04-06-2016, 01:43
(Son Düzenleme: 04-06-2016, 01:54, Düzenleyen: PashaZade.
Düzenleme Nedeni: * Editleme parantezler için kullanılmışıtır.
)
Ermeni Holokost (Soykırım) İddiaları
1-)Osmanlı Devleti'nin soykırım yapmış yada yapmamış olduğunu anlamaya öncelikle soykırım kelimesinin köküne inerek başlamalıyız. Soykırım, bir takım milletlerin belirli sebeplerden dolayı diğer ülkeler tarafından yok edilmesi ya da bunun için çalışmasına denir. Asimilasyon ise soykırım, kırım ya da holokost kelimelerinin daha yumuşağı ve kültürel anlamda yapılan kırımı temsil etmek için kullanılır. Tarihteki holokost (soykırım) örneklerine bakmak istersek, kolonici devletlerin Güney Amerika'da ki yerli halkı sürüp asimile etmesi, İspanyolların 15. ve 16. yüzyıllarda Endülüs Müslümanları ve İspanyol Yahudileri ülke dışına sürüp soylarını tehlikeye bırakması ve II. Dünya Savaşı sırasında Alman Şansolyesi Adolf Hitler'in yine yahudilere yaptğı şeyler örnek verilebilir. Örnekleri daha da genişletmek 19. yüzyılda Rusların, Kafkas Türklerine yaptığı soykırımla da rahatlıkla olur. Peki 1915 senesinde Osmanlı Devleti'nin Ermenilere yaptığı Zorunlu Tehcir Kanunu bir kırım olarak kabul edilebilir mi? Tam olarak inceleyip profesyonel anlamda karar verebilmek için Osmanlı Devleti'nin son yıllarında ki nüfüs ve bu nüfusun yaşadığı yerler hakkıındaki veri tabanlarına ihtiyacımız var. Devlet arşivlerinde bolca Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da ki yerleşim yerlerindeki nüfusu belirten veri tabanları bulunmaktadır. Ayrıca bu kaynaklara ulaşmak çok da zor değildir Devlet Arşivleri harici güvenilir yerlerden de bulunabilir.
http://dunyasavasi.ttk.gov.tr/upload/fil...Nufusu.pdf
Buradan TTK nın kendi paylaştığı verillere göre 1897'de yani 1915'ten 18 sene önce Ermeni ve Süryanilerin toplam nüfusunun 1.042.374 + 35.554 = 1.077.928 olduğunu görüyoruz.
Böylelikle http://www.ttk.gov.tr/index.php?Page=Sayfa&No=99 sayfasında TTK'nın özel olarak paylaştığı belgelerle tastik edilmiş sitede 1892 yıllı Vital Cuinet Osmanlı Ermenilerinin 1.475.011 olduğu yönünde kaanat getirmiş. Ama 1897 yılı Osmanlı arşivleri bu nüfusun anca o senede 1.000.000 civarı olduğunu söylemekte. Bu bir soykırıma işarettir ama bakarsınız ki Osmanlı arşivlerinde Ermenilerin nüfusunun 1.000.000 civarı olduğu söylenen 1897 yılından 1 sene öncesinde yani 1896 senesinde Felix Weber kaynağı Ermeni nüfusu için tam 1.000.000 sayısını vermiş. Yani bu da 1892 tarihli kaynağın yanlış olduğuna dair bir delildir. Çünkü bu tarihler esnasında bir kıtlık meydana gelmemiştir. Sayının bu kadar azalmasını doğru kabul edenler ise mecburen doğum oranlarının azlığıyla kanıtlamak zorunda kalacaklardır. Ama bu da burada bir soykırım olduğunu göstermez. Şöyle bir keskinlik getirilmeye çalışırsak; Eğer buradaki Ermeni nüfusunun düşüşünü Hamidiye Olaylarıyla bağdaştırırlarsa yapacağımız şey bellidir. Buradaki isyanlar halkın öldürülmesiyle sonuçlanmış olabilir. Ama bu soykırım olarak değil isyanı yatıştırmaya çalışmaktan ibarettir. Her iki tarafta ölen kişilerin maksimum 300.000 kişi olabileceğini söylerken yabancılar azami değerin 200.000 Osmanlılar ise 80.000 olduğunu söylemektedirler. Bundan 300 yıl sene önce olan Kızılbaş isyanında bile 50.000 kişinin öldürüldüğünden bahsediliyorsa, toplam nüfusu 10.000.000 olan bir devletteki isyanının durdurulması için 150.000 kişi öldürülmesi bile idealdir. Buradaki amaç soykırım olsaydı bütün Ermeni nüfusu öldürülürdü. Ama olay Padişah otoritesindeki eksiklikten yararlanıp terör biçimde devlet kurmaya gelince sayılar gayet normaldir.
https://en.wikipedia.org/wiki/English_Civil_War
http://global.britannica.com/event/English-Civil-Wars
Bu kaynaktan da bakacağınız üzere sadece İngiltere'de ki br iç savaşta 127.000 savaş dışı ölüm gözükmektedir ve bunların 40.000'i kesinlikle sivil vatandaştır. Dikkat ederseniz ki 17. yüzylın ortalarında olan bu olayda 250.000 civarında toplam ölü gözükmesi Osmanlı Devlet'inde yaşanmış olan Ermeni Problemi'ni hiçe indirmektedir. Çünkü Adana ve Hamdiye olayları Osmanlı otoritesindeki boşluklardan faydalanmak isteyen isyancı Ermeni Çeteleri tarafından başlatılmıştır. Şunu da şöyle destekleyebiliriz : Adana olaylarında Sultan Hamid'i tahtan indirmişlerdi. Ermenistan'ın kurulmasını engelleyen ve hatta bunun üzerine KızIl Sultan ünvanını alan Sultan Hamid'in gittiğini gören Ermeniler otorite boşluğundan yararlanmak üzere isyan etmişlerdir. Tabiki İttihad ve Terakki Cemiyeti, Sultan Hamid'den daha kanlı bir yola gitmiş olsa da bu isyanı bastırmıştır. Hamidiye olayları ise Osmanlı Devleti'nin başka bir azınlık olan Yunan Rum'larıyla olan mücadeleridir. Ermeniler yine burada da otorite eksikliğinden faydalanmak istemişlerdir.
Zaten buradaki Ermeni nüfusu 1912 senesinde http://dunyasavasi.ttk.gov.tr/upload/fil...Nufusu.pdf 7.sayfasında bulabilirsiniz.] 400.000 civarıdır. Yabancı kaynaklara göre ise en fazla 716.626 Ermeni vatandaşının doğu vilayetlerinde yaşadığını görüyoruz. Kardeşlerim bu da demek oluyor ki 1915 olaylarında verilen 1.500.000 Ermeni vatandaşının öldürülmesiyle ithamlandırılan Osmanlı Devleti ve Türk milleti, güya o zamanlar soykırım yapıldı iddiası taşıyan doğu illerinde yalnızca verilen bu iftiradaki ölüm sayısının anca yarısı kadar yaşayan insan olduğunu belirtmektedir. Yani bu yabancı kaynaklara göre bir Ermeni iki kez öldürülmüştür (!) Ermenilerin yarısının göç ettirilirken Hastalık, soğuk, yolun uzunluğu faktörleriyle sayısının azaldığı doğrudur ama bu soykırım kavramına girer de girmez de. Mesela Joseph Stalin Tatar Türklerini II. Dünya Savaşı'nda Sibirya'ya sürmüştür. Bunun nedeni olarak Nazileri göstermiştir ve bu konu burada uzatılmadan kapatılmıştır. Osmanlı Devleti ise 1915'te Sarıkamış Harekatı'nı organize ediyordu. Zaten soğuktan dolayı gittikçe sayısını yitiren Osmanlı Kuvvetleri'nin Genelkurmay Başkanı Enver Bey, arkadan saldıran Ermeni Çetelerinin yüzünden bu bölgede yaşayan Ermenileri Suriye ve Irak'taki akrabalarının yanlarına zorunlu olarak gönderilmesini emretti. Böylece Ermenilere Soykırım yapıldı yalanının temeli bir takım Ermeni teröristler tarafından İtilaf Devletler'ine verilmiş oldu.
Yabancılar tarafından ortaya atılan 1.500.000 Ermeni öldürüldü yalanını şu şekilde çürütebiliriz.
http://dunyasavasi.ttk.gov.tr/upload/fil...Nufusu.pdf 12. SAYFASINDA BULUNAN ERMENİ NÜFUSU KAYNAKLARI VE SAYILARI]
1914 yılında David Maige tarafından Osmanlı Devleti'nde bulunan tüm Ermeni vatandaşlarının 1.479.000 kişi olduğu iddia edilmiştir. Yabancı kaynaklarına daha yakın olması amacıyla Doğu'da yaşayan Ermeni sayısının en fazla gösterildiği kaynağı aldığımızda (716.626 ) Osmanlı Devleti'ndeki Ermeni sayısının güya yarı yarıya düştğünü görürüz. Buradan bütün Ermeniler'in yolda giderken öldüğünü hesaba katarsak ki böyle bir şey olmamıştır, 1918 senesinde Ermeni nüfusunun 700.000 civarı olması gerekirdi, ama bu kaynakta da verildiği üzere http://www.ttk.gov.tr/index.php?Page=Sayfa&No=99 1919, 1923 senelerinde ki toplam Ermeni nüfusu hiç azalma göstermemiş aksine artmıştır. Bu da soykırımlar da tehcir kanunu esnasında çoğu kişinin öldüğü ve daha öncesinde de Sultan Abdülhamid'in güya yapmış olduğu 300.000 kişiyi katletme olaylarını yalanlar vaziyettedir. Bu da yabancı kaynakların ileri sürdükleri minimum 1.000.000 maksimum 1.500.000 Ermeni katledildi diye ileri sürülen propaganda amaçlı yalanları temizlemiştir. Sonuç olarak 1892-1918 tarihleri arasında en fazla 200.000 Ermeni öldürüldüğü kanıtlanmıştır. Her 3 senede bir isyan eden bir millete göre bu rakam gayet azdır ve 100.000 kişi gibi bir rakamın zorunlu göç sırasında yolda hayatını kaybettiğini saydığımızda 300.000 kişilik katliam yaptığı iftira atılan Hamidiye olaylarında bile en fazla 40.000 kişi hayatını kaybetmiştir. Daha detaylı bakmak isteyenler şu adresten https://tr.wikipedia.org/wiki/M%C3%BCsl%...mlar%C4%B1 altta kaynaklarıyla beraber Türk Müslüman katliamlarını inceleyebilirsiniz.
Eğer hala bölgedeki Ermeni sayısının Türk sayısından fazla veya az olduğu hakkında tereddütleriniz var ise şunu da şöyle açıklayayım.
Sultan Hamid döneminde katılınan Berlin Konferansın'da (1878) Doğu'da bir Ermeni devletine özerklik verilmesi ve ekonomik yaptırımlar bulunmasını gerektiriyordu. Ama bunun için gerekli bir nüfus yoktu ve Sultan Hamid tarafından bu anlaşmanın maddesi hiçbir zaman yapılmadı. Sebebi olarak bölgedeki Ermeni nüfüsunun yetersizliği (Türklerden azlığı veya en fazla nüfusa sahip olan millet olamamaları) gösterildi ve İmzacı devletler de hiçbir zaman buna karşı çıkmadı.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Berlin_Ant...%B1_(1878)
* Editleme parantezler için kullanılmışıtır.
1-)Osmanlı Devleti'nin soykırım yapmış yada yapmamış olduğunu anlamaya öncelikle soykırım kelimesinin köküne inerek başlamalıyız. Soykırım, bir takım milletlerin belirli sebeplerden dolayı diğer ülkeler tarafından yok edilmesi ya da bunun için çalışmasına denir. Asimilasyon ise soykırım, kırım ya da holokost kelimelerinin daha yumuşağı ve kültürel anlamda yapılan kırımı temsil etmek için kullanılır. Tarihteki holokost (soykırım) örneklerine bakmak istersek, kolonici devletlerin Güney Amerika'da ki yerli halkı sürüp asimile etmesi, İspanyolların 15. ve 16. yüzyıllarda Endülüs Müslümanları ve İspanyol Yahudileri ülke dışına sürüp soylarını tehlikeye bırakması ve II. Dünya Savaşı sırasında Alman Şansolyesi Adolf Hitler'in yine yahudilere yaptğı şeyler örnek verilebilir. Örnekleri daha da genişletmek 19. yüzyılda Rusların, Kafkas Türklerine yaptığı soykırımla da rahatlıkla olur. Peki 1915 senesinde Osmanlı Devleti'nin Ermenilere yaptığı Zorunlu Tehcir Kanunu bir kırım olarak kabul edilebilir mi? Tam olarak inceleyip profesyonel anlamda karar verebilmek için Osmanlı Devleti'nin son yıllarında ki nüfüs ve bu nüfusun yaşadığı yerler hakkıındaki veri tabanlarına ihtiyacımız var. Devlet arşivlerinde bolca Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da ki yerleşim yerlerindeki nüfusu belirten veri tabanları bulunmaktadır. Ayrıca bu kaynaklara ulaşmak çok da zor değildir Devlet Arşivleri harici güvenilir yerlerden de bulunabilir.
http://dunyasavasi.ttk.gov.tr/upload/fil...Nufusu.pdf
Buradan TTK nın kendi paylaştığı verillere göre 1897'de yani 1915'ten 18 sene önce Ermeni ve Süryanilerin toplam nüfusunun 1.042.374 + 35.554 = 1.077.928 olduğunu görüyoruz.
Böylelikle http://www.ttk.gov.tr/index.php?Page=Sayfa&No=99 sayfasında TTK'nın özel olarak paylaştığı belgelerle tastik edilmiş sitede 1892 yıllı Vital Cuinet Osmanlı Ermenilerinin 1.475.011 olduğu yönünde kaanat getirmiş. Ama 1897 yılı Osmanlı arşivleri bu nüfusun anca o senede 1.000.000 civarı olduğunu söylemekte. Bu bir soykırıma işarettir ama bakarsınız ki Osmanlı arşivlerinde Ermenilerin nüfusunun 1.000.000 civarı olduğu söylenen 1897 yılından 1 sene öncesinde yani 1896 senesinde Felix Weber kaynağı Ermeni nüfusu için tam 1.000.000 sayısını vermiş. Yani bu da 1892 tarihli kaynağın yanlış olduğuna dair bir delildir. Çünkü bu tarihler esnasında bir kıtlık meydana gelmemiştir. Sayının bu kadar azalmasını doğru kabul edenler ise mecburen doğum oranlarının azlığıyla kanıtlamak zorunda kalacaklardır. Ama bu da burada bir soykırım olduğunu göstermez. Şöyle bir keskinlik getirilmeye çalışırsak; Eğer buradaki Ermeni nüfusunun düşüşünü Hamidiye Olaylarıyla bağdaştırırlarsa yapacağımız şey bellidir. Buradaki isyanlar halkın öldürülmesiyle sonuçlanmış olabilir. Ama bu soykırım olarak değil isyanı yatıştırmaya çalışmaktan ibarettir. Her iki tarafta ölen kişilerin maksimum 300.000 kişi olabileceğini söylerken yabancılar azami değerin 200.000 Osmanlılar ise 80.000 olduğunu söylemektedirler. Bundan 300 yıl sene önce olan Kızılbaş isyanında bile 50.000 kişinin öldürüldüğünden bahsediliyorsa, toplam nüfusu 10.000.000 olan bir devletteki isyanının durdurulması için 150.000 kişi öldürülmesi bile idealdir. Buradaki amaç soykırım olsaydı bütün Ermeni nüfusu öldürülürdü. Ama olay Padişah otoritesindeki eksiklikten yararlanıp terör biçimde devlet kurmaya gelince sayılar gayet normaldir.
https://en.wikipedia.org/wiki/English_Civil_War
http://global.britannica.com/event/English-Civil-Wars
Bu kaynaktan da bakacağınız üzere sadece İngiltere'de ki br iç savaşta 127.000 savaş dışı ölüm gözükmektedir ve bunların 40.000'i kesinlikle sivil vatandaştır. Dikkat ederseniz ki 17. yüzylın ortalarında olan bu olayda 250.000 civarında toplam ölü gözükmesi Osmanlı Devlet'inde yaşanmış olan Ermeni Problemi'ni hiçe indirmektedir. Çünkü Adana ve Hamdiye olayları Osmanlı otoritesindeki boşluklardan faydalanmak isteyen isyancı Ermeni Çeteleri tarafından başlatılmıştır. Şunu da şöyle destekleyebiliriz : Adana olaylarında Sultan Hamid'i tahtan indirmişlerdi. Ermenistan'ın kurulmasını engelleyen ve hatta bunun üzerine KızIl Sultan ünvanını alan Sultan Hamid'in gittiğini gören Ermeniler otorite boşluğundan yararlanmak üzere isyan etmişlerdir. Tabiki İttihad ve Terakki Cemiyeti, Sultan Hamid'den daha kanlı bir yola gitmiş olsa da bu isyanı bastırmıştır. Hamidiye olayları ise Osmanlı Devleti'nin başka bir azınlık olan Yunan Rum'larıyla olan mücadeleridir. Ermeniler yine burada da otorite eksikliğinden faydalanmak istemişlerdir.
Zaten buradaki Ermeni nüfusu 1912 senesinde http://dunyasavasi.ttk.gov.tr/upload/fil...Nufusu.pdf 7.sayfasında bulabilirsiniz.] 400.000 civarıdır. Yabancı kaynaklara göre ise en fazla 716.626 Ermeni vatandaşının doğu vilayetlerinde yaşadığını görüyoruz. Kardeşlerim bu da demek oluyor ki 1915 olaylarında verilen 1.500.000 Ermeni vatandaşının öldürülmesiyle ithamlandırılan Osmanlı Devleti ve Türk milleti, güya o zamanlar soykırım yapıldı iddiası taşıyan doğu illerinde yalnızca verilen bu iftiradaki ölüm sayısının anca yarısı kadar yaşayan insan olduğunu belirtmektedir. Yani bu yabancı kaynaklara göre bir Ermeni iki kez öldürülmüştür (!) Ermenilerin yarısının göç ettirilirken Hastalık, soğuk, yolun uzunluğu faktörleriyle sayısının azaldığı doğrudur ama bu soykırım kavramına girer de girmez de. Mesela Joseph Stalin Tatar Türklerini II. Dünya Savaşı'nda Sibirya'ya sürmüştür. Bunun nedeni olarak Nazileri göstermiştir ve bu konu burada uzatılmadan kapatılmıştır. Osmanlı Devleti ise 1915'te Sarıkamış Harekatı'nı organize ediyordu. Zaten soğuktan dolayı gittikçe sayısını yitiren Osmanlı Kuvvetleri'nin Genelkurmay Başkanı Enver Bey, arkadan saldıran Ermeni Çetelerinin yüzünden bu bölgede yaşayan Ermenileri Suriye ve Irak'taki akrabalarının yanlarına zorunlu olarak gönderilmesini emretti. Böylece Ermenilere Soykırım yapıldı yalanının temeli bir takım Ermeni teröristler tarafından İtilaf Devletler'ine verilmiş oldu.
Yabancılar tarafından ortaya atılan 1.500.000 Ermeni öldürüldü yalanını şu şekilde çürütebiliriz.
http://dunyasavasi.ttk.gov.tr/upload/fil...Nufusu.pdf 12. SAYFASINDA BULUNAN ERMENİ NÜFUSU KAYNAKLARI VE SAYILARI]
1914 yılında David Maige tarafından Osmanlı Devleti'nde bulunan tüm Ermeni vatandaşlarının 1.479.000 kişi olduğu iddia edilmiştir. Yabancı kaynaklarına daha yakın olması amacıyla Doğu'da yaşayan Ermeni sayısının en fazla gösterildiği kaynağı aldığımızda (716.626 ) Osmanlı Devleti'ndeki Ermeni sayısının güya yarı yarıya düştğünü görürüz. Buradan bütün Ermeniler'in yolda giderken öldüğünü hesaba katarsak ki böyle bir şey olmamıştır, 1918 senesinde Ermeni nüfusunun 700.000 civarı olması gerekirdi, ama bu kaynakta da verildiği üzere http://www.ttk.gov.tr/index.php?Page=Sayfa&No=99 1919, 1923 senelerinde ki toplam Ermeni nüfusu hiç azalma göstermemiş aksine artmıştır. Bu da soykırımlar da tehcir kanunu esnasında çoğu kişinin öldüğü ve daha öncesinde de Sultan Abdülhamid'in güya yapmış olduğu 300.000 kişiyi katletme olaylarını yalanlar vaziyettedir. Bu da yabancı kaynakların ileri sürdükleri minimum 1.000.000 maksimum 1.500.000 Ermeni katledildi diye ileri sürülen propaganda amaçlı yalanları temizlemiştir. Sonuç olarak 1892-1918 tarihleri arasında en fazla 200.000 Ermeni öldürüldüğü kanıtlanmıştır. Her 3 senede bir isyan eden bir millete göre bu rakam gayet azdır ve 100.000 kişi gibi bir rakamın zorunlu göç sırasında yolda hayatını kaybettiğini saydığımızda 300.000 kişilik katliam yaptığı iftira atılan Hamidiye olaylarında bile en fazla 40.000 kişi hayatını kaybetmiştir. Daha detaylı bakmak isteyenler şu adresten https://tr.wikipedia.org/wiki/M%C3%BCsl%...mlar%C4%B1 altta kaynaklarıyla beraber Türk Müslüman katliamlarını inceleyebilirsiniz.
Eğer hala bölgedeki Ermeni sayısının Türk sayısından fazla veya az olduğu hakkında tereddütleriniz var ise şunu da şöyle açıklayayım.
Sultan Hamid döneminde katılınan Berlin Konferansın'da (1878) Doğu'da bir Ermeni devletine özerklik verilmesi ve ekonomik yaptırımlar bulunmasını gerektiriyordu. Ama bunun için gerekli bir nüfus yoktu ve Sultan Hamid tarafından bu anlaşmanın maddesi hiçbir zaman yapılmadı. Sebebi olarak bölgedeki Ermeni nüfüsunun yetersizliği (Türklerden azlığı veya en fazla nüfusa sahip olan millet olamamaları) gösterildi ve İmzacı devletler de hiçbir zaman buna karşı çıkmadı.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Berlin_Ant...%B1_(1878)
* Editleme parantezler için kullanılmışıtır.
![[+]](https://forum.strategyturk.com/images/majestic/collapse_collapsed.png)
