05-05-2016, 23:33
(Son Düzenleme: 05-05-2016, 23:34, Düzenleyen: Blackwhist.)
Hanedan Oyunu: Stormaktstiden - Bir İsveç Hanedan Oyunu
|
07-05-2016, 23:42
Stormaktstiden - Bölüm I , Part I
Geçmişte atalarımızın oluşturmuş olduğu Kalmar Birliği'nin bir parçası olan devletimiz artık bu birlik ile devam edilemeyeceğinin farkına varmıştı. Ancak bağımsızlık kolay kazanılan bir şey olmadığını çocuklar bile biliyordu, ama zor olsa bile bunu başaracaktık. Sonuç olarak bağımsızlığımızı destekleyebilecek devletlere baktık ve sonuç olarak destek almaya başladık.. Uygun olduğunu düşündüğümüz bir anda savaş ilanımızı yaptık. İngiltere ve İskoçya cepteydi ama ya Litvanya? Büyük ihtimalle Polonya ile birlik kuracaktı ama olsun, o giderse Britanyalı kardeşlerimiz var. Artık bağımsızlığa giden yolda mücadelemizi vermeye başladık. Bu mücadele esnasında Palme hanedanından VIII. Karl başa geçti. Yönetim ve diplomasi alanlarında iyiydi ancak askeri bakımdan tam bir beceriksizdi. Bu ileriki dönemde başımıza dert olabilirdi. Ama olsun bağımsızlık her şeyden önemli idi. Gott mit uns.. İlk sınavını Vastergötland'da veren İsveç ordusu bu sınavdan başarıyla geçmişti... Savaş tüm hızıyla devam ediyordu. Bir yandan müttefiklerimiz Norveç'i kuşatırken Danimarka'da taht kavgası vardı ve bu durum bizim işimize yaramıştı.. Smaland'ı kuşatmaya çalışan Danimarka köpeği Holstein Düklüğü'nün ordularını tamamen imha etmiştik... Yaklaşık 3 yıl süren Trondelag kuşatması başarıyla sonuçlanmıştı. Artık kuvvetlerimizi Danimarka üzerine sürebilecektik. Bu durum üstünlüğümüzü perçinlemede önemli bir adımdı... Savaş esnasında arkamızdan savaş ilanı yapmayan din kardeşlerimize olan güvenimiz artmıştı. Bu durum istikrarımızı etkilemişti. Sonuç olarak halkımızın desteği de artmıştı. Bağımsız olacaktık. İsveç varken Danimarka kimdir ki ? Son Danimarka kalesi de düştükten sonra anlaşma masasına kazanan taraf olarak oturduk. Artık biz konuşacaktık, onlar susacaktı. Artık vakit İsveç'in vaktiydi. Hak ettikleri bir anlaşma imzalattık. Yeni aldığımız toprakları anavatanımızın bir parçası haline getirmeye başladık. Bu ekonomimize olumlu şekilde etki edecekti.. Her şeyi tam düzene oturtmaya başlamışken kralımızın askeri yöndeki beceriksizliği yüzünden ülke iç savaşa sürüklenmeye başladı. Ve bu durumu Kral'ın ölümünden başka hiç bir olay durduramazdı. Bizleri kötü günler bekleyecekti.. Müttefik arayışlarımız sonuç vermeye başlamıştı. İlk olarak Polonya ile müttefik olduk. Komşumuz olan Novgorod Moskova'dan dayak yemişti ve hiç bir müttefiği yoktu. O toprakları düşmanlarımıza bırakamazdık.. Baltık kıyılarından bir kaç toprak alarak savaşı bitirdik. Çok fazla tepki çekmeyi göze alamazdık çünkü yeni bağımsız olmuştuk. Kralın beceriksizliği artık halkın canına tak etmişti, sonuç olarak ülkede iç savaş çıktı. Kötü günler yaşayacaktık, ancak her gecenin bir sabahı vardır. Durumun ümitsiz olduğunu anlayan kral tahtı bırakmaya zorlanıldı ve ardından infaz edildi. Palme hanedanı kısa bir süre hüküm sürmüştü. Artık devir Alkmaar Hanedanı'nındı.. III.Knut halkın desteğini alarak tahta geçmişti. Stormaktstiden - Bölüm I , Part II
III. Knut Alkmaar Dönemi (1460-1478)
Ülke iç savaştan çıkmış, yönetim değişmişti. Ancak yeni kralın arkasında halkın her kesiminden destek vardı. Bu durum Kralın yeni reformlara girişmesini sağladı. Yapılan diplomatik ataklar meyvesini vermeye başlamıştı, Kutsal Roma İmparatoru Avusturya ile müttefiklik anlaşması imzalandı. Bu sayede olası saldırılara karşı önlemimizi almıştık. Yapılan reformlar ve harcamalarda tasarrufa gidilmesi gelirimizde gözle görülür bir artış sağlamıştı. Bunlar daha başlangıçtı ve devamı gelecekti. Güzel günler İsveç'i bekliyordu.. 20 Temmuz 1465.. Yaptığı reformlar ile ekonomi iyileştikten sonra İsveç gözünü yeniden Danimarka ve Norveç topraklarına dikti. Koşullar uygundu ve kesin darbe vurulacaktı. Müttefiklerin de desteği ile II. İsveç-Danimarka Savaşı başladı. Savaş tüm hızıyla devam ederken bir haber geldi. Kralımızın bir oğlu ve İsveç tahtının varisi olmuştu. Kral oğlunun adını Adolf Fredrik koymuştu. Kral boş durmuyordu.. Danimarka'nın kaleleri teker teker düşürülmüş İsveç-İngiltere orduları başkenti kuşatmaya başlamıştı. Sonuç olarak şehir düştü ve Danimarka anlaşma yapmaya zorlanmıştı. Anlaşma sonucunda İskandinavya tek çatı altında birleşmişti. Gerçek İskandinavlar olan İsveç sancağı altında. Yıllar geçiyordu. Artık şövalyelerin karizması yerini toplara ve sonuç olarak tüfeklere bırakacaktı. Ülkede son defa turnuva düzenlendi. Habsburglar'ın Kutsal Roma'yı iyi yönetemediğini düşünen Elektörler yeni İmparator olarak Palatine Dükü'nü seçmişlerdi. Bu durum ileride işimize yarayacaktı. Her şey yolunda giderken Saray'dan feryatlar yükselmeye başladı. Kralımız genç yaşta ölmüştü. Tahtın varisi ise henüz 11 yaşındaydı. Ülkeyi yeni kral başa geçesiye kadar konsey yönetmeye başladı. 4 yıllık bir konsey döneminden sonra yeni kral 15 yaşında tahta çıktı. Yeni bir dönem başlayacaktı. Vasiyet; Tötonlar düşmedi ve güçlü müttefiklere sahip. Livonya Tarikatı ile anlaşmayı bozup iki devlete karşı savaşa girebilirsin. Sana kalmış. Moskova Karadeniz'e kadar indi. Uygun bulduğun vakitte müttefiklerinin yardımı ile Ruslara saldır. Ekonomik olarak durum gayet iyi, ekstra binalar kurabilir ya da orduyu daha da güçlendirebilirsin. Avusturya artık HRE imparatoru değil. Bu durumu lehine çevirebilirsin. Save: http://dosya.co/7kcwjxp2qfhc/Stormaktstiden.eu4.html
09-05-2016, 05:42
Troll hanedanı nerede unfollow :(
ayrıca sivil savaşı çok boş geçmişsin ve mevcut kral öldükten sonra da oynamaya devam etmişsin bence yanlış bir şey biraz daha rol yapılmalıydı
09-05-2016, 07:14
Bir sonraki oyuncu dosyaları yüklerken jpg olarak yüklerse hoş olur.
09-05-2016, 09:46
Şimdi 2 kişi mi oynadı 1 kişimi ? :D
09-05-2016, 17:35
(09-05-2016, 05:42)Fire : Troll hanedanı nerede unfollow :( Çünkü sivil savaş toplasan 1 ya da 2 yıl sürdü, onda da oyunun gazabına uğradım teşekkürler j*han. Ayrıca değerlendirmelerin için teşekkür ederim, bu arada istisnalar kaideyi bozmaz ;P
09-05-2016, 18:48
(09-05-2016, 17:35)Blackwhist :Şimdi 2 kişimi oynadı sadece ?(09-05-2016, 05:42)Fire : Troll hanedanı nerede unfollow :(
09-05-2016, 23:23
Blackwhist sırasını oynadı , şimdi save'i ben devraldım ve oynuyorum. En geç Çarşamba paylaşırım.
10-05-2016, 12:47
Adolf Fredrik I Alkmaar
Ülkeyi devraldığımızda ekonomimiz güzel. İlk olarak bağımsızlığımızı sağlayan babamızın vasiyetini yerine getirmek amacı ile Livonya Seferi hazırlığı yapıyoruz. Daha büyük bir ordu kurmak amacımız. Dostumuz olan Brandenburg'a yardım ediyoruz. Ve savaş bitiyor. İç sorunlara yol açacak bir sınıf istemiyoruz. Cevabımız net. Hanedanımızın gücünü arttırmak amacı ile İtalyada taht ele geçirmeye çalışıyoruz. Iskindinavya'nın İsveçlilerin korumasında olması gerektiğini Danimarkalılara kanıtlamak için ordumuz yola çıkıyor. Adolf Fredrik'in ordu reformu ile artık ülkemize top geliyor. Bu topları Almanya'daki Feodal kaleleri yıkmak için kullanacağız! Savaşı ilan ediyoruz , Iskandinavya İsveçindir. Savoy Dükü tahtı kaybetmemek için gayrimeşru çocuğunu varis ilan ediyor ve planlarımız suya düşüyor. Danimarka kralının arkasına saklandığı kaleyi düşürüyoruz. Danimarka donanması ile birlikte tarih oluyor. Toplarımız Danimarka müttefiği olan Alman devletlerinin surlarını dövüyor. Danimarka'nın kaçak ordusunu bulup saldırıya geçiyoruz. Müttefikleri desteğe geliyor ancak hala avantaj bizde. Ve Danimarka ve müttefiklerinin ordusu yeniliyor. Kuşatmalar devam ediyor. Dostumuz Avusturya'nın içinde çıkan isyanlar sonuç veriliyor ve Styria kuruluyor. Her ne kadar dostumuz olsa da bu habere seviniyoruz. Danimarka'nın müttefikleri barışa zorlanıyor. Danimarka tarihe karışıyor. Ruslar'dan aldığı destek ile HRE içine kadar genişleyen Macaristan durdurulmalı. Lübeck ticareti için yaptığımız kısa süren anlaşma. Ülkemizin temelini atan babamızın vasiyetini yerine getirmek amacı ile Livonya Seferini başlatıyoruz. Zorlanmadan Livonya'yı yeniyoruz. Ancak beklenmedik bir isyan ile (gözümden kaçmış) savaşı erken bitirmek zorunda kalıyoruz. Ordumuzu Livonyadan Danimarkaya getirip isyanı bastırmaya çalışana kadar isyancılar Sınırı geçiyor. İsyancıların elindeki şehirler ve kale alınıyor. Bir süre sonra ilginç bir şekilde isyancılar kuzeyden dolaşarak tekrar geri geliyorlar. Güzel bir karşılama ile İsyancıların Danimarkayı tekrar canlandırma hayalini yok ediyoruz. Çıkardığımız isyanları başka ülkelere sıçratmak konusunda çok başarılıyız. Umarım geri gelmezler. Avusturya Arşidükünü kırmayıp savaşa dahil oluyoruz. Savaşta büyük rol üstleniyoruz. Savaş bitiyor. Başka bir ordu reformu ile 2. Livonya seferine hazırlanıyoruz. Savaşı ilan ediyoruz. Bir yenilgi ile şoka uğradıktan sonra Polonya'nın yardımını istiyoruz. Bizi kırmıyor. Çok geçmeden Kralımız Adolf Fredrik I Alkmaar hayattan göçüyor. Son durum. Save Vasiyet : HRE'deki zayıflığı kullanıp kesinlikle içe girilmesi gerekiyor , Rusya hala büyük bir tehtid ve Livonya savaşı sırasında Tetonlardan da toprak alınabilir.
11-05-2016, 18:35
Bende mare nostrum yok umarım sorun olmaz .
Yardım almaya alışan emir almaya da alışır.
11-05-2016, 18:39
Bende de yoktu. Achivementleri alamıyacağıma dair bir uyarı geldi sadece.
11-05-2016, 20:26
11-05-2016, 20:49
13-05-2016, 13:05
The Cossacks gerekli mi peki?
13-05-2016, 18:46
Benden sonraki devam etsin bu aralar oynuyamıyorum kusura bakmayın.
15-05-2016, 20:57
@GaulTurk hocam devam edermisiniz oyunu ?
Yardım almaya alışan emir almaya da alışır.
16-05-2016, 02:17
Kral Gustav Adolf I Alkmaar
Atalarının kan ve savaş ile geçen hükümranlığının ardından tahta geçti. Aklında olan tek şey atalarının mirasını altın çağına sokmaktı. Tahta geçer geçmez estateler ile ilgilendi ve devlet için yarar sağladı. Ülkenin ordusunda reform hareketi başlattı ve askerlerin saldırıya daha uygun olmasını sağladı. Kral Gustav Adolf Kelt kültüründen hoşlanıyordu, müzisyenlerine Eire isimli parçanın çalınmasını emretti. Atalarının aksine İskandinavya topraklarına medeniyet getirmek isteyen Adolf, büyük bir gelişim sağladı. Aynı zamanda gençliğinden beri dinine bağlı olan Adolf Hristiyanlığın merkezinin İskandinavya olması gerektiğini düşünüyordu ve Papalığı ele geçirebilmek için aktivitelerde bulundu. Adolf ne Paris'in, ne Madrid'in, ne Roma'nın, ne Londra'nın, ne de Viyana'nın Hristiyanlığın başkenti olduğunu kabul etmiyordu; başkent Stockholm'dü. Adolf, babasından kalan savaşta başarı ile ilerlerken ve Tötonları bozguna uğratırken hayata gözlerini yumdu. İsveçliler "Tanrı sevdiği kulunu erken yanına çağırırmış" diye düşünüyordu. Adolf iyi bir kraldı fakat hükümdarlığı yaklaşık 2-3 sene sürdü. Daha yapılacak çok şey vardı, İskandinavya şanssızdı. |
|
Konuyu Okuyanlar: 47 Ziyaretçi