Her hafta yeni Tarihi karakterler
#1
Burada Tarihte yaşamış rastgele karakterler her hafta paylaşılacaktır.

Paylaşın kişi kimsenin ismini duymadığı biri veya çok ünlü biri de olabilir.

Paylaşma öneriniz varsa bana özel mesaj atabilirsiniz.

Paylaşılması Düşünülen Kişiler:

1- Leonardo Da Vinci
2- Hernan Cortes
3- Zidan El Nasır
4- Nebuchadnezzar II
Ara
#2
bMBEQY.jpg   

Hüseyin Dayı (1765 İzmir - 1838 İtalya)

Hüseyin Paşa, V.Hüseyin veya Hüseyin Dayı 1765 yılında İzmirde doğmuş Osmanlı Cezayiri'nin son yöneticisidir. 1818'te Ali Hoca'nın yerine Cezayir Dayısı(Yöneticisi) olmuştur.

Avrupalılar Cezayir,Tunus ve Tripoli'nin o dönemlerde yaptığı Korsanlık faaliyetlerine karşıydılar. 1816'da Hüseyin Dayı'nın geçmesinden hemen 2 yıl önce Cezayir Limanı korsanlık faaliyetleri yüzünden bombalanmıştı. Bu yüzden Avrupalılarla ilişkiyi iyi tutmak ve son dönemde Avrupalılar arasında yaygınlaşan Kölelik karşıtı propagandaların yaygınlaşması nedeniyle bazı köleleri serbest bıraktı ve Yahudilere dini özgürlükler tanıdı.

19.Yüzyılda Fransa'nın tüccarları Cezayir'den Buğday ve un satın almışlardı. Fransızlar borçlarının bir kısmını ödediler ama Hüseyin Dayı geri kalanının ödenmesini isteyerek sinirlendi ve Fransız elçisi Pierre Deval'e yelpazesiyle şaplak attı(1827).

QYV89V.jpg
 (Hüseyin Dayı'nın Fransa elçisi Pierre Deval'e şaplak atarken
                                çizilmiş resmi.)

Fransızlar bu hareketi diplomatik bir hakaret olarak gördüler ve olay çok ileriye gitti. Fransızlar 1830'da Cezayirdeki Sidi Ferruch'a 34.000 asker çıkardılar. 5 Temmuz 1830'da başkent Cezayir'e girdi. Hüseyin Dayı teslim oldu ve Cezayir'i terk etti. 313 yıllık Osmanlı hakimiyeti yerini Fransız kolonisine bıraktı. Hüseyin Dayı 1838'te İtalya'nın Piyemonte eyaletinde öldü. 

Günümüzde Kuzey Cezayir'de Hüseyin Dayı adlı bir bölge vardır. Ayrıca Cezayir'in bir futbol takımına ismini vermiştir. NAHD (NA Hüseyin Dayı) takımı Cezayirde 1.Profesyonel ligde oynamaktadır.


[+] 2 üye Rodemape32 nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
#3
1D0oE1.jpg

Grigori Rasputin (1869 Pokrovskoye - 1916 St.Petersburg)


Grigori Rasputin, Sibiryadaki Tümen(Tyumen) oblastında 1869 yılında doğmuş bir Rus köylüsüdür. Okuma-Yazma bilmeyen Rasputin'in 9 kardeşi vardı. 1887'de evlendi. Genç yaşlarında bazı yeteneklerini(hipnoz) keşfetmeye başladı. Okuma-Yazma bilmemesine rağmen zekası sayesinde ve hipnoz yeteneği ile insanları etrafında toplamaya başladı.Hırsızlık iddialarıyla suçlanınca bir manastıra sığındı. Daha sonra "Aziz" olduğunu iddia edip evini terk etti ve gezintiye çıktı. 1903'te St.Petersburg'a vardı. Petersburg'da şifacı olarak ünü yayılmaya başladı. 1905'te Çar II.Nikolas'ın oğlu Alexei'nin hastalığını duydu. 

aMA5l5.jpg zlDqpR.jpg  6q1Gpl.jpg
                     (Rasputin ve Çocukları)                                                            (Rasputin Hakkında 1996 yapımı film)                                                  (Rasputin 1914 yılında bir hastanedeyken)

Alexei hemofili hastasıydı. Çar bu gizli şifacıyı duydu ve oğluna bakması için çağırttırdı. Rasputin çocuğun kanamasını dua ederek ve dokunarak durdurdu. Çar bu olaydan sonra Rasputin'i bir peygamber olarak görmeye başladılar. Ancak Alexei tamamen iyileşmemişti. Her nöbetinde Rasputin çağrılıyor ve Rasputin iyileştiriyordu. Bu sebepten Rasputin'in Çar'ın yanında kalmasına karar verilir. Daha sonra Halk arasında dedikodular çıkmaya başlar. Rasputin olayları duyan Çar II.Nikolas'ın karşısına çıkartılır. Nikolas sürgün kararı verir ama Alexei yenin nöbete tutulur. Bu sebeple Rasputin geri çağrılır ve çocuğu iyileştirir. 

Bu andan itibaren Çar ve Çariçe Rasputin'e bağımlı hale gelir. Kısa bir süre sonra İstekleriyle ülkeye hükmetmeye başlar. Soylular ve Çar başta olmak üzere Rasputin'in büyük etkisi rahatsız etmeye başladı. Bir köylünün saray yönetiminde olması çok garip bir durumdu. 

Bu arada I.Dünya savaşı başladı. Rasputin bu savaşı bir felaket olarak görüyor ve savaşı istemiyordu. Daha sonra Rasputin kendisine Vahiy geldiğini iddia etti ve Çar'a ordunun başına geçmesini söyledi. Ülkenin başına Rasputin'e bağlı Çariçe geçmişti. Git gide ülkeyi yönetmeye başlıyan Rasputin Çariçe'nin baş danışmanı haline geldi. 

Çar Nikolas'ın ordusu yenigiye uğradı. Bu olaydan sonra ortalık iyice karıştı ve bir suikast sonucu Rasputin 1916'da öldürüldü. Rasputin'in ölümü çeşitli efsanelere dayanmaktadır. Zehirlendiği,3 el ateş edilmesine rağmen ölmediği, bunun üzerine denize atıldığı ve orada da hemen ölmediği anlatılır. Şubat devriminde cesedi ateşe verildi.

1Do0Ob.jpg
                          (Rasputin'in cesedi)

Hakkında birçok filmler,diziler,şarkılar ve operalar yayınlanmıştır. 
Ara
#4
jVGGRm.jpg

Ömer Hayyam (1048 Nişapur - 1138 Nişapur)

İranlı bilgin ve şair. Eldeki yapıtlardan ve bu arada özellikle onun hayatını anlatan kitaplardan mantık, felsefe, matematik ve astronomi konularında araştırmalar yaptığı ve bu alanlarda düzenli bir öğrenim görmüş olduğu anlaşılan Hayyam'ın gençlik yılları hakkında ayrıntılı bilgi yoktur. "Çadırcı" anlamına gelen Hayyam takma adını, atalarının çadırcı olmasından dolayı aldığı söylenir.

Hayyam aynı zamanda çok iyi bir matematikçi idi. Üçüncü dereceden bilinmeyen denklemlerle ilgili yazdığı bir eserinde bilinmeyen rakamın yerine Arapça'da "şey" anlamına gelen kelimeyi kullanmıştır. Daha sonra bu eseri diğer dillere çevrilirken İspanyolcaya "Xay" olarak geçmiştir. Daha sonra bu kelime ilk harfine indirgenerek bilinmeyen rakamın simgesi "x" olarak kullanılmaya başlamıştır.

Geçmişte yaşamış birçok ünlünün aksine Ömer Hayyam'ın doğum tarihi günü gününe bilinmektedir. Bunun sebebi, Ömer Hayyam'ın birçok konuda olduğu gibi takvim konusunda da uzman olması ve kendi doğum tarihini araştırıp tam olarak bulmasıdır.

0mooJY.jpg
   (Ömer Hayyam'ın Mezarı - Nişapur)

Rubailerinde; dünya, var oluş, Allah, devlet ve toplumsal örgütlenme biçimleri gibi hayata ve insana ilişkin konularda özgürce ve sınır tanımaz bir şekilde akıl yürüttüğü görülmektedir. Akıl yürütürken ne içinde yaşadığı toplumun ne de daha öncesi zamanlarda yaşamış toplumların kabul ettiği hiçbir kurala bağlı kalmamış, kendinden önce yaşayanların insan aklına koymuş olduğu sınırları kabullenmemiş, bir anlamda dünyayı, insanı, var oluşu kendi aklıyla baştan tanımlamış; bu nedenle de çağını aşarak "evrenselliğe" ulaşmıştır. Ancak unutmamak gerekir ki Hayyam'ın yaşadığı dönem, kendisi gibi çağları aşan ve tarihin gördüğü en büyük düşünürlerden birini yaratacak sosyo-kültürel altyapıya sahipti. Kendi tarihinin belki de en aydınlık dönemlerini yaşayan İslam dünyasında felsefenin hak ettiği ilgiyi gördüğü, Selçuklu saraylarında ise sentez bir Orta Doğu kültürü (Türk-Hint-Arap-Çin-Bizans) oluşmaya başladığı bir dönemde yaşayan düşünür, böylece nispeten yansız ve bilimsel bir öğrenim görmüş, Felsefeyi günah saymayan bir toplum içinde özgürce felsefe ile ilgilenebilmiştir.

Ömer Hayyam'ın Bir Rubaisi:

Ceyhun nehri kanlı göz yaşımızdır bizim;
Dünya dediğin bir bakışımızdır bizim;
Cehennem, boşuna dert çektiğimiz günler, 
Cennetse gün ettiğimiz günlerdir bizim.



Yaşamanın sırlarını bileydin
Ölümün sırlarını da çözerdin;
Bugün aklın var, bir şey bildiğin yok:
Yarın, akılsız, neyi bileceksin?



İçin temiz olmadıkdan sonra 
Hacı hoca olmuşsun, kaç para!
Hırka, tespih, post, seccade güzel; 
Ama Tanrı kanar mı bunlara?



Var mı dünyada günah işlemeyen söyle:
Yaşanır mı hiç günah işlemeden söyle;
Bana kötü deyip kötülük edeceksen,
Yüce Tanrı, ne farkın kalır benden, söyle.



Felek ne cömert ne aşağılık insanlara! 
Han hamam, dolap değirmen, hep onlara. 
Kendini satmıyan adama akmek yok: 
Sen gel de yuh çekme böylesi dünyaya!
Ara
 




Konuyu Okuyanlar: 3 Ziyaretçi



Strategyturk Forumları

Strategyturk Forumları tüm Türk stratejiseverler için büyük ve kaliteli bir platform olma amacı güder. Forum içerisinde çok sayıda strateji oyunu için bölüm ve bu bölümlerde haber konuları, rehberler, mod tanıtımları, multiplayer etkinlikleri ve üye paylaşımları için alanlar yer alır.