03-03-2019, 16:34
“Hükümdarlar filozof, filozoflar hükümdar olsaydı, kentlerin yüzü ışırdı” diyordu Platon. Eski bir yunan öğretisi olan stoisizm okulunu kurarak içinde bulduğum arayışı cevaplandırmak istedim. Bu öğreti bilgelilik,cesaret,ölçülülük ve adalet kavramları etrafında toplanmış tüm aşırılıkları, tutkuları bir kenara bırakıp hayata dengeli ve rasyonel bir denge getirmeyi amaçlıyordu. Böylece huzura erebiliriz diye düşündüm.
Eski roman ve yunanların taptığı tanrılarının efsaneleri okurken adeta büyülenmiştim. Onların tutkulu inançları Tanrı’nın bilinmezliğinden ve çelişkililiginden çok farklıydı. Gerçek tanrılar onlar mıydı acaba? Birileri tarafından kandırılmış olabilir miydik?
Geriye dönüp baktığımda insanlar üzerinde korku ve baskı yaratan o “görünmez” tanrılarının bir tabu olduğunu ve bilimden, araştırmalardan uzak kalmamız için yaratılan bir yalan olduğunu fark ettim. Gerçekleri araştırmamızdan neden korkuyorlardı ki? Ben artık tek başıma bir yola çıkmıştım. İşim zor ama insanları bu korku imparatorluğu rüyalarından uyandırıp gerçek dinimiz felsefeye,akılcılığa,bilime inandırmalıydım.
Çalışmalarımızın karşılığını alıyoruz. İnsanlarımızın gözleri, zihinleri açılıp bize katılıyorlar.
Akılcı,rasyonel,bilimsel dinimizi reforme ederek küllerinden doğurduk. Tüm Hristiyan kiliseleri yas ve öfke içinde insanlarımızın zihinlerinin açılmasından korkarak birleşiyorlar.
Artık düşmanlarımız hapislerde çürümeyecek. Tanrılarımızın istediği kanı onlara sağlamamıza aracı olacaklar. İçimizde biriken kin ve öfkeden kurtulmama yardımcı oluyorlar.
Çok sayıda akılsız ve yobaz insani tanrılara kurban ettik. Dün sunaktan kıyafetlerim kan içerisinde ayrılırken bundan hoşlandığımı ve beni daha güçlü yaptığını fark ettim. Yoksa benim gerçek yüzüm ortaya mı çıkmıştı? Ben bu muydum? İnsanların canını almak benim yüreğimi serinletiyor muydu? Birkaç sene öncesine kadar açları doyuran, giydiren, ufak bir kedi öldüğünde bile ağlayan imparator ben değil miydim?
Kendimi artık kaybediyordum. Neler oluyor böyle bana? Sürekli kan görmek istiyordum. Bunun için Tanrılar onuruna Kan Turnuvaları düzenlenmesine karar verdim. Tanrıların seçtiği bir şanslı yaşamayı hak edecek ötekiler tanrılarımızın sonsuz kan ihtiyacını gidermek için kurban edilecekti.
Suçlular,köleler,umutsuzca savaşan ruhlar hepsi tanrılar tarafından seçilmiş kişi olmak için çarpışacaktı. Ben hellenik soylular arasında benim onuruma ayrılmış yere oturdum ve savaşçılar kapıdan çıktı beni "Ave Caesar! Morituri Salutamus" ("Selam Ceasar! Ölmek üzere olanlar seni selamlarlar)" diyerek selamladılar. Halkın heyecanı gözlerinden okunuyordu. Başlama işaretini bizzat verdim ve alkışlar yükseldi.
Dinimizin tehditlere karşı koruyacak sadık,korkusuz,dindar gözü pek savaşçılara ihtiyacı vardı. Myrmidonlar bunun için kuruldu. Savaşlarda en büyük silahımız olacaklardı.
Dedemin babası Christophoros Palailogos’un kutsal kanı damarlarımda akmaktaydı. Kendisi saçma dini için yaşamıştı lakin geçmiş geçmişte kaldı.
Palailogos hanedanının şanına yakışır eşsiz bir taç yaptırmak için masraftan kaçınmadım.
Neredeyse her gün ruhsal açlığımı gidermek için birilerini kurban ediyorum. Bazen bir evsiz, bazen bir bakire rahibe, bazen sübyan bir çocuk. Lakin bazı zamanlar kan görmek beni huzursuz etse de Tanrıların beni bu işler seçtiğini biliyorum
Tanrılar bizim yanımızda olmadıkça zafer kazanamayız. Eğer düşmanlarımızı alt etmek istiyorsak onların istediği bazı fedakârlıkları yapmalıyız. Böylece onların kan ihtiyacı giderilince, onlar da korkunç güçleri düşmanlarımızın üzerine salar.
Kuyumcu Gaia gerçekten muazzam iş çıkarmış. Harika eserler bunlar.
Büyük seferimiz öncesi Tanrılara bize destek olmasi için istedikleri kanı sunuyoruz.
Barselona için baş düşman hispanya’ya yıllar sonra savaş açıyoruz. Lakin tüm dünya ülkeleri din farkı gözetmeksizin koalisyona girmiş.
Yıllardır üzerinde çalıştığım ve emek harcadığım astronomi çalışmalarım başarıya ulaştı. Bu yıllardır yalanlarla büyüdüğümüzün kanıtı. Hristiyan rahipler tarafından dünyanın düz ve tüm evrenin dünya etrafında döndüğüne dair safsatayı çürütüyoruz. Elbette birilerinin hoşuna gitmeyecek ama tüm dünyayla bilgilerimizi paylaşıyoruz. Meğer evren bildiğimizden çok büyükmüş.
Tanrıların yardımıyla savaşı kazanıyoruz. Düşman askerleri savaşamadan akıllarını yitirdi. Zira tanrılar gizli güçlerini onların üzerinde kullanmıştı.
Hiç beklemeden yıllardır giremediğimiz eski Britanya topraklarımızı almak için savaş ilan ediyoruz
Yine savaşı tanrıların yardımıyla zorlanmadan kazanıyoruz. Kanlar özellikle Zeus’u sevindirdi. Bu daha sonraki ileri fetihlerimiz için anakarada üs oluşturmamızı sağlıyor.
Tanrı Mars Mısır’ın alınmasını istedi ve bu büyük şölene tüm takipçilerinin katılmasını istedi.
Bu şölene bizzat ordumun başında katılmak istedim. Savaş bize düğündür.
Büyük çatışmalar başlamadan önce Tanrılarımızın bizim yanımızda olduğundan emin olmak için Kâhin kurbanın iç organlarına bakmalıydı. Bunun için en iyi kurbanın 10 aylık bir bebek olduğunu düşündüm.
Kâhin Petronius müjdeli haberi verdi. Tanrılar savaşta bizimleydi. Kana hem biz hem onlar doyacak.
Halifenin ordusunu bizzat yakaladım ve göğüs gögüse savaşa başladık. Bir ara karşı karşıya gelsekte. Onun kalbini sökmek için henüz erken.
Savaşın ortasında benimle düelloya giren düşman kontuyla olan mücadelemi izlemek ordular savaşı bırakmış bizi izliyordu. Bütün hünerlerimi gösterdiğim bu düelloda kazanan ben olunca acaba düşmanına merhamet gösterecek mi? Yoksa canını alacak mı? denilirken o gafilin naçiz kellesini pis vücudundan ayırdım. Bu orduma cesaret verdi
Durmadan savaşlar oluyor ve tamda Tanrıların istediği gibi sürekli kan akıyordu. Yine bir gün bozguna uğrattığımız düşmanı takip ederken birden bir grup başıbozuk düşman beni ve bir avuç adamımı ana ordumdan uzakta yakaladı. Tamamen hazırlıksızdık ve neler olduğunu anlayamıyordum
Kılıç tınlamaları, bağrışmalar, toz, duman arasında boğuşmaca yaşanırken birden gözlerim karardi ve bayıldım. Uyandığımda etraf kan ve çamur içindeydi. Bir asker yüzüme mızrağını saplamış sonra beni öldü zannedip bırakmıştı. Her tarafım kesilmişti. Bu ne feci bir acıydı
Ahh! Hayatta kalmıştım ama bu lanet acıyla daha ne kadar yaşayabilirdim ki? Doktorların yoğun çabalarına rağmen gün geçtikçe kendimden geçiyorum. Sanki son günlerde acım azalıyor. Bir rahatlama,ferahlık geliyor. Geçenlerde yarı baygım yatağımda uyurken siyah pelerinli elinde tırpan olan bir adam geldi. Bana “az kaldı yıllardır içinde olduğun arayışın son bulacak”dedi.
Sevdiklerim odama beni görmeye gelemiyorlardı bile. Cünkü o kadar korkunç görünüyormuşum ki. Sanki gerçek tanrılarının inancından saptığım için beni bu şekilde cezalandırıyormuş diyorlar. Herkes beni terketmişti. Yalnız başımaydım. Bir gün rüyamda ağlayan bebek sesleri duydum. Bu bebekler savaşlarda tanrıların yanımızda olmasi için onlara kurban ettiğim bebeklerdi. Neden yapmıştım ki bunu? Hiçbir günahi olmayan bu canlara neden kıymıştım?
Hissediyorum bugün son günüm. Doktorlar çaresizce beni ameliyata alıyorlar. Sanırım daha fazla acı çekmemem içindi bu. Ameliyatta vücudum kesilirken hiç acı duymadım. Kanlar aktıkça biraz daha rahatlıyorum. Bundan tatlı bir ölüm tasavvur edemiyorum. Biraz daha kan aksın diye hiddetle kolumu kaldırdım. Baygınlık gelmeye başladı. Sanirim vakit geldi.
Ülkede vassalarımın çoğu hellenik oldu. Her ne kadar senin dini inancından şüphe duysamda sakın ola eski, sapkın dine döneyim deme. Aklını başına al ve geri kalan vassaları da hellenik yap. İyi kullanabilirsen harika bir din.
Tanrıların emriyle açılan savaşı tamamla ve mısır’ı al. Zaten %43 skor vardi en son. 1.5 milyon askere sahipsin ve sürekli vassallar savaşa katılmak isteyecek bu sebeple zorlanmayacağın bir savaş olacak. Onun dışında özellikle doğu sınırımızı düzeltmeye çalış. Tarihi Roma sınırlarına ulaşmaya çalış. Zor olmayacaktır bu saatten sonra
Tanrıların emriyle açılan savaşı tamamla ve mısır’ı al. Zaten %43 skor vardi en son. 1.5 milyon askere sahipsin ve sürekli vassallar savaşa katılmak isteyecek bu sebeple zorlanmayacağın bir savaş olacak. Onun dışında özellikle doğu sınırımızı düzeltmeye çalış. Tarihi Roma sınırlarına ulaşmaya çalış. Zor olmayacaktır bu saatten sonra