Gerçek Zamanlı Strateji Türü - Giriş: Bir Türün Doğuşu
#1
 Dünden Bugüne Gerçek Zamanlı Strateji Türü
 Dünden Bugüne adlı konu serimizin bu seferki konuğu Gerçek Zamanlı Strateji türü.


Giriş: Bir Türün Doğuşu

 Bu türün gelişimini anlamamız için ilk olarak video oyunlarının tarihine kısaca göz atmakta yarar var. Video oyunlarının tarihi bilgisayarların ilk olarak kullanılmaya başlandığı 1950'li yıllara kadar gitse de hayatımıza girişleri 1970'li yıllarda olmuştur. 70'li yıllar oyunlar henüz ilkellerdi, daha çok basit ve herkesin eğlenebileceği oyunlardı. Arcade oyunların altın çağı 1983'deki büyük oyun endüstrisi çöküşüyle beraber sona erdi. Ardında Nintendo'nun yükselişi ile artık herkesin evine bir oyun konsolu girmeye başladı. 

 Nintendo'nun NES konsolu, Sega'nın Genesis'i, bilgisayar teknolojisindeki atılımlar ile oyun endüstrisi artık her geçen gün hızla gelişmeye başlamış ve genişleyen oyuncu kitlesi artık yeni tatlar istemekteydi. Bu sırada gelişen teknolojiyle birlikte oyunlar da her geçen gün karmaşıklaşmaya başlamış, video oyunlarına gittikçe artan ilgiyi gören firmalar, piyasadaki her oyuncunun zevkine hitap edebilecek yeni oyun türleri keşfetmeye başladı. Bunlardan biri de bu konuda inceleyeceğimiz Gerçek Zamanlı Strateji oyunları.

 Bu yeni tür ortaya çıkmıştı çıkmasına fakat henüz bu türün belirli özellikleri, oturmuş mekanikleri veya belli bir adı yoktu. Onun için erken dönemde çıkan oyunların hangisinin ilk Gerçek Zamanlı Strateji oyunu olduğunu söylemek güçtür. Türün kökeninin 1981 yılında çıkan "Utopia"ya kadar dayanmakta olduğu söylenebilir. İki oyuncu tarafından oynanan Utopia'daki amaç kıtanızda çiftlikler inşa etmek, balık tutması için gemiler oluşturmak ve alt yapınızı geliştirmek, bu yolla nüfusunuzu arttırıp diğer oyuncuyu geçmek idi. Oyunda iki taraf birbirleri ile savaşamasa da rastgele gerçekleşen doğal afetler oyuncuları zorlamaktaydı. Her ne kadar Utopia içinde barındırdığı tur tabanlı sistem dolayısı ile tam anlamıyla bir Gerçek Zamanlı Stratej oyunu sayılmasa da yeni bir türün tohumlarını attığı için bahsetmeye değecek bir yapıtaşı.  

 Ayrıca ilerleyen dönemlerde karşımıza çıkan "Stonkers (1983)" ve "The Ancient Art of War (1984)" da Gerçek Zamanlı Strateji türündeki ilk oyunlar arasında sayılmaktadır. Bu oyunların türe katkısı büyüktür. Ayrıca yine 1983 yılında Japonya'da çıkış yapan "Bokosuka Wars" içinde Ge elementleri taşıdığı için ilk Gerçek Zamanlı Stratej oyunları arasında gösterilmektedir. Herzog Zwei (1989) ise o güne kadarki geleneksel strateji oyunları ile gerçek zamanlı oynanışı birleştirerek, hızlı oynanan ve arcade stilinde bir oyundu. Fakat türün temel mekanikleri oturmuş bir şekilde bu oyunda yer almış, birçokları tarafından türün ilk oyunu olarak adlandırılmıştır.

 Tüm bunların yanı sıra "Supremacy (1990)" ve "Mega-Lo-Mania (1991)" da türün temel mekaniklerini barındıran oyunlardır. İkisinde de birimleri doğrudan yönetemesek de kaynak yönetimi ve ekonomiyi oyuncunun kontrolüne bırakmaktalar. Ayrıca Mega-Lo-Mania'nın teknoloji ağacını da barındırması kayda değerdir. 

 Hiç şüphesiz ki Gerçek Zamanlı Stratej türü 1992 yılında Westwood Studios tarafından geliştirilen Dune II ile kendinin tamamen ayrı bir tür olduğunu göstermiştir. Ardıllarına göre oldukça gelişmiş bir oynanış, birimlerin, ekomoninin, kaynakların yönetimini, gerçek zamanlı olarak, oyuncunun kontrolüne veren ilk oyundur. Tabi ki Dune II yoktan var olmamıştır, kendinden önce çıkan birçok oyundan, özellikle de Stonkers, Mega-Lo-Mania ve Herzog Zwei gibi oyunlardan ilham almış, böylece yıllardan beri gelişimini sürdüren Gerçek Zamanlı Stratej türü artık evrimini tamamlamıştır. 
  • Stonkers
Çıkış Tarihi: 1983
Yapımcı: Imagine Software
Yayımcı: Imagine Software

id:50211Stonkers Gerçek Zamanlı Stratej türünün atalarından biri. "Imagine Software" tarafından geliştirilen Stonkers, 1983 yılında 48K ZX Spectrum adlı konsol için piyasaya sürüldü. Aslında Stonkers'ın piyasaya sürüldüğü dönemi anlamak için geliştirildiği konsola bakabiliriz. 48K ZX Spectrum, 48 kilobyte ram'e sahipti ve teypler ile oyun oynayabiliyordunuz. 

Oyundaki amacımız ise rakibimizin merkezini ve limanını ele geçirmekti. Tabi ki bu hedefleri ele geçirmekte kullanacağımız şey ordumuz. Ordumuzdaki birlikler üç tipte: zırhlı birlikler, piyadeler, topçular... Oyunda tam anlamıyla ekonomi yönetimi olmasa da limandan gelen erzak ve mühimmatı askerlerimize belli bir süre için ulaştırmamız gerekiyordu aksi takdirde destek alamayan askerlerimiz ölmekte. 

  Ayrıca Stonkers, şans üzerine kurulu bir oyun değildi. Oyunun belki de getirdiği en büyük yeniliklerden biri "taş, kağıt, makas" sistemi üzerine kurulu olan counter sistemi... Bu sistemi kısaca açıklamak gerekirse: Zırhlı birlikler topçulara karşı güçlü, topçular ise piyadelere karşı. Basit görünen bu sistem dönemi için devrimseldi. Savaş oyunları için yeni bir mekanik.
Dönemdeki birçok oyunun aksine şans etmenini kaldırarak dikkat edilmesi gereken bazı unsurlar eklenmişti.

 Oyunda sadece bir harita bulunmakta ve birlik yerleştirme veya satın alma gibi bir şansınız yok. Oyun başlarken size verilen on iki birlik ile yetinmek zorundasınız. Haritada bir nehir ile ikiye bölünmüş durumda ve sadece bir tane köprü var. Bu köprüyü elde tutmak kritik bir mesele. Ayrıca limanınızı korumalısınız çünkü askerlerinizin savaşmaya devam edebilmesi için gerekli olan malzemeler buradan geliyor. Tabi merkezinizi de korumalı gelen düşman saldırılarını püskürtmelisiniz. Ayrıca haritada farklı zeminler bulunuyor ve bu zeminlerin koşuluna göre birlikleriniz olduğundan çok daha yavaş etki ediyor. Günümüzde çıkan Gerçek Zamanlı Stratej oyunlarında bile neredeyse rastlanmayan bu özellik 1983 yılında çıkan Stonkers'da bulunmakta. 

 Dönemine göre yenilikçi yapısı ile Stonkers, strateji severlerin gözüne girmişti girmesine fakat oyundaki yazılımsal hatalar oyunu oynamayı neredeyse imkansız hale getiriyordu. Fakat bu oyunun başarısını yine de engelleyemedi. 1984 yılında CRASH dergisi tarafından "En iyi savaş oyunu" olarak gösterildi. Belki bugün oynasak, ilkel mekanikleri veya içinde bulundurduğu yazımlımsal hatalar dolayısıyla beğenmeyiz Stonkers'ı ama unutmamalıyız ki sıra tabanlı strateji oyunlarının monotonluğu ilk defa kırılmış, taktiklerimizi gerçek zamanlı olarak yapabileceğimiz bir oyuna sahiptik artık bu tür oyunların temeli de böylece atılmış oldu.
  • Bokosuka Wars 
Çıkış Tarihi: 1983
Yapımcı: Koji Sumii (PC) ve ASCII (Famicom)
Yayımcı: ASCII Entertainment

 1983 yılında ilk kez piyasaya sürülen Bokosuka Wars daha sonraki yıllarda birkaç bilgisayara ve konsola daha çıkış yapmıştır. Aslında Bokosuka Wars için Gerçek Zamanlı Stratej türünde diyemeyiz fakat içinde barındırdığı mekanikler bu türdeki oyunlar ile oldukça benzerlikler göstermektedir.

 Oyunda yönetebileceğimiz üç farklı birim var: Ana karakterimiz Kral Suren, şövalye ve piyade. Bu üç birimi isterseniz teker teker isterseniz grup halinde ilerletebiliyorsunuz. Oyundaki amacımız ise kötü Kral Ogereth'i alt etmek. Tabi ki göründüğü kadar kolay değil. Kral Ogereth'in askerleri yolunuzdaki en büyük engellerden biri ve onları aşmanız gerekmekte. Ayrıca askerlerin dışında kilitli kapılar, tuzaklar ve duvarlar da sizi yavaşlatmak için yolunuzun üstüne konmuş. Kilitli kapıları sadece şövalyeler açabilirken, tuzakları sadece piyadeler kaldırabiliyor onun dışında üstünden geçen birimlerinizi kaybediyorsunuz. Duvar ise sadece Kral Suren tarafından yıkılabilmekte. Böylece birlikleriniz sadece savaşmak için kullanmıyorsunuz, her birinin kendine göre bir önemi bulunmakta. 

Oyundaki savaşlar birlikleriniz ile düşman birlikleri ile bir tile üstünde karşılaştığında başlıyor. Bu savaşlar şans üzerine kurulu olsa da birliklerin saldırı güçleri de önemli bir etmen. Savaşı kaybederseniz birliğiniz kaybediyorsunuz. Tabi ki harita da ilerledikçe esir edilmiş askerleri kurtararak ordunuzu güçlendirebilirsiniz. Ayrıca birlikleriniz savaşlardan galip ayrıldıkça deneyim puanı kazanmaktalar.  Böylece saldırı güçleri artmakla birlikte savaşlarda ölme ihtimalleri azalıyor. Amacınızın Kral Ogereth'i öldürmek olduğunu söylemiştik bunu yaparken ana karakterimiz olan Kral Suren'i de hayatta tutmaya çalışmalıyız. Eğer Kral Suren hayatını kaybederse siz de oyunu kaybediyorsunuz.

 İlk olarak 1983 yılında Sharp X1 bilgisayarı için çıkan oyun daha sonra 1984 yılında MSX / PC-88, 1985 yılında PC-98 / FM7, 1985 yılının aralık ayında ise Famicom konsoluna çıkmıştır. Oyun eğlenceli ve basit yapısının yanında taktiksel oynanışı ile dikkatleri üzerine çekmiş, özellikle Famicom'a da çıkmasıyla Japonya'da büyük bir başarı elde etmiştir. Oyun her ne kadar taktiksel rol yapma türünde gösterilse de barındırdığı mekaniklerin Gerçek Zamanlı Stratej türünün temel mekanikleri ile benzerlik göstermesi dolayısıyla oyuna ayrıca bir tür Gerçek Zamanlı Stratej prototipi diyebiliriz.
  • The Ancient Art of War 
Çıkış Tarihi: 1984
Yapımcı: Evryware
Yayımcı: Broderbund

dObmA7.jpgEvryware tarafından geliştirilen ve Broderbund tarafından 1984 yılında yayınlanan The Ancient Art of War kendinden neredeyse 10 yıl sonra çıkıp Gerçek Zamanlı Stratej türünü popülerleştiren Dune II'nin atalarından biridir. Adını Sun Tzu'nun ünlü eseri olan "Art of War"dan alan oyunun başarısının ardından 1987 yılında The Ancient Art of War at Sea ve 1993 yılında The Ancient Art of War in the Skies adlı 2 devam oyunu çıkmıştır. Ayrıca yakın dönemde The Ancient Art of War II adlı oyun mobil platformlar için çıkışını gerçekleştirmiştir.

Oyun bize oynayabileceğimiz onbir farklı senaryo sunuyor. Bu senaryolarda ise iki oyun modu bulunmakta. Kimsinde rakibimizi yok etmemiz gerekirken kimsinde bayrak ele geçirme dediğimiz türden mücadaleler bizi bekliyor. Her senaryonun kendine özel bir haritası bulunmakta beraber bu senaryoları bizlere sunulanan ayarlar aracılığı ile kişileştirebilme imkanına sahibimiz. Bunların yanı sıra rakibimizin yani yapay zekanın ne kadar zorlu olacağını seçebileceğimiz zorluk seviyesi de bulunuyor oyunda.  Oyunda bulunan editor sayesinde ise kendi haritalarınızı oluşturbilme imkanınızda bulunmakta. The Ancient Art of War'ın senaryoları kişileştirme ayarları dönemindeki birçok oyuna göre oldukça gelişmiş olduğunu belirtmekte yarar var.

 "The Ancient Art of War"da yönetebileceğimiz dört farklı birlik tipi bulunmakta. Bunlar: Şövalyeler, okçular, barbarlar ve casuslardır. Stonkers ile popülerleşmeye başlayan "taş, kağıt, makas" sistemi bu oyunda da kullanılmakta. Yani şövalyeleriniz barbarlarınızı pataklarken, okçularınız şövalyelere, barbarlarınız ise okçulara karşı avantaj sahibi. Ayrıca bu birlikleriniz kale savunmalarında veya saldırılarında farklı avantajlara sahipler. Casusların savaşlara müdahil olamıyorlar. Fakat hızları ve görüş mesafelerinin diğer birliklere göre daha fazla olması onları düşman birliklerinin ilerliyişini gözetlemek için kullanabilirsiniz. 

 Oyunda dört farklı birlik olduğuna değinmiştik. Şimdi gelelim bu birliklerimizi oyun içerisinde nasıl kullandığımıza. Birliklerimiz bölükleri oluşturmakta. Her bölüğümüz en fazla ondört birlik barındırabiliyor. Bölüğümüzü oluşturacak birlikleri istediğimiz herhangi bir kombinasyondan seçebiliyoruz. İstersek sadece şövalyelerden oluşan bir bölük oluşturabiliriz istersek okçuların yoğunlukta olduğu şövalyeler ve barbarlar ile desteklenen bir bölük de oluşturabiliriz. Tabiki dengeli bölükler diğerlerine göre çok daha işvelsel. Ayrıca bölüklerimizin hızı içinde barındırdığı birliklere göre değişebilmekte. Fakat bu mekanik oldukça yüzeysel çünkü sadece bölüğünüzde bulunan en yavaş birliğe eşitleniyor hızınız. Oyundaki en yavaş birim şövalyeler ve hızlısı ise barbarlar. 
 
Gel gelelim savaşlara. Oyundaki savaşlar iki bölük bir noktada buluştuğu zaman gerçekleşiyor. Savaşan tarafları kendi başına bırakıp sonucun bilgisayar tarafından verilmesi bekleyebilirsiniz. Örneğin güçsüz bir bölüğünüzü güçlü düşman bölüğünün üstüne göndererip onu oyalarken diğer bölükleriniz düşman hatlarına girebilir. Ya da "yakınlaş" seçeneğini seçip savaşın sonucunu hemen siz belirleyebilirsiniz."Yakınlaş" seçeneğini seçtiğiniz zaman bölüğünüzdeki birlikleriniz üstünde kısmi de olsa kontrol sahibi oluyorsunuz. Oyunun bizlere ordularımıza verebileceğimiz önceden belirlenmiş bazı emirler sunuyor. Birliklerimize geri çekilmelerini veya ilerlemelerini emredebiliyoruz. Fakat bu emirleri tek bir birliğe vermek yerine bölüğünüzde o türden yer alan tüm birliklere vermektesiniz. Tüm bunların yanı sıra savaştaki bölükleriniz dizilimini de belirleyebiliyorsunuz. 

Bu savaşlarda yer alan elementler oyunun "taş, kağıt, makas" mekaniğini kırarak oyunu daha da derinleştiriyor. Örneğin bölüklerinizi sürekli tam hızda yürütürseniz birlikleriniz yoruluyor ve güçlerini büyük bir çoğunluğu kaybediyorlar. Ayrıca bölüklerinizin ikmal hatlarınız dışına çıkması onları açlıktan kırabilir. Köyler ve kaleler etraflarındaki bölüklere ikmal sağlamakta. Bunların yanı sıra birliklerinizin moralini de yüksek tutmalısınız. Savaşı kazanan bölükleriniz asker kayıpları yanı sıra moral kaybı da yaşıyor. Morali düşük bölüklerinizin savaşlardaki etkinliği azalıyor, hatta savaşlardan kaçabiliyorlar... Ayrıca bölükleriniz savaşlardan muzaffer ayrılsa bile bir sonraki savaşa hazırlanmaları için belli bir süre tanımanız gerekiyor. 

1985 yılında Computer Gaming World dergisi,  "The Ancient Art of War" için "mükemmel bir savaş oyunu" tanımlamasını yapmış, özellikle kişileştirilebilir senaryolar ve oyunun ortaçağ savaş atmosferini iyi yansıttığına değinmiştir. "BYTE" dergisi yazarı Jerry Pournelle, oyunu 1986 Şubat ayının oyunu olarak seçmiş, karşılaştığı en iyi stratejik bilgisayar olduğunu dile getirerek kesinlikle oyunun oynanmasını tavsiye ettiğini belirtmiştir. PC Magazine dergisi ise 1988 yılında oyunu "eğitimsel ve eğlenceli" olarak tanımlar. Ayrıca GameSpy '80'lerin en iyi bilgisayar oyunlarında The Ancient Art of War'a 10. sırada yer vermiştir.
  • Herzog Zwei (1989)
Çıkış Tarihi: 1989
Yapımcı: Technosoft
Yayımcı: Sega

Herzog%20Zwei%20(BS).jpgHerzog Zwei çıkış yaptığı sıralarda takvimler 1989 yılı gösteriyordu. Technosoft tarafından geliştirilen Herzog Zwei Sega tarafından dağıtılmış, oyun Sega'nın Genesis konsoluna özel kalmıştır. Sega 32X konsolu için bir devam oyunu düşünülse de konsolun başarısızlığı sonrası bu fikirden vazgeçilmiştir.Gerçek Zamanlı Stratej türünün atalarından biri olmasının yanı sıra MOBA alttürünün de ataları arasında yer aldığı söylenebilir. 

Gerçek Zamanlı Stratej türündeki oyunlarda oyuncular genelde oyun sahasından uzak bir yerde birliklerine emirler bir komutan veya kral rolünü üstlenir. Herzog Zwei'da ise bu durum tamamen farklı. Oyunda oyuncular bir "birlik" olarak yer alıyor. Bu birlik aslında bir meka olsa da uçağa dönüşüp daha fazla güce ve hıza sahip de olabiliyorsunuz. Fakat tabiki bu dönüşümün getirdikleri gibi götürdükleri de var. Bu modda çok daha fazla yakıt tüketiyorsunuz. Ayrıca birlik satın alma ve onları yönetmek için meka modunda olmanız gerekiyor. Bu iki mod arasındaki geçiş yapma oyunun en önemli stratejik unsurlarından biri. 

Herzog Zwei'da sekiz adet birlik var ve her birliğin kendine ait özellikleri var. Kimisi hızlıyken, biri hava birimlerine diğeri ise kara birimlerine karşı etkili. Bu gibi etmenlerle oyunun stratejik yapısı derinleştirilmeye çalışılsa da birlikleri yönetmek biraz yüzeysel tutulmuş. Birliklerinize sadece altı emir verebiliyorsunuz. Oyunda "Programlar" adıyla yer alan bu emirler "düşman anamerkezine saldır, en yakın düşman üssüne saldır, bu alanda devriye gez, şu merkezi koru" gibi basit komutlar. İkinci bir emre kadar veya yok edilene kadar birlikleriniz emirlerinizi uyguluyor.

 Birlik yönetimi, birliklerin yakıtı kısıtlı tutularak derinleştirilmeye çalışmış. Birlikleriniz hareket ettikçe yakıtlarını tüketiyorlar. Birliklerinizin yakıtı tükenirse veya yakıtlarını harcamalarını istemiyorsanız uçak moduna geçerek birliklerinizi bir noktadan diğer noktaya taşıyabilmektesiniz. Böylece oyuncu oyunda aktif bir göreve sahip olmuş. 

Oyundaki ana amacımız ise düşman ana üssünü yok etmek.  Bu ana üslerin yanı sıra oyun alanına dağıtılmış dokuz adet üs bulunmakta. Yok edilemeyen bu üsler oyunculara ek kaynaklar sağlamanın yanı sıra, tamir, ikmal ve birlik satın alma gibi ana üssümüzün yapabileceği aktiviteleri bu noktalarda da yapabiliyorsunuz. Bu üsleri ele geçirmek ve elde tutmak büyük öneme sahip çünkü kaynak üstünlüğünü ele geçirip rakibinizin destek almasını engelleyebilir ve onun askeri gücünü rahatlıkla kırabilirsiniz. 

herzog-zwei-ue-003.jpgOyunu yapay zekaya karşı ya da bir arkadaşınız ile beraber oynama imkanına sahipsiniz. Oyunun iki kişilik modunda ekran ikiye bölünüyor, tek kişilik modunda ise tüm ekran oyuncuya verilmekte. Yapay zekanın zayıflığını gidermek için ilerleyen her seviyede birlikleri daha fazla zırha ve ateş gücüne sahip oluyor. 

 Herzog Zwei Avrupa'daki eleştirmenler tarafından övülmüş, yüksek puanlar almışsa da Amerika'daki eleştirmenleri memnun edememiş ve düşük puanlar almıştır. Genel olarak iyi yorumlar alsa da oyun, büyük bir ticari başarı elde edemedi. Bu başarısızlığın altında pazarlama eksikliği, Sega Genesis'in henüz yeni çıkması ve konsola sahip olan kitlenin daha arcade oyunlara yönelmesi yatmaktadır. Computer and Video Games adlı derginin Nisan 1990 sayısında Paul Glancey oyuna 100 üzerinden 82 puan vererek, bu oyunu diğer strateji oyunlarından ayıran şey her şeyin gerçek zamanlı olması, her iki oyuncuda faaliyetleri eş zamanlı olarak yapıyor ve kararlar verilerken herhangi bir duruklama yok demiştir. Ayrıca oyunun kontrollerine yeterince kolay alışabildiğini dile  getirmiştir. Allgame'den David Filip ise 5 üzerinden 4 yıldız vererek oyun için "Ev konsolları için çıkış yapan en iyi strateji oyunlarından biri" demiştir.

 Herzog Zwei'daki konsept daha önce birkaç oyunda da kullanılmıştı fakat hiçbir Herzog Zwei gibi stratejik derinliğe sahip değildi. Gerçek Zamanlı Stratej türünün yapıtaşlarından biri olmasının yanı sıra MOBA alttürünün de ilk örneklerinden biriydi. Ayrıca Dune II'nin yapımcıları, oyunlarını yaparken Herzog Zwei'dan etkinlendiklerini dile getirirler. Bunun yanı sıra StarCraft, Warcraft, Command and Conquer gibi türü popüleştiren oyunlar için her zaman bir ilham kaynağı olmuştur.
  • Supremacy (1990)
Çıkış Tarihi: 1990
Yapımcı: Probe Software
Yayımcı: Virgin Mastertronic

hqdefault.jpgSupremacy veya Amerika'da bilinen adıyla Overload Probe Software tarafından geliştirilerek, Virgin Mastertronic tarafından ise piyasaya sürülmüştür. İlk olarak Amiga ve Atari ST bilgisayarı için geliştirilen oyun çıktığı sene olan 1990'un sonlarına doğru Commodore 64'e port edilmiş fakat oyunun bu platform için piyasaya sürülmesi 1991 yılında gerçekleşmiştir. 


Oyuncular oyunda uzaydaki kolonilerini genişletip, bunları korurken yapay zekaya da karşı koymak zorundandır. Oyunda 4 farklı gezegen sistemi ve her sisteme özel 4 farklı zorluk seviyesinde olan rakipler bulunmakta bulunmakta. Bu gezegen sistemleri içerisinde 8, 16 veya 32'ye kadar gezegen barındırabiliyor ve her gezegenin farklı özellikleri bulunmakta. Oyunda kurak, orman, metropolis, volkanik ve bir de çok ender yıldız üsleri olmak üzere 5 farklı gezegen türü var. 

Tabi ki farklı özelliğe sahip gezegenler oyunculara farklı kaynaklar sağlıyor. Örneğin ormanlık alana sahip olan bir gezegen oyuncuya yiyecek sağlarken, para elde etmek için metropolislere sahip bir gezegene sahip olmalı, kurak gezegenlerden enerji alıp, volkanik gezegenler ise mineral ve yakıt kaynağı için ideal. Böylece imparatorluğunuzu oluştururken farklı gezegenleri egemenliğiniz altına almamız gerekmekte. Yoksa oyunun ilerleyen aşamalarında gittikçe artan giderlerinizi karşılayamaz hale gelebilir, imparatorluğunuzun birkaç gün içinde parçalandığına şahit olabilirsiniz. 

Oyuna başlarken sadece bir gezegen ile başlasanız da sistemlerdeki gezegenler sizleri beklemekte. Bu sahipsiz gezegenleri kolonize edebilmek için ilk önce o gezegenleri yaşama uygun hale getirmeniz gerekiyor. Gezegen yaşama uygun hale geldikten sonra gezegenin nüfusu artmaya başlıyor, böylece oyuncu bu gezegenlerden vergi alabiliyor. Fakat vatandaşlarınız verdikleri verginin yanı sıra hayatta kalabilmek ihtiyaç duydukları yiyecek ve enerjiyi sizden temin ediyor. Bu ihtiyaçlarını gidermek için marketten çeşitli ekipmanlar satın alıp gezegenlere inşa ederek gezegenlerin kendi kendine yetebilmesini sağlayabilmenin yanı sıra kargo gemileriniz ile gezegenlere ikmal de yapabilirsiniz. Fakat kargo gemilerinin yakıta ihtiyacı var ve yakıt üretebilmek için de madenlere... Böylece oyundaki seçenekler olumlu ve olumsuz yanlar ile dengelenerek oyuncuya farklı durumlarda farklı stratejiler izlemesinin önü açılmış.   

Supremacy%20aka%20Overlord_3.pngTabi ki siz egemenliğinizi geliştirirken düşmanlarınız da boş durmadığını onlarla evrenin hakimiyetini ele geçirmek için mücadele edeceğinizi unutmamız gerekiyor. Bu mücadelede kullanacağınız askerleri yetiştirmek için vatandaşlarınızı alıp ana üssünüze götürüp onları eğitmek. Fakat güçlü bir ordu oluşturmak istiyorsanız sadece onları eğitmekle yetinmemelisiniz, oyunda satın alabileceğiniz çeşitli silah ve zırh bulunuyor. Maksimum asker sayınız ise nispeten az tutulmuş. Böylece askerlerinize daha iyi bakmalı onları gerekmedikçe intihar görevlerine göndermemelisiniz. 

Ayrıca  oyunda yer yer gerçekleşen çeşitli olaylar da mevcut. Bu yaşanan olaylar gezegenleri, gemileriveya ekipmanları olumlu veya olumsuz yönde etkileyebiliyor. Örneğin yeni bir gübreleme teknolojisinin bulunduğuna dair aldığınız bir raporun ardından gezegenlerinizin nüfusu hızla artmaya başlıyor veya bir gezegeninizide yağan asit yağmurları gezegendeki yaşama zarar verebiliyor... Bu "olayların" sayısı yeterli olsa da uzun süre oynadıktan sonra bazıları ile birden fazla karşılaşma şansınız oldukça yüksek. Oyuna eklenen bu olaylar ile oyun dinamik bir hale getirilmiş, oyuncuların bu olayların etkilerine verdiği cevaplar ile oyunun oynanış tarzları çeşitledirilmiş. 

Oyunun arayüzü basit tutularak oyunculara kolaylık sağlanmış. Yukarıdaki aktiviteleri gerçekleştirmek için çeşitli menüler olsa da bunları kavramak yeterince kolay. Ayrıca acil durumlarda oyun haritasına dönmek isterseniz farenin sağ tuşuna basmanız yeterli olacaktır. Ayrıca daha detaylı bilgiler edinmek isteyen oyuncular için çeşitli menüler ve seçenekler de hazırlanmış.  

Computer Gaming World 1991 yılında oyunun bilgisayar versiyonu için "...Öğrenmesi kolay ve oynaması bir keyif." demiştir. Ayrıca oyunun tema müziği oldukça övülmüştür. Olumlu eliştiriler almasının yanı sıra oyunun NES sürümü ve bilgisayar sürümündeki bazı teknik hatalar dolayısıyla oldukça ağır eliştiriler de almıştır. Fakat Supremacy, gerek oynanış yapısı gerek de strateji türünün kendi içinde yavaş yavaş farklılaşmaya başladığını gösterdiği için Gerçek Zamanlı Strateji oyunları ve 4X oyunlar için oldukça önemli bir dönüm noktasıdır. 

  • Mega-Lo-Mania (1991)
Çıkış Tarihi: 1991
Yapımcı: Sensible Software
Yayımcı: Virgin Interactive

mega-lo-mania-europe-enfrde.pngMega-Lo-Mania, Sensible Soccer gibi ünlü bir futbol oyununda geliştiricisi olan Sensible Software tarafından geliştirilmiş, Virgin Interactive tarafından ise piyasaya sürülmüştür. Oyun "tanrı simülasyon"u türünde gösterilse de bunun nedeni Mega-Lo-Mania'nın çıktığı 1991 yılında henüz Gerçek Zamanlı Strateji türünün belli bir adının olmamasından kaynaklanmaktır. 

 Dört büyük tanrı olan Scarlet (Kırmızı), Oberon (Sarı), Caesar (Yeşil) ve Madcap (Mavi) yeni kurulan dünya üzerinde üstünlük kurmaya çalışmasını anlatıyor oyunumuz. Oyunun hikayesinin yanısı sıra bahsettiğimiz tanrılar da birbirinden çok farklı değil. Seçtiğimiz tanrının kendine ait teknolojisi veya birliği bulunmamakta, bunun yerine hepsi aynı teknolojileri, birliklerive binaları kullanıyor. 

Oyunun haritaları kayda değer. Her harita veya oyunda verilen ad ile "adalar" farklı farklı bölgelere bölünmüşler. Onaltı tane bölgeye sahip haritalar mevcut olsa da genelde haritalar daha az bölge içermekte. Oyuncular her bölgeye kale inşa edebiliyor, bölgelere kale inşa etmezsek o bölgeye başka bir bina inşa edemiyoruz ayrıca yeni teknolojileri de bu inşa ettiğimiz kaleler sayesinde keşfetmekteyiz. Kaleler ise birliklerinizi boş bir bölgeye soktuğunuz anda inşa edilmeye başlıyor. Her ne kadar birliklerinizi bir bölgeden diğer bir bölgeye geçerebilseniz de bir kere düşman birliği ile karşılaştıklarında otomatik olarak savaşmaya başlıyorlar.

Mega-Lo-Mania'da 28 tane harita bulunmakta ve oyunda ilerlemek için hepsini teker teker ele geçirmeliyiz. Oyun "çağ" denilen bölümlerden oluşuyor. Oyunda toplamda 10 "çağ" bulunmakta ve ilk 9 çağda ele geçirmemiz gereken 3 harita, 10. bölümde ise bir tane harita bulunuyor. Çağlar ayrıca inşa edeceğimiz kalelerin minimum ve maksimum teknoloji seviyesini de belirlemekte. Kaleleriniz ise belli miktarda teknoloji kefşettiğinizde seviye atlıyor. Kalelerinizin seviyesi yükseldikçe haritadaki binalarınızın zırh seviyesi artıyor, daha hızlı teknolojik keşiflerde bulunabiliyorsunuz ve bazı çağlarda yeni binalar emrinize sunulacak. Yeni binalar sayesinde birlikleriniz yeni silahlar elde ediyor veya yeni birlikler açılıyor. 

mega-lo-mania_14.pngAyrıca oyunun kaynak sistemi de oldukça ilginç. Oyundaki ana kaynağımız "insan gücü". İnsan gücünü oyunda birçok şeyi yaparken kullanıyorsunuz. Örneğin kaleleri inşa etmek, silah üretmek, teknolojileri keşfetmek, savaşmak ve mineral çıkartmak gibi... Bu eylemlerin ne kadar süreceğini atadığınız insan sayısı belirliyor. Peki bu önemli kaynağı nasıl çoğaltabilirsiniz? Tabi ki onları serbest bırakarak. Aslında bu serbest bıraktığınız insanlar  üremekle meşguller. 

İkincil kaynağımız ise mineraller... Mineraller bölgelerde tekil olarak ya da diğer mineraller ile birleşmiş bir şekilde karşımıza çıkıyor.Oyunda 20 türde bulunan bu minerallerİ teknolojik keşiflerde veya silah üretiminde kullanmanız gerek. Her teknoloji veya silah, bir tür ya da birkaç tür mineral istemekte. Her bölgede maksimum dört farklı mineral bulunmakta. Yani her mineralle ulaşmak ve rakiplerinizin mineraller ile bağlantısını kesmeniz oyundaki kritik görevlerden biri olabilir. Çünkü ne kadar çok çeşitli mineral elde ederseniz o kadar fazla silah ve teknolojiden yararlanabilmektesiniz. 

 Oyun, eleştirmenler tarafından oldukça sevildi ve çok iyi puanlar aldı. "Amiga Power" Mega-Lo-Mania'yı "tüm zamanların en iyi oyunlar listesine eklenecek bir oyun" diye tasvir eder. "Mega" ise "Tüm zamanların en iyi Mega Drive" oyunları listesinde oyuna 34. sırada yer verir. Bu iyi yorumlar dışında oyun çıktığı dönemde popüler "tanrı simülasyon"u olan Populus'un klonu olmakla suçlanır. Ayrıca bilgisayar sürümündeki hatalar ve oyunun kısa olması dolayısıyla kötü eleştirilerden kaçamamıştır.

Mega-Lo-Mania, kendinden sonra gelecek birçok Gerçek Zamanlı Strateji oyununu hem başarısıyla hem de oyun mekanikleri ile etkilemiştir. Bunlardan birine örnek vermek gerekirse, Dune II ve Command and Conquer ve daha birçok Gerçek Zamanlı Strateji oyunlarında da kulanılan üs inşa etme mekaniğidir. 


  • Dune II (1992)
Çıkış Tarihi: 1992
Yapımcı: Westwood
Yayımcı: Virgin Games
 JQ213W.jpgOyun tarihinde bazı oyunlar vardır ki oyun endistrüsinin akışını değiştirir. Westwood tarafından geliştirilen, Virgin Games tarafından 1992 yılında piyasaya sürülen Dune II'de bu oyunlardan biri. Oyun, Frank Herbert'in ünlü bilim kurgu kitap serisi olan Dune'dan esinlenerek tasarlanırmış, oyun boyunca bu evrene sadık kalınmaya çalışılmıştır.  

Dune II'yi tanımlamak Gerçek Zamanlı Strateji tanımlamak ile eş değer. Dune II'den önce çıkan Gerçek Zamanlı Strateji oyunları da tür için önemliydi ve onlar da türün önemli oyun mekaniklerini taşıyorlardı. Ve hatta bazıları dönemi için yeni mekanikler ile çıkagelmişti. Fakat Dune II her şeyi yerli yerine oturtan bir yapım olarak çıkıyor karşımıza. 

Dune II'yi belki de atalarından ayıran en büyük özelliği tüm kontrolleri oyuncunun eline vermesidir. Bu özellik oyunculara büyük bir kapı açmıştı. Birliklerinizi haritanın herhangi bir yerine gönderebilir, herhangi bir şeye ateş etme emri verebilir ve binalarınızı istediğiniz yere istediğiniz kadar inşa etme özgürlüğü artık tanınmıştı. Belki bugün alıştığımız bu mekanikler, dönemi için devrimseldi. 

Oyunun hikayesine kısaca değinmek gerekirse: Büyük imparator 4. Frederick, Dune evreninde önemli yere sahip olan melanjı toplamakta sıkıntı geçmektedir. Bu yüzden üç hanedanı (aynı zamanda oyunda seçebileceğimiz üç taraf olan: Atreides, Harkonnen ve Ordos) melanj toplama görevi vererek tüm evrende melanj üretilebilen tek gezegen olan Arrakis'e gönderir. Oyunda bu üç hanedanın gezegen üzerindeki hakimiyet mücadalesine şahit oluyoruz. Ayrıca büyük imparatorun çevirdiği entrikalar ve Arrakis üzerindeki istekleri oyunun hikayesindeki güzel noktalardan birisi. Ayrıca her tarafın kendine ait bir oyun sonu sahnesi olması ve genel olarak oyundaki arasahneler  hikayenin sunuma büyük katkı sağlamış.

Oyun tüm birliklerinizi kontrol etmek konusunda sizleri özgür bıraksa da bazı tasarım eksiklikleri ve yüzeysellikleri bu kontrol hissini baltalamış. Örneğin oyunda aynı anda sadece bir birliğe emir verebiliyorsunuz. Birliklerin bir emirde birden fazla noktaya gitmesini emredemiyor, bir emir zincirini yerine getirmesini isteyemiyorsunuz. Fakat yine de Dune II bir ordunun başında olmanın verdiği hissiyatı çok iyi yaşatabiliyor.  Ayrıca Dune II ile gelen yeniliklerden biri diyebileceğimiz bir diğer özellik ise oyunda seçebileceğiniz her tarafın kendine ait birlikler ve binaları olması. Bu farklılıklar denge problemlerini de beraberinde getirse de oyunda çeşitlilik ve oyuncuların oyun şekline uygun birliği seçerek oynamasını bu farklılar ile mümkün olmuş.

  Günümüzde birçok Gerçek Zamanlı Strateji oyunun kullandığı kaynak yönetimi sisteminin de ilk kez Dune II tarafından kullanıldığını söylemek de yarar var. Daha önceki oyunlarda da kaynak yönetimi vardı fakat bunlar şu anki sistemden oldukça farklıydı. Dune II'deki kaynak sistemi aslında çok basit.  Fakat bu basit fikir, çok iyi bir sistemin içine yerleştirilerek bir oyun inşa edilmiş. Düşmanlarınız ile yaptığınız savaşı kazanabilmek için iyi birliklere ihtiyacınız var. Bu birlikleri elde etmek için para harcamalısınız, para kazanmak için ise melanj toplamalısınız. Fakat düşmanlarınızın da melanjın peşinde olduğunu unutmamalısınız. Yani Dune II'dekisistem basit gibi görünse de dallanıp budaklanan bir sistem. 

 Dune II'nin getirdiği yenilikler sadece bunlarla da sınırlı kalmıyor. Kendinden önce çıkan Gerçek Zamanlı Strateji oyunlarında kullanılan "taş, kağıt, makas" sistemini de büyük oranda değiştiriyor. Evet yine birbirine karşı güçlü olan birlikler bulunmakta fakat birlik tipleri de çeşitlendirilerek kendi içlerinde de değişiklik göstermesi sağlanmış. Artık bir piyadeyi yok etmek için şansa veya bir tanka ihtiyacınız yok. Daha güçlü bir piyade birliği üreterek düşman piyadelerinin hakkında gelebilirsiniz. Veya çeşitli birliklerin özelliğini kullanarak düşman birliklerini ele geçirebilirsiniz de. 

 dune2_041.pngTabi ki "taş, kağıt, makas" sistemi tamamen değişmiş değil, birbirine karşı güçlü birlikler oyunda hala mevcut. Fakat bu sistem de sürekli geçerli değil. Çünkü var olan birliklerinizi teknolojik araştırmalar ile güçlendirebilir veya yeni ve daha güçlü birlikler üretebiliyorsunuz.  Böylece teknolojik geliştirmeler oyunda önemli bir yere sahip olmuş. Eğer ki teknolojileri göz ardı edip sadece birliklerinizi artırırsanız, teknolojik olarak üstün olan düşman birlikleri tarafından ezilebilirsiniz. Veya sadece teknolojiye odaklanıp birliklerinizin sayısını az tutarsanız, sayısal üstünlüğe sahip düşman kuvvetleri tarafından ezilebilirsiniz. Yani ne zaman teknolojiye ne zaman birlik üretimine odaklanacağınızı iyi seçmeli, taktiklerinizi ona göre yapmalısınız. Bunları yapsanız da düşmanızın hangi birlikleri üretiğini, hangi teknolojileri geliştirdiğini, birliklerinin neye karşı güçlü neye karşı zayıf olduğunu bilmediğiniz için yine de tehlikede olabilirsiniz. Yani kısaca bu bilinmezlik, oyunun sunduğu imkanlar ve çeşitlilik, her savaşı belirsiz kılıyor. Böylece oyunun stratejik derinliği, önceki oyunlara göre çok çok daha fazla.

 Böyle yenilikçi ve güzel bir yapımın eleştirmenler tarafından övülmesi sanırım hiçbirimizi şaşırtmayacaktır. Computer Gaming World'ün 1993'de yayınladığı Dune II incelemesinde "atasını (ilk Dune oyununu) oynanış olarak gölgede bırakıyor... gerçek bir cehver" demiş " böyle bir strateji oyununda bulunan en iyi ses ve grafiğe sahip" tanımlamıştır. Ayrıca oyunu yılın oyunu seçmişlerdir. Amiga Power ise "tüm zamanların en iyi strateji" oyunu listesinde 13. sırada yer vermiştir. Bunun dışında 2004 yılında GameSpy'ın "iftihar duvarına" girmiş, PC Gamer UK'in "en iyi bilgisayar oyunları" listesinde 21. sırada yer verilmiştir.

Gerçek Zamanlı Strateji oyunlarının en önemlilerinden olan Dune II, getirdiği yeniliklerin yanı sıra daha önceden var olan mekanikleri de iyice yerli yerine oturtarak kendinden sonra çıkış yapacak birçok Gerçek Zamanlı Strateji oyununun yanı sıra tüm Strateji oyunlarını derinden etkilemiştir. Belki günümüzde kontrol şeması zayıf kalsa da, grafiksel olarak çağ dışı kalsa da, oyun tarihini derinden etkilemiştir Dune II. Belki Dune II olması Gerçek Zamanlı Strateji oyunları bugünkü hallerini almayacaktı hatta belki de bu tür asla popüler olamayacaktı. 


Gelecek Bölümler:
  • Bölüm I: Türün Yükselişi  
  • Bölüm II: Altın Çağ
  • Bölüm III: Teknolojik Devrim ve 3. Boyut 
  • Bölüm IV: Yeni Bir Çağ
  • Bölüm V: Günümüz ve Gelecek


Konu hakkındaki görüşlerinizi iletmeyi unutmayınız!
Sinkaf-ül Tertibat
[+] 17 üye Doraemon nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#2
Güzel bir seri, merakla takip ediyorum.
Ara
Cevapla
#3
Çok güzel olmuş, tebrik ederim.
kalemler kaldırılmış ve sayfalar kurumuştur.
Ara
Cevapla
#4
Rts türüne oldu bitti ısınamadım. Zamanın durmaksızın aktığı ve ani hamlelerin gerektiği oyunlar bana göre değil sanırım. Paradox oyunlarını oynayabilmemin sebebi de bu zaten, zamanı dilediğimizce durdurabiliyoruz ve benim gibi ani karar verme yetisi zayıf kimseler de oynayabiliyor bu sayede. Yoksa çokça gıpta etmişimdir Age of Empires 2 oynayan arkadaşımı.
Bilincin her türlüsü hastalıktır.
Ara
Cevapla
#5
Çok iyi hazırlamışsın.Emegine ellerine sağlık.
Screenshot_1.png?ex=661394d9&is=66011fd9...4125dc856&
Ara
Cevapla
#6
Güzel bir yazı devamını bekliyoruz.
q59zb6s.jpg
Ara
Cevapla
 




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi



Strategyturk Forumları

Strategyturk Forumları tüm Türk stratejiseverler için büyük ve kaliteli bir platform olma amacı güder. Forum içerisinde çok sayıda strateji oyunu için bölüm ve bu bölümlerde haber konuları, rehberler, mod tanıtımları, multiplayer etkinlikleri ve üye paylaşımları için alanlar yer alır.