BÖLÜM LİSTESİ
Hikaye: Lusitania - EU4 Random New World AAR
|
Duarte'nin Kahrı
Kral Beşinci Afonso, babası Duarte'nin ani ölümüyle tahta geçtiğinde henüz 6 yaşındaydı. Duarte de Avis (1/3/0) döneminde Portekiz Krallığı Ceuta'yı ele geçirmişti ve tüm hazinesini bu limanı elde tutmak uğruna boşaltmıştı. Müslüman haydutları bu ticaret limanı şehirden uzak tutmak için kiralanan paralı askerler hem emir verildiğinde kimi zaman dinlemiyor, hem de çok altın istiyor, altınları verilmediğinde ise korumaları gereken şehri yağmalamaya kadar işi götürebiliyorlardı. Duarte farketti ki Tangiers şehri kontrol altında değilken Ceuta limanını kontrol etmenin bir anlamı yoktu. Portekizliler Ceuta'yı aldıktan sonra ticaretin akışı değişmiş, kervanlar Tangiers'e gitmeye başlamıştı. Bu durum hem Portekiz için hem de Ceuta şehri için büyük bir çöküşe sebep olmuştu. Duarte'nin kardeşleri Henrique ve Ferdinand Duarte'yi Fas Sultanlığına bir saldırı daha düzenleyip Tangiers'i ele geçirmesi için ikna etmeye çalıştılar. Bu saldırıya Papalık dahil diğer hristiyan devletlerinin hiçbirinden destek gelmedi, Portekiz Krallığının içinden de bu seferi uygun bulmayanlar vardı. Tüm bu zorluklara rağmen sefer düzenlendi ve Tangiers şehri kuşatıldı. 1437 yılında Tangiers'i kuşatan orduya komutanlık eden Henrique, Fas Ordusu tarafından büyük bir hezimete uğratıldı. Sadece hezimete uğramakla kalmayan Portekiz Ordusu üstüne üstlük Kuzey Afrikada sıkıştırılıp teslimiyete zorlandı. Barış antlaşmasında Henrique Ceuta'dan çekilineceğine dair söz verdi, bunun karşılığında etrafı sarılan Portekiz Ordusunun Mağrip topraklarından zarar görmeden çıkarılmasına yönelik taahhüt aldı. Antlaşmanın geçerliliği için aynı zamanda Duarte'nin diğer kardeşi Ferdinand Fas Sultanlığına teslim edildi. Tangiers'in alınamaması Duarte'ye büyük darbe oldu. Saraydakiler Ceuta'nın verilmesini telkin ederken antlaşmayı bizzat imzalayan Henrique, antlaşmaya uyulmaması ve Ceuta'da direnilmesi gerektiğini savunuyordu. Kararsızlığa düşen Duarte meseleyi Portekiz Soylular Meclisine götürdü. Soylular antlaşmanın ticaret gelirlerine zarar vereceği düşüncesiyle antlaşmayı reddetti ve Ferdinand'ın salınması için başka bir yol bulmayı önerdi. Duarte aynı yılın yaz mevsiminde hastalıktan vefat etti. Yaygın görüş ise onun kardeşi Ferdinand'ı Mağriplerin elinden kurtaramayaşının kahrından öldüğüne yöneliktir. Ferdinand'ın kendisi de 1443 yılında Fez şehrinde hayatını kaybetti. Şimdilerse ise 1444 senesinin Aralık ayında, tahtta Duarte'nin tek oğlu Afonso bulunuyor, kendisi henüz 12 yaşında ve Portekiz Krallığının kaderi tamamen onun ellerinde.
05-12-2015, 15:36
Anlatım tarzı oldukça güzel yazılar uzun ve resimlerle desteklenmiş.Hatta resimler bile çerçeveler ile desteklenip aynı boyuta getirilimş.Çok iyi bir başlangıç yazısı olmuş bence ve hikayede bu şekilde giderse güzel olur diye düşünüyorum.Takibe aldım.
05-12-2015, 18:33
Umarım uzun soluklu bir aar olur =)
Yeni bölüm gece yarısı gelecek. Yeni bölümde Duarte'nin ölümü sonrası kral naibi olarak ülkeyi yöneten Coimbra Dükü "Yedi Diyar Gezmiş Pedro"'yu tanıyacağız.
06-12-2015, 01:22
Takip.
06-12-2015, 03:53
Son 1 saatimi Custom Multiplayer 2 için ülke yaratmaya kafa yorarak geçirdiğimden bölümü yetiştiremeyeceğim malesef.
Yedi Diyar Görmüş Pedro
Duarte'nin ölümü sonrası taht o esnada 6 yaşında olan Beşinci Afonso'ya kalmıştı. Afonso tahta geçecek yaşa gelene kadar ülkeyi kral naibi Coimbra Dükü " Yedi Diyar Görmüş Pedro " vekaleten yönetiyordu. Coimbra dükü Pedro ülke genelinde saygı duyulan biriydi. Muhtemelen döneminin en çok seyahat etmiş hükümdarlarından biriydi, gençliğinde Kastilya topraklarına geçen Pedro, oradan Macaristan'a seyahet edip Kutsal Roma İmparatoru Sigismund'un hizmetine girmiş, İmparator ile birlikte Türklere ve Bohemyadaki dinsizlere karşı savaşmış, karşılığında ödül olarak Treviso düklüğünü almıştı. Ardından Türk tehditi altında bulunan Konstantinopolis'e geçen Pedro, oradan kutsal toprakları ziyaret edip İskenderiye limanından Portekiz'e geri dönmüştü. Ceuta'nın işgali ve Tangiers faciası sonrası ülkenin ekonomisi ve prestiji kötü haldeydi. Portekiz, komşusu Kastilya'dan geride kalmıştı. Coimbra dükü Pedro, kral naibi olarak ekonomiyi toparlamaya ve diğer ülkelerle dostane diplomatik ilişkiler kurarak Ceuta'yı zorla almaya kalkışabilecek Fas Sultanlığına karşı savunmasız bırakmamaya çalışacaktı. ,
Pedro ilk iş olarak düzenli ordunun maaşlarında azaltmaya gitti, Kraliyet donanmasını Lisboa'ya demirleten Pedro, bu gemilerin tersanelerde tutulmasını ve bakım işlerine bir süre ara verilmesini emretti, geri kalan tüm donanmanın da Cebelitarıkta sürekli Mağripli korsanların saldırısına uğrayan ticaret gemilerinin koruması için görevlendirdi. Portekiz için en önemli kaynaklarından biri ticaretti ve bu ticareti baltalanması Portekiz ekonomisinin çökmesi demekti.Coimbra dükü Pedro'nun önderliğinde bir Portekiz delegesi Londra'ya seyahat ederek İngiltere Kralı 6. Henry ve karısı Margaret de Anjou'nun huzuruna çıktı. Taraflar arasındaki diplomatik görüşmede Kral 6. Henry'den çok karısı Margaret de Anjou'nun konuşması Portekizlilerin dikkatini çekmişti. Henry'nin tahtı sallantıdaydı ve açıkca ülkeyi kendisi değil, karısı Margaret yönetiyordu. Margaret de Anjou Anglo-Lusitanyan müttefikliğinin sürdürüleceğini ve olası bir Fas saldırısında Portekiz'i korumak adına donanmanın bir kısmını gönderebileceğine dair söz verdi. Londra'nın ardından soluğu Toledo'da alan Pedro, Kastilyalılardan oldu olası hazzetmemişti. Avrupanın birçok köşesinde farklı türde gelenekleri olan birçok millet görmüş Pedro, Kastilyalıları özellikle rahatsız edici buluyordu. Ancak o gün Toledo'da seyyah Coimbra Dükü olarak değil, Portekiz Krallığı'nın Kral Naibi olarak bulunuyordu ve oluşabilecek herhangi bir tatsızlık böylesi kırılgan bir durumda olan Portekiz'in Toledo'daki Kralın otoritesi altına girmesi anlamına gelebilirdi. Pedro zor da olsa Kastilyalıların yılışık hareketlerine ve garip şakalarına katlanıp Toledo'da bulunma amacı olan Mağriplilere karşı birlikte hareket etme antlaşmasını imzaladı. Dış ilişkiler kurulduktan sonra ülkenin iç yapısıyla ilgilenmek gerekiyordu, bunu sağlamak için Pedro, ülkedeki diğer asillerle, din sınıfıyla ve şehirli baronlarla teker teker görüşmeler yapıp bu gruplardan tam destek talep etti. Güçlü bir Portekiz için her Portekizlinin ülkesini desteklemesi gerekiyordu. Kimi vatanhainleri ses çıkartacak gibi olsa da Pedro'ya duydukları saygıdan ötürü görüşmeler herhangi bir sorun çıkmadan sona erdi. Pedro ülkeyi küçük Kral Beşinci Afonso'nun 15. yaşına bastığında devralıp yönetebileceği bir şekle sokmuştu. Sonraki Bölüm : Diogo Gomes'in Rüyası https://en.wikipedia.org/wiki/Diogo_Gomes
06-12-2015, 20:10
Şimdilik tarihi karakterlerden ve onların özelliklerinden ilerliyoruz, hikayenin geri kalanında tamamen hayali kahramanlar yaratarak EU4 hikayesi de olsa hikayeye karakterler ve yaptıkları hareketler üzerinden yön vermeyi düşünüyorum.
20-12-2015, 15:28
Diogo Gomes'in Rüyası
Diogo Gomes, bir önceki Kralın kardeşlerinden Henrique'nin hizmetinde olan genç bir adamdı. Genç olmasına rağmen özellikle denizcilikte birçok eski kaptana taş çıkarırcasına marifetlere sahipti. Hayatının önemli bir kısmında riskli maceralara atılmaktansa güvenli işleri tercih etmiş, bu sebeple Henrique de Avis'in ticaret gemilerinin koruyuculuğunu üstlenmişti. Yine farklı bir limanda farklı bir kadınla geçirdiği gece sonrası Diogo huzurlu bir biçimde uykuya dalmıştı. Diogo Gomes rüyasında bembeyaz bir sahil ve turkuaz renginde tertemiz bir deniz görüyordu. Üstünde uçuşan daha önce hiç görmediği türde kuşların sesleri, yüzüne doğru esen sıcak rüzgar ve kıyıya vuran denizin çıkarttığı sesle yavaş yavaş kendine gelen Diogo, ayağa kalkıp etrafına baktı. Etrafta yerel halka dair hiçbir işaret göremeyen Diogo, su kaynağı bulmak için sahilden ayrılıp içerisinde olduğu adanın merkezine doğru yol almaya başladı. Daha derine indikçe etrafındaki ağaçlar sıklaşıyor, yürümek neredeyse imkansız hale geliyordu. Diogo'nun adımları gittikçe ağırlaşıyor, görüşü bulanıklaşıyordu. Artık bilinçsizce yürüyor, yürüdüğü yönde ne olduğuna dahi bakmıyordu. Yolun sonuna geldiğini düşünmeye başladığında Diogo'nun bulanık görüşü bir parlaklıkla eski haline geldi. Diogo bu zamana kadar böyle bir şey ne görmemişti, bulunduğu yamacın hemen altında binalar altından yapılma büyük bir şehir vardı. Şehiri kaplayan altın şehre uzaktan bakıldığında parlamasına sebep oluyordu. Gözlerine inanamayan Diogo, yorgun halde bu şehre doğru yamaçtan aşağıya doğru koşarak inmeye çalıştı. Aşağıya doğru koşarken dengesini kaybeden Diogo, bir süre yuvarlandıktan sonra önünde bulunan bir kaya parçasına çarptı.
Ani bir şekilde uyanan Diogo, elini başına götürdü. Gördüklerinin bir rüya olduğundan emin olduktan sonra düşünmeye başladı. Yapması gerektiği şeyi biliyordu, okyanusa açılmalı ve bu altından yapılma şehri bulup zengin olmalıydı. Sabah erkenden rüyasını Henrique'e anlatan Diogo, Kral Naibi Pedro'nun huzuruna çıkarak Portekiz'in keşif eylemlerinde hizmete hazır olduğunu bildirdi. Ülke hali hazırda ekonomik olarak sarsıntıdaydı ve askeri olarak kötü haldeydi. Böylesi bir ortamda Portekiz için de doğru olan şeyin yeni toprakların keşfi ve bu topraklardan faydalanılması olduğu aşikardı.
Krallığın en batıdaki toprakları Azor adalarıydı. Azor adaları kısa bir süre önce Portekizli kaşifler tarafından keşfedilmiş ve kolonileştirilmiş olsa da ülkeye katkısı yeterli seviyede değildi. Daha uzağa, daha ileriye gidip yeni keşifler yapılmalı ve Portekiz Krallığı tekrardan hayata tutundurulmalıydı.
Pedro'yu ikna edebilen Diogo, Pedro'nun tersanelere zincirlemeyi düşündüğü 3 gemiyi almayı başardı. Ancak yanında bulundurduğu erzak oldukça kısıtlıydı ve bu sebepten öncelikle daha güvenli sayılabilecek, daha önce birkaç kez gidilmiş Afrika kıtasının batı kıyısının keşfi ve haritasının çıkarılması göreviyle Diogo 13 Aralık 1444'te Lisboa limanından demir aldı.
|
|
Konuyu Okuyanlar: 2 Ziyaretçi