17-07-2018, 17:30
(Son Düzenleme: 17-07-2018, 18:13, Düzenleyen: napolyon94.)
(17-07-2018, 07:54)Sezar : Ellerine saglik, boyle Osmanli olsun veya Turkiye olsun alternatif hikayeleri pek seviyorum,takip. Hizliresim bende gozukmuyor baska bir yere upload etme imkanin olursa bende gorebilirim ssleri. Olmazsa da sikinti degil. Takip.
Hızlı resim nasıl açılmıyor, hangi ülke de yada yurttasın :)
Öğlen saatlerine kadar Ankara'daki tüm kilit noktaları ele geçirdik. Bunda Susurluk Kolordu komutanın büyük destekleri işimizi rahatlattı. Ankara'da ki 4.Avcı filosunun Meclis binası üzerinde ki birkaç sortisi, fötr şapkalı milletvekillerini korkutmaya yetti. Ankara Emniyet Teşkilatı da resmen otorite olarak "Geçici İhtilal Senatosunu" tanıdı. Senato öğleden sonra namlular altında ki meclise olağanüstü hal şartlarını onaylattı. İsmet Paşa'nın tutuklanma emri ise şiddetli protestolar ve arbedeler arasında akşam saatlerine kadar çıkarılamadı.
20 Eylül 1939 şafağında başlayan hareketimiz malesef tüm Türk Silahlı Kuvvetlerinden gereken desteği alamadı. Birliklerimiz hızla Ankara, Eskişehir ve Bursa'yı zaptetti. Fakat İstanbul, Diyarbakır ve Urfa gibi önemli şehirler de etkin olamadık. Bir çok yol arkadaşımız karşı ihtilal ile 48 saat içinde tutuklandı. Ankara çevresinde ki jandarma güçleri, askeri okul öğrencileri ve Nazmi Paşa yerine bizi tercih eden sadık askeri taburlardan karma bir "İhtilal Ordusu" hazır ettik. Bir çok alay kısmi tarafsızlık ile çatışmadan kaçınmaya çalışıyor. Sağduyularını anlasak da bu İsmet Paşa ile pasif işbirliği demek oluyor.
İhtilal Ordusunun başına sevgili Numan'ı atıyoruz. İşin rakamlarına değiş neticelerine odaklanmış gerçek bir emir adamı. İhtilal Ordusu hızla Sakarya'ya oradan da İstanbul'da İnönü'nün ikamet ettiği Yıldız Sarayına gidecek. Umudumuz Trakya-Çatalca bölgesinde tek bir kardeş çatışmasının yaşanmaması yönünde olsa, ihtilaller kanla kendini onurlandırmadıkça kalıcı olamazlar. Bu yüzden kısmi çatışmalara kendimizi hazırladık. Yine de"Geçici İhtilal Senatosu" olarak bize bağlı olsun olmasın tüm valiliklere çatışmalardan kaçınılması, toplum barışı için zaruri olmadıkça sert müdahalelerden uzak durulması talimatı verildi.
Bir diğer problem ise Doğu Vilayetlerinde baş gösterdi. Ayrılıkçı ilkelerden ziyade, daha fazla taviz talep eden leş yiyici aşiretler gövde gösterisinde bulunuyorlar. Ordu hızla Doğu Vilayetlerine giriyor. Fakat 4. Urfa Kolordusu Komutanı Recep Paşa ve İnönü'nün bizzat İstiklal Harbinde kumanda ettiği 1.Süvari Tümeni İhtilal'i tanımıyor! Doğu Vilayetinde ki bu 35 bin ordu mensubunun hızla teslim alınması ve bölgede emniyetin sağlanması gerek.
İki yüzlü Rauf iki tane kruvazörüne sahip çıkamıyor! Üstelik bir tanesi onu o yapan Hamidiye Kruvazörü! Rauf Paşa kısmi tarafsızlık ilan ederek Foça'dan ayrılmıyor. Hamidiye ve Mecidiye ise resmen ihtilale karşı koca ülkeyi deniz ablukasına almaya çalışıyor.
Sanayi tesisleri, atölyeler ve en önemlisi ordu lojistik depoları büyük oranda bizim elimizde. Yine de İsmet Paşa'ya sadık 14 tümen ve Hava Kuvvetlerimizin 3 te biri olan 140 uçaklık 4 hava filosu da yine Trakya'da bulunuyor. Trakya'yı olası bir çatışma durumunda almak birkaç hafta alabilir. Niyetimiz Eylül ayı bitmeden bu kriz ortamını kavuşturmak. Fakat karşı ihtilal hamleleri ile bazı valilikler çekimser kalmaya devam ediyor.
Akşam saatlerine doğru 1.Ordu'nun Ankara istikametinde yürüyüşe geçtiği haberi kulislere bomba gibi düşüyor. Derhal İhtilal Ordusu ağırlıklarını bırakarak Bolu Dağını geçmeden onları karşılamaya hücuma geçiyor.
Hava desteği malesef güvenilmez bir tablo ortaya koyuyor. Doğrudan bize bağlı sadece 70 uçak bulunmakta. Erzurum, İzmir, Konya ve Malatya'da ki hava filoları saflarımıza çekilmeli.
Şehir arbedelerini saymaz isek ilk ciddi çatışma haberi Gebze'den geliyor. Askeri Öğrencilerden oluşturduğumuz yeni 1.Piyade Tümeni , İsmet'in 11. Piyade tümenini püskürtüyor. Fakat iki tarafta da artan hiddet ve karşı taarruzlar, ihtilalimizi bir iç savaşa doğru sürüklüyor.
Batı'nın aksine Doğu da ki sindirme politikalarımız meyve veriyor ve kontrolü hızla sağlıyoruz.
Karşı İhtilal Güçleri Şile-Tuzla hattına çekiliyorlar. Gelen habelere göre İsmet Paşa çelik bir irade ile direnmeyi tercih ediyor. İstanbul'un Anadolu Yakası tahliye ediliyor. Senato, İhtilal Ordusuna hazır olmadan umumi taarruz emri veriyor. Bizim çocuklar 2 kez püskürtülüyor. Ankara ki pilotlarımız bile dağı taşı bombalıyor. Düşman üzerine gitmekten kaçınıyorlar. Bu iki tarafında çekimser başladığı bir dizi çatışmalar serisi.
Erzurum Kırsalın da Fanatik 1. Süvari Tümeni, bizim çocukları açık arazi de biçiyor. 22.Piyade tümeninin artık bir keşif taburu yok.
İlk haftanın bilançosu 1600 vatan evladı oluyor. İşler istediğimiz gibi gitmiyor. ABD,Fransa ve İngiltere ve Sovyetler Ankara'nın İhtilal hükümetini tanımıyorlar. Alman konsolosu davetlerimize icap etmiyor.
Karşı İhtilal Güçleri dün gece Ankara'nın çeşitli noktalarını sembolik olarak bombaladılar. Hava personelimizin çoğu İhtilale destek vermiyor.
2 haftadan kısa bir süre içinde, Doğu da neredeyse tam kontrol sağlıyoruz. Senato da çoğunluk Doğu da ki 3 hain tümenin kuşatılması ve teslim olmalarının beklenmesini öneriyor. Yok yere bu vatansever çocukların kanını dökmeyeceğiz.
Model olarak aldığımız Polonya Ordusunun, 5 hafta da çöküşüne tanık olduk.
Senato bu kaos ortamını sonlandırmak için, "Mitralyöz Harekatına" onay verir. Trakya da ki Devlet kimdir bilmez hainleri ezip, ülkede istikrar ve huzuru yeniden tesis edeceğiz. Bu kaos ortamı uzadıkça, her gün daha uluslararası bir mesele haline geliyor.