece dini yerleşimlerin tek dezavantajını ekarte etmiş, gelirinizden de olmamış olursunuz.
EK DERS: Bunu büyük ihtimalle zaten biliyorsunuz, ama yine de söyleyeyim. Din adamınız dini yerleşimleri kendi parasıyla geliştirir, bina diker. Buralara kendi paranızı harcamanız gereksiz israf. Yanlış binalara yönelinmemesi için birinci seviye binaları yaptırabilirsiniz, ama ondan sonrasını din adamınının kendi cüzdanına havale etmek en iyisi.
https://docs.google.com/spreadsheets/d/1...edit#gid=0, linkteki tabloda bu yazıda bahsedilen oranları detaylıca inceleyebilir ve vasal yükümlülükleri zincirinin ideal şartlarda nasıl davrandığını görebilirsiniz.
Okumadım kardeş durumumuz yoktu: Gelişmişliğin önemi yok. Daha fazla vasala sahip olmak güçlü vasallara sahip olmaktan daha iyi. Vasallarınız size para kazandırmıyor, onlara yatırım yapmayın. Dini yerleşimler aşırı güçlü, her yere onlardan inşa edin. Hiçbir eksileri yok. Kalelerinizde gelir binaları, kiliselerde asker binaları dikin. Gerekenden fazla parayı harcamayın, ilk seviyeden sonra bırakın din adamları kendi paralarını harcasınlar.
Okuduğunuz için teşekkürler.
EK: Lay clergy doktrini, doğru şartlarda çok kazançlı olabiliyormuş. Hatta teokratikten çok çok daha fazla.
Şartlar:
- Komünyon öğretisine sahip olmak
- Devlet başkanı olmak (çevirmen:sanırım dini liderden bahsediyor)
- Yaygın ve çok sayıda takipçiye sahip bir dinden olmak
Bu şartlar altında endüljans sayesinde büyük paralar kazanabilirsiniz. Tam ne kadar olduğunu söyleyemeyeceğim, ama büyük dinlerde bu yöntem yukarıda anlatılan teokratik sistemi parasal olarak rahatlıkla geride bırakıyor gibi görünüyor. Tam olarak hangi noktada lay clergy'nin teokratiği geride bıraktığını bilemiyorum ama bu noktanın var olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Asker bakımından kayıp yaşayacaksınız, ama asker karşılığı para CK3 için her zaman kabul edilmesi gereken bir takas.
Teokratik dinlerde bir başka noktaya değinmek gerekirse, din adamınınızı hapse atıp sürgüne yollayarak servetine el koyabiliyorsunuz. Bu servet bazen 5 haneli figürlerde dahi olabiliyor. Dikkate alınması gereken bir olanak.
Ayrıca görünüşe göre teokratik dinlerde kontluk seviyesinde teokratik vasallar yaratabiliyorsunuz. Dini bir yerleşimi kontluk başkenti yaptığınızda oranın din adamı direkt vasalınız haline geliyor ve dine bağlılığınıza göre %50/%50 oranlarına kadar asker ve vergi veriyor. Bu oldukça iyi, özellikle vergiler için ama yine de zincirin yalnızca bir halkası. Ayrıca istikrarlı olarak bu derece vergilendirmeye ulaşmak da bir tane din adamını +50 ilişkide tutmaktan çok daha zor.