Efendim dedi yaver,efendim hazretleri varis Mark Ronan yüce İmparator babanız size bu mektubu yollamıştır dedi yüzü bembeyaz olmuş yaver,Ronnan hızlıca mühüre baktı açılmamıştı fakat kağıdın üzerinde kan lekeleri vardı derhal mührü kırdı ve mektubu okumaya başladı ;
“ Ben genç Marcus bugün Nisanın onyedisi İsa’nın doğumundan 1220 sene sonrası , bu gece sessizce uyandırıldım uyandıran babamın sadık şövalyesi Conor’du daha sonra öğretmenim ve psikopos Natfraech odama geldi.Beni taht odasının arkasında bulunan babamın olduğu odaya götürdü,şömineye odun attı daha sonra yaktı.Kapıyı kapattı ve Conor’u da kapıyı muhafaza etmesi için el işareti yaptı.
Boğazını temizleyerek “Majesteleri Einar” dedi ve bir daha boğazını temizledi karanlıkta göremesem de gözlerinin dolduğunu hissedebiliyordum, “ Einar hazretleri, huzura kavuşmuştur sizlerin bir an önce tahta çıkmanız gerekmektedir ve” dediğinde sözünü yarıda keserek ben devam ettim,
“Ba-babam? Peki o nerede? Be-ben nasıl yöneteceğim “ vücudumun her yeri titremişti.Daha ergenliğime gireli 4 sene dahi olmamıştı.
Natfraech sesini yükselterek,
“Siz kanınızın gerçek varisi tek gerçek imparatorsunuz,siz majesteleri yüce İmparatorsunuz bunu konseyinizden ve kuzeyde İskoçya diyarında keçiden süt yapan çiftçiye kadar kabul ettirmeniz lazım.
Sizleri güvendiğim iki sadık muhafızıma teslim edeceğim derhal Dublin sarayından ayrılıp Londra’ya gitmeniz gerekmektedir.Sizi Jorgen Dublin limanında bekliyor olacaktır, derhal buradan ayrılın.”
Kafamı sallayarak onay verdim ve tek bir soru sordum “Neden ata diyarımdan ayrılmaktayım Natfraech neden beni yabancı olan Londra’ya yollamaktasın? “
Babamın kağıtları arasından bir kağıt çıkardı eski püskü bir kağıdın üzerinde düklerin armalarını ve bölgesel çizgileri görüyordum.
“Amcanız,bu sarayda en etkin kişi dün amcanız tarafından tutulmuş birkaç sözde şövalye ve mareşal Tomluth tarafından köşeye sıkıştırıldım,canımla tehdit ederecek sözümü almaya çalştım. Man adasında bulunan sözde İskoç kralı tahtınızın bir sarsıntıya uğrayıp kuzeyin kapısı Yorkshire’a kadar olan toprakları kendinin hakkı olarak görüyor.Roger denilen bir p*ç ise sözde İngiliz tahtına göz dikmiş durumda,
Yeşil pelerinliler Münster dükü amcanız Helge tahta geçirmeye çalışacaklar , Sarılar ise İskoç kralı etrafında birleşmekte, Kızıllar ise Roger etrafında birleşiyor.”
Bir cümle söyleyecekken omzumdan tutarak eliyle kapıyı işaret etti.Muhafızlarla limana gittik ondan sonra Londra’ya geldim. “
Sevgili oğlum Mark-Ronan, kendi adıma para bastırıp tüm dünyada yüce imparatorluğumuzun adını duyurduğum.Ben genç bir imparatorken amcamı yendim sahte kralları yok ettim.Nice krallara taç giydirdim nice düklükleri hizaya getirdim,Suriye ve kutsal toprakları yeniden feth ettim.Kanımızı papaya kutsattım Notre Dame ve Londra Kulelerini yaptım, fetih için savaşmadığım yer kalmadı benden ve imparatorluğumdan zengin kimse olmadı,Papa bile bazı dini konularda benim dini bilgilerime başvurmakta,birçok kral yardım için bana dilenmekte.Daha nice olayları ve ünvanları Mark Alba İmparatorluğu adına yaptım.
Sözde Romalılar olan Bizans kafirlerinin saraylarında bulunan casuslarıma göre Bizansın başındaki Dukas Müslümanlar üzerine ilerleyip gücünü göstermek istiyor.Cermenler ise İtalya ve Burgonya üzerinden Romayı tekrar kurmak istiyor.Abbasi halifesi ile müttefik ol,Bizansı ve o altın şehri ele geçir.
İberya,Fransa,Kuzeylileri ve İtalyayı Alba adı altında birleştir.
İmparatorluk ve senin sağlığın kimseden önemli değil, hanedanımız çok büyük bundan sonra doğacak çocuklardan erkeklere Mark adını koy (Örneğin Mark-Marcus), kızlara da annelerinin adını ön ad olarak ver.
En küçük kardeşin beni kurtarmak için savaşta öldürüldü diğer erkek kardeşin ruhban yemini etti.Senin önüne senin kötü kararlarından başka önüne geçecek kimse yok.
Derhal içerideki hainleri yok et. Çıktığım seferlerden dolay mutsuz olan halkı göz ardı etme,onlar senin tek gerçek dostun ve asla kimseye güvenme.
İmza yüce İmparator ve şefkatli baban Marcus.
Mektubu okuyup etrafına baktığında kardeşi gibi gördüğü Şovalye Jack kılıcını çekerek "Yüce İmparator Adına!" diyerek nida etti daha sonrasında diz çöktü etrafında bulunan herkes teker teker kılıcını çekerek ve nidayla beraber diz çöktü.
Yaver sessizce kulağına yaklaşarak babanız majesteleri Londra'da öldürüldü, birkaç suikastçı tarafından öldürüldü diye fısıldadı.Bunun üzerine Mark Ronan hikayesine başladı...
“ Ben genç Marcus bugün Nisanın onyedisi İsa’nın doğumundan 1220 sene sonrası , bu gece sessizce uyandırıldım uyandıran babamın sadık şövalyesi Conor’du daha sonra öğretmenim ve psikopos Natfraech odama geldi.Beni taht odasının arkasında bulunan babamın olduğu odaya götürdü,şömineye odun attı daha sonra yaktı.Kapıyı kapattı ve Conor’u da kapıyı muhafaza etmesi için el işareti yaptı.
Boğazını temizleyerek “Majesteleri Einar” dedi ve bir daha boğazını temizledi karanlıkta göremesem de gözlerinin dolduğunu hissedebiliyordum, “ Einar hazretleri, huzura kavuşmuştur sizlerin bir an önce tahta çıkmanız gerekmektedir ve” dediğinde sözünü yarıda keserek ben devam ettim,
“Ba-babam? Peki o nerede? Be-ben nasıl yöneteceğim “ vücudumun her yeri titremişti.Daha ergenliğime gireli 4 sene dahi olmamıştı.
Natfraech sesini yükselterek,
“Siz kanınızın gerçek varisi tek gerçek imparatorsunuz,siz majesteleri yüce İmparatorsunuz bunu konseyinizden ve kuzeyde İskoçya diyarında keçiden süt yapan çiftçiye kadar kabul ettirmeniz lazım.
Sizleri güvendiğim iki sadık muhafızıma teslim edeceğim derhal Dublin sarayından ayrılıp Londra’ya gitmeniz gerekmektedir.Sizi Jorgen Dublin limanında bekliyor olacaktır, derhal buradan ayrılın.”
Kafamı sallayarak onay verdim ve tek bir soru sordum “Neden ata diyarımdan ayrılmaktayım Natfraech neden beni yabancı olan Londra’ya yollamaktasın? “
Babamın kağıtları arasından bir kağıt çıkardı eski püskü bir kağıdın üzerinde düklerin armalarını ve bölgesel çizgileri görüyordum.
“Amcanız,bu sarayda en etkin kişi dün amcanız tarafından tutulmuş birkaç sözde şövalye ve mareşal Tomluth tarafından köşeye sıkıştırıldım,canımla tehdit ederecek sözümü almaya çalştım. Man adasında bulunan sözde İskoç kralı tahtınızın bir sarsıntıya uğrayıp kuzeyin kapısı Yorkshire’a kadar olan toprakları kendinin hakkı olarak görüyor.Roger denilen bir p*ç ise sözde İngiliz tahtına göz dikmiş durumda,
Yeşil pelerinliler Münster dükü amcanız Helge tahta geçirmeye çalışacaklar , Sarılar ise İskoç kralı etrafında birleşmekte, Kızıllar ise Roger etrafında birleşiyor.”
Bir cümle söyleyecekken omzumdan tutarak eliyle kapıyı işaret etti.Muhafızlarla limana gittik ondan sonra Londra’ya geldim. “
Sevgili oğlum Mark-Ronan, kendi adıma para bastırıp tüm dünyada yüce imparatorluğumuzun adını duyurduğum.Ben genç bir imparatorken amcamı yendim sahte kralları yok ettim.Nice krallara taç giydirdim nice düklükleri hizaya getirdim,Suriye ve kutsal toprakları yeniden feth ettim.Kanımızı papaya kutsattım Notre Dame ve Londra Kulelerini yaptım, fetih için savaşmadığım yer kalmadı benden ve imparatorluğumdan zengin kimse olmadı,Papa bile bazı dini konularda benim dini bilgilerime başvurmakta,birçok kral yardım için bana dilenmekte.Daha nice olayları ve ünvanları Mark Alba İmparatorluğu adına yaptım.
Sözde Romalılar olan Bizans kafirlerinin saraylarında bulunan casuslarıma göre Bizansın başındaki Dukas Müslümanlar üzerine ilerleyip gücünü göstermek istiyor.Cermenler ise İtalya ve Burgonya üzerinden Romayı tekrar kurmak istiyor.Abbasi halifesi ile müttefik ol,Bizansı ve o altın şehri ele geçir.
İberya,Fransa,Kuzeylileri ve İtalyayı Alba adı altında birleştir.
İmparatorluk ve senin sağlığın kimseden önemli değil, hanedanımız çok büyük bundan sonra doğacak çocuklardan erkeklere Mark adını koy (Örneğin Mark-Marcus), kızlara da annelerinin adını ön ad olarak ver.
En küçük kardeşin beni kurtarmak için savaşta öldürüldü diğer erkek kardeşin ruhban yemini etti.Senin önüne senin kötü kararlarından başka önüne geçecek kimse yok.
Derhal içerideki hainleri yok et. Çıktığım seferlerden dolay mutsuz olan halkı göz ardı etme,onlar senin tek gerçek dostun ve asla kimseye güvenme.
İmza yüce İmparator ve şefkatli baban Marcus.
Mektubu okuyup etrafına baktığında kardeşi gibi gördüğü Şovalye Jack kılıcını çekerek "Yüce İmparator Adına!" diyerek nida etti daha sonrasında diz çöktü etrafında bulunan herkes teker teker kılıcını çekerek ve nidayla beraber diz çöktü.
Yaver sessizce kulağına yaklaşarak babanız majesteleri Londra'da öldürüldü, birkaç suikastçı tarafından öldürüldü diye fısıldadı.Bunun üzerine Mark Ronan hikayesine başladı...
Daha çok rp tarzı yazdım hikayemi çokça iyi hikayeler çıktı sevgilimin benim yerime oka atlaması ve hayatıma kurtarması bir örnek verebilirim,5-6 sayfalık hikaye çok uzun geleceğinden yazmadım isteye göre yazabilirim.